30 Ocak 2017 Pazartesi

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

nür süresi ayet 46
لَقَدْ أَنزَلْنَا آيَاتٍ مُّبَيِّنَاتٍ وَاللَّهُ يَهْدِي مَن يَشَاء إِلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ ﴿٤٦﴾
Lekad enzelnâ âyâtin mubeyyinâtin, vallâhu yehdî men yeşâu ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).
nür süresi ayet 47
وَيَقُولُونَ آمَنَّا بِاللَّهِ وَبِالرَّسُولِ وَأَطَعْنَا ثُمَّ يَتَوَلَّى فَرِيقٌ مِّنْهُم مِّن بَعْدِ ذَلِكَ وَمَا أُوْلَئِكَ بِالْمُؤْمِنِينَ ﴿٤٧﴾
Ve yekûlûne âmennâ billâhi ve bir resûli ve ata’nâ summe yetevellâ ferîkun minhum min ba’di zâlike ve mâ ulâike bil mu’minîn(mu’minîne).
nür süresi ayet 48
وَإِذَا دُعُوا إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ إِذَا فَرِيقٌ مِّنْهُم مُّعْرِضُونَ ﴿٤٨﴾
Ve izâ duû ilâllâhi ve resûlihî li yahkume beynehum izâ ferîkun minhum mu’ridûn(mu’ridûne).
nür süresi ayet 49
وَإِن يَكُن لَّهُمُ الْحَقُّ يَأْتُوا إِلَيْهِ مُذْعِنِينَ ﴿٤٩﴾
Ve in yekun lehumul hakku ye’tû ileyhi muz’ınîn(muz’ınîne).
nür süresi ayet 50
أَفِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ أَمِ ارْتَابُوا أَمْ يَخَافُونَ أَن يَحِيفَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ وَرَسُولُهُ بَلْ أُوْلَئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ ﴿٥٠﴾
E fî kulûbihim maradun emirtâbû em yehâfûne en yehîfallâhu aleyhim ve resûluhu, bel ulâike humuz zâlimûn(zâlimûne).
nür süresi ayet 51
إِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِنِينَ إِذَا دُعُوا إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ أَن يَقُولُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ ﴿٥١﴾
İnnemâ kâne kavlel mu’minîne izâ duû ilâllâhi ve resûlihî li yahkume beynehum en yekûlû semi’nâ ve ata’nâ ve ulâike humul muflihûn(muflihûne).
nür süresi ayet 52
وَمَن يُطِعِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَيَخْشَ اللَّهَ وَيَتَّقْهِ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَائِزُونَ ﴿٥٢﴾
Ve men yutıillâhe ve resûlehu ve yahşallâhe ve yettakhi fe ulâike humul fâizûn(fâizûne).
nür süresi ayet 53
وَأَقْسَمُوا بِاللَّهِ جَهْدَ أَيْمَانِهِمْ لَئِنْ أَمَرْتَهُمْ لَيَخْرُجُنَّ قُل لَّا تُقْسِمُوا طَاعَةٌ مَّعْرُوفَةٌ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ ﴿٥٣﴾
Ve aksemû billâhi cehde eymânihim le in emertehum le yahrucunne, kul lâ tuksimû, tâatun ma’rûfetun, innallâhe habîrun bimâ ta’melûn(ta’melûne).
nür süresi ayet 46
yemin olsun ki biz ap açık ayetleri indir dik ALLAH kimini dilerse dogru yola ulaştırı
nür süresi ayet 47
bir de ALLAH a ve rasule inandık itaat ettik diyorlar sonra bunun arkasından içlerinden bir gurup yan çiziyor bunlar mümin degildir
nür süresi ayet 48
aralarında hüküm vermesi için ALLAH a ve rasulüne çagırıldıkları zaman bakarsın içlerinden bir gurup hemen yüz çevirip uzaklaşmaktadır
nür süresi ayet 49
eger hak kendilerinin olursa boyun egersek hemen ona gelirler
nür süresi ayet 50
onların kalplerinde hastalıkmı var yoksa [ onun peygamberliginden mi] kuşkulandılar yoksa ALLAH ın ve rasulünün kendilerine haksızlık edeceginden mi korkuyorlar hayır onlar zalimlerin ta kendileridir
nür süresi ayet 51
aralarında hüküm vermesi için ALLAH a ve rasulüne çagrıldıkları zaman müminlerin sözü sadece işittik ve ittat ettik demeleridir işte onlar
kurtuluşa erenlerin kendileridir
nür süresi ayet 52
kim ALLAH ve rasulüne ittat eder ALLAH a saygı besler ona karşı gelmekten   sakınırsa işte onlar kazananların ta kendisidir
nür süresi ayet 53
ötekiler eger kendilerine emredersen hemen çıkıp gideceklerine bütün güçleriyle ALLAH a yemin ederler yemin etmeyin sadece güzel bir itaat [yeter] de şüphesiz ALLAH bütün yaptıklarından haberdardır 
besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu


nür süresi ayet 41

أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَالطَّيْرُ صَافَّاتٍ كُلٌّ قَدْ عَلِمَ صَلَاتَهُ وَتَسْبِيحَهُ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِمَا يَفْعَلُونَ ﴿٤١﴾
E lem tera ennallâhe yusebbihu lehu men fîs semâvâti vel ardı vet tayru sâffât(sâffâtin), kullun kad alime salâtehu ve tesbîhahu, vallâhu alîmun bimâ yef’alûn(yef’alûne).
nür süresi ayet 42
وَلِلَّهِ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَإِلَى اللَّهِ الْمَصِيرُ ﴿٤٢﴾
Ve lillâhi mulkus semâvâti vel ard(ardı), ve ilâllâhil masîr(masîru).
nür süresi ayet 43
أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ يُزْجِي سَحَابًا ثُمَّ يُؤَلِّفُ بَيْنَهُ ثُمَّ يَجْعَلُهُ رُكَامًا فَتَرَى الْوَدْقَ يَخْرُجُ مِنْ خِلَالِهِ وَيُنَزِّلُ مِنَ السَّمَاء مِن جِبَالٍ فِيهَا مِن بَرَدٍ فَيُصِيبُ بِهِ مَن يَشَاء وَيَصْرِفُهُ عَن مَّن يَشَاء يَكَادُ سَنَا بَرْقِهِ يَذْهَبُ بِالْأَبْصَارِ ﴿٤٣﴾
E lem tera ennallâhe yuzcî sehâben summe yuellifu beynehu summe yec'aluhu rukâmen fe terâl vedka yahrucu min hılâlihî, ve yunezzilu mines semâi min cibâlin fîhâ min beredin fe yusîbu bihî men yeşâu ve yasrifuhu an men yeşâu, yekâdu senâ berkıhî yezhebu bil ebsâr(ebsâri).
nür süresi ayet 44
يُقَلِّبُ اللَّهُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَعِبْرَةً لِّأُوْلِي الْأَبْصَارِ ﴿٤٤﴾
Yukallibullâhul leyle ven nehâre, inne fî zâlike le ibreten li ulîl ebsâr(ebsâri).
nür süresi ayet 45
وَاللَّهُ خَلَقَ كُلَّ دَابَّةٍ مِن مَّاء فَمِنْهُم مَّن يَمْشِي عَلَى بَطْنِهِ وَمِنْهُم مَّن يَمْشِي عَلَى رِجْلَيْنِ وَمِنْهُم مَّن يَمْشِي عَلَى أَرْبَعٍ يَخْلُقُ اللَّهُ مَا يَشَاء إِنَّ اللَّهَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ﴿٤٥﴾
Vallâhu halaka kulle dâbbetin min mâin, fe minhum men yemşî alâ batnihi ve minhum men yemşî alâ ricleyni ve minhum men yemşî alâ erbain, yahlukullâhu mâ yeşâu, innallâhe alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).
nür süresi ayet 41
göklerdekilerin ve yerdekilerin saf halindeki kuşların ALLAH ı tesbih etigini görmez misiniz onların her biri gerçekten duasını ve tesbihini bilmektedir ALLAH onların yaptıklarının hepsini bilir 
nür süresi ayet 42
göklerin ve egemenligi ALLAH ındır dönüş ALLAH adır 
nür süresi ayet 43
ALLAH bir bulut gönderdigini sonra o bulutların arasını birleştigini sonra onu üst üste getirdigini görmüyormusun sonra onun arasından yagmurun çıktıgını görürsün birde gökyüzündeki daglardan dolu yagdırıyor diledigini onunla cezalandırıyor dilediginden de onun azabını uzak tutuyor şimşeginin parıltısı neredeyse gözleri yok ediverecek 
nür süresi ayet 44
ALLAH geceyi ve gündüzü art arda getirmektedir muhakkak gözü olanlar için bunlarda bir ibret vardır 
nür süresi ayet 45
ALLAH her hayvanı sudan yarattı onlardan kimisi karnı  üstünde sürünmektedir onlardan kimisi iki ayakla yürümektedir yine onlardan kimiside dör ayakta yürümektedir ALLAH ne dilerse yaratır şüphesiz ALLAH ın herşeye gücü yeter 
besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

nür süresi ayet 35
اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَن يَشَاء وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ ﴿٣٥﴾
Allâhu nûrus semâvâti vel ard(ardı), meselu nûrihî ke mişkâtin fîhâ mısbâhun, el mısbâhu fî zucâcetin, ez zucâcetu ke ennehâ kevkebun durriyyun, yûkadu min şeceratin mubâraketin zeytûnetin lâ şarkîyyetin ve lâ garbiyyetin, yekâdu zeytuhâ yudîu ve lev lem temseshu nâr(nârun), nûrun alâ nûr(nûrin), yehdîllâhu li nûrihî men yeşâu, ve yadribullâhul emsâle lin nâsi, vallâhu bi kulli şey’in alîm(alîmun).
nür süresi ayet 36
فِي بُيُوتٍ أَذِنَ اللَّهُ أَن تُرْفَعَ وَيُذْكَرَ فِيهَا اسْمُهُ يُسَبِّحُ لَهُ فِيهَا بِالْغُدُوِّ وَالْآصَالِ ﴿٣٦﴾
Fî buyûtin ezinallâhu en turfea ve yuzkere fîhâsmuhu yusebbihu lehu fîhâ bil guduvvi vel âsâl(âsâli).
nür süresi ayet 37
رِجَالٌ لَّا تُلْهِيهِمْ تِجَارَةٌ وَلَا بَيْعٌ عَن ذِكْرِ اللَّهِ وَإِقَامِ الصَّلَاةِ وَإِيتَاء الزَّكَاةِ يَخَافُونَ يَوْمًا تَتَقَلَّبُ فِيهِ الْقُلُوبُ وَالْأَبْصَارُ ﴿٣٧﴾
Ricâlun lâ tulhîhim ticâratun ve lâ bey’un an zikrillâhi ve ikâmis salâti ve îtâiz zekâti yehâfûne yevmen tetekallebu fîhil kulûbu vel ebsâr(ebsâru).
nür süresi ayet 38
لِيَجْزِيَهُمُ اللَّهُ أَحْسَنَ مَا عَمِلُوا وَيَزِيدَهُم مِّن فَضْلِهِ وَاللَّهُ يَرْزُقُ مَن يَشَاء بِغَيْرِ حِسَابٍ ﴿٣٨﴾
Li yecziyehumullâhu ahsene mâ amilû ve yezîdehum min fadlihî, vallâhu yerzuku men yeşâu bi gayri hisâb(hisâbin).
nür süresi ayet 39
وَالَّذِينَ كَفَرُوا أَعْمَالُهُمْ كَسَرَابٍ بِقِيعَةٍ يَحْسَبُهُ الظَّمْآنُ مَاء حَتَّى إِذَا جَاءهُ لَمْ يَجِدْهُ شَيْئًا وَوَجَدَ اللَّهَ عِندَهُ فَوَفَّاهُ حِسَابَهُ وَاللَّهُ سَرِيعُ الْحِسَابِ ﴿٣٩﴾
Vellezîne keferû a’mâluhum ke serâbin bi kîatin yahsebuhuz zam’ânu mâen, hattâ izâ câehu lem yecidhu şey’en ve vecedallâhe indehu fe veffâhu hisâbehu, vallâhu serîul hısâb(hısâbi).
nür süresi ayet 40
أَوْ كَظُلُمَاتٍ فِي بَحْرٍ لُّجِّيٍّ يَغْشَاهُ مَوْجٌ مِّن فَوْقِهِ مَوْجٌ مِّن فَوْقِهِ سَحَابٌ ظُلُمَاتٌ بَعْضُهَا فَوْقَ بَعْضٍ إِذَا أَخْرَجَ يَدَهُ لَمْ يَكَدْ يَرَاهَا وَمَن لَّمْ يَجْعَلِ اللَّهُ لَهُ نُورًا فَمَا لَهُ مِن نُّورٍ ﴿٤٠﴾
Ev ke zulumâtin fî bahrin lucciyyin yagşâhu mevcun min fevkıhî mevcun min fevkıhî sehâbun, zulumâtun ba’duhâ fevka ba’dın, izâ ahrace yedehu lem yeked yerâhâ ve men lem yec’alillâhu lehu nûren fe mâ lehu min nûr(nûrin).
nür süresi ayet 35
ALLAH göklerin ve yerin nurudur onun nurunun hali içinde fitil bulunan lamba gibidir lamba camdandır cam da bir inci yıldızı gibidir o mubarek bir agaç olan zeytinden tutuşturulmaktadır [bu  agaç dagın ] ne dogusunda ne de batısındadır [ dagın tam üstünde ve ortasındadır ] yagı ateşle yakılmasa bile hemen hemen neredeyse ışık verecektir nur üstüne nur ALLAH diledigini nuruna ulaştırır ALLAH insanlara böylece örnek verir ALLAH herşeyi bilendir 
nür süresi ayet36
[o] evlerdedir ALLAH o evlerin içinde adının yükseltilmesine ve zikredilmesine izin vermiştir onu oralarda sabah akşam tesbih ederler 
nür süresi ayet 37
kendilerini ne ticaretin ne de alış verişin ALLAH hı anmaktan namaz kılmaktan zekat vermekten alı koydugu adamlar var dır onlar kalplerin ve gözlerin kıvranacagı günden korkarlar 
nür süresi ayet 38
çünkü ALLAH onları işledikleri amellerin en güzeliyle ödüllendirecektir ayrıca onlara hazinesinden de artırarak verecektir ALLAH diledigine hesapsız rızık verecektir 
nür süresi ayet 39
inkar edenlerin ameleri ise uçsuz bucaksız çöldeki bir serap gibidir susayan onu bir su zanneder 0nun yanına geldiginde hiç bir şey bulamaz orada ALLAH ı bulu verir o da onun hesabını tamamıyla görü verir ALLAH hızlı hesap görendir 
nür süresi ayet 40
yahut derin bir denizdeki karanlıklar gibidir onu bir dalga bürümektedir sonra üstünde bir dalga daha üstünde bir de bulut vardır karanlıklar birbirinin üstüne binmiştir elini çıkardıgı zaman onu görme ihtimali yoktur ALLAH kime bir nur vermişse artık onun için bir nur yoktur 

26 Ocak 2017 Perşembe

Görüntünün olası içeriği: yazı
Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, yazı
Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, takım elbise ve yazı
Görüntünün olası içeriği: yazı
besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu






nür süresi ayet 31
وَقُل لِّلْمُؤْمِنَاتِ يَغْضُضْنَ مِنْ أَبْصَارِهِنَّ وَيَحْفَظْنَ فُرُوجَهُنَّ وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ إِلَّا مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَلْيَضْرِبْنَ بِخُمُرِهِنَّ عَلَى جُيُوبِهِنَّ وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ إِلَّا لِبُعُولَتِهِنَّ أَوْ آبَائِهِنَّ أَوْ آبَاء بُعُولَتِهِنَّ أَوْ أَبْنَائِهِنَّ أَوْ أَبْنَاء بُعُولَتِهِنَّ أَوْ إِخْوَانِهِنَّ أَوْ بَنِي إِخْوَانِهِنَّ أَوْ بَنِي أَخَوَاتِهِنَّ أَوْ نِسَائِهِنَّ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُنَّ أَوِ التَّابِعِينَ غَيْرِ أُوْلِي الْإِرْبَةِ مِنَ الرِّجَالِ أَوِ الطِّفْلِ الَّذِينَ لَمْ يَظْهَرُوا عَلَى عَوْرَاتِ النِّسَاء وَلَا يَضْرِبْنَ بِأَرْجُلِهِنَّ لِيُعْلَمَ مَا يُخْفِينَ مِن زِينَتِهِنَّ وَتُوبُوا إِلَى اللَّهِ جَمِيعًا أَيُّهَا الْمُؤْمِنُونَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ ﴿٣١﴾
Ve kul lil mu’minâti yagdudne min ebsârihinne ve yahfazne furûcehunne, ve lâ yubdîne zînetehunne illâ mâ zahera minhâ, velyadribne bi humurihinne alâ cuyûbihinne, ve lâ yubdîne zînetehunne illâ li buûletihinne ev âbâihinne ev âbâi buûletihinne ev ebnâihinne ev ebnâi buûletihinne ev ıhvânihinne ev benî ıhvânihinne ev benî ehavâtihinne ev nisâihinne ev mâ meleket eymânuhunne evit tâbiîne gayri ulîl irbeti miner ricâli evit tıflillezîne lem yazharû alâ avrâtin nisâi, ve lâ yadribne bi erculihinne li yu’leme mâ yuhfîne min zînetihinn(zînetihinne), ve tûbû ilâllâhi cemîan eyyuhâl mu’minûne leallekum tuflihûn(tuflihûne).
nür süresi ayet 31
mümin kadınlarada şöyle söyle gözlerini [harama bakmaktan ] sakınsınlar namuslarını korusunlar görünenler dışında süs eşalarını açmasınlar başörtülerini yakalarının üzerine bıraksınlar süs eşalarını ancak kocalarına babalarına kocalarının babalarına ogullarına kocalarının ogularına kardeşlerine kardeşlerinin ogullarına kız kardeşlerinin ogullarına müslüman kadınlara elerinin altında bulunan kölelere cinsel arzusu ve   gücü kalmamış erkeklere henüz kadınların cinseliklerinin farkına varmayan çocuklara göstere bilirler [ kadınlar ] gizledikleri süs eşaları bilinsin diye ayaklarını da yere vurmasınlar ey müminler hepiniz ALLAH a tövbe edin belki kurtuluşa erersiniz 
nür süresi 32
وَأَنكِحُوا الْأَيَامَى مِنكُمْ وَالصَّالِحِينَ مِنْ عِبَادِكُمْ وَإِمَائِكُمْ إِن يَكُونُوا فُقَرَاء يُغْنِهِمُ اللَّهُ مِن فَضْلِهِ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ ﴿٣٢﴾
Ve enkihûl eyâmâ minkum ves sâlihîne min ibâdikum ve imâikum, in yekûnû fukarâe yugnihimullâhu min fadlihî, vallâhu vâsiun alîm(alîmun).
nür süresi ayet 32
içinideki bekarları kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi olanları evlendirin eger bunlar fakir iseler ALLAH onları kendi hazinesinden zengin eder ALLAH ihsanı bololan her şeyi bilendir 



nür süresi ayet 33
وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذِينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتَّى يُغْنِيَهُمْ اللَّهُ مِن فَضْلِهِ وَالَّذِينَ يَبْتَغُونَ الْكِتَابَ مِمَّا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ فَكَاتِبُوهُمْ إِنْ عَلِمْتُمْ فِيهِمْ خَيْرًا وَآتُوهُم مِّن مَّالِ اللَّهِ الَّذِي آتَاكُمْ وَلَا تُكْرِهُوا فَتَيَاتِكُمْ عَلَى الْبِغَاء إِنْ أَرَدْنَ تَحَصُّنًا لِّتَبْتَغُوا عَرَضَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَمَن يُكْرِههُّنَّ فَإِنَّ اللَّهَ مِن بَعْدِ إِكْرَاهِهِنَّ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿٣٣﴾
Velyesta’fifillezîne lâ yecidûne nikâhan hattâ yugniyehumullâhu min fadlihi, vellezîne yebtegûnel kitâbe mimmâ meleket eymânukum fe kâtibûhum in alimtum fîhim hayran, ve âtûhum min mâlillâhillezî âtâkum, ve lâ tukrihû feteyâtikum alâl bigâi in eradne tehassunen li tebtegû aradal hayâtid dunyâ ve men yukrıhhunne fe innellâhe min ba’di ikrâhihinne gafûrun rahîm(rahîmun).
وَأَنكِحُوا الْأَيَامَى مِنكُمْ وَالصَّالِحِينَ مِنْ عِبَادِكُمْ وَإِمَائِكُمْ 

nür süresi ayet 33

evlenmeye imkanı bulunmayanlar ALLAH onlara hazinesinden bir zenginlik verinceye kadar namuslu kalmaya çalışsınlar elerinizin altında bulunan köleler ve cariyelerden mükatebe yapmak isteyenlerle onların niyetlerinde bir iyilik görürseniz onlarla mükatebe yapın ALLAH ın size verdigi maldan sizde onlara verin dünya hayatının geçici faydasını arzuederek cariyelerinizi ifrttli kalmak isterlerse onları fuhuşa zorlamayın kim onları zorlarsa zorlamalarından sonra [bilsinki] ALLAH bagışlayandır acıyandır 
nür süresi ayet 34
وَلَقَدْ أَنزَلْنَا إِلَيْكُمْ آيَاتٍ مُّبَيِّنَاتٍ وَمَثَلًا مِّنَ الَّذِينَ خَلَوْا مِن قَبْلِكُمْ وَمَوْعِظَةً لِّلْمُتَّقِينَ ﴿٣٤﴾
Ve lekad enzelnâ ileykum âyâtin mubeyyinâtin ve meselen minellezîne halev min kablikum ve mev’izaten lil muttakîn(muttakîne)
nür süresi ayet 34
yemin olsun ki size apaçık ayetler sizden önce gelenlerle ilgili örnek olaylar muttakiler için bir ögüt indirdik 

25 Ocak 2017 Çarşamba

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

nür süresi ayet 26

الْخَبِيثَاتُ لِلْخَبِيثِينَ وَالْخَبِيثُونَ لِلْخَبِيثَاتِ وَالطَّيِّبَاتُ لِلطَّيِّبِينَ وَالطَّيِّبُونَ لِلطَّيِّبَاتِ أُوْلَئِكَ مُبَرَّؤُونَ مِمَّا يَقُولُونَ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ ﴿٢٦﴾
El habîsâtu lil habîsîne vel habîsûne lil habîsât(habîsâti), vet tayyibâtu lit tayyibîne vet tayyibûne lit tayyibâti, ulâike muberraûne mimmâ yekûlûn(yekûlûne), lehum magfiratun ve rızkun kerîm(kerîmun).
nür süresi ayet 27
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَدْخُلُوا بُيُوتًا غَيْرَ بُيُوتِكُمْ حَتَّى تَسْتَأْنِسُوا وَتُسَلِّمُوا عَلَى أَهْلِهَا ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ ﴿٢٧﴾
Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tedhulû buyûten gayra buyûtikum hattâ teste’nisû ve tusellimû alâ ehlihâ, zâlikum hayrun lekum leallekum tezekkerûn(tezekkerûne).
nür süresi ayet 28
فَإِن لَّمْ تَجِدُوا فِيهَا أَحَدًا فَلَا تَدْخُلُوهَا حَتَّى يُؤْذَنَ لَكُمْ وَإِن قِيلَ لَكُمُ ارْجِعُوا فَارْجِعُوا هُوَ أَزْكَى لَكُمْ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ عَلِيمٌ ﴿٢٨﴾
Fe in lem tecidû fîhâ ehaden fe lâ tedhulûhâ hattâ yu’zene lekum ve in kîle lekumurciû ferciû huve ezkâ lekum, vallâhu bimâ ta’melûne alîm(alîmun).
nür süresi ayet 29
لَّيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَن تَدْخُلُوا بُيُوتًا غَيْرَ مَسْكُونَةٍ فِيهَا مَتَاعٌ لَّكُمْ وَاللَّهُ يَعْلَمُ مَا تُبْدُونَ وَمَا تَكْتُمُونَ ﴿٢٩﴾
Leyse aleykum cunâhun en tedhulû buyûten gayra meskûnetin fîhâ metâun lekum, vallâhu ya’lemu mâ tubdûne ve mâ tektumûn(tektumûne).
nür süresi ayet 30
قُل لِّلْمُؤْمِنِينَ يَغُضُّوا مِنْ أَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظُوا فُرُوجَهُمْ ذَلِكَ أَزْكَى لَهُمْ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا يَصْنَعُونَ ﴿٣٠﴾
Kul lil mu’minîne yaguddû min ebsârihim ve yahfezû furûcehum, zâlike ezkâ lehum, innallâhe habîrun bimâ yasneûn(yasneûne).
nür süresi ayet 26
kötü kadınlar kötüerkeklere kötü erkeklere de kötü kadınlara uygundur iyi kadınlar iyi erkeklere iyi erkeklerde iyi kadınlara uygundur bunlar onların dediklerinden uzaktırlar onlara bir bagışlanma ve degerli bir ecir vardır 
nür süresi ayet 27
ey iman edenler kendi evlerinizin dışındaki evlere ev sahiplerinin izini ve bilgisi olmaksızın onlara selam vermeden girmeyin bu sizin için daha iyidir belki düşünürsünüz 
nür süresi ayet 28
eger onlardan kimse bulamasanız size izin verilinceye kadar oraya girmeyin eger size dönün denirse dönün bu sizin için daha temizdir ALLAH bütün yaptıklarınızı bilir
nür süresi ayet 29
oturulmayan ve içinde eşyanız bulunan evlere girmenizde size bir günah yoktur neyi açıklar neyi saklarsanız ALLAH hepsini bilir 
nür süresi ayet 30
mümin erkekler gözlerini [harama bakmaktan] sakınmalarını namuslarını korumalarını söyle bu sizin için daha temizdir şüphesia ALLAH onların yaptıklarından haberdardır 



Görüntünün olası içeriği: yazı

24 Ocak 2017 Salı

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

nür süresi ayet 21

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّبِعُوا خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ وَمَن يَتَّبِعْ خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ فَإِنَّهُ يَأْمُرُ بِالْفَحْشَاء وَالْمُنكَرِ وَلَوْلَا فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ مَا زَكَا مِنكُم مِّنْ أَحَدٍ أَبَدًا وَلَكِنَّ اللَّهَ يُزَكِّي مَن يَشَاء وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ ﴿٢١﴾
Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tettebiû hutuvâtiş şeytân(şeytâni), ve men yettebi’ hutuvâtiş şeytâni fe innehu ye’muru bil fahşâi vel munker(munkeri) ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu mâ zekâ minkum min ehadin ebeden ve lâkinnallâhe yuzekkî men yeşâu, vallâhu semî’un alîm(alîmun)
nür süresi ayet 22
وَلَا يَأْتَلِ أُوْلُوا الْفَضْلِ مِنكُمْ وَالسَّعَةِ أَن يُؤْتُوا أُوْلِي الْقُرْبَى وَالْمَسَاكِينَ وَالْمُهَاجِرِينَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَلْيَعْفُوا وَلْيَصْفَحُوا أَلَا تُحِبُّونَ أَن يَغْفِرَ اللَّهُ لَكُمْ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿٢٢﴾
Ve lâ ye’teli ulûl fadlı minkum ves seati en yu’tû ulîl kurbâ vel mesâkîne vel muhâcirîne fî sebîlillâh(sebîlillâhi), velya’fû velyasfehû, e lâ tuhıbbûne en yagfirallâhu lekum, vallâhu gafûrun rahîm(rahîmun).
nür süresi ayet 23
إِنَّ الَّذِينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُؤْمِنَاتِ لُعِنُوا فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ ﴿٢٣﴾
İnnellezîne yermûnel muhsanâtil gâfilâtil mu’minâti luınû fîd dunyâ vel âhırati ve lehum azâbun azîm(azîmun).
nür süresi ayet 24
يَوْمَ تَشْهَدُ عَلَيْهِمْ أَلْسِنَتُهُمْ وَأَيْدِيهِمْ وَأَرْجُلُهُم بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ ﴿٢٤﴾
Yevme teşhedu aleyhim elsinetuhum ve eydîhim ve erculuhum bimâ kânû ya’melûn(ya’melûne).
nür süresi ayet 25
يَوْمَئِذٍ يُوَفِّيهِمُ اللَّهُ دِينَهُمُ الْحَقَّ وَيَعْلَمُونَ أَنَّ اللَّهَ هُوَ الْحَقُّ الْمُبِينُ ﴿٢٥﴾
Yevme izin yuveffîhimullâhu dînehumul hakka ve ya’lemûne ennallâhe huvel hakkul mubîn(mubînu).
nür süresi ayet 21
ey iman edenler şeytanın adımlarına uymayın kim şeytanın adımlarına uyarsa [bilsin ki] o kötüve çirkin şeyleri emreder size ALLAH ın ihsan ve ikramı acıması olmasaydı kesinlikle sizden hiç kimseyi temize çıkarmazdı ancak ALLAH diledigini temizler ALLAH çok iyi işiten çok iyi bilendir 
nür süresi ayet 22
içinizden hali vakti yerinde ihsan ikram sahibi olanlar akrabaya yoksullara ve ALLAH yolunda hiciret edenlere yardım etmeyeceklerine dair yemin etmesinler onların[kusurlarını] bagışlasınlar aldırmasınlar ALLAH hın sizi bagışlamasını arzu etmez misiniz ALLAH çok bagışlayan çok acıyandır 
nür süresi ayet 23
şüphesiz namuslu kötülük yapmayı bilmeyen mümin kadınlara iftira edenler dünyada ve ahirette lanete ugramışlardır onlar için büyük bir azap vardır 
nür süresi ayet 24
o gün onların aleyhlerinde dilleri elleri ve ayakları yaptıklarına şahitlik edeceklerdir 
nür süresi ayet 25
o gün ALLAH onlara hak ettikleri gerçek karşılıgı verecek onlar ALLAH ın apaçık bir gerçek oldugunu bileceklerdir 

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

nür süresi ayet 16
وَلَوْلَا إِذْ سَمِعْتُمُوهُ قُلْتُم مَّا يَكُونُ لَنَا أَن نَّتَكَلَّمَ بِهَذَا سُبْحَانَكَ هَذَا بُهْتَانٌ عَظِيمٌ ﴿١٦﴾
Ve lev lâ iz semi’tumûhu kultum mâ yekûnu lenâ en netekelleme bi hâzâ subhâneke hâzâ buhtânun azîm(azîmun).
nür süresi ayet 17
يَعِظُكُمُ اللَّهُ أَن تَعُودُوا لِمِثْلِهِ أَبَدًا إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ ﴿١٧﴾
Yeızukumullâhu en teûdû li mislihî ebeden in kuntum mu’minîn(mu’minîne).
nür süresi ayet 18
وَيُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمُ الْآيَاتِ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ ﴿١٨﴾
Ve yubeyyinullâhu lekumul âyâti, vallâhu alîmun hakîm(hakîmun).
nür süresi ayet 19
إِنَّ الَّذِينَ يُحِبُّونَ أَن تَشِيعَ الْفَاحِشَةُ فِي الَّذِينَ آمَنُوا لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ وَاللَّهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لَا تَعْلَمُونَ ﴿١٩﴾
İnnellezîne yuhıbbûne en teşîal fâhışetu fîllezîne âmenû lehum azâbun elîmun fîd dunyâ vel âhırati, vallâhu ya’lemu ve entum lâ ta’lemûn(ta’lemûne).
nür süresi ayet 20
وَلَوْلَا فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ وَأَنَّ اللَّه رَؤُوفٌ رَحِيمٌ ﴿٢٠﴾
Ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu ve ennallâhe raûfun rahîm(rahîmun).
nür süresi ayet 16
onu duydugunuz zaman bunu söylemek bize yakışmaz haşa bu büyük bir iftiradır demeniz gerek mezmiydi
nür süresi ayet 17
eger sizler müminseniz ALLAH size kesinlikle bir daha böyle bir şeyi tekirarlamayasınız diye ögüt vermektedir 
nür süresi ayet 18
ALLAH size ayetleri açıklamaktadır ALLAH çok iyi bilendir işi saglam yapan ve yaptıgında hikmet bulunandır 
nür süresi ayet 19
müminler arasında ahlaksız edepsiz sözlerin yayılmasını arzu edenler için dünyada da ahirette de acı veren bir azap vardır ALLAH bilir siz bilmez siniz 
nür süresi ayet 20
size ALLAH ın ihsan ve ikram acıması olmasaydı [başınızatürlü belalar gelir huzurunuz bozulurdu]  şüphesiz ALLAH şevkati çok acıması bololandır



Her kez Davasına inandıgı kadarını yapar herkes davasına inandıgı gibi yaşar davan hak olsun dosdogru ol ALLAH olsun benden bişey olmaz deme bu dünya müslümana zindan müslüman gençleri bekleyen tehlikeler var ben napıyorum ben sahabe hayatını dinleyerek ordamı kalıyorum o sahabe hayatından ders çıkarmıyacamı sahabe hayatın dan örnek almıyacamın sahabeye bakara yaşatısına özen göstermiyecemi işte sonkale türkiye her biryandan üşüşüyorlar ama başımızda liyderimiz el hamdüillha sahip çıkıyor bizlere dinimize bizlerde devletimize duvalarla güç alıyoruz güçleniyoruz mazlumun yanında türkiye 

23 Ocak 2017 Pazartesi

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

nür süresi ayet 11
إِنَّ الَّذِينَ جَاؤُوا بِالْإِفْكِ عُصْبَةٌ مِّنكُمْ لَا تَحْسَبُوهُ شَرًّا لَّكُم بَلْ هُوَ خَيْرٌ لَّكُمْ لِكُلِّ امْرِئٍ مِّنْهُم مَّا اكْتَسَبَ مِنَ الْإِثْمِ وَالَّذِي تَوَلَّى كِبْرَهُ مِنْهُمْ لَهُ عَذَابٌ عَظِيمٌ ﴿١١﴾
İnnellezîne câû bil ifki usbetun minkum, lâ tahsebûhu şerren lekum, bel huve hayrun lekum, li kullimriin minhum mâktesebe minel ismi, vellezî tevellâ kibrahu minhum lehu azâbun azîm(azîmun).
nür süresi ayet 12
لَوْلَا إِذْ سَمِعْتُمُوهُ ظَنَّ الْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بِأَنفُسِهِمْ خَيْرًا وَقَالُوا هَذَا إِفْكٌ مُّبِينٌ ﴿١٢﴾
Lev lâ iz semi’tumûhu zannel mu’minûne vel mu’minâtu bi enfusihim hayran ve kâlû hâzâ ifkun mubîn(mubînun).
nür süresi ayet 13
لَوْلَا جَاؤُوا عَلَيْهِ بِأَرْبَعَةِ شُهَدَاء فَإِذْ لَمْ يَأْتُوا بِالشُّهَدَاء فَأُوْلَئِكَ عِندَ اللَّهِ هُمُ الْكَاذِبُونَ ﴿١٣﴾
Lev lâ câû aleyhi bi erbaati şuhedâ(şuhedâe), fe iz lem ye’tû biş şuhedâi fe ulâike indellâhi humul kâzibûn(kâzibûne).
nür süresi ayet 14
وَلَوْلَا فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ لَمَسَّكُمْ فِي مَا أَفَضْتُمْ فِيهِ عَذَابٌ عَظِيمٌ ﴿١٤﴾
Ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu fîd dunyâ vel âhırati le messekum fî mâ efadtum fîhi azâbun azîm(azîmun).
nür süresi ayet 15
إِذْ تَلَقَّوْنَهُ بِأَلْسِنَتِكُمْ وَتَقُولُونَ بِأَفْوَاهِكُم مَّا لَيْسَ لَكُم بِهِ عِلْمٌ وَتَحْسَبُونَهُ هَيِّنًا وَهُوَ عِندَ اللَّهِ عَظِيمٌ ﴿١٥﴾
İz telakkavnehu bi elsinetikum ve tekûlûne bi efvâhikum mâ leyse lekum bihî ilmun ve tahsebûnehu heyyinen ve huve indallâhi azîm(azîmun).
nür süresi ayet 11
haberiniz olsun ki iftira edenler içinizden bir guruptur onun hakkınızda kötü birşey sanmayın belki o hakkınızda iyi birşeydir onlardan her birine kazandıgı günah vardır içlerinden onun günahın büyügünü yüklenen için büyük bir azap vardır 
nür süresi ayet 12
onu duydugunuz zaman mümin erkekler ve mümin kadınların onlar hakında hüsnü zan besleyip bu apaçık bir iftiradır demeleri gerekmez miydi  
nür süresi ayet 13
ona dört şahit getirmeleri gerekmez miydi onlar şahitleri getirmediklerine göre onlar gerçekten ALLAH katında yalancıların ta kendileridir 
nür süresi ayet 14
eger dünya ve ahirette size ALLAH hın ihsan ve ikram rahmeti olmasaydı o çıkardıgınız yaygaralardan dolayı size büyük bir azap vardır 
nür süresi ayet 15
o zaman siz bunu dilerinizlle [hiçbir araştırma soruşturma yapmadan ] agızdan ögreniyor agızlarınızla hakkında hiçbir bilginiz  olmayan şeyi söylüyordunuz bunun kolay bir şey oldugunu sanıyordunuz oysa bu ALLAH katında çok büyüktür 
besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu


nür süresş ayet 6
وَالَّذِينَ يَرْمُونَ أَزْوَاجَهُمْ وَلَمْ يَكُن لَّهُمْ شُهَدَاء إِلَّا أَنفُسُهُمْ فَشَهَادَةُ أَحَدِهِمْ أَرْبَعُ شَهَادَاتٍ بِاللَّهِ إِنَّهُ لَمِنَ الصَّادِقِينَ ﴿٦﴾
Vellezîne yermûne ezvâcehum ve lem yekun lehum şuhedâu illâ enfusuhum fe şehâdetu ehadihim erbaû şehâdâtin billâhi innehû le mines sâdıkîn(sâdıkîne)
nür süresi ayet 7
وَالْخَامِسَةُ أَنَّ لَعْنَتَ اللَّهِ عَلَيْهِ إِن كَانَ مِنَ الْكَاذِبِينَ وَيَدْرَأُ ﴿٧﴾
Vel hâmisetu enne la’netallâhi aleyhi in kâne minel kâzibîn(kâzibîne).
nür süresi ayet 8
عَنْهَا الْعَذَابَ أَنْ تَشْهَدَ أَرْبَعَ شَهَادَاتٍ بِاللَّهِ إِنَّهُ لَمِنَ الْكَاذِبِينَ ﴿٨﴾
Ve yedraû anhâl azâbe en teşhede erbaa şehâdâtin billâhi innehu le minel kâzibîn(kâzibîne).
nür süresi ayet 9
وَالْخَامِسَةَ أَنَّ غَضَبَ اللَّهِ عَلَيْهَا إِن كَانَ مِنَ الصَّادِقِينَ ﴿٩﴾
Vel hâmisete enne gadaballâhi aleyhâ in kâne mines sâdikîn(sâdikîne).
nür süresi ayet 10
وَلَوْلَا فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ وَأَنَّ اللَّهَ تَوَّابٌ حَكِيمٌ ﴿١٠﴾
Ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu ve ennellâhe tevvâbun hakîm(hakîmun).
nür süresi ayet 6
eşlerine [zina iftirası] atankendilerine kendilerinden başka şahitleri olmayan kimselere gelince onların her birinin şahitligi kendisinin dogru söyleyenlerden olduguna dair dört kez ALLAH adına yemin ederek şahitlik etmektir 
nür süresi ayet 7
beşincisinde ise şöyle söyleyecektir eger o yalancılardansa ALLAH ın laneti kesinlikle onun üzerine olsun 
nür süresi ayet 8
kadının dört kere ALLAH a yemin olsun o [eşi] yalancılardandır diye şahitlik etmesi ondan cezayı düşürür 
nür süresi ayet 9
beşincisinde kadın şöyle diyecektir eger eşi dogru söylüyorsa ALLAH hın öfkesi kendisinin üzerine olsun 
nür süresi ayet 10
size ALLAH ın ihsan ve ikramı acıması olmasaydı [başınıza türlü belalar gelir huzurunuz bozulurdu ] şüphesiz ALLAH tövbeleri çok kabul eden işi saglam yapan ve yaptıgında hikmet bulunandır 
  
diyni araştıranlar  gitsin kabeyi ziyaret etsin görsün ordaki aşkı yaşasın ordaki aşkı gerçekten  yaşayanlara yeter ve artar çünkü aşıkın kalbi medinede yatıyor onu görenler mecnun oluyor ordaki hava maneviyat başka

22 Ocak 2017 Pazar

Bizleri Müslüman olarak yaratan, Peygamber ve Sahabe sevgisiyle donatan; Gül Peygambere gönül vermiş, gönül ehli Müslümanlarla tanıştırıp kaynaştıran, Rabbimize hamd olsun (c.c.)-..
Yoluna kurban olduğumuz, hayatına hayran kaldığımız, her şeyini örnek alma çabasına girdiğimiz, Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’e, O’nun etrafında pervane dönen, Âl ve Ashabına, Etbâına (r.a.) ve onların nurlu ve onurlu yollarını yol edinme gayretinde olanlara da, salât ve selâm olsun. Salât ve selâm olsun…

GÖZLERİM BAKARMIŞ AMA GÖRMEZMİŞ YA RESULALLAH....
Bir sevgili varmış benden öte ama benden içerde bana yakın ama o kadar uzakda ki cennette
ben bilmezmişim onu.Herkez uğruna ağlarken ben başka şeylerle gözlerimi yaşartırmışım. Hem de hiç uğruna. Ne kadar kör ne kadar amaymış gözlerim,affet YA RESULALLAH.
34 Yaş ne demiş şair yolun yarısındayım belkide .Kimbilir belkide bitimindeyim .İçim yanıyor şimdi geçen o behbat zamana geçmişe. Ne trenler kaçırmışım.Nelerrrr kaçırmışım.... Seni kaçırmışım seni............... sevmeyi öğrenenememiş anlayamamışım. Elbette tarihde öğrenecekmişim elbette başka ilimlerde başka başka liderlerde sevebilirmişim ama ya sen ,....SEN BAŞKAYMIŞSIN.BAMBAŞKA....yüzünü görmedim sessini duymadım .ama seni tanıdım çok yakın tanıdım.K,itaplar var ya seni tanıttılar bana.senin gül olduğunu söylediler senin can ,kan olduğunu haykırdılar bana.Şimdi gözbebeklerim senin için doluyorsa kalbim senin için titriyorsa ve boğazım senin için düğümleniyorsa bil ki sana olan aşktandır.RABBİMİN sevgilisi ey güzel kokulu nebisi sen sen sen içimde sen dışımda sen.Affet ya RESULLALAH....
Bir garip yolcuyum yolumu şaşırdım yolumda çok çamur vardı çamura pisliğe bulandım Layık değilim belki şefatin için....ama bak kapına geldim dayandım.Ne olur benimde elimden tut sancağının altına çek .O gün geldiğinde kime sığınayım?
Canım kanım YA RESULALLAH...CANIM SANA FEDA YA HABİBALLAH.N e olur şefat eyle affeyle RESULALLAH
 
besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu


nür süresi ayet 6
وَالَّذِينَ يَرْمُونَ أَزْوَاجَهُمْ وَلَمْ يَكُن لَّهُمْ شُهَدَاء إِلَّا أَنفُسُهُمْ فَشَهَادَةُ أَحَدِهِمْ أَرْبَعُ شَهَادَاتٍ بِاللَّهِ إِنَّهُ لَمِنَ الصَّادِقِينَ ﴿٦﴾
Vellezîne yermûne ezvâcehum ve lem yekun lehum şuhedâu illâ enfusuhum fe şehâdetu ehadihim erbaû şehâdâtin billâhi innehû le mines sâdıkîn(sâdıkîne).
nür süresi ayet 7
وَالْخَامِسَةُ أَنَّ لَعْنَتَ اللَّهِ عَلَيْهِ إِن كَانَ مِنَ الْكَاذِبِينَ وَيَدْرَأُ ﴿٧﴾
Vel hâmisetu enne la’netallâhi aleyhi in kâne minel kâzibîn(kâzibîne).
nür süresi ayet 8
عَنْهَا الْعَذَابَ أَنْ تَشْهَدَ أَرْبَعَ شَهَادَاتٍ بِاللَّهِ إِنَّهُ لَمِنَ الْكَاذِبِينَ ﴿٨﴾
Ve yedraû anhâl azâbe en teşhede erbaa şehâdâtin billâhi innehu le minel kâzibîn(kâzibîne).
nür süresi ayet 9
وَالْخَامِسَةَ أَنَّ غَضَبَ اللَّهِ عَلَيْهَا إِن كَانَ مِنَ الصَّادِقِينَ ﴿٩﴾
Vel hâmisete enne gadaballâhi aleyhâ in kâne mines sâdikîn(sâdikîne).
nür süresi ayet 10
وَلَوْلَا فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ وَأَنَّ اللَّهَ تَوَّابٌ حَكِيمٌ ﴿١٠﴾
Ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu ve ennellâhe tevvâbun hakîm(hakîmun).
nür süresi ayet 6
eşlerine [ zina iftirası ] atan kendilerine kendilerinden başka şahitleri olmayan kimselere gelince onların her birinin şahitligi kendisinin dogru söyleyenlerden olduguna dair dörtkez ALLAH adına yemin ederek şahitlik etmektir 
nür süresi ayet 7
beşincisinde ise şöyle söyleyecektir eger o yalancılardansa ALLAH ın laneti kesinlikle onun üzerine olsun 
nur süresi ayet 8
kadının dört kere  ALLAH a yemin olsun o [eşi]  yalancılardandır diye şahitlik etmesi ondan cezayı düşürür
nür süresi ayet 9
beşincisinde kadın şöyle diyecektir eger eşi dogru söylüyorsa ALLAH ın öfkesi kendisinin üzerine olsun 
nür süresi ayet 10
size ALLAH ın ihsan ve ikramı acıması olmasaydı [başınıza türlü belalar gelir huzurunuz bozulurdu] şüphesiz ALLAH tövbeleri çok kabul eden işi saglam yapan ve yaptıgında hikmet bulunandır 



besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH HIN ADIYLA

NÜR SÜRESİ AYET 1
سُورَةٌ أَنزَلْنَاهَا وَفَرَضْنَاهَا وَأَنزَلْنَا فِيهَا آيَاتٍ بَيِّنَاتٍ لَّعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ ﴿١﴾
Sûratun enzelnâhâ ve faradnâhâ ve enzelnâ fîhâ âyâtin beyyinâtin leallekum tezekkerûn(tezekkerûne).
NÜR SURESİ AYET 2
الزَّانِيَةُ وَالزَّانِي فَاجْلِدُوا كُلَّ وَاحِدٍ مِّنْهُمَا مِئَةَ جَلْدَةٍ وَلَا تَأْخُذْكُم بِهِمَا رَأْفَةٌ فِي دِينِ اللَّهِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَلْيَشْهَدْ عَذَابَهُمَا طَائِفَةٌ مِّنَ الْمُؤْمِنِينَ ﴿٢﴾
Ez zâniyetu vez zânî feclidû kulle vâhıdin min humâ miete celdetin ve lâ te’huzkum bi himâ ra’fetun fî dînillâhi in kuntum tu’minûne billâhi vel yevmil âhır(âhırı), vel yeşhed azâbehumâ tâifetun minel mu’minîn(mu’minîne).
NÜR SURESİ AYET 3
الزَّانِي لَا يَنكِحُ إلَّا زَانِيَةً أَوْ مُشْرِكَةً وَالزَّانِيَةُ لَا يَنكِحُهَا إِلَّا زَانٍ أَوْ مُشْرِكٌ وَحُرِّمَ ذَلِكَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ ﴿٣﴾
Ez zânî lâ yenkihu illâ zâniyeten ev muşriketen vez zâniyetu lâ yenkihuhâ illâ zânin ev muşrikun, ve hurrime zâlike alâl mu’minîn(mu’minîne).
وَالَّذِينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَأْتُوا بِأَرْبَعَةِ شُهَدَاء فَاجْلِدُوهُمْ ثَمَانِينَ جَلْدَةً وَلَا تَقْبَلُوا لَهُمْ شَهَادَةً أَبَدًا وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ ﴿٤﴾
Vellezîne yermûnel muhsanâti summe lem ye’tû bi erbaati şuhedâe feclidûhum semânîne celdeten ve lâ takbelû lehum şehâdeten ebedâ(ebeden), ve ulâike humul fâsikûn(fâsikûne).
NÜR SÜRESİ AYET 5
إِلَّا الَّذِينَ تَابُوا مِن بَعْدِ ذَلِكَ وَأَصْلَحُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿٥﴾
İllâllezîne tâbû min ba’di zâlike ve aslehû, fe innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun).
NÜR SÜRESİ AYET 1
[bu ] indirdigimiz [içindeki hükümlerin uygulanmasını] farz kıldıgımız bir süredir onda apaçık ayetler indirdik belki düşünüp ögüt alırsınız 
NÜR SÜRESİ AYET 2
zina eden kadınla zina eden erkek ten her birine yüz degenk vurun ALLAH a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız ALLAH ın koydugu cezayı uygulama konusunda bunlara uygulanan cezaya tanıklık etsin 
nür süresi ayet 3
zina eden bir erkek ancak zina eden bir kadınla veya  müşrik bir kadınla evlene bilir zina eden kadınla da ancak zina eden bir erkek veya müşrik bir erkek evlene bilir bu müminlere haram kılınmıştır 
nür süresi ayet 4
namuslu kadınlara [zina iftirası ] atıp da sonra dört şahit getirmeyenlere seksen degnek vurun ve bir daha bunların şahitliklerini ebedi olarak kabul etmeyin işte bunlar gerçekten günahkardırlar 
nür surası ayet 5
bundan sonra tövbe edip kendilerini düzeltenler bu hükmün dışındadır çünkü ALLAH çok bagışlayan çok acıyandır 

19 Ocak 2017 Perşembe

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

PEYGAMBERİNİ SAHABE GİBİ SEVKİ
YAŞADIGIN ÇAGIN SAHABİSİ OLABİLESİN
CÜBELİ ŞABANN

muminun süresi ayet 111
إِنِّي جَزَيْتُهُمُ الْيَوْمَ بِمَا صَبَرُوا أَنَّهُمْ هُمُ الْفَائِزُونَ ﴿١١١﴾
İnnî cezeytuhumul yevme bimâ saberû ennehum humul fâizûn(fâizûne).
muminun süresi ayet 112 
قَالَ كَمْ لَبِثْتُمْ فِي الْأَرْضِ عَدَدَ سِنِينَ ﴿١١٢﴾
Kâle kem lebistum fîl ardı adede sinîn(sinîne).
muminun süresi ayet 113
قَالُوا لَبِثْنَا يَوْمًا أَوْ بَعْضَ يَوْمٍ فَاسْأَلْ الْعَادِّينَ ﴿١١٣﴾
Kâlû lebisnâ yevmen ev ba’da yevmin fes’elil âddîn(âddîne).
muminun süresi ayet 114
قَالَ إِن لَّبِثْتُمْ إِلَّا قَلِيلًا لَّوْ أَنَّكُمْ كُنتُمْ تَعْلَمُونَ ﴿١١٤﴾
Kâle in lebistum illâ kalîlen lev ennekum kuntum ta’lemûn(ta’lemûne).
muminun süresi ayet 115
أَفَحَسِبْتُمْ أَنَّمَا خَلَقْنَاكُمْ عَبَثًا وَأَنَّكُمْ إِلَيْنَا لَا تُرْجَعُونَ ﴿١١٥﴾
E fe hasibtum ennemâ halaknâkum abesen ve ennekum ileynâ lâ turceûn(turceûne).
muminun süresi ayet 116
فَتَعَالَى اللَّهُ الْمَلِكُ الْحَقُّ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْكَرِيمِ ﴿١١٦﴾
Fe teâlallâhul melikul hakku, lâ ilâhe illâ huve, rabbul arşil kerîm(kerîmi).
muminun süresi ayet 117
وَمَن يَدْعُ مَعَ اللَّهِ إِلَهًا آخَرَ لَا بُرْهَانَ لَهُ بِهِ فَإِنَّمَا حِسَابُهُ عِندَ رَبِّهِ إِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الْكَافِرُونَ ﴿١١٧﴾
Ve men yed’u meallâhi ilâhen âhare lâ burhâne lehu bihî fe innemâ hısâbuhu inde rabbihi, innehu lâ yuflihul kâfirûn(kâfirûne).
muminun süresi ayet 118
وَقُل رَّبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَأَنتَ خَيْرُ الرَّاحِمِينَ ﴿١١٨﴾
Ve kul rabbigfir verham ve ente hayrur râhımîn(râhımîne).
muminun süresi ayet 111

şüphesiz ben bugün onları sabretmelerine karşılık ödüllendirdim şüphesiz onlar sadece onlar kazananlardır 
muminun süresi ayet 112
[ALLAH ] yer yüzünde kaç yıl kaldınız der
muminun süresi ayet 113
bir gün veya bir günden biraz az kaldık sayanlara sor derler 
muminun süresi ayet 114
gerçekten çok az kaldınız keşke bilseniz buyurur
muminun süresi ayet 115
bizim sizi boşuna yarattıgımızı sizin bize dönmyeceginizi mi sandınız 
muminun süresi ayet 116
ALLAH o gerçek hükümdar ne kadar yücedir ondan başka tanrı yoktur o degerli arşın rabbidir 
muminun süresi ayet 117
kim ALLAH la birlikte başka bir tanrıya onun bu konuda hiç bir delili olmadıgı halde dua ederse onun hesabı rabbi katındadır şüphesiz kafirler kurtuluşa ermezler 
muminun süresi ayet 118
de ki ey rabbim [beni] bagışla [bana] acı sen acıyanların en iyisisin


besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

PEYGAMBERİNİ SAHABE GİBİ SEVKİ
YAŞADIGIN ÇAGIN SAHABİSİ OLABİLESİN
CÜBELİ ŞABANN


muminun süresi ayet 106

قَالُوا رَبَّنَا غَلَبَتْ عَلَيْنَا شِقْوَتُنَا وَكُنَّا قَوْمًا ضَالِّينَ ﴿١٠٦﴾
Kâlû rabbenâ galebet aleynâ şıkvetunâ ve kunnâ kavmen dâllîn(dâllîne).

muminun süresi ayet 107

رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْهَا فَإِنْ عُدْنَا فَإِنَّا ظَالِمُونَ ﴿١٠٧﴾
Rabbenâ ahricnâ minhâ fe in udnâ fe innâ zâlimûn(zâlimûne).
muminun süresi ayet 108
قَالَ اخْسَؤُوا فِيهَا وَلَا تُكَلِّمُونِ ﴿١٠٨﴾
Kâlehseû fîhâ ve lâ tukellimûni.
muminun süresi ayet 109
إِنَّهُ كَانَ فَرِيقٌ مِّنْ عِبَادِي يَقُولُونَ رَبَّنَا آمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَأَنتَ خَيْرُ الرَّاحِمِينَ ﴿١٠٩﴾
İnnehu kâne ferîkun min ibâdî yekûlûne rabbenâ âmennâ fagfir lenâ verhamnâ ve ente hayrur râhımîn(râhımîne)
muminun süresi ayeti 110
فَاتَّخَذْتُمُوهُمْ سِخْرِيًّا حَتَّى أَنسَوْكُمْ ذِكْرِي وَكُنتُم مِّنْهُمْ تَضْحَكُونَ ﴿١١٠﴾
Fettehaztumûhum sıhriyyen hattâ ensevkum zikrî ve kuntum minhum tadhakûn(tadhakûne).
muminun süresi ayet 106
[cevaben şöyle ] derler ey rabbimiz azgınlıgımız bize galip geldi biz sapkın bir topluluk idik 
muminun süresi ayet 107
ey rabbimiz çıkar bizleri buradan eger döner[ bir daha aynı yanlışları yaparsak ] biz elbette zalimlerden oluruz 
muminun süresi ayet 108
[ ALLAH şöyle ] buyurur oraya sinin bana bir şey söylemeyin
muminun süresi ayet 109
çünkü kullarımdan şöyle diyen bir gurup vardır ey rabbimiz biz iman ettik bizi bagışla bize acı sen acıyanların en iyisisin 
muminun süresi ayet 110
siz onları alaya aldınız hatta [bu davranışlarınız ] size benim adımı bile unutturdular onlara gülüp duruyordunuz 


besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu


PEYGAMBERİNİ SAHABE GİBİ SEVKİ
YAŞADIGIN ÇAGIN SAHABİSİ OLABİLESİN
CÜBELİ ŞABANN


muminun süresi ayet 101
فَإِذَا نُفِخَ فِي الصُّورِ فَلَا أَنسَابَ بَيْنَهُمْ يَوْمَئِذٍ وَلَا يَتَسَاءلُونَ ﴿١٠١﴾
Fe izâ nufiha fîs sûri fe lâ ensâbe beynehum yevme izin ve lâ yetesâelûn(yetesâelûne).
muminun süresi ayet 102
فَمَن ثَقُلَتْ مَوَازِينُهُ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ ﴿١٠٢﴾
Fe men sekulet mevâzînuhu fe ulâike humul muflihûn(muflihûne).
muminun süresi ayet 103
وَمَنْ خَفَّتْ مَوَازِينُهُ فَأُوْلَئِكَ الَّذِينَ خَسِرُوا أَنفُسَهُمْ فِي جَهَنَّمَ خَالِدُونَ ﴿١٠٣﴾
Ve men haffet mevâzînuhu fe ulâikellezîne hasirû enfusehum fî cehenneme hâlidûn(hâlidûne).
muminun süresi ayet 104
تَلْفَحُ وُجُوهَهُمُ النَّارُ وَهُمْ فِيهَا كَالِحُونَ ﴿١٠٤﴾
Telfehu vucûhehumun nâru ve hum fîhâ kâlihûn(kâlihûne).
muminun süresi ayet 105
أَلَمْ تَكُنْ آيَاتِي تُتْلَى عَلَيْكُمْ فَكُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ ﴿١٠٥﴾
E lem tekun âyâtî tutlâ aleykum fe kuntum bihâ tukezzibûn(tukezzibûne).
muminun süresi ayet 101
sura üflendigi zaman o gün aralarında bir akrabalık kalmaz birbirlerini sorma imkanı da bulamazlar 
muminun süresi ayet 102
o zaman kimin tartıları agır gelirse işte onlar kurtuluşa erenlerdir 
muminun süresi ayet 103
kimin tartıları da hafif gelirse işte onlar kendilerine  yazık edenlerdir cehennemde kalanlardır 
muminun süresi ayet 104
ateş yüzlerini yalar [dudakları yandıgından ] dişleri açıkta kalı verir 
muminun süresi ayet 105
[ALLAH şöyle der ] ayetlerim size okunmuş sizde onları yalanlamamış mıydınız 
besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu


muminun süresi ayet  96

ادْفَعْ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ السَّيِّئَةَ نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَا يَصِفُونَ ﴿٩٦﴾
İdfa’ billetî hiye ahsenus seyyiete, nahnu a’lemu bi mâ yasıfûn(yasıfûne).
muminun süresi ayeti 97
وَقُل رَّبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ ﴿٩٧﴾
Ve kul rabbi eûzu bike min hemezâtiş şeyâtîn(şeyâtîni).
muminun süresi ayet 98
وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَن يَحْضُرُونِ ﴿٩٨﴾
Ve eûzu bike rabbi en yahdurûni.
muminun süresi ayet 99
حَتَّى إِذَا جَاء أَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ رَبِّ ارْجِعُونِ ﴿٩٩﴾
Hattâ izâ câe ehadehumul mevtu kâle rabbirciûni.
muminun süresi ayet 100
لَعَلِّي أَعْمَلُ صَالِحًا فِيمَا تَرَكْتُ كَلَّا إِنَّهَا كَلِمَةٌ هُوَ قَائِلُهَا وَمِن وَرَائِهِم بَرْزَخٌ إِلَى يَوْمِ يُبْعَثُونَ ﴿١٠٠﴾
Leallî a’melu sâlihan fîmâ teraktu kellâ, innehâ kelimetun huve kâiluhâ, ve min verâihim berzahun ilâ yevmi yub’asûn(yub’asûne).
muminun süresi ayet 96 
sen kötülügü en güzel olanla savuştur biz onların ne halt edeceklerini daha iyi biliriz 
muminun süresi ayet 97
de ki ey rabbim şeytanların kışkırtmalarından sana sıgınırım 
muminun süresi ayet 98
ey rabbim onların benim yanıma gelmelerinden sana sıgınırım 
muminun süresi ayet 99- 100
sonunda onların her birine ölüm geldiginde şöyle diyecektir ey rabbim beni[dünyaya] döndür belki ben bıraktıgım o [dünyada ] salih bir amel işlerim hayır hayır bu onun söyledigi boş bir sözdür ötelerde diriltilecekleri güne kadar sürecek olan bir berzah vardır