kehf süresi ayet 96
آتُونِي زُبَرَ الْحَدِيدِ حَتَّى إِذَا سَاوَى بَيْنَ الصَّدَفَيْنِ قَالَ انفُخُوا حَتَّى إِذَا جَعَلَهُ نَارًا قَالَ آتُونِي أُفْرِغْ عَلَيْهِ قِطْرًا ﴿٩٦﴾
Atûnî zuberal hadîdi, hattâ izâ sâvâ beynes sadafeyni kâlenfuhû, hattâ izâ cealehu nâran kâle âtûnî ufrig aleyhi kıtrâ(kıtran).
kehf süresi ayet 97
فَمَا اسْطَاعُوا أَن يَظْهَرُوهُ وَمَا اسْتَطَاعُوا لَهُ نَقْبًا ﴿٩٧﴾
Femâstâû en yazherûhu ve mâstetâû lehu nakbâ(nakben).
kehf süresi ayet 98
قَالَ هَذَا رَحْمَةٌ مِّن رَّبِّي فَإِذَا جَاء وَعْدُ رَبِّي جَعَلَهُ دَكَّاء وَكَانَ وَعْدُ رَبِّي حَقًّا ﴿٩٨﴾
Kâle hâzâ rahmetun min rabbî, fe izâ câe va’du rabbî cealehu dekkâe, ve kâne va’du rabbî hakkâ(hakkan).
kehf süresi ayet 99
وَتَرَكْنَا بَعْضَهُمْ يَوْمَئِذٍ يَمُوجُ فِي بَعْضٍ وَنُفِخَ فِي الصُّورِ فَجَمَعْنَاهُمْ جَمْعًا ﴿٩٩﴾
Ve teraknâ ba’dahum yevme izin yemûcu fî ba’dın ve nufiha fîs sûri fe cema’nâhum cem’â(cem’an).
kehf süresi ayet 100
وَعَرَضْنَا جَهَنَّمَ يَوْمَئِذٍ لِّلْكَافِرِينَ عَرْضًا ﴿١٠٠﴾
Ve aradnâ cehenneme yevme izin lil kâfirîne ardâ(ardan).
kehf süresi ayet 96
bana demir kütleleri getirin tam iki dagın arası bir seviyeye gelince körükleyin dedi o tam onu ateş haline koyduguvakit onu bana getirin de üzerine erimiş bakır dökeyim dedi
kehf süresi ayet 97
ondan sonra onu ne aşabildiler ne de delip geçebildiler
kehf süresi ayet 98
(zülkarneyn şöyle ) dedi bu rabbimden bir rahmettir rabbimin ( yok etme ) sözü geldiginde onu dümdüz edecektir rabbimin sözü elbette gerçekleşecektir
kehf süresi ayet 99
o gün onları bırakıveririz birbirlerine karşılar sura üflenir artık hepsini toplarız da toplarız
kehf süresi ayet 100
o gün kafirlere cehennemi öyle bir şekilde gösteririz ki (donup kalırlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder