şuara süresi ayet 16
فَأْتِيَا فِرْعَوْنَ فَقُولَا إِنَّا رَسُولُ رَبِّ الْعَالَمِينَ ﴿١٦﴾
Fe’tiyâ fir’avne fe kûlâ innâ resûlu rabbil âlemîn(âlemîne).
şuara süresi ayet 17
أَنْ أَرْسِلْ مَعَنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ ﴿١٧﴾
En ersil meanâ benî isrâîl(isrâîle).
şuara süresi 18
قَالَ أَلَمْ نُرَبِّكَ فِينَا وَلِيدًا وَلَبِثْتَ فِينَا مِنْ عُمُرِكَ سِنِينَ ﴿١٨﴾
Kâle e lem nurabbike fînâ velîden ve lebiste fînâ min umurike sinîn(sinîne).
şuara süresi 19
وَفَعَلْتَ فَعْلَتَكَ الَّتِي فَعَلْتَ وَأَنتَ مِنَ الْكَافِرِينَ ﴿١٩﴾
Ve fealte fa’letekelletî fealte ve ente minel kâfirîn(kâfirîne).
şuara süresi ayet 20
قَالَ فَعَلْتُهَا إِذًا وَأَنَا مِنَ الضَّالِّينَ ﴿٢٠﴾
Kâle fealtuhâ izen ve ene mined dâllîn(dâllîne).
şuara süresi ayet 16
haydi firavun a gidin de [ona şöyle ] deyin biz alemlerin rabbinin elçisiyiz
şuara süresi ayet 17
israil ogullarını bizimle birlikte gönder
şuara süresi ayet 18-19
[firavun] biz seni çocukken aramızda büyütmedik mi hayatının bir çok yılını aramızda geçirmedin mi sonunda [şimdi] bu yaptıgın işi yaptın sen nankör kafirlerden birisin dedi
şuara süresi ayet 20
[musa] şöyle dedi evet o zaman ben o işi yaptım ama ben [o zaman ne yapacagını ] bilmeyenlerdendim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder