HZ. MUHAMMED’İN ŞAKALARI
Cabir’in anlattığına göre, Hz. Muhammed, torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i sırtına bindirir, dört el üzerinde yürüyerek “Deveniz ne güzel deve, siz de ne iyi binicilersiniz” diyerek onları taşırdı.
Hz. Muhammed sahabeye şakalar yaptığı gibi sahabeler de ona zaman zaman şakalar yaptı. Örneğin Hz. Ömer…
Hz. Muhammed’i, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i iki omzuna oturtmuş halde görünce onlara; “Altınızdaki at ne kadar kıymetlidir?” diye şaka yapabilmişti.
Ve her ne kadar Hz. Ömer, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’e hitap etmişse de Hz. Muhammed; “Onlar da ne iyi binicidirler!” diye karşılık vermişti.
Evet, Hz. Muhammed kendisinin bineğe benzetilmesine kızmamış, hatta esprili olarak cevap bile vermişti. (Söz geldi, yazayım; asık suratlı, ciddi görünümü olan ve “çok gülenin heybeti azalır, çok şaka yapan hafife alınır” diyen Hz. Ömer şaka yapmayı severdi. Bir gün Hz. Ömer önemsemeden namaz kılan bir bedeviye baktı. Be-devi namazı bitirdiğinde duasında: “Ey Allah’ım! Beni hurilerle evlendir” deyince, Hz. Ömer; “Be adam! Parayı ödemedin, ancak dünür olduğun kadının daha kıymetlisine talip oldun” dedi.
Sahabe (Ashab-ı Kiram) hakkında Bekb. Abdullah el-Müzeni şöyle yazdı: “Hz. Peygamber’in ashabı, birbirlerine karpuz atarak şakalaşırlardı…”)
Hz. Muhammed, eşi Hz. Ayşe’nin yaptığı tüm şakaları hoşgörüyle karşılardı…
Hz. Muhammed’in isimlerin sonunda hoş değişiklikler yaparak mizah yaptığı biliniyor. Çocukluğundan beri yanında bulunan Enes’e, on yaşından itibaren, “yaze’l-uzuneyn” (iki kulaklı) diyerek şaka yapardı.
Hz. Muhammed yine Hz. Hasan’ı “yaramaz, haylaz” diye çağırırdı.
Şakaları kendi kültürü içinde değerlendirmek gerekir. Herkes her espriye gülmeyebilir. Hatta hoşuna bile gitmeyebilir. Bu nedenle Hz. Muhammed’in yaptığı şakaları bu bakış açısıyla değerlendirmek gerekir. Birkaç örnek vermek gerekirse…
Hz. Muhammed, horoz kurban etmek isteyen müezzin Bilal-i Habeşi’- ye “Bir müezzin diğer müezzini kurban eder mi?” diye şaka yapmıştı.
Enceşe isminde bir sahabe, Veda Haccı dönüşünde Hz. Muhammed’in hanımlarını taşıyan develeri sürüyordu. Bağırarak söylediği şarkılar develeri coşturunca, Hz. Muhammed, hanımların nazik olduklarını ve incinebileceklerini ima suretiyle şu espriyi yaptı:
“Ey Enceşe; yavaş sür billurları kırmayasın.”
Bir şaka daha yazayım…
Ensarlı bir ihtiyar kadın, cennete girmek için Hz. Muhammed’den dua etmesini istedi. Hz. Muhammed, “Sen bilmiyor musun, ihtiyarlar cennete girmez” deyince, kadın üzüntüsünden ağlamaklı oldu. Hz. Muhammed gülümseyerek, “Sen hiç ‘Onları (kadınları) bakire, eşlerine düşkün ve hepsini aynı yaşta kılmışızdır’ ayetini okumadın mı?” dedi.
Hz. Muhammed kadının ihtiyar haliyle değil, genç bir kız olarak cennete gireceğini şakayla bildirmişti.
Son bir şakasıyla bu bölüme nokta koyayım:
Hz. Muhammed, bir gün kendisini bir deveye bindirmesini isteyen bir sahabeye “Seni deve yavrusuna bindireyim” dedi. Sahabe şaşırdı. Hz. Muhammed şakasına açıklık getirdi: “Bütün develer, bir ana devenin yavrusu değil midir?”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder