25 Şubat 2016 Perşembe

Özet: Önceleri Hıristiyan Olan Bir Genç, Neden İslam'ı Seçtiğini Anlatıyor

ALLAH BİR KULUNU HİDAYETE ERDİRİSE ÖNÜNE NELER SERE NELER OKUYALIM İBRET OLSUN NAMAZ KILMAYANLARA MÜSLÜMAN OLMAYANLARA 
- Es-selâmü Aleyküm kardeşim...!
- Aleyküm Selam.
- Kardeşim, nasıl İslamiyet dinini seçtiğini ve ilk neler yaşadığını, önceden İslam hakkında neler düşündüğünü ve İslam'ı seçmendeki önemli sebepleri anlatır mısın ve İslam'da senin ilgini çeken şeyi?
- Tamam. Aslında ben, bununla büyüdüm. Çünkü önceden beri çok yabancı arkadaşlarım vardı. Yabancı arkadaşlarımdan şunu gördüm; onların yaşamı, benim eski yaşamımdan farklıydı. Tabii biraz takılmalarımız falan da vardı. Ben, İslam'ın var olduğunun farkına vardım ve gördüm. Eskiden "İslamiyet, sadece Türkiye ve Fas'taki gibi insanlar içindir." diyordum ve "Benim için de benim dinim." diyordum. Ben, Allah'a hep inanıyordum. Ama İsa'nın bunda bir rolü olup olmadığını bilemiyordum. Sonra 11 Eylül terör saldırısı oldu. Ondan sonra bir Kurân aldım ilgimi çektiği için... Düşündüm; acaba böyle bir din, nasıl terörist olabilir?! Böyle bir dinin bu kadar kavgacı veya terörist olabileceğini tahmin bile edemiyordum. Sonradan anladım ki bu işte bir iş var! Daha sonra Kurân'ı aldım ve okumaya başladım. İki-üç saat durmadan hep okudum. Kurân'ı okurken, 70., 80. sayfaları okumaya devam ederken; tüylerim, diken diken olmaya başladı. Başlangıçta "Ya tamam, her şey, iyi-düzgün görünüyor." vs dedim ve okumaya devam ettim. Hayatımı aynı eski yaşadığım gibi yaşamaya devam ettirdim. Sonra ilginç rüyalar görmeye başladım ve korkutucu, bilmediğim şeyler görmeye başladım. İnsan, anlatamıyor nasıl bir şey olduğunu... Kurân'da okumaya başladığım âyetler, rüyamda kayıp oluyordu. Aslında tam olarak daha okuyamıyordum. Ve artık düşünmeye başladım "Neler oluyor!" diye... Bu olay, her gece oluyordu. Yatmaktan korkuyordum. Sonra Kurân'ı yatağın üstüne koydum ve "Lâzım olan şey, burada!" dedim. Bu, Allah'tan bir işaretti.

- Sübhanallâh...
- Ve düşünmeye başladım. Ramazan, gelmişti zaten.
- Sen, bu olayları "sana bir şey mi anlatılmak ya da bir şey mi gösterilmek istendi" diye mi düşündün?
- Evet, aynen... Ramazan'dı ve arkadaşlarıma; "Ben de herhalde sizin gibi oruç tutmayı deneyeceğim." dedim. Oruç tutuyordum. Ama domuz eti yemeye de devam ediyordum. Alkolü zaten eskiden beri kullanmıyordum. Bu, bir şey değil... Ve düşündüm. "Hım... Eğer domuz eti yersem, doğru olmaz. Eğer oruç tutacaksam, bunu da bırakmam lâzım." O zamanlar, kız arkadaşım vardı. Beraber çıkarken, düzgün ve iyi olmayan olaylar yaşanıyordu. (Mesela otobüslerde falan) Ve o gece, tekrar o kâbusu gördüm. Ne zaman hata yapsam, o kâbusu görmeye başladım. Artık rüyaları cezâ olarak düşünmeye başladım. Ve tekrar bir şeyler (hatalar) yapıyordum ve yine kâbus görüyordum. Artık bir şey (hata) yapmaya korkuyordum. Ve (Ramazan'dan sonra) normal hayatıma devam ettim. Domuz eti yiyor ve alkol alıyordum. Ama tatlarının bana eskisi gibi güzel gelmediğini fark ettim.
- Arada sırada mı alkol alıyordun?
- Evet, diğerleri gibi değil. Ayda bir defa falan. Aslında (hemen hemen) hiç almıyordum... Birgün, ailemin yanına gitmiştim. "Buzdolabında ne var?" diye bir baktım. Yanlış hatırlamıyorsam, salam gördüm. Birden midemin bulandığını hissettim. Sebebini ben de bilmiyorum. Çünkü önceden yediğim için... Ve artık diğer şeyleri de bırakmaya başladım. Ve sonra "Tamam!" dedim. "Çünkü (Müslüman) arkadaşlarım da namaz kılmıyorlar. Öyle ise ben de artık bir Müslüman'ım. Ben de domuz eti yemiyorum. Bu olay, tamamlanmıştır." dedim kendi kendime. Ve bu, 4 sene böyle devam etti. Hep yeni kitaplar alıp okumaya başladım. Sonra düşünmeye başladım. "Hayır!" dedim. "Hayır, namaz kılmak da Müslümanlığın bir parçası!" Namaz kılmayı öğrenmek istiyordum. Birçok (Müslüman) arkadaşıma "Bana göstersene nasıl kılınacağını..." diyordum. Onlar, hep "Tamam, bakarız. Ama sonra." diyorlardı.  Aslında onlar da namaz kılmayı bilmiyorlardı.
- O zamana kadar Kelime-i Şehadet getirdin mi?
- Hayır, daha değil. Çünkü ben, öyle öğrenmiştim. Öyle yapıyordum ve yeterli diyordum. Ve sonra düşünmeye başladım: "Böyle olmaz. Eğer yağacaksan, tam yapmalısın." Sonra namaz kılanları, her şeyi doğru yapanları gördüm. Burda bir Arapça öğretmeni vardı. Bir arkadaşı gördüm ve sordum. Bana "Evet, camide Arapça ders veren birisini tanıyorum. Benimle beraber gel. O Arapça hocası ile konuşalım." dedi. Sonra, onunla gittim. (Muhammed) Hoca, bana; "Evet, seve seve. Tabii ki gelip  Arapça öğrenebilirsin." dedi. Birgün sonra geldim buraya. Daha sonra Muhammed'le buluştum. O, beni İslam'a teşvik etmek için bana önce; "Gel, beraber dolaşalım. Beraber bir şey içmeye gidelim." diyordu. Ama zaten benim için her şey, tamamdı ve kararımı önceden vermiştim.
- O, sadece biraz arkada durdu?!
- Evet, aynen, aynen... Ve sonra onu aradım. Cumartesi ve çarşamba günleri için randevulaştık. Buluşma yeri, camiydi. Ve sonra her şeyi yaptım. Kelime-i Şehadet getirdim. Namaza önceden başlamıştım zaten. Yani Kelime-i Şehadet getirmeden önce de namaz kılmıştım zaten. Ve birden her şey gelişti. Bana dedi ki; "Gel, Arapça öğrenelim." Öyle çabuk başladı ki!...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder