11 Ocak 2017 Çarşamba

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

muminun süresi ayet 71
وَلَوِ اتَّبَعَ الْحَقُّ أَهْوَاءهُمْ لَفَسَدَتِ السَّمَاوَاتُ وَالْأَرْضُ وَمَن فِيهِنَّ بَلْ أَتَيْنَاهُم بِذِكْرِهِمْ فَهُمْ عَن ذِكْرِهِم مُّعْرِضُونَ ﴿٧١﴾
Ve levittebeal hakku ehvâehum le fesedetis semâvâtu vel ardu ve men fî hinn(hinne), bel eteynâhum bi zikrihim fe hum an zikrihim mu’ridûn(mu’ridûne).
muminun süresi ayet 72
أَمْ تَسْأَلُهُمْ خَرْجًا فَخَرَاجُ رَبِّكَ خَيْرٌ وَهُوَ خَيْرُ الرَّازِقِينَ ﴿٧٢﴾
Em tes’eluhum harcen fe haracu rabbike hayrun ve huve hayrur râzikîn(râzikîne).
muminun süresi ayet 73
وَإِنَّكَ لَتَدْعُوهُمْ إِلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ ﴿٧٣﴾
Ve inneke le ted’ûhum ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).
muminun süresi ayet 74
وَإِنَّ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ عَنِ الصِّرَاطِ لَنَاكِبُونَ ﴿٧٤﴾
Ve innellezîne lâ yu’minûne bil âhırati anis sırâtı le nâkibûn(nâkibûne).
muminun süresi ayet 75
وَلَوْ رَحِمْنَاهُمْ وَكَشَفْنَا مَا بِهِم مِّن ضُرٍّ لَّلَجُّوا فِي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ ﴿٧٥﴾
Ve lev rahımnâhum ve keşefnâ mâ bihim min durrin le leccû fî tugyânihim ya’mehûn(ya’mehûne).
muminu süresi ayet 76
وَلَقَدْ أَخَذْنَاهُم بِالْعَذَابِ فَمَا اسْتَكَانُوا لِرَبِّهِمْ وَمَا يَتَضَرَّعُونَ ﴿٧٦﴾
Ve lekad ehaznâhum bil azâbi fe mâstekânû li rabbihim ve mâ yetedarraûn(yetedarraûne).
muminun süresi ayet 77
حَتَّى إِذَا فَتَحْنَا عَلَيْهِم بَابًا ذَا عَذَابٍ شَدِيدٍ إِذَا هُمْ فِيهِ مُبْلِسُونَ ﴿٧٧﴾
Hattâ izâ fetahnâ aleyhim bâben zâ azâbin şedîdin izâ hum fîhi mublisûn(mublisûne
muminun süresi ayet 78
وَهُوَ الَّذِي أَنشَأَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ قَلِيلًا مَّا تَشْكُرُونَ ﴿٧٨﴾
Ve huvellezî enşee lekumus sem’a vel ebsâra vel ef’idete, kalîlen mâ teşkurûn(teşkurûne).
muminun süresi ayet 79
وَهُوَ الَّذِي ذَرَأَكُمْ فِي الْأَرْضِ وَإِلَيْهِ تُحْشَرُونَ ﴿٧٩﴾
Ve huvellezî zereekum fîl ardı ve ileyhi tuhşerûn(tuhşerûne).
muminun süresi ayet 80
وَهُوَ الَّذِي يُحْيِي وَيُمِيتُ وَلَهُ اخْتِلَافُ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ أَفَلَا تَعْقِلُونَ ﴿٨٠﴾
Ve huvellezî yuhyî ve yumîtu ve lehuhtilâful leyli ven nehâr(nehâri), e fe lâ ta’kılûn(ta’kılûne).
muminun süresi ayet 71
eger hak [ ve dogru olan bu kitap ]onların arzularına uymuş olsaydı gökler yer ve bunlardaki kimseler kesinlikle bozulurdu hayır biz onlara kendilerinden söz eden bu kitaptan uzaklaşıyorlar 
muminun süresi ayet 72 yoksa sen onlardan bir karşılıkmı istiyorsun rabbinin verecegi karşılık [hepsinden ] daha iyidir o rızık verenlerin en iyisidir 
muminun süresi ayet 73 sen kesinlikle onları dosdogru bir yola çagırıyorsun 
muminun süresi ayet 74
ancak ahirete inanmayanlar bu dogru yoldan sapmaktadırlar
muminun süresi ayet 75
eger biz onlara acıyıp başlarına gelen sıkıntıyı kaldırıversek isyan ve azgınlıklarında ileri giderler [kendilerine yaptıklarımızı] görmezler 
muminun süresi ayet 76
gerçekte biz onları azapla cezalandırdık buna ragmen rablerine karşı uslanmadılar boyun egip yakarmadılar 
muminun süresi ayet 77
sonunda üzerlerine şiddetli azap kapısını açtıgımızda işte o zaman onlar onun içinde bütün ümitlerini yitirdiler 
muminun süresi ayet 78
o sizin için kulaklar gözler gönüller yaratandır siz çok az şükrediyorsunuz 
muminun süresi ayet 79
o sizi  yer yüzünde yaratıp yayandır onun huzurunda dirilip toplanacaksınız
muminun süresi ayet 8o
o öldüren ve diriltendir gece ve gündüzün art arda gelmesi de onunemriyledir hala akılanmıyacakmısınız 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder