RA D SÜRESİ AYET 16
قُلْ مَن رَّبُّ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ قُلِ اللّهُ قُلْ أَفَاتَّخَذْتُم مِّن دُونِهِ أَوْلِيَاء لاَ يَمْلِكُونَ لِأَنفُسِهِمْ نَفْعًا وَلاَ ضَرًّا قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الأَعْمَى وَالْبَصِيرُ أَمْ هَلْ تَسْتَوِي الظُّلُمَاتُ وَالنُّورُ أَمْ جَعَلُواْ لِلّهِ شُرَكَاء خَلَقُواْ كَخَلْقِهِ فَتَشَابَهَ الْخَلْقُ عَلَيْهِمْ قُلِ اللّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ ﴿١٦﴾
Kul men rabbus semâvâti vel ard(ardı), kulillâh(kulillâhu), kul e fettehaztum min dûnihî evliyâe lâ yemlikûne li enfusihim nef’an ve lâ darrâ(darren), kul hel yestevil a’mâ vel basîru em hel testevîz zulumâtu ven nûr(nûru), em cealû lillâhi şurakâe halakû ke halkıhî fe teşâbehel halku aleyhim, kulillâhu hâliku kulli şey’in ve huvel vâhidul kahhâr(kahhâru).
RA D SÜRESİ AYET 17
أَنزَلَ مِنَ السَّمَاء مَاء فَسَالَتْ أَوْدِيَةٌ بِقَدَرِهَا فَاحْتَمَلَ السَّيْلُ زَبَدًا رَّابِيًا وَمِمَّا يُوقِدُونَ عَلَيْهِ فِي النَّارِ ابْتِغَاء حِلْيَةٍ أَوْ مَتَاعٍ زَبَدٌ مِّثْلُهُ كَذَلِكَ يَضْرِبُ اللّهُ الْحَقَّ وَالْبَاطِلَ فَأَمَّا الزَّبَدُ فَيَذْهَبُ جُفَاء وَأَمَّا مَا يَنفَعُ النَّاسَ فَيَمْكُثُ فِي الأَرْضِ كَذَلِكَ يَضْرِبُ اللّهُ الأَمْثَالَ ﴿١٧﴾
Enzele mines semâi mâen fe sâlet evdiyetun bi kaderihâ fahtemeles seylu zebeden râbiyâ(râbiyen), ve mimmâ yûkıdûne aleyhi fîn nâribtigâe hılyetin ev metâın zebedun misluhu, kezâlike yadribullâhul hakka vel bâtıl(bâtıle), fe emmâz zebedu fe yezhebu cufâen, ve emmâ mâ yenfaun nâse fe yemkusu fîl ard(ardı), kezâlike yadrıbullâhul emsâl(emsâle).
RA D SÜRESİ AYET 18
لِلَّذِينَ اسْتَجَابُواْ لِرَبِّهِمُ الْحُسْنَى وَالَّذِينَ لَمْ يَسْتَجِيبُواْ لَهُ لَوْ أَنَّ لَهُم مَّا فِي الأَرْضِ جَمِيعًا وَمِثْلَهُ مَعَهُ لاَفْتَدَوْاْ بِهِ أُوْلَئِكَ لَهُمْ سُوءُ الْحِسَابِ وَمَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ وَبِئْسَ الْمِهَادُ ﴿١٨﴾
Lillezînestecâbû li rabbihimul husnâ, vellezîne lem yestecibû lehu lev enne lehum mâ fîl ardı cemîan ve mislehu meahu leftedev bihî, ulâike lehum sûul hısâbi ve me’vâhum cehennem(cehennemu), ve bi’sel mihâd(mihâdu).
RA D SÜRESİ AYET 19
أَفَمَن يَعْلَمُ أَنَّمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ مِن رَبِّكَ الْحَقُّ كَمَنْ هُوَ أَعْمَى إِنَّمَا يَتَذَكَّرُ أُوْلُواْ الأَلْبَابِ﴿١٩﴾
E fe men ya’lemu ennemâ unzile ileyke min rabbikel hakku ke men huve a’mâ, innemâ yetezekkeru ûlul elbâb(elbâbi).
RA D SÜRESİ AYET 20
الَّذِينَ يُوفُونَ بِعَهْدِ اللّهِ وَلاَ يِنقُضُونَ الْمِيثَاقَ ﴿٢٠﴾
Ellezîne yûfûne bi ahdillâhi ve lâ yenkudûnel misâk(misâka).
RA D SÜRESİ AYET 16
DE ki gölerin ve yerin rabbi kimdir de ki ALLAH de ki onu bırakıp kendilerine bile fayda ve zarar saglamaimkanı olmayanlar koruyucular mı ediniyorsunuz de ki hiç kör ile gören bir olur mu yahut karanlıklarla aydınlık bir olur mu yoksa ALLAH a onun yaratması gibi yaratan ortaklar buldular da yaratma kendilerine karışık mı geldi de ki ALLAH her şeyin yaratıcısıdır o bir tek olandır her şeye üstün gelendir
RA D SÜRESİ AYET 17
O gökyüzünden bir su indiri vadileri kendi miktarınca sel ile dolup taştı sel üsteki köpügüalıp götürdü süs veya eşya yapmak için ateşten körüklediginiz madelerde de ona benzer bir köpük meydana gelir işte ALLAH hak ile batılı böyle çarpıştırır köpüge gelince o artılır gider insanlara faydalı olacak olan ise toprakta kalır işte ALLAH size böyle misaller verir
RA D SÜRESİ AYET 18
RABLERİNİN emrine olumlu karşılık verenlere daha güzeli vardır ona olumlu karşılık vermeyenler ise yeryüzünde bulunanın tümü onunla birlikte bir o kadarı daha kendilerinin olsa hepsini kurtuluş fidyesi olarak verirlerdi hesabın kötüsü onlar içindir onların gidecegi yer cehennemdir orası ne kötü yerdir
RA D SÜRESİ AYET 19
RABBİNDEN sana indirilenin gerçegin ta kendisi oldugunu bilen kör gibi olur mu fakat bunu ancak akıl ve vicdanı temiz olanlar kavrarlar
RA D SÜRESİ AYET 20
ONLAR ALLAH a verdikleri sözü yerine getirirler antlaşmayı bozmazlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder