İBRAHİM SÜRESİ AYET 36
رَبِّ إِنَّهُنَّ أَضْلَلْنَ كَثِيرًا مِّنَ النَّاسِ فَمَن تَبِعَنِي فَإِنَّهُ مِنِّي وَمَنْ عَصَانِي فَإِنَّكَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿٣٦﴾
Rabbi innehunne adlelne kesîran minen nâs(nâsi), fe men tebianî fe innehu minnî, ve men asânî fe inneke gafûrun rahîm(rahîmun).
İBRAHİM SÜRESİ AYET 37
رَّبَّنَا إِنِّي أَسْكَنتُ مِن ذُرِّيَّتِي بِوَادٍ غَيْرِ ذِي زَرْعٍ عِندَ بَيْتِكَ الْمُحَرَّمِ رَبَّنَا لِيُقِيمُواْ الصَّلاَةَ فَاجْعَلْ أَفْئِدَةً مِّنَ النَّاسِ تَهْوِي إِلَيْهِمْ وَارْزُقْهُم مِّنَ الثَّمَرَاتِ لَعَلَّهُمْ يَشْكُرُونَ ﴿٣٧﴾
Rabbenâ innî eskentu min zurriyyetî bi vâdin gayri zî zer’ın inde beytilkel muharrami rabbenâ li yukîmus salâte fec’al ef’ideten minen nâsi tehvî ileyhim verzukhum mines semerâti leallehum yeşkurûn(yeşkurûne).
İBRAHİM SÜRESİ AYET 38
رَبَّنَا إِنَّكَ تَعْلَمُ مَا نُخْفِي وَمَا نُعْلِنُ وَمَا يَخْفَى عَلَى اللّهِ مِن شَيْءٍ فَي الأَرْضِ وَلاَ فِي السَّمَاء ﴿٣٨﴾
Rabbenâ inneke ta’lemu mâ nuhfî ve mâ nu’linu, ve mâ yahfâ alâllâhi min şey’in fîl ardı ve lâ fîs semâi.
İBRAHİM SÜRESİ AYET 39
الْحَمْدُ لِلّهِ الَّذِي وَهَبَ لِي عَلَى الْكِبَرِ إِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَقَ إِنَّ رَبِّي لَسَمِيعُ الدُّعَاء ﴿٣٩﴾
El hamdulillâhillezî vehebe lî alâ kiberi ismâîle ve ishâk(ishâka), inne rabbî le semîud duâ
İBRAHİM SÜRESİ AYET 40
رَبِّ اجْعَلْنِي مُقِيمَ الصَّلاَةِ وَمِن ذُرِّيَّتِي رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَاء ﴿٤٠﴾
Rabbic’alnî mukîmes salâti ve min zurriyyetî rabbenâ ve tekabbel duâi
İBRAHİM SÜRESİ AYET 41
رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ ﴿٤١﴾
Rabbenâgfirlî ve li vâlideyye ve lil mu’minîne yevme yekûmul hisâb(hisâbu).
İBRAHİM SÜRESİ AYET 42
وَلاَ تَحْسَبَنَّ اللّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الأَبْصَارُ ﴿٤٢﴾
Ve lâ tahsebennallâhe gâfilen ammâ ya’meluz zâlimûn(zâlimûne), innemâ yuahhıruhum li yevmin teşhasu fîhil ebsâr(ebsâru).
İBRAHİM SÜRESİ AYET 43
مُهْطِعِينَ مُقْنِعِي رُءُوسِهِمْ لاَ يَرْتَدُّ إِلَيْهِمْ طَرْفُهُمْ وَأَفْئِدَتُهُمْ هَوَاء ﴿٤٣﴾
Muhtıîne mukniî ruûsihim lâ yerteddu ileyhim tarfuhum, ve ef’idetuhum hevâun.
İBRAHİM SÜRESİ AYET 44
وَأَنذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْتِيهِمُ الْعَذَابُ فَيَقُولُ الَّذِينَ ظَلَمُواْ رَبَّنَا أَخِّرْنَا إِلَى أَجَلٍ قَرِيبٍ نُّجِبْ دَعْوَتَكَ وَنَتَّبِعِ الرُّسُلَ أَوَلَمْ تَكُونُواْ أَقْسَمْتُم مِّن قَبْلُ مَا لَكُم مِّن زَوَالٍ ﴿٤٤﴾
Ve enzirin nâse yevme ye’tîhimul azâbu fe yekûlullezîne zalemû rabbenâ ahhırnâ ilâ ecelin karîbin nucib da’veteke ve nettebiir rusule, e ve lem tekûnû aksemtum min kablu mâ lekum min zevâl(zevâlin).
İBRAHİM SÜRESİ AYET 45
وَسَكَنتُمْ فِي مَسَاكِنِ الَّذِينَ ظَلَمُواْ أَنفُسَهُمْ وَتَبَيَّنَ لَكُمْ كَيْفَ فَعَلْنَا بِهِمْ وَضَرَبْنَا لَكُمُ الأَمْثَالَ ﴿٤٥﴾
Ve sekentum fî mesâkinillezîne zalemû enfusehum ve tebeyyene lekum keyfe fealnâ bihim ve darabnâ lekumul emsâl(emsâle).
İBRAHİM SÜRESİ AYET 36
RABBİM çünkü onlara insanlardan birçogunu şaşırtırlar bundan böyle kim benim izimden gelirse o bendendir kim de bana isyan edip karşı çıkarsa şüphesiz sen çok bagışlayan çok acıyansın
İBRAHİM SÜRESİ AYET 37
EY rabbimiz ben soyumdan bazısını senin kutsal evinin yanındaki ekin bitmez bir vadiye yerleştirdimey rabbimiz (bunu) namaz kılsınlar (diye yaptım) bundan böyle insanların gönüllerini onlara akıt onları çeşitli ürünlerle rızıklandır belki şükrederler
İBRAHİM SÜRESİ AYET 38
EY rabbimiz sen bizim gizlediklerimizi de açıkca yapıp ettiklerimizi de bilirsin ALLAH a ne yer yüzünde ne de gökyüzünde bir şey gizli kalır
İBRAHİM SÜRESİ AYET 39
BANA ihtiyarlıgımda ismail ve ishak ı ihsan eden ALLAH a hamdolsun şüphesiz benim rabbim duayı işitendir
İBRAHİM SÜRESİ AYET 40
EY rabbim beni ve soyumu namaz kılanlardan eyle ey rabbimiz duamı kabul eyle
İBRAHİM SÜRESİ AYET 41
EY rabbimiz benim anne babamı ve bütün müminleri hesabın gerçekleşecegi gün bagışla
İBRAHİM SÜRESİ AYET 42
SAKIN ALLAH ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma o sadece onların hesabını gözlerin belerecegi güne ertelemektedir
İBRAHİM SÜRESİ AYET 43
BAŞLARINI dikerek koşarlar bakışları kendilerine dönmez yüreklerinin içi bomboş hava kesilmiştir
İBRAHİM SÜRESİ AYET 44
İNSANLAR azabın kendilerine gelecegi günü hatırlat o gün zalimler şöyle diyeceklerdir ey rabbimiz bize az bir süre mühlet ver de davetine icabet edelim peygamberlere uyalım siz bundan önce sizin için bir son olmadıgına yemin etmemiş miydiniz
İBRAHİM SÜRESİ AYET 45
kendilerine zulmedenlerin yurtlarında yaşamıştınız onlara nasıl yaptıgımızı sizce anlaşılmıştı size (bunu ) örnek olaylarla da anlatmıştık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder