30 Ocak 2015 Cuma

Anne Duasıyla Gelen Rahmet
Âlim ve evliyanın büyüklerinden Hakîm-i Tirmizî (k.s.) ilim öğrenme arzusu ile yandığı gençlik günlerinde bir gün, iki arkadaşıyla anlaşıp başka yerlere gitmek, ilmini artırmak ve Allah Teâlâ’nın rızâsını kazanmak istedi. Bu karar ve anlaşmayı annesine açıkladı. Annesi buna çok üzülerek;

“Yavrucuğum! Ben zayıf, kimsesiz ve hastayım. Benim hizmetlerimi sen yapıyorsun. Beni yalnız, çaresiz kime bırakıyorsun?” dedi.

Bu sözler üzerine genç Muhammed b.Ali Tirmizî’nin gönlüne dert düştü ve arkadaşlarıyla yaptığı anlaşmayı bozup seferden vazgeçti. İki arkadaşı ise onu yalnız bırakıp, ilim tahsili için yola çıktılar. Buna ziyadesiyle üzülen Muhammed b. Ali, ne annesinden ayrılabildi nede gönlünden ilim aşkını silip atabildi. Yalnız kaldığı zamanlarda, tenha yerlerde uzun uzun ağlardı.

Yine bir gün mezarlıkta oturmuş ağlıyor, hem de; “Ben burada cahil ve ilimden mahrum kaldım, arkadaşlarım âlim gelecekler” diye düşünüyordu. Böyle ağladığı bir sırada yanına aniden nuranî yüzlü, tatlı sözlü bir ihtiyar çıkageldi ve,
Yavrum, niye ağlıyorsun?” diye sordu. O da başından geçenleri anlattı.



Bunun üzerine o zat, “kısa zamanda o iki arkadaşını ilimde geçmen için, her gün sana ders vermemi arzu eder misin?” diye sordu. O da, “evet, arzu ederim” cevabını verdi. Bunun üzerine bu tatlı sözlü, nurlu yüzlü mübarek ihtiyar, Muhabbet b. Ali’ye her gün ders verdi. Üç yıl devamlı ders okudu. Üç yıl sonra, bu mübarek zatın Hızır Aleyhisselâm olduğunu anladı.

Hakîm-i Tirmizî şöyle demiştir; “Bu büyük devlet bana, annemin rızası ve duası bereketiyle ihsan olundu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder