20 Mart 2017 Pazartesi

aşkın mer kezine bir bakalım peygamber efendimiz dünyasını degiştirdikten sonra öksüz kalan kusvanın haline bir göz atalım keşke bir kusvan keşke bir kaında bekleyen de ben olsaydım iyiki gönlüme iyiki kalbime güneş gibi dogdun peygamberim sana yan mayan sana aşık olmayan gözler yürek sinede paslı yüktür

Soğuk kış mevsimi biter, bahar dört bir taraftan rengârenk çiçeklerle gülümser. Kırlar, ağaçlar, renk renk menekşelerle süslenir. Kelebekler baharı uçuşarak kutlar. İşte böyle güzel bir günde Efendimiz, arkadaşı Ebu Bekir ile Mekke’den Medine’ye göç eder. Peygamber Efendimiz’in devesi Kusva, bazen Efendimiz’i bazen de yol arkadaşı Ebu Bekir’i taşırdı.

Ebu Bekir, Efendimiz’in yürümesine kıyamaz. Devesini yolculuk boyu onun hizmetine vermek istese de Efendimiz kabul etmez. Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra Medine’ye varırlar. Medine’li çocuklar en güzel giysilerini giymiş, ellerinde rengârenk çiçekleri, birbirinden güzel şiirler söyleyerek Efendimiz’e “hoş geldin” diyerek ellerindeki çiçekleri Efendimiz’e sunarlar.

Öyle ki Peygamberimiz’in devesinin başı çiçeklerden görünmez olur. Bir ara Efendimiz, etrafında cıvıl cıvıl dolaşan çocuklara dönerek, “Beni seviyor musunuz?” diye sorar. Çocuklar hiç beklemeden; “Evet, seni çok seviyoruz ey Allah’ın Rasulü!” diye cevap verirler.

Efendimiz öyle güzel gülümser ki inci gibi dişleri görünür. Onlara: “Ben de sizleri çok seviyorum” diye cevap verir. Dört bir taraftan, “Hoş geldin, ey kâinatın incisi, şehrimiz seninle güzelleşti” sözleri gibi birbirinden duygulu hitaplar yükselir. Efendimiz, devesi Kusva ile Medine sokaklarında ilerler.

Bu mutlu şehrin misafir perver insanlarıyla konuşur. O heyecanlı anları devesi Kusva’dan dinleyelim: “Kutlu yolcuyla birlikte Medine sokaklarında gidiyorduk. Etrafımız insanlarla dolup taşmıştı. Bizi görenler benim yularımı tutarak Rasulullah’a ‘Bizim evimizi şereflendir ey Allah’ın Rasulü!’ diyorlardı.

Efendimiz ise hiç birini incitmek istemiyordu. Onlara, ‘Devem nereye çökerse o eve misafir olacağım’ diye cevap verdi. Doğrusunu söylemek gerekirse ne yapacağımı şaşırmıştım. O sırada iki katlı bahçeli bir ev gördüm. İçimden bir ses ‘işte burası’ diyordu. Zaten ayaklarım yere çakılmış gibiydi. Hemen bahçeye çöktüm. Evin sahibi sevinçten ne yapacağını şaşırmıştı. İsmi Eyüp-el Ensari idi. Evi iki katlıydı. Bir katını Rasulullah’a verdi. Rasulullah, onun evinde uzun bir müddet misafir kaldı.”

Kaynak: efendimizin-devesi-kusva 


Peygamberimiz vefat ettikten sonra, devesine kim bakti..?

- Peygamber Efendimiz (sav)vefat ettikten sonra, devesi Kasva'ya kimse bakmadi.

Kasva, Peygamber Efendimiz vefat ettikten sonra, Peygamber efendimizinin vefatina tahammül edemememis, daglara, cöllere firar etmis, bazen Medinei Münevvereye gelip, Rasullahin Mihrabina bakar, Peygamber Efendimizi orda göremeyince bögürür, yüzünü yerlere sürer, gözlerinden yaslar dökerek, tekrar cöllere firar eder giderdi...

Birgün böyle bir günde, Medinei Münevvereye tekrar gelip Rasulullahin Mihrabina bakip, bögürüp basini taslara vura vura kendini öldürmüştür.

Ayrıca, kendisini öldürmeden önce, Hz. Fatimanin yanina varip Rasulullahin yanina varmaya karar verdiğini ve kendisine yemek ile içmenin haram oldugunu söylemiştir.

Selam ve dua ile...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder