26 Aralık 2014 Cuma

SELEME BİN EKVA RAN HAYATI 

Seleme İbni Ekva (R.a.) sayılı arap okçularından... Sahabe arasında şecaat ve cesareti ile şöhret kazanmış bir yiğit. Ok ve mızrak atışıyle, ata binişiyle usta bir süvari... Yaya olarak düşmanı takip eden piyadelerin kahramanı. O, hicretin 6. senesinden önce İslâm'la şereflendi. Çoluk çocuğunu Mekke'de bırakıp Medine'ye hicret etti. Rasûlullah (sav)'den aldığı nurla gönlünü yıkadı ve orada hiçbir şirk kalıntısı bırakmadı. İslam'a ihlasla sarıldı. Kahramanlıkda, cömertlikte, hayır işlerde yarışan bir cihad eri oldu. Seleme (R.a.) Medine'ye geldikten sonra bütün gazvelere katıldı. İlk önce Hudeybiye gazvesine iştirak etti. Bu gazvede cesaret ve secaatiyle kendini gösterdi. İslam tarihinde mühim bir yeri olan Rıdvan bey'ati de bu gazvede gerçekleşti. Seleme (R.a.), burada Efendimize iki defa bey'at etti. Bu tarihi hadise şöyle oldu:

Sevgili Peygamberimiz ve ashabı hicretin altıncı yılında Kabe'yi ziyaret maksadıyla yola çıkmıştı. Kureyş buna engel oldu. Rasul-i Ekrem (sav) efendimiz onlara, savaşmaya değil ziyarete geldiğini Umre yapmak istediklerini haber vermek üzere Osman İbni Affan (R.a.)'i gönderdi. Kureyşliler Osman (R.a.)'a: "İstersen sen beyti tavaf et fakat hepinizin girmesine yol yok" dediler. Hz. Osman (r.a.) da: "Rasûlullah (sav) tavaf etmedikçe ben tavaf edemem." dedi. Bunun üzerine Osman (R.a.)'ı tutuklayıp göz hapsine aldılar. Dönüşü gecikince ashab telaşa düştü. Bu arada onun öldürüldüğü haberi yayıldı. Bunun üzerine iki cihan Güneşi efendimiz: "O kavimle çarpışmadan gitmeyiz." buyurdu. Sahabeden ölünceye kadar savaşmak ve kaçmamak üzere bey'at aldı. Ashâb teker teker gelip bey'at ettiler. Seleme (R.a.) kendi bey'atını şöyle anlatıyor:

Ben Rasûlüllah'a ağacın altında bey'at ettim. Ölünceye kadar savaşmak ve kaçmamak üzere. Sonra bir kenara çekildim seyrediyordum, Bey'at edenler azalınca Rasûl-i Ekrem (sav) bana:

"Seleme! Sana ne oluyor da bey'at etmiyorsun?" dedi. Ben de:

"Ya Rasûlallâh bey'at ettim, dedim.

"Yine bey'at et!" buyurdu.

"Tekrar koştum bey'at ettim."

Bey'at tekrarı da sahabenin yaptığı icraatlardan bindir. Bey'atı tekrar etmeyi isteyen bizzat Rasülüllah (sav)'dır.

Muhtelif vesilelerle üç kere bey'at eden Seleme (R.a.) Rasûlüllah (sav) ile birlikte yedi gazveye katıldı. O, piyadelerin kahramanı idi. Nerde biri gözetlenecekse onu gözler, nerede biri takib edilecekse onu takib eder yakalardı. Rasul-i Ekrem (sav) efendimiz Hudeybiye dönüşünde kon­aklarken Seleme'ye gözcülük vazifesi vermişti.

O, ok ve mızrak atmakta da ustaydı. Onun savaş tekniği bu günkü ger­illa savaşlanndaki usûle benzerdi. Düşmanı kendisine saldırdığında onun önünden çekilir, düşman geri çekildiğinde veya dinlenmek üzere dur­duğunda süratle ona saldırırdı. O, bu usulle Zû Kared gazvesinde ve bazı seriyyelerde düşman kuvvetlerini tek başına püskürtmeyi başardı. Onun şecaat ve kahramanlığı Zû Kared gazvesinde daha bariz bir şekilde görüldü. Şöyle ki:

"Rasûl-i Ekrem (sav) efendimizin sağmal ve doğurmaları yaklaşmış yirmi devesi Gabe-Zû Kared mevkiinde otlatılıyordu. Burası Gatafan kabilesinin mıntıkası idi. Seleme (R.a.) sabahları erkenden, develerin süt­lerini efendimize getirmek üzere at ile buraya gelirdi. Birgün Gabe dağının eteklerine vardığında Abdurrahman İbni Avf (R.a.)'ın kölesi onu gördü ve koşarak yanma geldi. Çok heyecanlıydı. Kendisi anlatıyor: Ne oldu sana? dedim. O da: Rasülüllah (sav)'ın çobanı Zerr şehid edildi, develeri de götürüldü! dedi. Kim götürdü diye sordum. Gatafan oğulları dedi. Bu hadiseden çok müteessir oldum. Hiç vakit kaybetmeden, derhal Medine'ye haber ulaştırdım. Yardımcı kuvvet gönderilmesini istedim. Kendim de tek başıma Gatafanoğullarının peşini takib ettim. Süratle onlara yetiştim. Hemen yayıma ok yerleştirip onlara ok yağdırmaya başladım. Okları atarken de: "Ben Ekva'ın oğluyum! Bugün alçakların .öleceği gündür!" diyor onları oyalıyordum. Vallahi onlara, durmadan ok atıyor ve onlan öldürüyordum. Bana yönelip de öldürmediğim hiçbir atlı yoktu. Dağ yolu daraldı. Müşrikler  boğazın dar geçidindeyken ok yetişmez oldu. Dağın üzerine çıktım onlara tekrar atmaya başladım. Baskıncı müşrikler güneş batmadan önce Zû Kared denilen sulu bir vadiye saptılar. Çok susamışlardı. Su içmek istediler. Onları orada da tedirgin edip uzakîaştırdım. Bu arada Rasûlüllah (sav) sahâbeleriyle yetişti. Onlarla birlikte peşlerini takibe başladım.Yaya olarak tek başıma baskıncılara o kadar yaklaşmıştım ki; ashab ordusunu arkamda göremiyordum. Sabahdan akşama kadar kaçmaktan yorulan müşrikler beni arkalarında görünce çok şaşırdılar. Nihayet develeri bırakarak kaçmak zorunda kaldılar. İşte o gün Rasûl-i Ekrem (sav) efendimiz ashabına: "Süvarilerin en iyisi Ebu Katade, piyadelerin en hayırlısı Seleme İbni Ekva'dır" buyurdu.

Müslümanların askeri becerilerini gözetleyip takdir etmek, onları bu yönde teşvik etmek, müslümanların başındaki emirin görevidir. Seleme (R.a.)'ın kahramanlikları her gazvede görülürdü. Sakif ve Hevazin gazvelerinde bir adam İslâm ordugâhına gelmiş işbirliği yapmayı tekül" edi­yordu. Sonra sıvışıp gittiği anlaşıldı. Seleme onu takip elti ve yakalana­cağı sırada vuruşarak onu öldürdü. Devesini, silahım eşyasını alıp getirdi. Hadise Rasûl-i Ekrem efendimize arzedilince alınan ganimetlerin hep­sinin Seleme'ye ait olduğunu söyledi ve onu bu şekilde taltif buyurdu. O, Hz. Ebu Bekir (R.a..)'in başkanlığında Beni Kilab seriyyesinde de bulun­du. Tek başına yedi aileyi dağıtan Seleme (R.a.) çoluk-çocuk, kadın-erkek hepsini toplayıp esir alarak getirdi. Hz. Ebu Bekir (R.a.) kadın ve çocuk­ları niçin getirdin deyince müslüman esirlerin kurtarılması için dedi. Müşriklerle anlaşma yapıldı ve onlar da serbest bırakıldı.

O, cömertlikte de kahramandı. Allah için istendiğinde, olduğundan daha fazla verirdi. Halk onun bu özelliğini bildiği için; "Allah rızası için senden istiyorum." derdi. Seleme (R.a.) da "Allah rızası için istemeyen ne için ister ki?" diye onların gönüllerini hoş eylerdi. Tanımadıklarına bile ikramda bulunurdu. Kendisinden bir şey isteyen kimseyi reddetmezdi. Herkese de böyle öğüt verirdi.

Seleme İbni Ekva (r.a.) 77 hadis rivayet etti. Hz. Osman (R.a.)'m şehadetinden sonra Rebeze'ye yerleşti. Hicretin 74. yılında Medine'ye ziyaret için geldiğinde vefat etti ve sevgilisinin toprağına defnedildi. 'Rabbimizden şefaatlerini niyaz ederiz. Amin. [92]

Sahabe, Allah için sever, Allah için buğzeder, Allah için kötülüklerden nehyeder, Allah için iyilik işlemeye insanları teşvik eder, Allah için isteyene verir ve Allah için hareket edenin yanında yer alırdı. Sahabe fıkhı, bir manada hayatı bütünüyle Allah için kılmaktır. Daha doğrusu hayatı Allah için kılmanın bilgisidir. Sahabelerin sevgileri, buğzleri, infakları, emretmeleri ve nehyetmeleri bizim için birer örnektir.


[92] Sireti İbn-i Hişam; Hayatü's Sahâbe/M. Yusuf Kândehlevî; Hilyetü'l Evliya; El-İsabe Fi temyizi Sahâbe İbn-i Hacerü'l Askalani; Suverun Min Hayatü's  Sahâbe/Abdurrahman Refat el- Başa, Beyrut/ty

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder