YÜSUF SÜRESİ AYET 16
وَجَاؤُواْ أَبَاهُمْ عِشَاء يَبْكُونَ
Ve câû ebâhum işâen yebkûn(yebkûne).
YÜSUF SÜRESİ AYET 17
قَالُواْ يَا أَبَانَا إِنَّا ذَهَبْنَا نَسْتَبِقُ وَتَرَكْنَا يُوسُفَ عِندَ مَتَاعِنَا فَأَكَلَهُ الذِّئْبُ وَمَا أَنتَ بِمُؤْمِنٍ لِّنَا وَلَوْ كُنَّا صَادِقِينَ
Kâlû yâ ebânâ innâ zehebnâ nestebiku ve tereknâ yûsufe inde metâınâ fe ekelehuz zi’bu, ve mâ ente bi mu’minin lenâ ve lev kunnâ sâdikîn(sâdikîne).
YÜSÜF SÜRESİ AYET 18
وَجَآؤُوا عَلَى قَمِيصِهِ بِدَمٍ كَذِبٍ قَالَ بَلْ سَوَّلَتْ لَكُمْ أَنفُسُكُمْ أَمْرًا فَصَبْرٌ جَمِيلٌ وَاللّهُ الْمُسْتَعَانُ عَلَى مَا تَصِفُونَ
Ve câû alâ kamîsıhî bi demin kezib(kezibin), kâle bel sevvelet lekum enfusukum emrâ(emren), fe sabrun cemîl(cemîlun), vallâhul musteânu alâ mâ tasıfûn(tasıfûne).
YÜSUF SÜRESİ AYET 19
وَجَاءتْ سَيَّارَةٌ فَأَرْسَلُواْ وَارِدَهُمْ فَأَدْلَى دَلْوَهُ قَالَ يَا بُشْرَى هَذَا غُلاَمٌ وَأَسَرُّوهُ بِضَاعَةً وَاللّهُ عَلِيمٌ بِمَا يَعْمَلُونَ
Ve câet seyyâratun fe erselû vâridehum fe adlâ delvehu, kâle yâ buşrâ hâzâ gulâm(gulâmun), ve eserrûhu bidâaten, vallâhu alîmun bi mâ ya’melûn(ya’melûne).
YÜSUF SÜRESİ AYET 20
وَشَرَوْهُ بِثَمَنٍ بَخْسٍ دَرَاهِمَ مَعْدُودَةٍ وَكَانُواْ فِيهِ مِنَ الزَّاهِدِينَ
Ve şerevhu bi semenin bahsin derâhime ma’dûdetin, ve kânû fîhi minez zâhidîn(zâhidîne).
YÜSUF SÜRESİ AYET 21
وَقَالَ الَّذِي اشْتَرَاهُ مِن مِّصْرَ لاِمْرَأَتِهِ أَكْرِمِي مَثْوَاهُ عَسَى أَن يَنفَعَنَا أَوْ نَتَّخِذَهُ وَلَدًا وَكَذَلِكَ مَكَّنِّا لِيُوسُفَ فِي الأَرْضِ وَلِنُعَلِّمَهُ مِن تَأْوِيلِ الأَحَادِيثِ وَاللّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ
Ve kâlellezîşterâhu min mısra limraetihî ekrimî mesvâhu asâ en yenfeanâ ev nettehizehu veledâ(veleden), ve kezâlike mekkennâ li yûsufe fîl ardı ve li nuallimehu min te’vîlil ehâdîs(ehâdîsi), vallâhu gâlibun alâ emrihî ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemun(ya’lemune).
YÜSUF SÜRESİ AYET 22
وَلَمَّا بَلَغَ أَشُدَّهُ آتَيْنَاهُ حُكْمًا وَعِلْمًا وَكَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ
Ve lemmâ belega eşuddehû âteynâhu hukmen ve ilmâ(ilmen), ve kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne)."
YÜSUF SÜRESİ AYET 23
وَرَاوَدَتْهُ الَّتِي هُوَ فِي بَيْتِهَا عَن نَّفْسِهِ وَغَلَّقَتِ الأَبْوَابَ وَقَالَتْ هَيْتَ لَكَ قَالَ مَعَاذَ اللّهِ إِنَّهُ رَبِّي أَحْسَنَ مَثْوَايَ إِنَّهُ لاَ يُفْلِحُ الظَّالِمُونَ
Ve râvedethulletî huve fî beytihâ an nefsihî ve gallekatil ebvâbe ve kâlet heyte leke, kâle maâzallâhi innehu rabbî ahsene mesvây(mesvâye), innehu lâ yuflihuz zâlimûn(zâlimûne).
YÜSUF SÜRESİ AYET 24
وَلَقَدْ هَمَّتْ بِهِ وَهَمَّ بِهَا لَوْلا أَن رَّأَى بُرْهَانَ رَبِّهِ كَذَلِكَ لِنَصْرِفَ عَنْهُ السُّوءَ وَالْفَحْشَاء إِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُخْلَصِينَ
Ve lekad hemmet bihî ve hemme bihâ, lev lâ en raâ burhâne rabbihi, kezâlike li nasrife anhus sûe vel fahşâe, innehu min ibâdinâl muhlesîn(muhlesîne).
YÜSUF SÜRESİ AYET 25
وَاسُتَبَقَا الْبَابَ وَقَدَّتْ قَمِيصَهُ مِن دُبُرٍ وَأَلْفَيَا سَيِّدَهَا لَدَى الْبَابِ قَالَتْ مَا جَزَاء مَنْ أَرَادَ بِأَهْلِكَ سُوَءًا إِلاَّ أَن يُسْجَنَ أَوْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
Vestebekâl bâbe ve kaddet kamîsahu min duburin ve elfeyâ seyyidehâ ledâl bâb(bâbi), kâlet mâ cezâu men erâde bi ehlike sûen illâ en yuscene ev azâbun elîm(elîmun).
YÜSUF SÜRESİ AYET 16
AKŞAMLEYİN aglayarak babalarına geldiler
YÜSUF SÜRESİ AYET 17
EY babamız biz gittik yarış yapıyorduk yüsuf u eşalarımızın başında bırakmıştık bir de baktık ki onu kurt yemiş şimdi biz dogruda söylesek sen bize inanmasın dediler
YÜSUF SÜRESİ AYET 18
YÜSUF UN gömleyinin üzerine yalandan bir kan sürüp getirdiler (yaküb ) hayır nefisleriniz sizi aldatmış başka bir işe sevk etmiş ( bana düşen ) güzelce sabretmektir sizin söylediklerinize karşı yardımına sıgınılacak yegane varlık ALLAH tır
YÜSUF SÜRESİ AYET 19
BİR kervan gelmiş sucularını göndermişlerdi sucu gidip kovasını saldı müjde bu bir çocuk dedi
tuttular onu bir ticaret malı gibi satmak için gizlediler ALLAH onların yapacaklarını biliyordu
YÜSUF SÜRESİ AYET 20
ONU degesiz bir parayla birkaç dirheme sattılar ona bir deger vermiyorlardı
YÜSUF SÜRESİ AYET 21
MISIR dan satın alan hanımına şöyle dedi buna güzel bak umulur ki bize yararı dokunur yahut onu çocuk ediniriz işte biz yüsuf u böylece orada yerleştirdik bunu ona olayların yorumlarını ögretelim ( diye yaptık ) ALLAH işine hakimdir ancak insanların çogu bilmezler
YÜSUF SÜRESİ AYET 22
ERGENLİK ulaştıgında biz ona hikmet ve ilim verdik biz iyi ve güzel davrananları işte böyle ödüllendiririz
YÜSUF SÜRESİ AYET 23
EVİNDE bulundugu hanım onu ( erkekliginden ) yararlanmak istedi kapıları kilitledi haydi ben seninim dedi yüsuf ( ben günah işlemekten) ALLAH a sıgınırım şüphesiz o (senin kocan ) benim efendimdir bana güzel baktı gerçek şu ki zalimler kurtuluşa ulşamazlar dedi
YÜSUF SÜRESİ AYET 24
KADIN ciden onunla birlikte olmayı arzu etmişti o da onu arzulamıştı rabbiniz uyarısını görmemiş olsaydı (olanlar olacaktı) ondan kötülügü ve fuhşu uzaklaştıralım diye böyle oldu şüphesiz o bizim ihlasa ulaşmış kullarımızdandı
YÜSUF SÜRESİ AYET 25
İKİSİ BİRDEN kapıya dogru koştular kadın onun gömlegini arkasından yırttı kapının yanında kadının beyine rastladılar kadın senin hanımına kötülük yapmak isteyenin cezası hapse atılmaktan veya acı veren bir azaptan başka nedir dedi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder