kehf süresi ayet 81
فَأَرَدْنَا أَن يُبْدِلَهُمَا رَبُّهُمَا خَيْرًا مِّنْهُ زَكَاةً وَأَقْرَبَ رُحْمًا ﴿٨١﴾
Fe eradnâ en yubdilehumâ rabbuhumâ hayran minhu zekâten ve akrabe ruhmâ(ruhmen).
kehf süresi ayet 82
وَأَمَّا الْجِدَارُ فَكَانَ لِغُلَامَيْنِ يَتِيمَيْنِ فِي الْمَدِينَةِ وَكَانَ تَحْتَهُ كَنزٌ لَّهُمَا وَكَانَ أَبُوهُمَا صَالِحًا فَأَرَادَ رَبُّكَ أَنْ يَبْلُغَا أَشُدَّهُمَا وَيَسْتَخْرِجَا كَنزَهُمَا رَحْمَةً مِّن رَّبِّكَ وَمَا فَعَلْتُهُ عَنْ أَمْرِي ذَلِكَ تَأْوِيلُ مَا لَمْ تَسْطِع عَّلَيْهِ صَبْرًا ﴿٨٢﴾
Ve emmâl cidâru fe kâne li gulâmeyni yetîmeyni fîl medîneti ve kâne tahtehu kenzun lehumâ ve kâne ebûhumâ sâlihan, fe erâde rabbuke en yeblugâ eşuddehumâ ve yestahricâ kenzehumâ rahmeten min rabbike ve mâ fealtuhu an emrî, zâlike te’vîlu mâ lem testı’ aleyhi sabrâ(sabran).
kehf süresi ayet 83
وَيَسْأَلُونَكَ عَن ذِي الْقَرْنَيْنِ قُلْ سَأَتْلُو عَلَيْكُم مِّنْهُ ذِكْرًا ﴿٨٣﴾
Ve yes’elûneke an zîl karneyn(karneyni), kul se etlû aleykum minhu zikrâ(zikren).
kehf süresi ayet 84
إِنَّا مَكَّنَّا لَهُ فِي الْأَرْضِ وَآتَيْنَاهُ مِن كُلِّ شَيْءٍ سَبَبًا ﴿٨٤﴾
İnnâ mekkennâ lehu fîl ardı ve âteynâhu min kulli şey’in sebebâ(sebeben)
kehf süresi ayet 85
فَأَتْبَعَ سَبَبًا ﴿٨٥﴾
Fe etbea sebebâ(sebeben).
kehf süresi ayet 81
rablerinin o çocuga karşılık bunlara ondan daha temiz daha merhametli birini vermesini diledik
kehf süresi ayet 82
duvara gelince bu şehirde iki yetim çocugun idi altında onlara için saklanmış bir define vardı babaları da salih bir insandı rabbin onların ergenlige ulaşmalarını hazinlerini çıkarmalarını istedik bu rabbinden bir rahmetti ben bunların hiçbirini kendiligimden yapmadım işte senin sabredemedigin şeylerin iç yüzü budur
kehf süresi ayet 83
bir de sana zülkarneyn i soruyorlar de ki size onunla ilgili bir hatıra anlatacagım
kehf süresi ayet 84
biz onu yeryüzünde egemen kıldık ona her türlü araç ve imkan verdik
kehf süresi ayet 85
o bir nedenle (batıya dogru ) yürüdü gitti
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder