KEHF SÜRESİ AYET 42
وَأُحِيطَ بِثَمَرِهِ فَأَصْبَحَ يُقَلِّبُ كَفَّيْهِ عَلَى مَا أَنفَقَ فِيهَا وَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلَى عُرُوشِهَا وَيَقُولُ يَا لَيْتَنِي لَمْ أُشْرِكْ بِرَبِّي أَحَدًا ﴿٤٢﴾
Ve uhîta bi semerihî fe asbeha yukallibu keffeyhi alâ mâ enfeka fîhâ ve hiye hâviyetun alâ urûşihâ ve yekûlu yâ leytenî lem uşrik bi rabbî ehadâ(ehaden).
KEHF SÜRESİ AYET 43
وَلَمْ تَكُن لَّهُ فِئَةٌ يَنصُرُونَهُ مِن دُونِ اللَّهِ وَمَا كَانَ مُنتَصِرًا ﴿٤٣﴾
Ve lem tekun lehu fietun yansurûnehu min dûnillâhi ve mâ kâne muntesirâ(muntesiran).
KEHF SÜRESİ AYET 44
هُنَالِكَ الْوَلَايَةُ لِلَّهِ الْحَقِّ هُوَ خَيْرٌ ثَوَابًا وَخَيْرٌ عُقْبًا ﴿٤٤﴾
Hunâlikel velâyetu lillâhil hakkı, huve hayrun sevâben ve hayrun ukbâ(ukben)
KEHF SÜRESİ AYET 45
وَاضْرِبْ لَهُم مَّثَلَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا كَمَاء أَنزَلْنَاهُ مِنَ السَّمَاء فَاخْتَلَطَ بِهِ نَبَاتُ الْأَرْضِ فَأَصْبَحَ هَشِيمًا تَذْرُوهُ الرِّيَاحُ وَكَانَ اللَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ مُّقْتَدِرًا ﴿٤٥﴾
Vadrıb lehum meselel hayâtid dunyâ ke mâin enzelnâhu mines semâi fahteleta bihî nebâtul ardı fe asbeha heşîmen tezrûhur riyâhu, ve kânallâhu alâ kulli şey'in muktedirâ(muktediran).
KEHF SÜRESİ AYET 42
derken bütün serveti birden yok edildi bunun üzerine oraya yaptıgı harcamalardan dolayı pişmanlıktan ellerini ovuşturup kaldı o bag çardakları üzerine çöküp kalmıştı ah nolaydım rabbime hiçbir kimse ortak koşmamış olsaydım diyordu
kehf süresi ayet 43
onun için ALLAH tan başka kendisine yardım edecek bir topluluk da yoktu o kendi kendini de kurtaramadı
kehf süresi ayet 44
işte burda koruyuculuk gerçekten ALLAH ındır o sevapca da daha hayırlıdır sonuç bakımından da daha hayırlıdır
kehf süresi ayet 45
onlar dünya hayatını şuna benzeterek anlat o gökyüzünden indirdigimiz bir su gibidir yeryüzünün bitkileri onunla birbirine karışmıştır derken kendisini rüzgarların savurup götürdügü bir çöp kırıntısı olmuştur ALLAH her şeye muktedirdir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder