NEML SÜRESİ AYET 11
إِلَّا مَن ظَلَمَ ثُمَّ بَدَّلَ حُسْنًا بَعْدَ سُوءٍ فَإِنِّي غَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿١١﴾
İllâ men zaleme summe beddele husnen ba’de sûin fe innî gafûrun rahîm(rahîmun).
neml süresi ayet 12
وَأَدْخِلْ يَدَكَ فِي جَيْبِكَ تَخْرُجْ بَيْضَاء مِنْ غَيْرِ سُوءٍ فِي تِسْعِ آيَاتٍ إِلَى فِرْعَوْنَ وَقَوْمِهِ إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمًا فَاسِقِينَ ﴿١٢﴾
Ve edhıl yedeke fî ceybike tahruc beydâe min gayri sûin fî tis’ı âyâtin ilâ fir’avne kavmihî, innehum kânû kavmen fâsikîn(fâsikîne).
neml süresi ayet 13
فَلَمَّا جَاءتْهُمْ آيَاتُنَا مُبْصِرَةً قَالُوا هَذَا سِحْرٌ مُّبِينٌ ﴿١٣﴾
Fe lemmâ câethum âyâtunâ mubsıraten kâlû hâzâ sihrun mubîn(mubînun).
neml süresi ayet 14
وَجَحَدُوا بِهَا وَاسْتَيْقَنَتْهَا أَنفُسُهُمْ ظُلْمًا وَعُلُوًّا فَانظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُفْسِدِينَ ﴿١٤﴾
Ve cehadû bihâ vesteykanethâ enfusuhum zulmen ve uluvvâ(uluvven), fenzur keyfe kâne âkıbetul mufsidîn(mufsidîne).
neml süresi ayet 15
وَلَقَدْ آتَيْنَا دَاوُودَ وَسُلَيْمَانَ عِلْمًا وَقَالَا الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي فَضَّلَنَا عَلَى كَثِيرٍ مِّنْ عِبَادِهِ الْمُؤْمِنِينَ ﴿١٥﴾
Ve lekad âteynâ dâvûde ve suleymâne ilmâ(ilmen), ve kâlâl hamdu lillâhillezî faddalenâ alâ kesîrin min ibâdihil mu’minîn(mu’minîne).
neml süresi ayet 16
وَوَرِثَ سُلَيْمَانُ دَاوُودَ وَقَالَ يَا أَيُّهَا النَّاسُ عُلِّمْنَا مَنطِقَ الطَّيْرِ وَأُوتِينَا مِن كُلِّ شَيْءٍ إِنَّ هَذَا لَهُوَ الْفَضْلُ الْمُبِينُ ﴿١٦﴾
Ve varise suleymânu dâvûde ve kâle yâ eyyuhân nâsu ullimnâ mentıkat tayrı, ve ûtînâ min kulli şey’in, inne hâzâ le huvel fadlul mubîn(mubînu).
neml süresi ayet 17
وَحُشِرَ لِسُلَيْمَانَ جُنُودُهُ مِنَ الْجِنِّ وَالْإِنسِ وَالطَّيْرِ فَهُمْ يُوزَعُونَ ﴿١٧﴾
Ve huşire li suleymâne cunûduhu minel cinni vel insi vet tayrı fe hum yûzeûn(yûzeûne).
neml süresi ayet 18
حَتَّى إِذَا أَتَوْا عَلَى وَادِي النَّمْلِ قَالَتْ نَمْلَةٌ يَا أَيُّهَا النَّمْلُ ادْخُلُوا مَسَاكِنَكُمْ لَا يَحْطِمَنَّكُمْ سُلَيْمَانُ وَجُنُودُهُ وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ ﴿١٨﴾
Hattâ izâ etev alâ vâdin nemli kâlet nemletun yâ eyyuhân nemludhulû mesâkinekum, lâ yahtımennekum suleymânu ve cunûduhu ve hum lâ yeş’urûn(yeş’urûne).
neml süresi ayet 19
فَتَبَسَّمَ ضَاحِكًا مِّن قَوْلِهَا وَقَالَ رَبِّ أَوْزِعْنِي أَنْ أَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتِي أَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلَى وَالِدَيَّ وَأَنْ أَعْمَلَ صَالِحًا تَرْضَاهُ وَأَدْخِلْنِي بِرَحْمَتِكَ فِي عِبَادِكَ الصَّالِحِينَ ﴿١٩﴾
Fe tebesseme dâhıken min kavlihâ ve kâle rabbi evzı’nî en eşkure ni’metekelletî en’amte aleyye ve alâ vâlideyye ve en a’mele salihan terdâhu ve edhılnî bi rahmetike fî ibâdikes sâlihîn(sâlihîne).
neml süresi ayet 20
وَتَفَقَّدَ الطَّيْرَ فَقَالَ مَا لِيَ لَا أَرَى الْهُدْهُدَ أَمْ كَانَ مِنَ الْغَائِبِينَ ﴿٢٠﴾
Ve tefekkadat tayra fe kâle mâliye lâ erâl hudhude em kâne minel gâibîn(gâibîne).
neml süresi ayet 11
ancak zulmeden sonra yaptıgı kötülügün ardından [onu] güzel [bir davranışla] degiştiren başka şüphesiz ben çok bagışlayan çok acıyanım
neml süresi ayet 12
elinikoynuna sok lekesiz bir şekilde bembeyaz çıksın [bu] firavun ve onun toplumuna getirdigin dokuz mucizeden biridir şüphesiz onlar dogruyoldan çıkmış bir topluluktur
neml süresi 13
bu şekilde mucizelerimiz onlara gerçegi gözlerine sokarak vardıgı zaman bu apaçık sihirdir dediler
neml süresi ayet 14
nefisleri kesin olarak bilmesine ragmen yalnızca zalimlerden ve büyüklük taslamalarından dolayı onu bile bile inkar ettiler o bozguncuların sonunun nasıl olduguna bir bak
neml süresi ayet 15
yemin olsun kidavud a ve süleyman a bir ilim verdik bizi mümin kullarından birçoguna üstün kılan ALLAH a hamd olsun dediler
neml süresi ayet 16
süleyman davud a varis oldu ve şöyle dedi ey insanlar bize kuşdili ögretildi bize her şeyden verildi şüphesiz bu gerçekten apaçık ihsan ve ikramdır
neml süresi ayet 17
süleyman ın cinlerden insanlardan ve kuşlardan [meydana gelen ] orduları toplandı bunların hepsi bir düzen dahilinde yönetiliyorlardı
neml süresi ayet 18
sonunda karınca vadisine vardıklarında bir karınca şöyle dedi ey karıncalar haydi evlerinize girin süleyman ve ordusu fark etmeyerek sizi kırıp geçirmesin
neml süresi ayet 19
[ süleyman ] onun sözüne gülercesine tebessüm etti ve şöyle dedi ey rabbim bana ve anne babama verdigin nimetlerine şükredebilmem ve senin razı olacagın salih emel yapabilmem için bana imkan ver rahmetinle beni iyi kularının arasına sok
neml süresi ayet 20
kuşları araştırdı ve ne oluyor hüdhüdü göremiyorum yoksa kayboldu mu dedi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder