A RAF SÜRESİ AYET 95
ثُمَّ بَدَّلْنَا مَكَانَ السَّيِّئَةِ الْحَسَنَةَ حَتَّى عَفَواْ وَّقَالُواْ قَدْ مَسَّ آبَاءنَا الضَّرَّاء وَالسَّرَّاء فَأَخَذْنَاهُم بَغْتَةً وَهُمْ لاَ يَشْعُرُونَ
Summe beddelnâ mekânes seyyietil hasenete hattâ afev ve kâlû kad messe âbâenâd darrâu ves serrâu fe ehaznâhum bagteten ve hum lâ yeş’urûn(yeş’urûne).
A RAF SÜRESİ AYET 96
وَلَوْ أَنَّ أَهْلَ الْقُرَى آمَنُواْ وَاتَّقَواْ لَفَتَحْنَا عَلَيْهِم بَرَكَاتٍ مِّنَ السَّمَاء وَالأَرْضِ وَلَكِن كَذَّبُواْ فَأَخَذْنَاهُم بِمَا كَانُواْ يَكْسِبُونَ
Ve lev enne ehlel kurâ âmenû vettekav le fetahnâ aleyhim berekâtin mines semâi vel ardı ve lâkin kezzebû fe ehaznâhum bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne).
A RAF SÜRESİ AYET 97
أَفَأَمِنَ أَهْلُ الْقُرَى أَن يَأْتِيَهُمْ بَأْسُنَا بَيَاتاً وَهُمْ نَآئِمُونَ
E fe emine ehlul kurâ en ye’tiyehum be’sunâ beyâten ve hum nâimûn(nâimûne).
A RAF SÜRESİ AYET 98
أَوَ أَمِنَ أَهْلُ الْقُرَى أَن يَأْتِيَهُمْ بَأْسُنَا ضُحًى وَهُمْ يَلْعَبُونَ
E ve emine ehlul kurâ en ye’tiyehum be’sunâ duhan ve hum yel’abûn (yel’abûne).
A RAF SÜRESİ AYET 99
أَفَأَمِنُواْ مَكْرَ اللّهِ فَلاَ يَأْمَنُ مَكْرَ اللّهِ إِلاَّ الْقَوْمُ الْخَاسِرُونَ
E fe eminû mekrallâhi, fe lâ ye’menu mekrallâhi illâl kavmul hâsirûn(hâsirûne).
A RAF SÜRESİ AYET 100
أَوَلَمْ يَهْدِ لِلَّذِينَ يَرِثُونَ الأَرْضَ مِن بَعْدِ أَهْلِهَا أَن لَّوْ نَشَاء أَصَبْنَاهُم بِذُنُوبِهِمْ وَنَطْبَعُ عَلَى قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لاَ يَسْمَعُونَ
E ve lem yehdi lillezîne yerisûnel arda min ba’di ehlihâ en lev neşâu esabnâhum bi zunûbihim, ve natbeu alâ kulûbihim fe hum lâ yesme’ûn(yesme’ûne).
A RAF SÜRESİ AYET 95
SONRA köttülügün yerine iyiligi getirdik ardından çogaldıklar dogrusu atalarımızın başına sıkıntılı ve rahat zamanlar gelmiş dediler tam o zaman akılarından geçmezken ansızın onları tuttuk yok edi verdiler
ayet 96
EGR O memleketlerin halkı iman edip ALLAH tan korksaydılar elbette üzerlerine gökyüzünden yeryüzünden bereketler açıverirdik ancak onlar yalanladılar kendilerini yaptıklarından dolayı tuttuk yok edi verdik
AYET 97
ya şimdi şu kasaba halkı geceleyin uyurlarken azabımızın kendilerine baskın halinde gelivermeyeceginden emin mi oldular
AYET 98
YİNE o kasaba halkı kuşluk vakti oynayıp eglenip dururlarken kendilerine azabımızın gelivermiyeceginden eminmi oldular
AYET 99
ALLAH ın tuzagından (kurtulacaklarına ) emin mi oldular kendilerine yazık eden halklardan başka hiç kimse ALLAH ın tuzagından (kurtulacagına ) emin olamaz
AYET 100
ESKİ sahiplerinden sonra bu topraga varis olan kimselere şu gerçek ortaya çıkmadı mı eger dileseydik onların da günahlarını başlarına çarpardık biz onların kalplerinin üzerini mühürleriz onlar da hakkı duymazlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder