4 Şubat 2015 Çarşamba


“Birisi: “Ya Resülullah! Anne-babanın evladı üzerinde ne hakkı vardır?” diye sorunca Resul-i Ekrem (asm):
“Onlar senin ya cennetin, ya cehennemindir. (Onlara iyilik yaparsan cennete, kötülük yaparsan cehenneme gidersin.) buyurdu.”
(İbn-i Mâce)
“Bu ümmetlerin üzerinde, yaratanın hakkı ile peygamberlerin hakları vardır. Ana hakkı benim hakkıma, baba hakkı ise peygamberlerin hakkına benzer.” (Ahmediyye Şerhi)

Cenab-ı Hak anne-babaya iyiliği ve hizmeti emrediyor

“İnsana, ana babasını (gözetip, onlara iyilik etmesini) de tavsiye ettik. Anası onu, zayıflık üstüne zayıflık çekerek (karnında) taşımıştı (sütten) ayrılması da iki sene içinde olur. (Bu yüzden;) “Bana şükret! Ana babana da!” (diye tavsiye ettik). Dönüş ancak banadır.” (Lokman, 14)
“(Biz) insana, ana-babasına iyilik etmeyi de tavsiye ettik. Anası onu zahmetle (karnında) taşımış ve onu zahmetle doğurmuştur. Hem (ana karnında) taşınması ile sütten kesilmesi, otuz aydır. Nihayet gücü kemale erip, (yaşı) kırk seneye vardığı zaman dedi ki: “Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin ni‘metine şükretmemi ve razı olacağın sâlih bir amel işlememi bana ilham eyle ve benim için zürriyetim içinde iyi hâl(in devamını) nasip et! Doğrusu ben, sana tevbe ettim ve şüphesiz ben, (sana) teslîm olanlardanım.” (Ahkaf, 15)
“De ki: “Gelin, Rabbinizin size neleri kıldığını okuyayım: O’na hiçbir şeyi şirk koşmayın! Ana-babaya iyilik (edin)!” (Enam, 151)
“Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolculara infak edin!” (Bakara, 215)
“Ve Rabbin kendisinden başkasına ibadet etmemenizi ve ana-babaya iyilik etmeyi emretti. Eğer onlardan birisi veya her ikisi, senin yanında ihtiyarlığa erişirse, sakın onlara, “of!” bile deme! Onları azarlama ve onlara güzel söz söyle! Hem onlara, merhametinden alçakgönüllülük kanadını indir ve de ki; “Rabbim, (onlar) beni küçük iken nasıl (merhamet edip) yetiştirdilerse, (sen de) onlara (öyle) merhamet eyle!” (İsra, 23–24)
Hz. Peygamber (asm), savaşa katılma hususunda kendisiyle istişare etmek üzere gelen birisine şöyle sordu:
“Annen var mı?”
“Evet!”
“O halde onun hizmetinden ayrılma; çünkü cennet annenin ayakları dibindedir.”
(Nesâî, İbn Mâce, Hâkim)

Kişi anne-babaya itaatkâr olmalıdır

“Öldürülsen de, yakılsan da hiçbir şeyi Allah’a ortak koşma. Çoluk-çocuğundan, malından, mülkünden uzaklaşmanı emretseler bile annene-babana karşı gelme…!” (İmam-ı Ahmed)
Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyuruyor:
"Kişiye annesinin hakkına riayeti tavsiye ederim. Kişiye annesinin hakkına riayeti tavsiye ederim. Kişiye annesinin hakkına riayeti tavsiye ederim". Sonra şöyle devam eder :
"Kişiye babasının hakkına riayeti tavsiye ederim, kişiye kendi yerine işini takip eden velisinin hakkına riayeti tavsiye ederim, hatta velisi kendisine eza vermiş bile olsa."
(İhya-i Ulumid Din)

Çocukların ana ve babalarına karşı başlıca vazifeleri:

Onlara hürmet ve itaat etmektir, kendilerinin hayatlarına vesile olan, kendilerini senelerce bir muhabbet ve şefkatle kucaklarında beslemiş bulunan babalarına analarına karşı “of” demeleri bile caiz değildir. Babasına, anasına bakmayan, onların meşru’ emirlerini dinlemeyen, onların ihtiyaçlı zamanlarında yardımlarına koşmayan bir çocuk hayırlı evlat olmak şerefinden mahrum kalır, toplumun fertleri arasında kıymetli bir uzuv sayılamaz, Hak Teâlâ’nın (cc) azabına müstahak olur. Babalar hürmet analar da yardım bakımından önceliklidir. Bununla beraber ananın hakkı, babaya göre iki kattır. (Büyük İslam ilmihali)
Ana babaya itaatin zıddı onlara fenalık yapmaktır ki, bu haramdır ve büyük günahlardan sayılmıştır. Ana ve baba çocuklarını terbiye ederler ve yetiştirirler. İhtiyaçlarını karşılarlar ve onlara yedirir ve içirirler. Bir mükâfat ve karşılık beklemeksizin bin bir çeşit selamete çıkarmak için didinirler. Her türlü fedakârlığa katlanırlar. Bu hal karşısında evlat eğer onların hizmetinde bulunmaz, hürmet ve içten gelen sevgiyle onlara iyilik etmezse, Allah’ın emretmiş olduğu vazifeyi yapmış olmaz.
Ana-babanın on hakkı
1-Yemeğe ihtiyaç duydukları zaman, onları yedirip doyurulması
2-Giyime ihtiyaç duydukları zaman onların giydirilmesi
3-Onlardan biri, ya da ikisi bir hizmet istedikleri zaman, hizmet edilmesi
4-Çağırdıkları zaman, çağrılarına koşmak suretiyle hazır olunması,
5-Bir emir verdikleri zaman, o emre itaat edilmesi ( gıybet ve mâsiyyet emri müstesna)
6-Onlara yumuşak konuşarak onlara, kaba kelam sarf edilmemesi
7- Onları isimleri ile çağrılmaması
8-Yolda onların ardınca gidilmesi
9-Kendisi için sevmediğini onlar için de sevmemeli, kendisi için sevdiğini onlar için de sevmesi ve istemesi
10-Kendisi için bağış talebinde bulunduğu gibi, onlar için de Allah’dan bağışlanmak talebinde bulunmalıdır.
(Tembihül Gafilin)

Cenab-ı Hak anne-babaya karşı gelmeyi haram kılmıştır

“Cenab-ı Hakk size; ana babaya karşı gelmenizi, kız çocuklarını diri diri toprağa gömmenizi, verilmesi gerekeni vermemenizi, hakkınız olmayanı almanızı haram kıldı. Dedikodu yaparak lüzumsuz şeyler konuşmanızı, gereksiz şeyler konuşmanızı ve boş yere mal harcamanızı da mekruh kıldı.” (Buhârî)

Anne-baba kâfir bile olsa onlara ihsanda bulunulmalıdır

Hz. Ebu Bekir’in (ra) kızı Esma (ra) şöyle rivayet eder:
“Resululah (asm) zamanında Allah’a inanmayan annem yanıma gelirdi. Resülullah’a (asm):
Beni özlediği ve sevdiği için annem yanıma geliyor. Ona iyilik ve ihsanda bulunabilir miyim? diye sordum O da:
“Evet, annene iyilik ve ihsanda bulun” dedi.
(Buhari Müslim Ebu Davud)

Kişi babasının hakkını hiçbir şekilde ödeyemez

Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurmuştur:
“Çocuk, babasının hakkını hiçbir şekilde ödeyemez; ancak onu köle olarak bulup da satın alarak azad ederse ödeyebilir.”
(Müslim)
Hz. Peygamber’e (asm) gelen bir şahıs:
“Ya Rasulallah, babam benim malıma el koymak istiyor.” der. Hz. Peygamber (asm):
“Kendin de malın da babanın malısınız buyurur.”
(İbn-i Mâce)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder