23 Haziran 2015 Salı

[​IMG]


A RAF SÜRESİ AYET 101
تِلْكَ الْقُرَى نَقُصُّ عَلَيْكَ مِنْ أَنبَآئِهَا وَلَقَدْ جَاءتْهُمْ رُسُلُهُم بِالْبَيِّنَاتِ فَمَا كَانُواْ لِيُؤْمِنُواْ بِمَا كَذَّبُواْ مِن قَبْلُ كَذَلِكَ يَطْبَعُ اللّهُ عَلَىَ قُلُوبِ الْكَافِرِينَ
Tilkel kurâ nakussu aleyke min enbâihâ ve lekad câethum rusuluhum bil beyyinâti fe mâ kânû li yu’minû bi mâ kezzebû min kablu, kezâlike yatbaullâhu alâ kulûbil kâfirîn (kâfirîne).
A RAF SÜRESİ AYET 102
وَمَا وَجَدْنَا لأَكْثَرِهِم مِّنْ عَهْدٍ وَإِن وَجَدْنَا أَكْثَرَهُمْ لَفَاسِقِينَ
Ve mâ vecednâ li ekserihim min ahdin, ve in vecednâ ekserehum le fâsikîn(fâsikîne).
A RAF SÜRESİ AYET 103
ثُمَّ بَعَثْنَا مِن بَعْدِهِم مُّوسَى بِآيَاتِنَا إِلَى فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِ فَظَلَمُواْ بِهَا فَانظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُفْسِدِينَ
Summe beasnâ min ba’dihim mûsâ bi âyâtinâ ilâ fir’avne ve melâihi fe zalemû bihâ, fanzur keyfe kâne âkıbetul mufsidîn(mufsidîne).
A RAF SÜRESİ AYET 104
وَقَالَ مُوسَى يَا فِرْعَوْنُ إِنِّي رَسُولٌ مِّن رَّبِّ الْعَالَمِينَ
Ve kâle mûsâ yâ fir’avnu innî resûlun min rabbil âlemîn(âlemîne).
A RAF SÜRESİ AYET
حَقِيقٌ عَلَى أَن لاَّ أَقُولَ عَلَى اللّهِ إِلاَّ الْحَقَّ قَدْ جِئْتُكُم بِبَيِّنَةٍ مِّن رَّبِّكُمْ فَأَرْسِلْ مَعِيَ بَنِي إِسْرَائِيلَ
Hakîkun alâ en lâ ekûle alâllâhi illâl hakk(hakka), kad ci’tukum bi beyyinetin min rabbikum fe ersil maiye benî isrâîl(isrâîle).
A RAF SÜRESİ AYET 106
قَالَ إِن كُنتَ جِئْتَ بِآيَةٍ فَأْتِ بِهَا إِن كُنتَ مِنَ الصَّادِقِينَ
Kâle in kunte ci’te bi âyetin fe’ti bihâ in kunte mines sâdikîn(sâdikîne).
A RAF SÜRESİ AYET 107
فَأَلْقَى عَصَاهُ فَإِذَا هِيَ ثُعْبَانٌ مُّبِينٌ
Fe elkâ asâhu fe izâ hiye su’bânun mubîn(mubînun).
A RAF SÜRESİ AYET 108
وَنَزَعَ يَدَهُ فَإِذَا هِيَ بَيْضَاء لِلنَّاظِرِينَ
Ve neze’a yedehu fe izâ hiye beydâu lin nâzırîn(nâzırîne).
A RAF SÜRESİ AYET 109
قَالَ الْمَلأُ مِن قَوْمِ فِرْعَوْنَ إِنَّ هَذَا لَسَاحِرٌ عَلِيمٌ
Kâlel meleu min kavmi fir’avne inne hâzâ le sâhırun alîm(alîmun).
A RAF SÜRESİ AYET 110
يُرِيدُ أَن يُخْرِجَكُم مِّنْ أَرْضِكُمْ فَمَاذَا تَأْمُرُونَ
Yurîdu en yuhricekum min ardıkum, fe mâzâ te’murûn(te’murûne).
A RAF SÜRESİ AYET 101
İŞTE memleketler başlarına gelenlerden bazılarını sana anlatıyoruz yemin olsun ki peygamberleri onlara mucizelerle geldiler daha önce inkar etmeyi adet edindikleri için iman etmek istemediler ALLAH kafirlerin kalplerini işte böyle mühürler
 A RAF SÜRESİ AYET 102
HEM biz onların çogunda ahde vefa görmedik şurası kesin ki biz onların çogunun itaatten çıkan fasıklar oldugunu gördük
 A RAF SÜRESİ AYET 103
SONRA onların arkasından  musa yı mucizelerimizle firavun a ve onun konsey üyelerine gönderdik ancak onları inkar ettikler inkar ederek bozgunculuk çıkaranların akıbetinin ne olduguna bak
 A RAF SÜRESİ AYET 104
MUSA ey firavun şüphesiz ben alemlerin rabbi tarafından (gönderilen ) bir bir elçiyim dedi
 A RAF SÜRESİ AYET 105
BİRİNCİ görevim ALLAH a karşı hak ve dogrudan başka bir şey söylememektir muhakkak ki ben size rabbinizden bir mucize getirdim artık israil ogullarını benimle beraber gönder
A RAF SÜRESİ AYET 106
EGER sen bir mucize getirdiysen dogru söyleyenlerdensen  hadi onu ortaya koy bakalım dedi
A RAF SÜRESİ AYET 107
BUNUN üzerine asasını bırakı verdi birden o koskoca bir ejderha kesili verdi
A RAF SÜRESİ AYET 108
 ELİNİ sıyırdı çıkardı birden o bakanlar bembeyaz parlayı verdi
A RAF SÜRESİ AYET 109-110FİRAVUN un halkının ileri gelenleri şüphesiz bu çok bilgili bir sihir baz sizi yurdunuzdan çıkarmak istiyor dediler firavun bu konuda  ne diyorsunuz dedi
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder