neml süresi ayet 31
أَلَّا تَعْلُوا عَلَيَّ وَأْتُونِي مُسْلِمِينَ ﴿٣١﴾
Ellâ ta’lû aleyye ve’tûnî muslimîn(muslimîne).
neml süresi ayet 32
قَالَتْ يَا أَيُّهَا المَلَأُ أَفْتُونِي فِي أَمْرِي مَا كُنتُ قَاطِعَةً أَمْرًا حَتَّى تَشْهَدُونِ ﴿٣٢﴾
Kâlet yâ eyyuhâl meleu eftûnî fî emrî, mâ kuntu kâtıaten emren hattâ teşhedûni.
neml süresi ayet 33
قَالُوا نَحْنُ أُوْلُوا قُوَّةٍ وَأُولُوا بَأْسٍ شَدِيدٍ وَالْأَمْرُ إِلَيْكِ فَانظُرِي مَاذَا تَأْمُرِينَ ﴿٣٣﴾
Kâlû nahnu ulû kuvvetin ve ulû be’sin şedîdin vel emru ileyki fanzurî mâzâ te’murîn(te’murîne).
neml süresi ayet 34
قَالَتْ إِنَّ الْمُلُوكَ إِذَا دَخَلُوا قَرْيَةً أَفْسَدُوهَا وَجَعَلُوا أَعِزَّةَ أَهْلِهَا أَذِلَّةً وَكَذَلِكَ يَفْعَلُونَ ﴿٣٤﴾
Kâlet innel mulûke izâ dehalû karyeten efsedûhâ ve cealû eizzete ehlihâ ezilleten, ve kezâlike yef’alûn(yef’alûne).
neml süresi ayet 35
وَإِنِّي مُرْسِلَةٌ إِلَيْهِم بِهَدِيَّةٍ فَنَاظِرَةٌ بِمَ يَرْجِعُ الْمُرْسَلُونَ ﴿٣٥﴾
Ve innî mursiletun ileyhim bi hediyyetin fe nâzıratun bime yerciul murselûn(murselûne).
neml süresi ayet 36
فَلَمَّا جَاء سُلَيْمَانَ قَالَ أَتُمِدُّونَنِ بِمَالٍ فَمَا آتَانِيَ اللَّهُ خَيْرٌ مِّمَّا آتَاكُم بَلْ أَنتُم بِهَدِيَّتِكُمْ تَفْرَحُونَ ﴿٣٦﴾
Fe lemmâ câe suleymâne kâle e tumiddûneni bi mâlin fe mâ âtâniyallâhu hayrun mimmâ âtâkum, bel entum bi hediyyetikum tefrahûn(tefrahûne).
neml süresi ayet 37
ارْجِعْ إِلَيْهِمْ فَلَنَأْتِيَنَّهُمْ بِجُنُودٍ لَّا قِبَلَ لَهُم بِهَا وَلَنُخْرِجَنَّهُم مِّنْهَا أَذِلَّةً وَهُمْ صَاغِرُونَ ﴿٣٧﴾
İrcı’ ileyhim fe le ne’tiyennehum bi cunûdin lâ kıbele lehum bihâ ve le nuhricennehum minhâ ezilleten ve hum sâgırûn(sâgırûne).
neml süresi ayet 38
قَالَ يَا أَيُّهَا المَلَأُ أَيُّكُمْ يَأْتِينِي بِعَرْشِهَا قَبْلَ أَن يَأْتُونِي مُسْلِمِينَ ﴿٣٨﴾
Kâle yâ eyyuhâl meleu eyyekum ye’tînî bi arşihâ kable en ye’tûnî muslimîn(muslimîne).
neml süresi ayet 39
قَالَ عِفْريتٌ مِّنَ الْجِنِّ أَنَا آتِيكَ بِهِ قَبْلَ أَن تَقُومَ مِن مَّقَامِكَ وَإِنِّي عَلَيْهِ لَقَوِيٌّ أَمِينٌ ﴿٣٩﴾
Kâle ıfrîtun minel cinni ene âtîke bihî kable en tekûme min makâmike ve innî aleyhi le kaviyyun emîn(emînun).
neml süresi ayet 40
قَالَ الَّذِي عِندَهُ عِلْمٌ مِّنَ الْكِتَابِ أَنَا آتِيكَ بِهِ قَبْلَ أَن يَرْتَدَّ إِلَيْكَ طَرْفُكَ فَلَمَّا رَآهُ مُسْتَقِرًّا عِندَهُ قَالَ هَذَا مِن فَضْلِ رَبِّي لِيَبْلُوَنِي أَأَشْكُرُ أَمْ أَكْفُرُ وَمَن شَكَرَ فَإِنَّمَا يَشْكُرُ لِنَفْسِهِ وَمَن كَفَرَ فَإِنَّ رَبِّي غَنِيٌّ كَرِيمٌ ﴿٤٠﴾
Kâlellezî indehu ilmun minel kitâbi ene âtîke bihî kable en yertedde ileyke tarfuke, fe lemmâ raâhu mustekırran indehu kâle hâzâ min fadlı rabbî, li yebluvenî e eşkur em ekfur(ekfuru), ve men şekere fe innemâ yeşkuru li nefsihî ve men kefere fe inne rabbî ganiyyun kerîm(kerîmun).
neml süresi ayet 31
bana baş kaldırmayın bana boyun egip gelin [ demektedir]
neml süresi ayet 32
ey konsey üyeleri bana ne yapacagım konusunda görüş bildirin ben sizin görüşleriniz olmadan hiç bir karar almış degilim dedi
neml süresi ayet 33
bizler bir güç sahibiyiz iyi savaşırız [isterse onunla savaşırız ] ancak karar senindir bak ne emredersen yapalım dediler
neml süresi ayet 34
dogrusu krallar bir memlekte girdiler mi orayı perişan ederler ahalisinin saygın olanlarını rezil kepaze ederler evet onlar böyle yaparlar dedi
neml süresi ayet 35
ben onlara bir hediye gönderecegim elçilerin geriye ne ile döneceklerine bakacagım
neml süresi ayet 36
bunun üzerine gönderilen elçi süleyman ın yanına geldiginde siz bana mal ile yardım mı edeceksiniz ALLAH ın bana verdikleri sizin verdiklerinizden daha iyidir hayır siz hediyenize güveniyorsunuz dedi
neml süresi ayet 37
onlara dön yemin olsun ki onlara karşı gelmeyecekleri ordularla gelirim oradan onları zelil alçalmış olarak çıkarırım
neml süresi ayet 38
ey konsey üyeleri hanginiz bana onun tını onlar bana boyun egip gelmeden önce getire
bilir dedi
neml süresi ayet 39
cinlerden bir ifrit ben onu sana sen yerinden kalkamdan getiririm şüphesiz ben bunu yapabilecek güçteyim güvenilirim dedi
neml süresi ayet 40
yanında kitaptan bir bilgi olan biri ben onu sana gözünü kırpmadan getiririm dedi onu yanında hemen hazır bulunca şöyle dedi bu rabbimin ihsan ve ikramındandır şükür mü edecegim yoksa nankörlük mü yapacagım bunu imtihan etmek için yaptı kim şükrederse ancak kendine şükretmiş olur kim de nankörlük mü yapacagım bunu imtihan etmek için yaptı kim şükrederse ancak kendine şükretmiş olur kim de nankörlük ederse şüphesiz benim rabbimin hiç kimsenin şükrüne ihtiyacı yoktur [tersine ] ihsan ve ikramı boldur
neml süresi ayet 36
bunun üzerine gönderilen elçi süleyman ın yanına geldiginde siz bana mal ile yardım mı edeceksiniz ALLAH ın bana verdikleri sizin verdiklerinizden daha iyidir hayır siz hediyenize güveniyorsunuz dedi
neml süresi ayet 37
onlara dön yemin olsun ki onlara karşı gelmeyecekleri ordularla gelirim oradan onları zelil alçalmış olarak çıkarırım
neml süresi ayet 38
ey konsey üyeleri hanginiz bana onun tını onlar bana boyun egip gelmeden önce getire
bilir dedi
neml süresi ayet 39
cinlerden bir ifrit ben onu sana sen yerinden kalkamdan getiririm şüphesiz ben bunu yapabilecek güçteyim güvenilirim dedi
neml süresi ayet 40
yanında kitaptan bir bilgi olan biri ben onu sana gözünü kırpmadan getiririm dedi onu yanında hemen hazır bulunca şöyle dedi bu rabbimin ihsan ve ikramındandır şükür mü edecegim yoksa nankörlük mü yapacagım bunu imtihan etmek için yaptı kim şükrederse ancak kendine şükretmiş olur kim de nankörlük mü yapacagım bunu imtihan etmek için yaptı kim şükrederse ancak kendine şükretmiş olur kim de nankörlük ederse şüphesiz benim rabbimin hiç kimsenin şükrüne ihtiyacı yoktur [tersine ] ihsan ve ikramı boldur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder