22 Ocak 2015 Perşembe

Cevşen-ül Kebir 71-80. Ukdeler
 
يَا رَبَّ الْعَالَم۪ينَ ٭ يَا مَالِكَ يَوْمِ الدّ۪ينِ ٭ يَا مَنْ يُحِبُّ الصَّابِر۪ينَ ٭ يَا مَنْ يُحِبُّ التَّوَّاب۪ينَ ٭ يَا مَنْ يُحِبُّ الْمُتَطَهِّر۪ينَ ٭ يَا مَنْ يُحِبُّ الْمُحْسِن۪ينَ ٭ يَا مَنْ هُوَ خَيْرُ النَّاصِر۪ينَ ٭ يَا مَنْ هُوَ خَيْرُ الْفَاصِل۪ينَ ٭ يَا مَنْ هُوَ خَيْرُ الشَّاكِر۪ينَ ٭ يَا مَنْ هُوَ اَعْلَمُ بِالْمُفْسِد۪ينَ ٭
سُبْحَانَكَ يَا لآَ اِلٰهَ اِلآَّ اَنْتَ اْلاَمَانُ اْلاَمَانُ نَجِّنَا مِنَ النَّارِ
Ey âlemlerin Rabbi, Ey amellerin karşılıklarının verildiği Kıyamet Gününün sahibi, Ey sabredenleri seven, Ey tövbe edenleri seven, Ey maddi ve manevi kirlerden temizlenenleri seven, Ey Allah’ı görür gibi ibadet edenleri ve iyilik yapanları seven, Ey yardım edenlerin en hayırlısı, Ey müşkül meseleleri halledip hükme bağlayanların en hayırlısı, Ey iyi amellere bol karşılık verenlerin en hayırlısı, Ey ifsat edenleri en iyi bilen,
Bütün kusurlardan münezzehsin, Senden başka ilâh yok! Emân ver bize. Bizi Cehennemden kurtar.
 
وَ اَسْئَلُكَ بِاَسْمَٓائِكَ يَا مُبْدِىُٔ ٭ يَا مُع۪يدُ ٭ يَا حَف۪يظُ ٭ يَا مُح۪يطُ ٭ يَا حَم۪يدُ ٭ يَا مَج۪يدُ ٭ يَا مُق۪يتُ ٭ يَا مُغ۪يثُ ٭ يَا مُعِزُّ ٭ يَا مُذِلُّ ٭
سُبْحَانَكَ يَا لآَ اِلٰهَ اِلآَّ اَنْتَ اْلاَمَانُ اْلاَمَانُ نَجِّنَا مِنَ النَّارِ
Allah’ım! Senden şu isimlerinin hakkı için istiyor ve yalvarıyorum:
Ey mahlûkatı örneksiz ve yoktan yaratan Mübdî, Ey mahlûkatı öldükten sonra yeniden dirilten Muîd, Ey her şeyi muhafaza eden Hafîz, Ey her şeyi ilim ve kudretiyle kuşatan Muhît, Ey hamd ve senâya en çok layık olan ve çok övülen Hamîd, Ey azamet, şeref ve hâkimiyeti sonsuz Mecîd, Ey her türlü mahlûkata münasip rızık veren Mukît, Ey darda kalan çaresizlerin imdadına koşan Mugîs, Ey istediğine izzet veren ve şereflendiren Muizz, Ey istediğini zelil kılan Müzill,
Bütün kusurlardan münezzehsin, Senden başka ilâh yok! Emân ver bize. Bizi Cehennemden kurtar.
 
يَا مَنْ هُوَ اَحَدٌ بِلاَ ضِدٍّ ٭ يَا مَنْ هُوَ فَرْدٌ بِلاَ نِدٍّ ٭ يَا مَنْ هُوَ صَمَدٌ بِلاَ عَيْبٍ ٭ يَا مَنْ هُوَ وِتْرٌ بِلاَ شَفْعٍ ٭ يَا مَنْ هُوَ رَبٌّ بِلاَ وَز۪يرٍ ٭ يَا مَنْ هُوَ غَنِىٌّ بِلاَ فَقْرٍ ٭ يَا مَنْ هُوَ سُلْطَانٌ بِلاَ عَزْلٍ ٭ يَا مَنْ هُوَ مَل۪يكٌ بِلاَ عَجْزٍ ٭ يَا مَنْ هُوَ مَوْجُودٌ بِلاَ مِثْلٍ ٭
سُبْحَانَكَ يَا لآَ اِلٰهَ اِلآَّ اَنْتَ اْلاَمَانُ اْلاَمَانُ نَجِّنَا مِنَ النَّارِ
Ey zıddı olmayan Ehad, Ey dengi bulunmayan Ferd, Ey kusur ve ihtiyaçtan münezzeh olan Samed, Ey çifti bulunmayan Vitr, Ey veziri bulunmayan Rab, Ey fakirliği bulunmayan Ganî, Ey azledilemeyen Sultan, Ey acizden münezzeh olan Melîk, Ey benzeri olmayan Mevcûd,
Bütün kusurlardan münezzehsin, Senden başka ilâh yok! Emân ver bize. Bizi Cehennemden kurtar.
 
يَا مَنْ هُوَ ذِكْرُهُ شَرَفٌ لِلذَّاكِر۪ينَ ٭ يَا مَنْ هُوَ شُكْرُهُ فَوْزٌ لِلشَّاكِر۪ينَ ٭ يَا مَنْ هُوَ حَمْدُهُ فَخْرٌ لِلْحَامِد۪ينَ ٭ يَا مَنْ هُوَ طَاعَتُهُ نَجَاةٌ لِلْمُط۪يع۪ينَ٭يَا مَنْ هُوَ بَابُهُ مَفْتوُحٌ لِلطَّالِب۪ينَ ٭ يَا مَنْ هُوَ سَب۪يلُهُ وَاضِحٌ لِلْمُؤْمِن۪ينَ ٭ يَا مَنْ هُوَ اٰيَاتُهُ بُرْهَانٌ لِلنَّاظِر۪ينَ ٭ يَا مَنْ هُوَ كِتَابُهُ تَذْكِرَةٌ لِلْمُوقِن۪ينَ ٭ يَا مَنْ هُوَ عَفْوُهُ مَلْجَأٌ لِلْمُذْنِب۪ينَ ٭ يَا مَنْ هُوَ رَحْمَتُهُ قَر۪يبٌلِلْمُحْسِن۪ينَ ٭
سُبْحَانَكَ يَا لآَ اِلٰهَ اِلآَّ اَنْتَ اْلاَمَانُ اْلاَمَانُ نَجِّنَا مِنَ النَّارِ
Ey zikri Kendisini zikredenlere büyük şeref olan, Ey şükrü Kendisine şükredenlere büyük kurtuluş olan, Ey hamdı Kendisini övenlere büyük iftihar  vesilesi olan,  Ey tâati, Kendisine itaat edenlere necât olan, Ey kapısı, Kendisini arayanlara açık olan, Ey yolu müminlere zâhir ve belli olan, Ey âyetleri bakanlar için kesin delil olan, Ey kitabı kuvvetli îman sahipleri için öğüt olan, Ey affı günahkarlar için sığınak olan, Ey rahmeti muhsinler için yakın olan,
Bütün kusurlardan münezzehsin, Senden başka ilâh yok! Emân ver bize. Bizi Cehennemden kurtar.
 
يَا مَنْ تَبَارَكَ اسْمُهُ ٭ يَا مَنْ تَعَالٰى جَدُّهُ ٭ يَا مَنْ جَلَّ ثَنَٓاؤُهُ ٭ يَا مَنْ لآَ اِلٰهَ غَيْرُهُ ٭ يَا مَنْ تَقَدَّسَتْ اَسْمَٓاؤُهُ ٭ يَا مَنْ يَدُومُ بَقَٓاؤُهُ ٭ يَا مَنِ الْعَظَمَةُ بَهَٓاؤُهُ ٭ يَا مَنِ الْكِبْرِيَٓاءُ رِدَٓاؤُهُ ٭ يَا مَنْ لاَ يُحْصٰى الآَؤُهُ ٭ يَا مَنْ لاَ يُعَدُّ نَعْمَٓاؤُهُ
سُبْحَانَكَ يَا لآَ اِلٰهَ اِلآَّ اَنْتَ اْلاَمَانُ اْلاَمَانُ نَجِّنَا مِنَ النَّارِ
Ey ismi yüce ve mübarek olan, Ey şan ve makamı yüksek olan, Ey senâ ve övgüsü büyük olan, Ey kendisinden başka ilâh olmayan, Ey isimleri mukaddes olan, Ey bekâsı devam eden, Ey azameti, bahâ ve kadri olan, Ey büyüklük perdesi olan, Ey gizli nimetleri grup grup bile sayılamayan, Ey ihsan ve nimeti hesap ve sayıya gelmeyen,
Bütün kusurlardan münezzehsin, Senden başka ilâh yok! Emân ver bize. Bizi Cehennemden kurtar.
 
وَ اَسْئَلُكَ بِاَسْمَٓائِكَ يَا مُع۪ينُ ٭ يَا مُب۪ينُ ٭ يَٓا اَم۪ينُ ٭ يَا مَك۪ينُ ٭ يَا مَت۪ينُ ٭ يَا شَد۪يدُ ٭ يَا شَه۪يدُ ٭ يَا رَش۪يدُ ٭ يَا حَم۪يدُ ٭ يَا مَج۪يدُ ٭
سُبْحَانَكَ يَا لآَ اِلٰهَ اِلآَّ اَنْتَ اْلاَمَانُ اْلاَمَانُ نَجِّنَا مِنَ النَّارِ
Allah’ım! Senden şu isimlerinin hakkı için istiyor ve yalvarıyorum:
Ey kullarına yardım eden Muîn, Ey açıklanması gereken her şeyi beyan eden Mübîn, Ey kullarına emniyet ve huzur veren Emîn, Ey saltanatı muhkem, nüfuz ve iktidar sahibi Mekîn, Ey hiçbir şey hükmünü sarsmayan ve Kendisine güvenilen Metîn, Ey azap ve ikâbı şiddetli olan Şedîd, Ey kullarının her yaptığını gören Şehîd, Ey bütün işlerini ezelî takdirine göre en güzel bir şekilde neticeye ulaştıran Raşîd, Ey en çok övülen ve en çok övgüye layık olan Hamîd, Ey sonsuz şeref sahibi Mecîd,
Bütün kusurlardan münezzehsin, Senden başka ilâh yok! Emân ver bize. Bizi Cehennemden kurtar.
 
يَا ذَا الْعَرْشِ الْمَج۪يدِ ٭ يَا ذَا الْقَوْلِ السَّد۪يدِ ٭ يَا ذَا الْفَضْلِ الرَّش۪يدِ ٭ يَا ذَا الْبَطْشِ الشَّد۪يدِ ٭ يَا ذَا الْوَعْدِ وَ الْوَع۪يدِ ٭ يَا قَر۪يبًا غَيْرَ بَع۪يدٍ ٭ يَا مَنْ هُوَ الْوَلِىُّ الْحَم۪يدُ ٭ يَا مَنْ هُوَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ شَه۪يدٌ ٭ يَا مَنْ هُوَ لَيْسَ بِظَلاَّمٍ لِلْعَب۪يدِ ٭ يَا مَنْ هُوَ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَر۪يدِ ٭
سُبْحَانَكَ يَا لآَ اِلٰهَ اِلآَّ اَنْتَ اْلاَمَانُ اْلاَمَانُ نَجِّنَا مِنَ النَّارِ
Ey yüce Arşın sahibi, Ey dosdoğru sözün sahibi, Ey yerli yerince yapılan fazıl ve kerem sahibi, Ey kıskıvrak yakalayan şiddetli azap sahibi, Ey vaad ve tehdit sahibi, Ey uzak olmayan yakın, Ey en fazla övgüye lâyık olan dost, Ey her şeyi müşahedesi altında tutan, Ey kullarına hiçbir şekilde zulmedici olmayan, Ey kuluna şah damarından daha yakın olan, 
Bütün kusurlardan münezzehsin, Senden başka ilâh yok! Emân ver bize. Bizi Cehennemden kurtar.
 
يَا مَنْ لاَ شَر۪يكَ لَهُ وَ لاَ وَز۪يرَ ٭ يَا مَنْ لاَ شَب۪يهَ لَهُ وَ لاَ نَظ۪يرَ ٭ يَا خَالِقَ الشَّمْسِ وَ الْقَمَرِ الْمُن۪يرِ ٭ يَا مُغْنِىَ الْبَٓائِسِ الْفَق۪يرِ ٭ يَا رَازِقَ الطِّفْلِ الصَّغ۪يرِ ٭ يَا رَاحِمَ الشَّيْخِ الْكَب۪يرِ ٭ يَا عِصْمَةَ الْخَٓائِفِ الْمُسْتَج۪يرِ ٭ يَا مَنْ هُوَ بِعِبَادِه۪ بَص۪يرٌ ٭ يَا مَنْ هُوَ بِحَوَايِجِ الْعِبَادِ خَب۪يرٌ ٭ يَا مَنْ هُوَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَد۪يرٌ ٭
سُبْحَانَكَ يَا لآَ اِلٰهَ اِلآَّ اَنْتَ اْلاَمَانُ اْلاَمَانُ نَجِّنَا مِنَ النَّارِ
Ey hiçbir ortak ve veziri olmayan, Ey hiçbir benzeri ve dengi olmayan, Ey güneş ve nurlu ayın yaratıcısı, Ey şiddetli sıkıntıya düşmüş fakirleri zenginleştiren, Ey küçük yavrulara rızık veren, Ey düşkün ihtiyarlara merhamet eden, Ey korku içinde kurtuluş isteyenlerin sığınağı, Ey kullarının her halini gören, Ey kullarının ihtiyaçlarından haberdar olan, Ey her şeye gücü yeten,
Bütün kusurlardan münezzehsin, Senden başka ilâh yok! Emân ver bize. Bizi Cehennemden kurtar.
 
يَا ذَا الْجُودِ وَ النِّعَمِ ٭ يَا ذَا الْفَضْلِ وَ الْكَرَمِ ٭ يَا ذَا الْبَاْسِ وَ النِّقَمِ ٭ يَا خَالِقَ اللَّوْحِ وَ الْقَلَمِ ٭ يَا بَارِىَٔ الذَّرِّ وَ النَّسَمِ ٭ يَا مُلْهِمَ الْعَرَبِ وَ الْعَجَمِ ٭ يَا كَاشِفَ الضُّرِّ وَ اْلاَلَمِ ٭ يَا عَالِمَ السِّرِّ وَ الْهِمَمِ ٭ يَا مَنْ لَهُالْبَيْتُ وَ الْحَرَمُ ٭ يَا مَنْ يَخْلُقُ اْلاَشْيَٓاءَ مِنَ الْعَدَمِ ٭
سُبْحَانَكَ يَا لآَ اِلٰهَ اِلآَّ اَنْتَ اْلاَمَانُ اْلاَمَانُ نَجِّنَا مِنَ النَّارِ
Ey cömertlik ve nimetler sahibi, Ey fazıl ve kerem sahibi, Ey şiddetli belâ ve çetin azaplar sahibi, Ey Levh-i Mahfûz ve Kalemi yaratan, Ey zerreyi, hoş rüzgârları ve nefesleri yaratan, Ey bütün kullarına ilhamda bulunan, Ey zarar ve elemi gideren, Ey gizli sır ve kaygıları bilen, Ey Kâbe-i Muazzama ve Harem-i Şerîfin sahibi, Ey eşyayı yoktan yaratan,
Bütün kusurlardan münezzehsin, Senden başka ilâh yok! Emân ver bize. Bizi Cehennemden kurtar.
 
وَ اَسْئَلُكَ بِاَسْمَٓائِكَ يَا عَادِلُ ٭ يَا قَابِلُ ٭ يَا فَاضِلُ ٭ يَا فَاعِلُ ٭ يَا كَافِلُ ٭ يَا جَاعِلُ ٭ يَا كَامِلُ ٭ يَا فَاطِرُ ٭ يَا طَالِبُ ٭ يَا مَطْلُوبُ ٭
سُبْحَانَكَ يَا لآَ اِلٰهَ اِلآَّ اَنْتَ اْلاَمَانُ اْلاَمَانُ نَجِّنَا مِنَ النَّارِ
Allah’ım! Senden şu isimlerinin hakkı için istiyor ve yalvarıyorum:
Ey gerçek adalet sahibi Âdil, Ey rızâsı için yapılan işleri kabul eden Kâbil, Ey her şeyden üstün ve yüce olan Fâdıl, Ey her işin hakiki yapıcısı  olan Fâil, Ey yaratıkların her işini üzerine alan Kâfil, Ey her şeyi meydana getiren Câil, Ey her bakımdan eksiksiz olan Kâmil, Ey mahlûkatı yokluk karanlıklarından varlık nûruna çıkaran Fâtır, Ey kulları için hayır murat eden ve onları dergâhına çağıran Tâlib, Ey kullarının, rızasına ermek ve cemalini görmek için can attığı Matlûb, 
Bütün kusurlardan münezzehsin, Senden başka ilâh yok! Emân ver bize. Bizi Cehennemden kurtar. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder