10 Aralık 2014 Çarşamba


SAFİYE BİNTİ HAYY HAYATI Medine'deki yahudilerden Nadiroğulları kabilesi reisi Huyevy bin Ahtab'ın kızıydı.
Asıl ismi Zeyneb idi. Arabistan'da reislere veye hükümdarlara düşen  ganimet hissesine "Safiyye" denildiği ve bu sebeple, Zeyneb de Hayber savaşında esir olarak Rasûlullah'ın hissesine düştüğü için bu isimle adlandırılmıştı. Babası Hazreti Peygamber’e karşı müşrik­lerle işbirliği görüşmeleri yapmış, bundan dolayı Medine'den uzak­laştırılmış, kabilesinin bir kısmıyla birlikte Hayber tarafına gitmiş, Ahzab savaşı  sırasında Kureyza oğullarını müslümanların aleyhine kışkırtmak için onların kalelerine gitmiş, akibeti de onlar gibi olmuş ve orada öldürülmüştü. Hazreti Safiyye'nin annesinin ismi Durra idi.
Savaş sonrası ganimet malları taksim edilir. Esirlerde bölüşülmek için toplanılır. O sırada sahabîlerden Dıhye el-Kelbî huzur-ı saadete arz edip:
“Bana bir cariye lazımdır, der.
Rasûlullah, esir kadınlar arasından istediğini  seçmesini  buyurur. O da Safiye’yi seçer. Safiyye, imtiyaz sahibi bir hanım olduğundan diğer sahabîler bu seçime itiraz ederek: ”Safiye Benî Nadir kavminin başkanının kızıdır. Böyle bir cariye ancak Zat-ı Risalet-penahîlerine yakışır” derler. Aleyhisselâtü vesselâm efendimiz de sahabîlerin bu fikrini kabul  buyurdular. Dıhye'ye de bir başka cariye verdiler, hem onu razı ettiler, hem de itirazlara meydan kalmadı. Rasûlullah, yahudiler ile bir anlaşma imzaladıktan sonra Safiyye'ye İslâm veYahu­dilik hakkında görüşlerini sordu.
"Ey Allah'ın Rasûlü! İslâm'ı arzu etmiş ve sen davet etmeden önce seni tasdik etmiştim. Babam da seni tasdik ederdi. Fakat ırkçılık onu götürdü. Ben Allah'tan başka ilâh olmadığına ve senin Allah'ın Rasûlü olduğuna kesinlikle inanıyorum." cevabını alınca Hazreti Safiyye'yi azad edip, onunda isteği üzerine kendilerine nikâhladılar.
Hayber’den ayrılışlarında Rasûlullah onu kendi develerine bindi­rirler ve kendi hırkalarını onun başına örterler. Bundan maksat hal­kın Hazreti Safiyyenin artık ezvac-ı mutahherattan olduğunu bilme­sidir. Medine’ye geldiklerinde kendilerine büyük bir ziyafet çektiler.
Hazreti Safiyye'nin güzelliğini  duyan ensar kadınları görmeğe gelirler. Hazreti Âişe de örtünüp  gelir. Kadınlar görüp  gittikten sonra Aleyhisselâtü vesselâm efendimiz Hazreti Âişe'ye yaklaşıp buyurdular:
”Nasıl, Âişe?”
Hazreti Âişe arz eder:
“Bir yahudi kızı.”
Zat Risalet penahîleri  buyururlar:
“Hayır Âişe, böyle deme, müslüman oldu ve iyi  müslüman.”
Hayber'in el-Kammus kalesi feth edilmiş. Hayber üzerinde İslâm bayrağı dalgalanmaya başlamıştı. Hazreti Safiyye amcazadesi ile bir­likte Hazreti Bilal radıyallahu anh maiyetinde huzur-ı saadete götü­rülüyordu. Yoldan geçerken, yahudilerin cesetlerinin bulunduğu yerden geçmek zorunda idiler. Gâyet nazik bir durum idi. Yanında bulunan hanım feryadü figanı kopardı. Toprakları başına savurmağa başladı. Fakat o metanetini muhafaza etti, hatta kocasının cesedinin yanından geçerkende çıtını çıkarmadı.
Bir ara cariyelerinden biri Hazreti Safiyye'yi Hazreti Ömer'e şikâ­yet ederek:
”Safiye'den yahudilik kokusu geliyor. Şimdi bile "Cumartesi" gü­nüne hürmet gösteriyor. Yahudilerle münasebetini kesmiyor.”
 Hazreti Ömer de meseleyi Hazreti Safiye'ye sorar. Hazreti Safiyye buyurur: ”Hak Teâlâ bana Cumartesi yerine Cuma’yı inâyet kıldık­tan sonra Cumartesi'ne hürmet göstermeme ne lüzum vardır. Bu bir tarafa dursun. Yahudilerle münasebetim olduğuna gelince, onlar be­nim akrabalarımdırlar, ben sılâ-i rahimi  nasıl keserim” dedi. Hazreti Safiyye bu olaydan sonra cariyesini azad eder.

Hazreti Safiyye İslâm halkasına girdikten sonra kendisine "yahudi" denmesine çok üzülürdü. Bir gün Rasûlullah evini teşrif eder, onu ağlarken bulur. Sebebini  sorduklarında, Hazreti Âişe ve Hazreti Zeyneb'in şöyle dediğini öğrenir:
“Bütün ezvac-ı-mutahherat arasında biz hepsinden daha imtiyaz­lıyız daha üstünüz. Biz Rasûlullahın yalnız karısı değil aynı zamanda amca çocuklarıyız” dediler
Aleyhisselâtü vesselâm efendimiz buyurdular:
“Niçin sen demedin ki, benim dedem Harun aleyhisselâma, am­cam Musa aleyhisselâm, kocam da Muhammed sallallahu aleyhisselâmdır. Böyle olunca siz benden nasıl üstün olabilirsiniz.”[1] Hazreti Safiyye radıyallahu anh hicrî 50 yılında vefat etmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder