2 Nisan 2015 Perşembe


GEL EY PEYGAMBERİM AHMET GEL EY PEYGAMBERİM MAHMUT GEL EY PEYGAMBERİM MUHAMMED  GEL EY PEYGAMBERİM MUSTAFA ELEMİN AS ELAM BAHARDIR  DUDAKLARIN ARASINDA SAKLI AMİNLER VARDIR  HACIDAN DÖNERGİBİ GEL  MİRAÇTAN İNER GİBİ GEL  BEKLİYORUM DOGDUM DOGALI NE OLUR GEL GELDE ÜMET BAYRAM ETSİN   Toprağın Babası
Resûlü Kibriya Hazretleri, kızı ve damadını zaman zaman ziyaret eder, onların hal ve hatırlarını sorardı. Hz. Ali'nin evde olmadığı bir sırada yine hanelerine teşrif buyurmuştu. Gözleri Ali'yi bulamayınca, evde olmayışının sebebini sorup, durumu kızı Fâtıma'dan öğrenmişti. Aile hayatı ya, Fâtıma ile aralarında bir anlaşmazlık zuhûr etmiş ve Ali de, çözümü zamana yaymak için evden ayrılmıştı. Dizinin dibinde yetiştirdiği damadının üzülmesine Allah Rasûlü de razı değildi. Aradaki zaman uzamadan problem çözülmeli ve küçük şeylerin, saâdetin üfül üfül tüllendiği büyük yuvaları zedelemesine müsaade edilmemeliydi.

Kalktı ve arkasından O'nu aramaya çıktı. Geceleri de gündüzleri kadar aydın olan bir iman kahramanı nereye gidebilirdi? Tahmin ettiği gibi Hz. Ali mesciddeydi; yere uzanmış ve uyandırmak için mübarek ayaklarının ucu ile dokundu ilk önce... Ve ardından yüzüne şefkatle bakıp iltifat dolu bir ses tonuyla;


-'Kalk, yâ Ebâ Tûrâb!' diye seslendi.
Bu bir lâtifeydi ve 'toprağın babası' anlamına geliyordu. Zira başını yastık diye koyduğu toprak, yüzünde izler bırakmış ve tane tane yuvarlanıp üzerinden dökülüyordu. O'nun bu iltifatından o kadar hoşlanmıştı ki, kendisine 'toprağın babası' anlamında Ebu't-Türâb denilmesinden ayrı bir haz duyar olmuştu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder