GECE VE GÜNDÜZ OKUNACAK DUALAR |
Uykadan Uyanınca Okunacak Dualar Elbise Giyilirken Okunacak Dualar Yeni Bir Elbise, Ayakkabı Ve Benzeri Bir Şey Giyen Kimsenin Okuyacağı Dualar Arkadaşının Üzerinde Yeni Bir Elbise Gören Kimsenin Okuyacağı Dualar Elbise, Ve Ayakkabı Giyme Ve Çıkarma Şekilleri Yıkanmak, Uyumak Yahud Bunlara Benzerişler İçin Elbisesini Çıkaran Kimsenin Okuyacağı Dualar Evden Çıkarken Okunacak Dualar Eve Girerken Okunacak Dualar Gece Uykusundan Uyanıp Evinden Çıkan Kimsenin Okuyacağı Dualar Tuvalete Girerken Okunacak Dualar Helada Konuşmak Ve Zikretmek Yasaktır Abdest Bozmak İçin Oturana Selam Verilmemesi Tuvaletten Çıkarken Okunacak Dualar Abdest Alırken Okunacak Dualar Abdesti Tamamladıktan Sonra Okunacak Dualar Abdest Azalarını Yıkarken Okunacak Dualar Gusül Ederken Okunacak Dualar Teyemmüm Yaparken Okunacak Dualar Mescide (Camiye) Gitmek İçin Evinden Çıkan Kimsenin Okuyacağı Dualar Mescide Girerken Ve Oradan Çıkarken Okunacak Dualar Mescidde Okunacak Dualar. Mescid İçinde Yitiğini Bağırarak Arayan Yahut Satış Yapan Kimsenin İşini HoşGörmemek Ve Beddua Etmek. İçinde Ne İslâmı Öven, Ne Takvayı Öğreten, Nede Ahlakın Güzelliklerine Teşvik Eden Sözbulunmayan Bir Şiir; Mescidde Okuyan Kimseye Beddua Edilmesi GECE VE GUNDUZ OKUNACAK DUALAR Uykadan Uyanınca Okunacak Dualar 35-Muhaddis iki İmam Buharı ve Müslim´in Sahîh´lerinde, (Allah kendilerinden razı olsun) bize rivayet edildiğine göre Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz uyuduğu zaman, Şeytan onun ensesinde üç düğüm bağlar, her düpümü yerinde sağlamlaştırarak der ki, gecen uzun olsun, uyu... Eğer insan uyanır da (Hangi zikirle olursa olsun) Allah´ı zikrederse bir düğüm çözülür. Eğer abdest alırsa, bir düğüm daha çözülür. Eğer namaz kılarsa, bütün düğümleri çözülür ve gönlü hoş neş´eli olarak sabahlar. Böyle (uyanınca zikir, abdest, namaz) yapmazsa, gönlü berbat, sıkıntılı ve tenbel olarak sabahlar."[1] 36) Huzeyfe b. Yeman´dan (Radıyallahu anhüma) ve Ebû Zerr´den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine şöyle demişlerdir: "Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, yatağına girdiği zaman: "Bismîkeîlâhümme ehyâ ve emûtü (Allah´ımı Senin adınla dirilirim ve ölürüm) derdi. Uyandığı zaman da: Elhamdü lillâhillezî ehyânâ ba´de mâ emâtenâ ve ileyhinnüşûr (Bizi öldürdükten sonra) bizi dirilten Allah´a hamd olsun; (Kıyamette) dirildikten sonra varış O´nadır) derdi,,[2] 37- Ebû Hüreyre´den (Radıyallahü Ânh) rivayet edildiğine göre Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz uykudan uyanınca şöyle desin: Elhamdü lillahillezi redde aleyye ruhî ve âfânî fî cesedi veezine îî bi-zikrihi (Hamd, O Allah´a olsun ki, ruhumu bana iade etti, bedenimde bana afiyet verdi ve kendisini zikretmek için bana izin verdi)"[3] 38- Hazreti Aişe´den (Radıyallahü Anha) Peygamber Sallalîahu Aleyhi ve Sellem´in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "(Allah (c.c), Hangi kulun ruhunu geri verir (onu salimen uykudan uyandırır) de, o vakit (kul) şunları söylerse, günahları deniz köpüğü kadar olsa bile Allah Teâlâ onun günahlarını bağışlar: Lâ ilahe illallahu vahdehu lâ şerikelehu, lehü´l-mülküveiehü´l-hamdü ve hüve ala külli şey´in kadîr. (Allah´dan başka İlâh yoktur, yalnız O vardır. O´nun ortağı yoktur. O´nundur mülk ve O´nundur hamd, O her şeye kadîrdir."[4] 39- Ebû Hüreyre´den (Radıyallahü Anh) bize rivayet edildiğine göre Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Hangi bir adam uykusundan uyanır da: Elhamdü lillâhillen halekannevme velyakazete, elhamdü lillâhillezî be-asenî salimen seviyyen. Eşhedü enneÜâhe yuhyilmevtâ ve hüve ala külli şey´in kadîr, (Uyku ve uyanıklığı yaratan Allah´a hamd olsun. Beni selâmet içinde ve dimdik uyandıran Allah´a hamd olsun. Allah´ın ölüleri dirilteceğine ve her şeye muktedir olduğuna şahitlik ederim.) derse; Allah Tealâ: Kulum doğru söyledi, der."[5] 40- Hazreti Aişe´den (Radıyallahü Anha) rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: "Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem gece uykudan uyanınca on defa tekbir getirirdi (Allâhü Ekber - Allah en büyüktür, derdi, on defa hamd ederdi (Elhamdü liliâh - Hamd Allah´a mahsustur, derdi), on defa (Sübhânellahi ve bihamdihî- Allah´a hamd ederek O´nu noksanlıklardan tenzih ederim), on defa (Sübhânelkuddûsi - Yüce Allah noksanlıklardan münezzehtir), derdi. On defa istiğfar ederdi (Estağfirullâh - Allahdan mağfiret dilerim, derdi). On defa Tehlîl getirirdi (Lâ ilahe illallah - Allah´dan başka İlâh yoktur, derdi). Sonra on defa şöyle buyururdu: (Allâhümme innî eûzü bike min dîkı ´d-dünyâ ve dîkı yevmi´1-kıyâmeti - Allah´ım! Dünyanın darlığından ve kıyamet gününün darlığından sana sığınının), derdi. Sonra namaza başlardı."[6] 41- Yine Hazreti Aişe´den (Radıyallahü Anha) rivayet edildiğine göre, o şöyle demişti: "Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, geceden uyandığı zaman şöyle derdi: Lâ ilahe illâ ente sübhâneke. Allâhümme estağfiruke lizenbî ve es´e-lüke rahmeteke. Allâhümme zidnîilmen ve lâ tüziğ kalbî ba´de iz hedey-tenî ve heb lî min ledünke rahmeten inneke ente´l-vehhâb (Senden başka İlâh yoktur, Seni noksanlıklardan tenzih ederim. Allah´ım, günâhım için senden mağfiret dilerim ve Senden rahmetini isterim. Allah´ım bana ilim ziyâde et ve bana hidâyet verdikten sonra kalbimi kaydırma. Yüce katından bana rahmet ihsan et. Muhakkak ki sen, çok bağış yapansın)"[7] Elbise Giyilirken Okunacak Dualar Elbise giyerken "Bismillah´´ demek müstahab olduğu gibi, bütün (hayırlı) işlerde de besmele getirmek müstahabdır. 42- Ebû Sa´îd El-Hudrî´den (Radiyallahu Anh) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: "Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir gömlek, bir hırka (cüb-be) yahud bir sarık gibi bir elbise giydiği zaman şöyle duâ ederdi: "Allâhümme innîes´elükemin hayrihîvehayrimâ hüveleh, ve eûzü bike min şerrihî ve şerri mâ hüve İehû" (Allah´ım! Bu elbisenin h ayırım ve içinde yapılan şeyin hayırlı olanını Senden isterim; ve bunun (verebileceği gurur-kibir gibi) kötülüğünden ve altında yapılan günâhın şerrinden Sana sığınırım)´´[8] 43- Muaz b.Enesden (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Re-sûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Kim yeni bir elbise giyer de: "Elhamdü lilîâhilîezî kesânî hazâ ve rezekânihî min gayri havlin min-nî ve lâ kuvvetin" (O Allah´a hamd olsun ki, benden bir kudret ve kuvvet olmaksızın bu elbiseyi bana giydirdi ve bunu bana nzik olarak verdi) derse, Allah onun geçmiş günahlarını (kul hakkına ait olmayan küçük günahlarını)bağışlar."[9] Yeni Bir Elbise, Ayakkabı Ve Benzeri Bir Şey Giyen Kimsenin Okuyacağı Dualar (Bundan önceki kaydettiğimiz duaları söylemek müstahabdır) 44- Ebû Saîd EI-Hudrî´den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre; şöyle demiştir: "ResûlüIIah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, yeni bir elbise edindiği zaman, sarık olsun, gömlek olsun, hırka olsun, onun cinsini adlandırır (bu yün hırkadır yahud bu keten sarıktır, bu pamuk gömlektir, der) sonra şöyle buyururdu: "Allâhümmeleke´I-hamdüentekesevtenîhi, es´elükehayrehû vehayre ma sunia İehû ye eûzü bike min şerrihî ve şerri ma sunia İehû" (Allah´ım hamd Sana mahustur, Sen bunu bana giydirdin, bunun hayrım ve kendisinde yapılan hayri Senden isterim. Bunun şerrinden (vereceği gurur ve kibirden) ve onunla yapılacak kötülükten de Sana sığınırım)"[10] 45- Hazreti Ömer´den (Radıyalîahu Anh) rivayet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem´den işittim: "Kim yeni bir elbise giyer de: Elhamdü lilîâhilîezî kesânî mâ uvârî bihî avretî ve etecemmelü bihî fî hayatî (O Allah´a hamd olsun kî, avretimi ve hayatımda kendisi ile güzelleşe-ceğim elbiseyi bana giydirdi) derse, sonra da eskitmiş olduğu elbiseyi niyetlenerek onu sadaka olarak verirse, hem hayatta, hem ölü iken o kimse Azîz ve yüce Allah´ın yolunda bulunur, himayesinde ve yolunda olur."[11] Arkadaşının Üzerinde Yeni Bir Elbise Gören Kimsenin Okuyacağı Dualar 46- Ümmü Halid´den (Radıyallahu Anha) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir. "Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem´e elbiseler getirildi. Bunların içinde ipekten veya yünden yapılmış nakışlı siyah bir giysi vardı. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: - Bu giysiyi giydireceğimiz hangi hanımı (uygun) görüyorsunuz (Ce-vab vermeyip orada bulunan) insanlar sustular. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v): - Beni Halid´in annesine (Ümmü Halid´e) götürün, Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana getirildi ve o giysiyi eli ile bana giydirdi ve iki defa: EBLÎ VE AHLİKÎ (Eskit ve yıprat) buyurdu. "[12] 47- İbni Ömer´den (Radıyallahu Anhüma) rivayet edildiğine göre, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazreti Ömer´in (Radıyallahu Anh) üzerinde bir elbise gördü ve şöyle buyurdu: - Bu elbise yeni midir, yoksa yıkanmış mıdır Hazreti Ömer cevab verdi: - Yıkanmıştır. Bunun üzerine Hazreti Peygamber (s.a.v.): "îlbes cedîden ve iş hamiden ve mut saîden (Yeni olarak giy, hamdederek yaşa ve mutlu şehîd olarak öl) dedi."[13] Elbise, Ve Ayakkabı Giyme Ve Çıkarma Şekilleri Elbise, ayakkabı, don ve benzerleri olan giysileri giymekte sağ kollardan ve sağ paçalardan işe başlamak ve önce solu, sonra sağı çıkarmak müsta-habdır. Göze sürme çekmek, misvak (özel dış fırçası) kullanmak, tırnakları kesmek, bıyıkları kısaltmak, koltuk altını yolmak, başı traş etmek, namazdan çıkışta selâm vermek, mescide girmek, heladan çıkmak, ab-dest almak, gusletmek, yemek-içrnek, musafaha etmek, Hacer-i Esved´e d sürmek, bir insandan bir şey almak ve ona vermek ve bunlara benzer işleri yapmak da sağ (el veya ayak) ile olur. Bu işlerin zıddı da sol ile yapılır. 48- Hazreti Aişe´nin (Radıyallahu Anha) şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem´in bütün işlerinde -temizlenmesinde ve taranmasında- sağ ile iş yapmak onun hoşuna giderdi:"[14] 49- Hazreti Aişe´den (Radıyallahu Anha) sahih bir isnadla rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: "Resûlüllah Sallallahu aleyhi ve Sellem´in sağ eli, temiz işleri ve yemeği içindi. Sol eli de, istincası (tuvalet temizliği) ve bedene eziyet veren (sümkürmek gibi) şeyler içindi."[15] 50- Hazreti Hafsa´dan (Radıyallahu Anha) rivayet edilmiştir ki: "Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, sağ elini yemesi, içmesi ve giyinmesi için kullanırdı: sol elini de bunlardan başka şeyler için kullanırdı."[16] 51- Ebû Hüreyre´den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Elbise giydiğiniz zaman, abdest aldığınız zaman sağlarınızla işe baş-laymız."[17] Bu konuda çok hadisler vardır; Daha doğrusunu Allah (c.c) bilir. Yıkanmak, Uyumak Yahud Bunlara Benzerişler İçin Elbisesini Çıkaran Kimsenin Okuyacağı Dualar 52- Enes´den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah Saüaliahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Müslüman kişinin elbisesini çıkarmak istediği zaman, Cinlerin gözleri arasında ve insano-ğullannın avretleri arasında engel olan perde, şöyle demesidir. Bismillâhillezî îâ ilahe illâ hû (Kendisinden başka hiç bir ilâh olmayan Allah´ın ismi ile (elbisemi çıkarmaya) başlarım."[18] Evden Çıkarken Okunacak Dualar 53- (Adı Hind olan müminlerin annesi) Ümmü Seleme´den (Radıyallahu Anha) rivayet edilmiştir: "Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem evinden çıktığı zaman şöyle derdi: Bismillâhi tevekkeltü ahîlâhi. Allahümme innî cüzü bike en edılleev udalle ev ezille ev uzelle ev ezlime ev uzleme ev echeîe ev yüchele aleyye (Allah´ın adıyla (çıkarım), Allah´a tevekkül ettim. Allah´ım sığınırım Sana, hakdan sapmamdan yahud saptırılmamdan, ayağımın kaymasından ya Ihı d kaydırılmasından, zulmetmemden yahud zulmedilmemden, bilmememden yahud bana bilgisizlik isnad edilmekten."[19] Ebû Davud´un rivayetinde, (Ümmü Seleme Radıyallahu Anha´dan Hadîsi şerifin başı şöyle) nakledilir: "Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem benim evimden her çıkışında, gözünü göğe doğru kaldırıp dua ederdi: Allah´ım, ben Sana sığınırım...." Başkasının rivayetinde de: "Evinden çıktığı zaman şu duayı edirdi...." şeklinde başlayarak anlatılan duayı yapardı. Daha doğrusunu Allah bilir. 54- Enes´den (Radiyaîlahu Anh) rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Kim evinden çıktığı zaman: "Bismillâhi tevekkeltü alellâhi ve Iâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh" (Allah´a tevekkül edip Allah´ın adıyla çıkarım. İbâdete güç yetirmek ve günahlardan korunmak ancak Allah´ın kuvvet ve kudreti iledir), derse; (Melek tarafından) ona şöyle söylenir: Her kederden emin kılındın, muhafaza altına alındın ve doğru yola iletildin. Ayrıca şeytanlar ondan uzaklaşır."[20] Ebü Davud da rivayetinde şunu ilâve etmiştir: "Bir şeytan diğer şeytana der ki: Hidayete iletilen, her kederden emin kılman ve muhafaza altına alman bir adamla nasıl uğraşacaksın (onu nasıl kaydıracaksın) " 55- Ebû Hüreyre´den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre demiştir ki peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem evinden çıktığı zaman şöyle buyururdu: "Bismillâhi, ettükiânü alellâhi, lâ havle ve lâ kuvvete illâ. billahi (Allah´ın adıyla (çıkıyorum), tevekkül Allah´adır. İbâdete güç yetirmek ve günahlardan korunmak ancak Allah´ın kudret ve kuvveti iledir"[21] Eve Girerken Okunacak Dualar Evde insan bulunsun veya bulunmasın, içeri girildiği zaman BÎSMİLLÂH demek ve Allah Teaiâ´yi çok zikretmek ve selâm vermek müstahab-dır; çünkü Allah Tealâ şöyle buyurmuştur): "Evlere girdiğiniz zaman, Allah katından tespit edilmiş bereketli ve çok hoş sağlık dileyişi ile kendinizden olanlara selâm verin (evdeki mü´min-lere yahud evde kimse yoksa: Esselâmu Aleyna, diyerek kendinize selâm verin)."[22] 56- Enes´den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Enes (Radıyallahu Anh) demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana şöyle dedi: "Yavrum! Ailenin yanma girince selâm ver; çünkü bu, hem sana, hem de ev halkına bereket olur."[23] 57- Ebû Malik El-Eş´arî´den (Radıyallahu Anh) rivayet edilmiştir. (Ebû Malik´in adı El-Haris´dir. Ubeyde, Kâ´b, Amr olduğu da söylenmiştir.) Ebû Malik demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "İnsan evine girdiği zaman şöyle söylesin: "Allâhümme innîes´elüke hayre´l-mevleci ve hayre´I-mahreci, BismiM-hi velecnâ ve bismillâhi harecnâ ev aîellâhi rabbinâ tevekkelnâ. (Allah´ım! Ben, girilen yerin hayırlısını ve çıkılan yerin de hayırlısını Senden isterim. Allah´ın adıyla girdik ve Allah´ın adıyla çıktık, Rabbimiz olan Allah´a tevekkül ettik. Sonra ailesine selâm versin. "Esselâmu aleyküm desin)[24] 58- Ebû Ümame El-Bahilîden rivayet edilmiştir. (Bunun adı, Sudeyy b. Aclân´dır.) Demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur. "Üç kimse vardır ki, bunların hepsi Azız ve Yüce olan Allah´ın teminatı altındadır: a) Azîz ve Yüce olan Allah yolunda savaş için çıkan bir adam: bu kimse Azîz ve yüce Allah´ın teminatı altındadır, tâ onu öldürüp de cennete koyun-caya yahud da kazandığı sevab ve ganimetle (evine) onu döndürünceye kadar.. b) (Namaz kılmak için) mescide giden bir adam; bu kimse, Allah Tea-lâ´nın teminatı altındadır, tâ onu öldürüp cennete koyuncaya yahud elde ettiği sevab ve mükâfatla onu eve döndürünceye kadar.. c) Evine" selâm vererek giren bir adam, bu da, noksanlıklardan münezzeh olan Allah Teâlâ´nın himaye ve teminatı altındadır. "[25] Geniş manası ile bu üç kimse, Allah´ın gözetim ve muhafazası altında bulunurlar. Bu ne büyük bir ihsandır!.. Allah´ım, bize bu rızkı ver. 59- Cabir b.Abdullah´dan (Radiyallahu Anhüma) rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem´in şöyle buyurduğunu işittim: "İnsan evine girerken ve yemek yerken Allah Teâlâ´yı anarsa, şeytan (arkadaşlarına) şöyle der: (Burada) size gecelemek yok, aş yok... Fakat adam evine girerken Allah Teâlâ´yi anmazsa, Şeytan şöyle der: (Arkadaşlar), gecelemek imkânına kavuştunuz. Yemeği zamanında Allah Tealâyi anmazsa, Şeytan şöyle der: Geceleme yerine ve aşa kavuştunuz. "[26] 60- Abdullah b. Amr b. El-As (Radıyallahu Anhüma) rivayetinde demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem gündüz evine döndüğü zaman şöyle derdi: "Elhamdü lillâhilîezîkefânî ve âvânî, ve´1-hamdü îiîiâhilîezîet´amenî ve sekânî, ve´1-hamdü Îiîiâhilîezî menne aleyye, es´eîüke en tücîrenî minen-nâr. (Beni barındıran ve himaye eden Allah´a hamd olsun. Beni yediren ve içiren Allah´a hamd olsun, bana ihsan eden Allah´a hamd olsun. Ateşten beni korumanı Senden istiyorum)."[27] 61- Malik´in Muvatta´ından rivayet edildiğine göre, içinde insan bulunmayan bir eve girildiği zaman şöyle demek müstahabdır: "Esselâmü aleynâ ve ala ibâdillâhissâlihîn . (Selâm bize ve Allah´ın sâlih kullan üzerine olsun). Gece Uykusundan Uyanıp Evinden Çıkan Kimsenin Okuyacağı Dualar İnsan geceleyin uyanıp evinden çıktığı zaman, göğe bakarak Âl-i îmrân Sûresi´nin 190. âyetinden sonuna kadar okuması müstehabdır: (Gerçekten göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde akıl sahipleri için (Allah´ın kudret ve azametine delâlet eden) çok büyük alâmetler var...)"[28] 62- Buharî ve Müslim´de, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem´in böyle yaptığı sabittir; ancak "göğe bakmak" hususu, Buharî´nin Sahîh´in-de vardır, Müslim´de yoktur. 63- Ibni Abbas´dan (Radıyallahu Anhüma) sabit olmuştur ki, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem geceleyin kalkıp teheccüd namazı kılacağı zaman şöyle derdi "Allâhümme rabbenâ îeke´l-hamdü, ente kayyimussemâvâti ve´l-arzı ve men fîhmne, ve Îeke´l-hamdü, leke mülkü´s-semâvâti ve´1-arzı ve men fîhinne, ve leke´l-hamdü ente nûrussemâvâti ve´1-arzı ve men fîhmne ve îeke´l-hamdü ente´l-hakku veva´düke´l-hakku, ve likâuke hakkun, vekav-lüke hakkun, ve´1-cennetü hakkun, vennâru hakkun, ve Muhammedün hak-kun, vessâatü hakkun, alîâhümme leke esîemtü ve bike âmentü ve aleyke tevekkeltü ve lleyke enebtü, ve bike hâsamtü, ve ileyke hâkemtü, fağfirlî mâkaddemtü vemâahhartü vemâesrertü vemâa´lentü, ente´l-mukaddimu ve ente´l-muehhiru, lâ ilahe illâ ente. (Allah´ım! Hamd, Sana mahsustur. Sen göklerin, yerin ve onlarda olanların idarecisisin. Hamd, Sana mahsustur. Göklerin ve yerin ve onlarda olanların mülkü Senindir. Hamd, Sana mahsustur. Sen göklerin ve yerin ve onlarda olanların nurusun. Hamd, Sana mahsustur. Sen haksin, va´dın haktır, Sana kavuşmak haktır, sözün haktır, Cennet haktır, Cehennem haktır, Muhammed haktır, Kıyamet haktır, Ya Rab! Sana teslim oldum, Sana îman ettim, Sana tevekkül ettim, (ibâdet ve tevbe ile) Sana döndüm. Senin delillerinle, düşmanlarım yere serdim. Senin hükmüne razı oldum. Yapmış olduğum ve geriye bıraktığım (ölümden sonra da devam edecek) günahlarımı bağışla. Gizliden yaptığım ve alenen yaptığım günahları da bağışla. Sen her şeyin evveli ve her şeyin sonusun (varlığın ezelî ve ebedîdir). Senden başka hiç bir İlâh yoktur."[29] Bazı raviler, bu duaya "VE LÂ HAVLE VE LÂ KUVVETE ÎLLÂ BİLLÂH" sözünü de eklemişlerdir. Tuvalete Girerken Okunacak Dualar 64- Enes´den (Radıyallahu Anh) sabit olmuştur ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Helaya gireceği zaman şöyle söylerdi: "Allâhümme innî eûzü bike minelhubsi ve´1-habâisi" (Allah´ım! Şeytandan ve zararlı şeylerden sana sığınırım)."[30] 65- Buharı ve Müslim´in Sahihlerinden başka yerde, (yukarda geçen hadîs) şöyle rivayet edilmiştir: "Bismillâhi alîâhümme innî eûzü bike mine´Uhubsi ve´1-habâisi´.´ (Bismillah, Allah´ım, Şeytandan ve zararlı şeylerden Sana sığı- nınm)."[31] 66- Hazreti Ali´den (Radıyallahu Anh) bize rivayet edildiğine göre, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "İnsan helaya girdiği zaman, cinlerin gözleri ile insanoğullanmn avret yerleri arasında perde: BİSMİLLAH, demektir."[32] Bu hadîsi Tirmizî rivayet etmiştir ve demiştir ki, bunun isnadı kuvvetli değildir. Biz daha önce kitabımızın önsözünde faziletle ilgili işlerde zayıf hadîslerle amel etmenin caiz olduğunu söylemiştik Alimlerimiz de demişlerdir ki, insan ister binalar içinde bulunsun, ister açık sahrada olsun, bu zikri yapmak müstahabdır. Yine alimlerimiz (Allah onlara rahmet etsin) demişlerdir ki, önce: "BİSMİLLAH" sonra: "´Allâhümme innî eûzü bike mine´l-hubsi ve´1-habâisi" demek müsta- habdır. 67-İbni Ömer´den (Radıyallahu Anhüma) rivayet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, helaya girerken şöyle derdi "Alîâhümme innî eûzü bike minerricsi´nnecisi, el habîsi´l-muhbisi, eşşeytânirracîmi.´´ (Allah´ım, ben pisleten pislikten, zarar verenin /uranından, kovulmuş olan şeytandan Sana sığınırın)."[33] Helada Konuşmak Ve Zikretmek Yasaktır Bütün zikir çeşitleri ile her türlü konuşma, helada ihtiyaç giderme esnasında mekruhtur. İnsan ister binalar dahilinde, ister açıkta sahralarda bulunsun, hüküm değişmez. Ancak zaruret gereği olarak konuşulabilir. Bu hususta alimlerimizden bazısı demiştir ki, insan aksırdiğı zaman bu halde iken Allah Tealâ´ya hamd getirmez, aksırana da "Yerhamükellah" demez, selâmı almaz, ezan okuyan müezzine icabet etmez (sözlerini tekrarlamaz). Selâm veren, verdiği selâmla yetinir ve helâdakinden karşılık almaya hak kazanmaz. Burada bütün sözler tenzihen mukruhtur, haram değildir. Eğer aksırır da kalbi ile Allah Tealâ´ya hamd ederse ve dilini dep-retmezse, bunda bir sakınca yoktur. Cima halinde de insan yine böyle davranır. 68- İbni Ömer´den (Radıyallahu Anhüma) rivayet edildiğine göre demiştir ki, "Peygamber Sallallahu Aleyhi ve sellem idrarını yaparken ona bir adam tesadüf etti de selâm verdi. Peygamber onun selâmına mukabele etmedi."[34] 69- Muhacir b.Kunfüz´den (Radiyallahu Anh) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: "Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem idrarını yaparken yanına varmış oldum da ona selâm verdim, abdest alıncaya kadar benim selâmıma mukabele etmedi. Sonra benden özür dileyerek şöyle buyurdu: O durumda Allah´ın adını anmayı hoş görmedim, ancak taharet veya temizlik halinde söylenmesini istedim, "[35] Abdest Bozmak İçin Oturana Selam Verilmemesi Alimlerimiz demişlerdir ki, buna selâm verilmesi mekruhtur. Eğer selâm veren olursa, cevab almaya hak kazanmaz; çünkü bu hususta îbni Ömer ve El-Muhacir´in rivayet ettikleri hadîs geçmiştir. Tuvaletten Çıkarken Okunacak Dualar Tuvaletten çıkan Şöyle söyler: Ğufrâneke, elhamdü HHâhillezî ezhebe annî el-eza ve âfânî" (Allah´ım) Senin mağfiretini dilerim. Benden eziyeti gideren ve bana afiyet veren Allah´a hamd olsun."[36] 70- Ebû Davud ve Tirmizi´nin sünenlerinde sahîh hadîs olarak sabittir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem (heladan çıktığı zaman) "ĞUFRÂNEKE (Senin mağfiretini dilerim)." söylerdi. Hadisin geri kalan kısmını Nese´î ve îbni Mace rivayet etmişlerdir. 71- İbni Ömer´den (Radıyallahu Anhüma) rivayet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüliah Sailallahu Aleyhi ve Sellem helâden çıktığı zaman şöyle buyururdu: "Elhamdü lillâhillezî ezâkanî lezzetehû ve ebkâ fiyye kuvvetehû ve defea annî ezâhu (Nimetin lezzetini bana taddıran, onun kuvvetini bende bırakıp eziyetini benden gideren Allah´a hamd olsun)[37] Abdest Alırken Okunacak Dualar Abdest almak için su kabına suyu dökmek veya kuyudan abdest suyu çekmek istendiği zaman "BÎSMÎLLÂH" demek müstahabdir. Abdestin başında ´ ´Bismillâhirrahmânirrahîm (Rahman ve Rahîm olan Allah´ın adıyla başlarım)." demek müstahabdir. Eğer yalnız "BİSMİLLAH" denirsede kâfi gelir. Âlimlerimiz demişlerdir ki, eğer bir kimse abdestin başında besmele getirmeyi terkederse, abdest arasında onu söyler. Fakat abdesti tamamlayıncaya kadar terk etmiş olursa, besmele yerini geçirmiş sayılır, onun için besmele getirmez, ancak abdesti yine sahîh olur; ister kasden, ister sehven terk etmiş olsun... Bu görüş, bizim mezhebimizin ve alimler çoğunluğunun mezhebidir. Abdest alma sırasında besmele getirilmeyeceğine dair zayıf hadîsler nakledilmiştir. Ahmed b.Hanbel´den sabit olduğuna göre, demiştir ki, Abdest almada besmele getirilmesine dair sabit olmuş bir hadîs bilmiyorum. 72- Ebû Hüreyre (Radıyallahu Anh) Hazretlerinin Peygamber SallalIahu Aleyhi ve Sellem´den rivayet ettiği şu hadîs, bu cümledendir: "Allah adını anmayan (Besmele getirmeyen) kimse için abdest yoktur."[38] Âlimlerimizden biri olan Şeyh Ebu´1-Feth Nasru´l-Makdisî El-Zahid demiştir ki, abdestin başında besmele getirdikten sonra: Eşhedü En Lâ îlâhe İllallâhu Vah Vahdehû Lâ Şerîke Leh. Ve Eşhedü Enne Muhammeden Abduhû ve Resûîühu. (Allah´dan başka İlâh olmadığına yalnız O var olduğuna ve O´nun ortağı bulunmadığına şâhidlik ederim. Yine şâhidlik ederim ki, Muhammed O´nun kuludur ve Peygamberidir) demek müstehap-tır." Şeyh Ebû´l-Feth´in söylediği budur; böyle söylemekte bir sakınca yoktur; fakat sünnet olma bakımından bunun aslı da yoktur. Âlimlerimizden ve başkalarından da bunu söyleyen hiç bir kimseyi bilmiyoruz. Daha doğrusunu Allah bilir. Abdesti Tamamladıktan Sonra Okunacak Dualar "Eşhedü en lâ ilahe illâîlâhu vahdehû lâ şerîke lehu ve eşhedü enne Muhammeden abduhû verasûlühu. Alîâhümme´c-aîmminettevvâbîne vec-alnîmine´l-mütatahhirîne sübhânekellâhümme ve bihamdike. Eşhedü en lâ ilahe illâ ente estağfiruke ve et´ubü ileyke. (Allah´dan başka bir İlâh olmadığına yalnız O´nun var olduğuna şâhidlik ederim. O´nun ortağı yoktur. Yine şâhidlik ederim ki Muhammed O´nun kuludur ve Peygamberidir. Allah´ım! Beni tevbe edicilerden kıl ve beni temizlenip pâk olanlardan yap. Sana hamd ederek Seni noksanlıklardan tenzih ederim. Şâhidlik ederim ki, Senden başka İlâh yoktur. Senden mağfiret dilerim ve Sana sığınıp tevbe ederim." 73- Ömer b.EI-Hattab´dan (Radıyaîlarm Anh) bize rivayet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Kim abdest alır da: "Eşhedü en lâ ilahe illallâhu vahdehû lâ şerîke lehu ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühu" (Allah´dan başka İlâh olmadığına, yalnız O var olduğuna şâhidlik´ederim. O´nun ortağı yoktur. Ve Şâhidlik ederim ki, Muhammed O´nun kuludur ve Peygamberidir)[39] derse, Cennetin sekiz kapısı ona açılır, hangisinden isterse (cennete) girer." 74- Yukarki hadîsi Tirmizî rivayet etmiş ve: "Allâhümmec´alnî minettevvâbîne vec´alnî minelmütatahhirîne (Allah´ım! Beni tevbe edicilerden kıl ve beni temizlenip pâk olanlardan yap) "sözlerini ilâve etmiştir. Nese´î de," Gece-gündüz İşleri" bölümünde ve başkası zayıf bir isnadla: "Sübhânekellâhümme ve bihamdike. Eşhedü en îâ ilahe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk (Allah´ım, Sana hamd ederek Seni noksanlıklardan tenzih ederim. Senden başka İlâh Yoktur. Senden mağfiret dilerim ve Sana tevbe ederim), şeklinde rivayet etmişlerdir. 75- İbni Ömer´den (Radıyallahu Anh) bize rivayet edildiğine göre Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Kim abdest alır da sonra: Eşhedü en lâ ilahe illâlîahu ve eşhedü enne muhammeden abduhû ve rasûlühu (Allah´dan başka ilâh olmadığına şâhidlik ederim ve yine şâhidlik ederim ki, Muhammed Allah´ın kuludur ve Peygamberidir), sözlerini konuşmadan önce söylerse, iki abdest arasındaki günahları bağışlanır."[40] 76- Enes´den bize rivayet edildiğine göre, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Kim abdesti güzelce alır da ve sonra üç defa: Eşhedü en lâ ilahe illâllahu vahdehû lâ şerike lehu ve eşhedü enne mu-hammeden abduhû ve rasûlühu (Şahidlik ederim İd, Allah´dan başka Üâh yoktur, yalnız O vardır O´nun ortağı yoktur. Yine şahidlik ederim ki Muhammed Allah´ın kuludur ve Peygamberidir) derse, Cennet kapıları ona açılır ve hangisinden dilerse girer"[41] "Eşhedü en lâ ilahe illallah" sözünün üç defa tekrar edilmesi, İbni Sünnî´nin kitabında, Osman b.Affan´dan (Radıyallahu Anh) zayıf bir is-nadla rivayet edilmiştir. Şeyh Nasru´l-Makdisî şöyle demiştir: İnsan bu anılan zikirlerle beraber: "Allâhümme saîii vesellim ala muhammedin ve ala âli muhammedin" (Allah´ım, Muhammed´e ve O´nun âline rahmet et ve selâmet ver) söyler, tnsan bu zikirleri kıbleye dönük olarak ve abdesti tamamladıktan sonra söyler. Abdest Azalarını Yıkarken Okunacak Dualar Abdest azaları üzerine duaya gelince, bu hususta Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem´den herhangi bir rivayet gelmemiştir. Ancak fıkıh âlimleri demişlerdir ki, Selef den gelen duaları yapmak müstahab olur. Onlar bu dualar üzerinde uzatmalar ve kısaltmalar yapmışlardır. Onların söyledikleri duaların özü şudur: Abdest almaya başlarken Besmele getirdikten sonra: Eîhamdü lillâhillezî ceale´1-mâe tahûren (Suyu temiz yaratan Allah´a ha m d olsun) der. Ağzı çalkaladığı zaman: "Allâhümmeskmîmin havzı nebiyyike sallaîlahu aleyhi ve selleme ke´-sen lâ ezmeu ba´dehu ebeden (Allah´ım! Bana Peygamberinin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) havuzundan öyle bir Cennet içkisi içir ki, artık ondan sonra susamayayım)" söyler. Buruna su verdiği zaman: "Allâhümme lâ tüharrimnî râihate naîmike ve cennâtike (Allah´ım! Cennetlerinin ve nîmetlerinin kokusundan beni mahrum etme)" söyler. Yüzünü yıkadığı zaman: "Allâhümme beyyiz vechî yevme tebyezzu vücûhun ve tesveddü vücûhun" (Allah´ım!, bazı yüzlerin karardığı ve bazı yüzlerin beyazladığı günde (kayâmette) benim yüzümü ağart)" söyler. Kollarını yıkadığı zaman: "Allâhümme a´tınî kitabî biyemînî, Allâhümme lâ tu´tınî kitabî bişimâlî (Allah´ım!, amel defterimi sağ elime ver, Allah´ım, amel defterimi sol elime verme)" der. Başı meshettiği zaman: "Allâhümme harrim şa ´n ve beşerîaîennâri ve ezıîlenî tahte arşike yev~ me lâ zille illâ zıllüke (Allah´ım, saçımı ve derimi ateşe haram kıl ve Senin gölgenden (himayenden) başka bîr gölge olmayan günde, beni Arş´ımn altında gölgelendir)" der. Kulaklarını meshederken: "AUâhümmec´alnî minellezîne yestemi ûnelkavle ve feyettebiûne ahsenehu" (Allah´ım, hak sözü işitip de onun en güzeline uyanlardan eyle beni)"der. Ayakları yıkarken: "Allâhümme sebbit kademeyye alessırâtı" (Allah´ım, benim ayaklarımı sırat (köprüsü) üzerinde sabit eyle)" der. Daha doğrusunu Allah bilir. 77- Ebû Musa Eî-Eş´arî´den (Radıyallahu Anh) sahîh bir isnadla rivayetlerine göre şöyle demiştir: "Ben, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem´e abdest suyu getirdim de o abdest aldı. Onun şöyle diyerek dua ettiğini işittim: "Allâhümmeğfir lî zenbî ve vessi lî fî darı ve bârik lî fi nzkî" (Allah´ım, benim günâhımı bağışla, evimde bana genişlik ver, rızkımda bana bereket ver)." Ben dedim ki: Ey Allah´ın Peygamberi! Senin şöyle şöyle dua ettiğini işittim. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: - O dualar herhangi (noksan) bir şey bıraktı mı"[42] Gusül Ederken Okunacak Dualar Abdest hakkında anlattığımız besmele ve ondan başka bütün duaları gusül yaparken de söylemek müstehabdır. Cünüb, hayız ve bunlar dışındaki yıkanma hallerinde fark gözetilmez. Bazı alimlerimiz demişlerdir ki, gusleden kimse cünüb yahud hayız ise, Besmele getirmez. Fakat meşhur olan, Besmeleyi, diğer dualar gibi söylemektir. Ancak cünüb ve hayız olanların Besmele ile Kur´an´ı kasdetmeleri caiz olmaz. Teyemmüm Yaparken Okunacak Dualar Teyemmümün başında "BİSMİLLAH" demek müstehabdır. Teyemmüm alan kimse, cünüb yahud hayız ise, durum değişmez, gusülde zikrettiğimiz gibi hareket eder. Ancak Besmele´den sonra kelime-i şehâdet getirmek, abdest kısmında geçen zikirleri, yüz ve eller üzere söylenen du-âları yapmaya dair âlimlerimizden ve başkalarından nakledilen bir şey görmedim. Bu husustaki açık hüküm, abdest hakkında söylediklerimizi uy- . gulamaktır; çünkü teyemmüm, abdest gibi bir taharettir (temizliktir). Mescide (Camiye) Gitmek İçin Evinden Çıkan Kimsenin Okuyacağı Dualar İnsan evinden hangi yere çıkarken ne söyleyeceğini daha önce anlatmıştık. Ancak cami ve mescide gitmek üzere evden çıkarken (öncekilerine) şu duaları da eklemek müstehab olur: 78- Bu dualardan biri de, İbni Abbas (Radıyallahu Anhüma) teyzesi (ve müminlerin annesi) Meymûne´nin (Radıyallahu Anha) evinde gecelediğinde, Peygamberin teheccüdü (gece namazı) ile ilgili olarak uzunca anlattığı şu hadîstedir: İbni Abbas demiştir ki: "... Nihayet müezzin ezan okudu, yani sabah ezanını okudu. Peygamber de şöyle söyleyerek namaza çıktı: "AHâhümmec´aJ fî kalbînûren, ve fîHsânînûren, vec´al fî sem´î nû-ren, vec´aî fî basarî nûren, vec´al min hal fî nûren, ve min etnâmînûren,vec´al min fevkînûren, ve min tahtı nûren. Allâhümme a´tinî nûren." tahtı nûren." (Allah´ım! Benim kalbime nur,lisânıma da nur ver. Kulağıma nur ver, gözüme de nur ver. Arkamdan nur, önümden de nur ver. Üzerimden nur, altımdan da nur ver. Allah´ım´ Bana nur ver)"[43] 79- Bilâl´den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre demiştir ki, Rasûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Seılem namaza çıktığı zaman şöyle derdi: "Bismiîlâhi âmentü billahi, tevekkeltü alellâhi. Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahi. Allâhümme bi hakkı´s-sâilîne aleyke ve bihakkı mahreci hazâ feinnîlem ahruchu eşeren ve lâ betaren ve lâ riyâen ve lâ süm´aten. Harectü ibtigae merzâtike vettikâe sehatıke. Es´elüke en tüîzenîminennâri ve tüdhilenî´l-cennete. (Bismillah, Allah´a iman ettim, Allah´a tevekkül ettim. İbâdete güc yetirmek ve günahlardan sakınmak, ancak Allah´ın kudret ve kuvveti iledir. Allah´ım! Senden isteyenlere olan va´dın hakkı için ve benim bu (ibadete rızan için) çıkışım hakkı için, ben ne azgın, ne taşkın kimse olarak, ne de gösteriş ve riya sahibi olarak çıkmadım; Senin rızânı kazanmak için ve Senin gazabından korunmak için çıktım. Senden, beni ateşten korumanı ve beni cennete koymanı istiyorum"[44] Mescide Girerken Ve Oradan Çıkarken Okunacak Dualar Mescide girerken şöyle demek müstehab olur: "Eûzü billahi´1-azîmive bivechihilkerîmi ve suîtânihi´l-kadîmi mineşşey-tânirracîmi. Elhamdü lillâhi. Allâhümme salli ve settim alâ muhammedin ve alâ âli muhammedin. Allahümmeğfir lî zünûbî veftah lî ebvâbe rahmetike. (Allah´ın rahmetinden kovulmuş olan Şeytandan, yüce Allah´a, kerîm zatına ve daimî olan kudretine sığınırım. Hamd Allah´a mahsustur. Allah´ım! Muhammed´e ve Muhammed´in Ailesine rahmet et ve selâmet ver. Allah´ım! Benim günahlarımı bağışla ve rahmetinin kapılarını bana aç)" Sonra içeri girerken "Bismillah" deyip sağ ayağını ileri atarak. Çıkışta ise, sol ayağını ileri atar ve yukardaki duayı tekrar aynen okur. Yalnız "Ebvâbe rahmetike" (Senin rahmet kapılarını) yerine "Ebvâbe fadîike" İhsanının kapılarını (bana aç)" def. 80- Ebû Humeyd yahud Ebû Üseyd´den (Radıyallahu Anhüma) Re-sûlüllah Sallallahü Aleyhi ve Sellem´in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Sizden biriniz mescide girerken Peygambere Salâtü selâm getirsin, sonra şöyle desin: "Allâhümmeftah lî ebvâbe rahmetike" (Allah´ım! Bana rahmetinin kapılarım aç). Çıkarken de: "Allâhümme innî es´elüke min fadlike" (Allah´ım! Senin ihsanından Senden isterim) söylesin.´´[45] Müslim´in rivayetinde: "Peygambere Salâtü Selâm getirsin" sözü yoktur. Bu diğerlerinin rivayetinde vardır. îbni Sünnî de rivayetinde: "Çıkarken peygambere salâtü selâm getirsin ve: "Allâhümme e´izni mineşşeytânirracîm" (Allah´ım! Beni koğulmuş şeytandan koru) desin." sözlerini ilave etmiştir. Bu ziyadeleri, îbni Mace, Ibni Huzeyme, Ebû Hatem b. Hibban, sahihlerinde rivayet etmişlerdir. 81- Abdullah b. Amr b. El-As, Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sel-lem´den rivayet ettiğine göre, Peygamber mescide girerken şöyle buyururdu: "Eûzü billahi* 1-azîmi ve bivechihi´î-kerîmi ve suîtânihi´l-kadîmi mineş-şeytânirrâcîmi." (Allah´ın rahmetinden kovulmuş olan Şeytandan, Yüce Allah´a, kerîm zatına ve daimî olan kudretine sığınırım)" Peygamber buyurdu ki: "însan bu sözleri söydeği zaman, Şeytan: Bu adam diğer günlerde de benden korundu. "[46] 82- Enes´den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: "Resûlullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem Mescide girdiği zaman: "Bismillâhi, Allâhümme salli alâ Muhammedin" (Allah´ın adıyla, Ey Allah´ım! Muhammed´e rahmet et) derdi. Mescid-den çıktığı zaman da yine: "Bismillâhi, Allâhümme sallı alâ Muhammedin" derdi"[47] Mescide girerken ve mescidden çıkarken Peygambere Salât getirmekle ilgili bu hadîsi, yine biz İbni Ömer´in rivayetinden naklettik. 83- Hazreti Hasan´ın oğlu Abdullah annesinden, annesi de Abdullah´ın büyük annesinden (Hazreti Fatıme´den Radıyallahu Anha) yapılan rivayette, Hazreti Fatıme şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mescide girdiği zaman Allah Tealâ´ya hamd ederdi ve Besmele getirirdi ve şöyle derdi: "Allâhümmeğfir lî veftah lî ebvâbe rahmeüke" (Allah´ım! Beni bağışla ve rahmetinin kapılarım bana aç) Dışarı çıkınca da bunun gibi söyler ve şöyle bitirirdi: "Allâhümmeftah lî ebvâbe fadlike" (Allah´ım! Bana ihsanının kapılarını aç)"[48] 84- Ebû Ümâme´den (Radıyallahu Anhu), o da Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem´den rivayet ettiğine göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: "Sizden biriniz mescidden çıkmak istediği zaman, İblis´in askerleri çağrışırlar ve onları, arılar anaları etrafında toplandığı gibi bir araya getirip toplanırlar. Bunun için sizden biriniz mescidin kapısında durduğu zaman: "Allâhümme innî eûzü bike nıin iblise ve cünûdihi" (Allah´ım! Ben, İblis´den ve askerlerinden Sana sığınırım) desin; çünkü bunu söylerse, artık ona zarar veremez.´´[49] Mescidde Okunacak Dualar Mescid içinde Allah´ı zikretmeyi çoğaltmak, tesbîh, tehlîl, tahmîd, tekbîr ve bunlardan başka zikirlerde bulunmak müstehabdır. Yine çok Kur´ân okumak, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem´in hadîslerini okumak, fıkıh iimini ve diğer şeriat ilimlerini öğrenmek müstehabdır. Allah Tealâ şöyle buyurur: "Bu nûr, o mescidlerde yakılır ki, onların yüce tamnmasını ve içlerinde isminin anılmasını Allah emretmiştir. Bu mescidlerde sabah ve akşam (müminler) Allah´ı tesbîh ederler, (beş vakit namaz kılarlar). Nice adamlar vardır ki, ne bir ticaret, ne de bir ahş-veriş, Allah´ı anmaktan, namazı gereği üzere kılmaktan ve zekât vermekten kendilerini alıkoymaz. Onlar bir günden korkarlar ki, o günde (kıyamette) kalbler ve gözler korkudan halden hale döner kıvranır."[50] Yine Allah Teâlâ buyurur ki: "...Kim Allah´ın alâmetlerim (din işlerini) büyük tanırsa, muhakkak ki bu kalblerin takvâsındandır."[51] Yine Allah Teâlâ buyurur: "Kim, Allah´ın korunmasını emrettiği şeylere hürmet gösterirse, bu, Rabbi katında kendisi için mutlak hayırlıdır."[52] 85- Büreyde´den (radıyallahu anh) rivayet edildiğine göre, Resûlüllah Sallalîahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Mescidler, bina edildikleri şey (zikir ve Kur´ân okumaktan ibaret ibadetler) için esastırlar."[53] 86- Enes´den (Radıyallahu Anh): ´ ´Mescid içinde idrar yapan bir Bedeviye, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Bu mescidler, ne bu idrar ve ne pisliklerden ibaret hiç bir şey için mahal olamaz. Mescidler ancak Allah´ı zikretmek ve Kur´ân okumak içindir."[54] Yahud Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunun benzerini söylemiştir. (Namazda hem zikir, hem de Kur´an okumak olduğu için, camide namaz kılınmakla her iki ibâdet yapılmış olur.) Mescidde oturana, îtikâfı (ibâdet niyeti ile beklemeyi) niyet etmek uygun düşer. Az bir zaman beklese dahi, bizim mezhebimizde (şafii) îtikâf olur. Öyle ki, alimlerimizden bir kısmı: Yürüyüp geçmek suretiyle mescide giren kimse, beklemese dahi, onun îtikâfı sahîh olur, demiştir. Bu görüş sahibine göre, îtikâf faziletini elde etmek için, mescide uğrayıp geçenin îtikâfa niyet etmesi uygun olur. Bunun da en faziletlisi, kısa bir müddet bekleyip sonra geçip gitmektir. Yine mescidde oturan kimsenin iyi gördüğü şeyleri tavsiye etmesi, kötü gördüğü şeylerden insanları alıkoyması uygundur. Böyle hareket etmekle, mescidler dışında olan insanlar görevli iseler de, mescidlere tazim, hürmet ve saygı gösterme bakımından buralarda görev daha kuvvetleşir. Alimlerimizden biri demiştir ki, mescide girip de, ya abdestsizlikten, ya meşguliyetten ya da benzeri hallerden dolayı orada "Tahiyye-i Mescid Namazı (îki rekât mescide hürmet namazı) kılmak imkânını bulamayan kimsenin, dört defa: "Sübhânellâhi ve´î-hamdü lillâhi ve lâ ilahe illâhu vellâhu ekber" (Allah noksanlıklardan münezzehtir. Hamd, Allah´a mahsustur. AI-lah´dan başka ilâh yoktur. Allah her şeyden büyüktür) demesi müstehabdır. Selefden (önceki alimlerden) bir kısmı da bunu söylemiştir. Bunu söylemekte bir beis yoktur. Mescid İçinde Yitiğini Bağırarak Arayan Yahut Satış Yapan Kimsenin İşini HoşGörmemek Ve Ona Beddua Etmek 87- Ebû Hureyre´den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Bir kimse, mescid içinde yüksek sesle yitiğini arayan adamı işittiği zaman: "Lâ reddehaüahu aleyke" (Allah onu sana geri vermesin) desin. Çünkü mescidler bu mak-sad için yapılmamıştır, "[55] 88- Büreyde´den (Radıyaliahu Anh) rivayet edilmiştir: "Mescidde bir adam bağırıp şöyle dedi: Kırmızı deveyi bulup da sahibini arayan kim Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu: LA VE-CEDTE (Aradığını) bulmayasın; mescidler, ancak ibâdet için yapılmıştır.»[56] 89- Ebû Hureyre´den (Radiyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Re-sülüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Mescid içinde satan yahut satın alan bir kimseyi gördüğünüz zaman: "La erbahallâhu Ticâreteke" (Allah ticaretine kâr vermesin) deyin. Yine orada yitiğini çağırarak arayan kimseyi gördüğünüz zaman: "Lâ reddellâhu aleyke" (Allah (onu) sana geri vermesin) deyin."[57] İçinde Ne İslâmı Öven, Ne Takvayı Öğreten, Nede Ahlakın Güzelliklerine Teşvik Eden Sözbulunmayan Bir Şiir; Mescidde Okuyan Kimseye Beddua Edilmesi 90- (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Mescidde şiir okuyan kimseyi gördüğünüz zaman ona üç defa: "Faddellâhu fâke" . (Allah dişlerini kırsın) deyin."[58] -------------------------------------------------------------------------------- [1] Buhârî. Müslim. [2] Buhârî. [3] İbn-i Sünnî, Sahih bir isnadla Ebû Hüreyre (r.a.)´den. Nesâî. Tirmizî. [4] ibn-i Sünnî. [5] İbn-i Sünnî. [6] Ebû Dâvud. Nesâî. [7] Ebû Dâvud. Nesâî. Hâkim, el-Müstedrek. [8] İbn-i Sünnî. Ebû Dâvud. Tirmizî. [9] İbn-i Sünnî. [10] Ebû Dâvud. Tirmizî. Nesâî. (Tirmizî demiştir ki, bu hadîs Hasen´dir.) [11] Tirmizî. [12] Buhârî. [13] İbn-i Mâce. İbn-i Sünnî. Nesâî. [14] Buhârî. Müslim. [15] Ebû Dâvud ve başka Sünen sahipleri. [16] Ebû Dâvud. Beyhakî [17] Ebû Dlvud ve Tirmİzî, Ebû Hureyre (r.a)´den. lbn-i Mâce. Beyhakî. Bu hadiss hasendir. [18] İbn-i Sünnî, Enes (r.a)´den. [19] Tirmizî. Ebû Dâvud. İbn-i Mâce. Nesâî, Ümmü Seleme (r.anhâ)´den. (Tirmizî demiştir ki bu sahih bir hadistin) [20] Ebû Dâvud. Tirmizî. Nesâî ve başka sünen sahipleri. Tirmizî: "Bu hadis Hasen´dir.1´ [21] Ibn-i Mâce, İbn-i Sünnî. [22] Kur´ân-ı Kerim, Nûr Sûresi: 6 [23] Tirmizî (Tirmizî demiştir ki bu hadîs Hasen´dir Sahîh´tir. [24] Ebû Dâvud. [25] Ebû Dâvud. Hasen bir isnadla. Hâkim, el-Müstedrek. [26] Müslim. Ebû Dâvud. Nesâî. [27] İbn-i Sünnî. Bu hadisin isnadı zayıftır. [28] Kur´ân-ı Kerim, Âl-İ İmrân Sûresi: (190-200). [29] Buhârî. Müslim. [30] Buhârî. Müslim. [31] Tirmizî. Ebû Dâvud. Nesâî. [32] Tirmizî. [33] Ibn-i Sünnî. İbn-i Mâce. [34] Müslim. Nesâî. [35] Ebû Dâvud. Nesâî. İbn-i Mâce. Sahih isnadlarla rivayet etmişlerdir. [36] Ebû Dâvud. Tirmizî. İbnî Mâce. Nesâî. Hz. Aişe (r.anhâ)´den. [37] Ebû ibn-i Sünnî. Taberânî. [38] Bunu Ebû Davud ve ondan başkası rivayet etmiştir. Yine Saîd b. Zeyd, Ebû Sâid, Aişe, Enes b. Malik ve Sehl b. Sa´d Radıyallahu Anhüm Hazretlerinden bize bu şekilde rivayet edilmiştir. Bu hadîslerin hepsi Beyhakî ve ondan başkasının sünenlerinde bize rivayet edilmişse de bu hadislerin tümünü Beyhakî ve ondan başka alimler zayıf görmüşlerdir. [39] Müslim. Tİrmizî. Ibn-i Mâce. Nesâî. [40] Sünen-i Dârekutnî. Bu hadisin isnadı zayıftır. [41] Ahmed ibn-i Hanbel. İbn-i Mâce. îbn-i Sünnî. Bu hadîsin isnadı zayıftır. [42] Neseî. İbn-i Sünnî. [43] Müslim, Ebû Dâvud. Ncsâî. [44] Bu hadis zayıftır. Bunun ravilerinden biri, El-Vazi´ b. Nafi´ El-Ukaylî´dir. Bu kimsenin zayıf bir ravi olduğunda ittifak vardır ve bu Münker bir hadîs´tir. (Ravisi zayıflar). İbn-İ Sünnî´nin kitabında, Ebû Saîd El-Hudrî´den (Radıyallahu Anh) Atıyyetü´l-Avf´ın aynı manada naklettiği hadis bize rivayet edilmiştir. Ancak Atıyye de zayıf bir ravidir. [45] Müslim. Ebû Dâvud. Nesâî. tbn-i Sünnî. İbn-i Mâce. Hâkim. [46] Ebû Dâvud. Bu hadis hasendir. Ebû Davud, sağlam bir isnadla bunu rivayet etmiştir. [47] îbn-i Sünnî. [48] İbn-i Sünnî. Tirmizî. İbn-i Mâce. Müsned-i Ahmed b. Hanbel. [49] İbn-i Sünnî. [50] Kur´ân-ı Kerim, Nûr Sûresi: 36-37. [51] Kur´ân-ı Kerim, Hac Süresi: 32 [52] Kur´ân-ı Kerim, Hac Sûresi: 30 [53] Müslim. [54] Müslim. Buhârî. Nesâî. İbn-İ Mâce. [55] Müslim. Ebû Dâvud. Tİrmizî. [56] Müslim. [57] Tirmizî, (Tirmizî demiştir ki, bu hadis hasendir.) [58] İbn-i Sünnî |
21 Mart 2015 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder