kasas süresi ayet 76
إِنَّ قَارُونَ كَانَ مِن قَوْمِ مُوسَى فَبَغَى عَلَيْهِمْ وَآتَيْنَاهُ مِنَ الْكُنُوزِ مَا إِنَّ مَفَاتِحَهُ لَتَنُوءُ بِالْعُصْبَةِ أُولِي الْقُوَّةِ إِذْ قَالَ لَهُ قَوْمُهُ لَا تَفْرَحْ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْفَرِحِينَ ﴿٧٦﴾
İnne kârûne kâne min kavmi mûsâ, fe begâ aleyhim, ve âteynâhu minel kunûzi mâ inne mefâtihahu le tenûu bil usbeti ulî kuvveti, iz kâle lehu kavmuhu lâ tefrah innallâhe lâ yuhıbbul ferihîn(ferihîne).
kasas süresi ayet 77
وَابْتَغِ فِيمَا آتَاكَ اللَّهُ الدَّارَ الْآخِرَةَ وَلَا تَنسَ نَصِيبَكَ مِنَ الدُّنْيَا وَأَحْسِن كَمَا أَحْسَنَ اللَّهُ إِلَيْكَ وَلَا تَبْغِ الْفَسَادَ فِي الْأَرْضِ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ ﴿٧٧﴾
Vebtegı fîmâ âtâkellâhud dârel âhırate ve lâ tense nasîbeke mined dunyâ ve ahsin kemâ ahsenallâhu ileyke ve lâ tebgıl fesâde fîl ard(ardı), innallâhe lâ yuhıbbul mufsidîn(mufsidîne).
kasas süresi ayet 78
قَالَ إِنَّمَا أُوتِيتُهُ عَلَى عِلْمٍ عِندِي أَوَلَمْ يَعْلَمْ أَنَّ اللَّهَ قَدْ أَهْلَكَ مِن قَبْلِهِ مِنَ القُرُونِ مَنْ هُوَ أَشَدُّ مِنْهُ قُوَّةً وَأَكْثَرُ جَمْعًا وَلَا يُسْأَلُ عَن ذُنُوبِهِمُ الْمُجْرِمُونَ ﴿٧٨﴾
Kâle innemâ ûtîtuhu alâ ilmin indî, e ve lem ya’lem ennellâhe kad ehleke min kablihî minel kurûni men huve eşeddu minhu kuvveten ve ekseru cem’â(cem’an), ve lâ yus’elu an zunûbihimul mucrimûn(mucrimûne).
kasas süresi ayet 79
فَخَرَجَ عَلَى قَوْمِهِ فِي زِينَتِهِ قَالَ الَّذِينَ يُرِيدُونَ الْحَيَاةَ الدُّنيَا يَا لَيْتَ لَنَا مِثْلَ مَا أُوتِيَ قَارُونُ إِنَّهُ لَذُو حَظٍّ عَظِيمٍ ﴿٧٩﴾
Fe harace alâ kavmihî fî zînetihî, kâlellezîne yurîdûnel hayâted dunyâ yâ leyte lenâ misle mâ ûtiye kârûnu innehu le zû hazzın azîm(azîmin).
kasas süresi ayet 80
وَقَالَ الَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ وَيْلَكُمْ ثَوَابُ اللَّهِ خَيْرٌ لِّمَنْ آمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا وَلَا يُلَقَّاهَا إِلَّا الصَّابِرُونَ ﴿٨٠﴾
Ve kâlellezîne ûtûl ilme veylekum sevâbullâhi hayrun li men âmene ve amile sâlihâ(sâlihan) ve lâ yulekkâhâ illâs sâbirûn(sâbirûne).
kasas süresi ayet 76
şüphesiz karun musa nın halkındandır ve [zekat vermeyerek] onlara isyan etti biz ona öyle hazineler vermiştik ki [sadece ] anahtarlarını [taşımak bile ] güçlü kuvvetli bir bölüge agır geliyordu o zaman halkı ona şöyle demişti [kendine çok] güvenip şımarma şüphesiz ALLAH şımaranları sevmez
kasas süresi ayet 77
ALLAH ın bu sana verdiklerinde ahiret yurdunda [giden bir yol] ara dünyadan da nasibini unutma ALLAH hın sana ihsan ve ikram ettigi gibi sen de ihsan ve ikram et yeryüzünde bozgunculuk yapmaya [bir yol] arama muhakkak ki ALLAH bozgunculuk yapanları sevmez
kasas süresi ayet 78
bu [zenginlik] bana sır bendeki bir ilim sayesinde verildi dedi ALLAH ın ondan önceki topluluklarda ondan daha güçlü ve daha zengin olanları helak ettigini bilmez mi günahkarlar işledikleri günahlardan sorulmazlar
kasas süresi ayet 79
bütün ihtişamıyla halkının karşısına çıktı degersiz dünya hayatını arzulayanlar ah ne oldu şu karun a verilen [zenginlik ] gibi [bir zenginlik ] biz de verilseydi şüphesiz o büyük bir varlık sahibi dediler kasas süresi ayet 80
kendilerine ilim verilmiş olanlar ise yazıklar olsun size ALLAH ın [verecegi ] sevap iman edip salih amel işleyen kimseler için daha hayırlıdır ona ancak sabredenler kavuşur dediler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder