furkan süresi ayet 11
بَلْ كَذَّبُوا بِالسَّاعَةِ وَأَعْتَدْنَا لِمَن كَذَّبَ بِالسَّاعَةِ سَعِيرًا ﴿١١﴾
Bel kezzebû bis sâati ve a’tednâ li men kezzebe bis sâati saîrâ(saîren).
furkan süresi ayet 12
إِذَا رَأَتْهُم مِّن مَّكَانٍ بَعِيدٍ سَمِعُوا لَهَا تَغَيُّظًا وَزَفِيرًا ﴿١٢﴾
İzâ raethum min mekânin baîdin semiû lehâ tegayyuzan ve zefîrâ(zefîran).
furkan süresi ayet 13
وَإِذَا أُلْقُوا مِنْهَا مَكَانًا ضَيِّقًا مُقَرَّنِينَ دَعَوْا هُنَالِكَ ثُبُورًا ﴿١٣﴾
Ve izâ ulkû minhâ mekânen dayyıkan mukarranîne deav hunâlike subûrâ(subûran).
furkan süresi ayet 14
لَا تَدْعُوا الْيَوْمَ ثُبُورًا وَاحِدًا وَادْعُوا ثُبُورًا كَثِيرًا ﴿١٤﴾
Lâ ted’ûl yevme subûran vâhıden ved’û subûran kesîrâ(kesîren).
furkan süresi ayet 15
قُلْ أَذَلِكَ خَيْرٌ أَمْ جَنَّةُ الْخُلْدِ الَّتِي وُعِدَ الْمُتَّقُونَ كَانَتْ لَهُمْ جَزَاء وَمَصِيرًا ﴿١٥﴾
Kul e zâlike hayrun em cennetul huldilletî vuidel muttakûn(muttakûne), kânet lehum cezâen ve masîrâ(masîren).
furkan süresi ayet 11
fakat onlar kıyameti yalanladılar biz kıyameti yalanlayanlara şiddetli bir ateş hazırladık
furkan süresi ayet 12
[ateş] onları uzak bir yerde gördügünde ona özgü öfke ve ugultu işitirler
furkan süresi ayet 13
elleri boyunlarına baglanıp onun dar bir yerine atıldıkları zaman orada helak olmak isterler
furkan süresi ayet 14
[onlara şöyle denir ] bu gün birkez helak olmayı isteyin
furkan süresi ayet 15
de ki o mu yoksa o muttakilere söz verilen sonsuzluk cenneti mi daha hayırlıdır o vennet onlara bir ödüldür ve onların varış yeridir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder