30 Nisan 2015 Perşembe
EN AM SÜRESİ AYET 11
قُلْ سِيرُواْ فِي الأَرْضِ ثُمَّ انظُرُواْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُكَذِّبِينَ
EN AM SÜRESİ AYET 11
DE ki yer yüzünde gezip dolaşın sonra o peygamberlerleri yalanlayanları soranların nasıl olduguna bile bakın
EN AM SÜRESİ AYET 12
قُل لِّمَن مَّا فِي السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ قُل لِلّهِ كَتَبَ عَلَى نَفْسِهِ الرَّحْمَةَ لَيَجْمَعَنَّكُمْ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ لاَ رَيْبَ فِيهِ الَّذِينَ خَسِرُواْ أَنفُسَهُمْ فَهُمْ لاَ يُؤْمِنُونَ
EN AM SÜRESİ AYET 12
DE ki kimi şu göklerdekiler ve yerdekiler ALLAH ın de o kendisine (kullarına) rahmet etmeyi yazdı şüphe yok ki o sizi kıyamet gününde toplayacaktır bundan şüphe yok kendilerine yazık edenler var ya işte onlar imanda etmezler
EN AM SÜRESİ AYET 6
أَلَمْ يَرَوْاْ كَمْ أَهْلَكْنَا مِن قَبْلِهِم مِّن قَرْنٍ مَّكَّنَّاهُمْ فِي الأَرْضِ مَا لَمْ نُمَكِّن لَّكُمْ وَأَرْسَلْنَا السَّمَاء عَلَيْهِم مِّدْرَارًا وَجَعَلْنَا الأَنْهَارَ تَجْرِي مِن تَحْتِهِمْ فَأَهْلَكْنَاهُم بِذُنُوبِهِمْ وَأَنْشَأْنَا مِن بَعْدِهِمْ قَرْنًا آخَرِينَ
EN AM SÜRESİ AYET 6
KENDİLERİNDEN önce kaç milleti helak ettigimiz görmediler mi yeryüzünde size vermedigimiz onlara vermiş üzerlerine gökyüzünü bol bol salı vermiştir ırmakları ayaklarının altlarından akıtmıştır böyleyken onları işledikleri günahları yüzünden helak edi verdik onlardan sonra başka millet yarattık
EN AM SÜRESİ AYTET 7
وَلَوْ نَزَّلْنَا عَلَيْكَ كِتَابًا فِي قِرْطَاسٍ فَلَمَسُوهُ بِأَيْدِيهِمْ لَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُواْ إِنْ هَذَا إِلاَّ سِحْرٌ مُّبِينٌ
EN AM SÜRESİ AYET 7
SANA kagıt üzerinde yazılmış bir kitap indirseydik onlar da buna eleriyle dokunsalardı inkar edenler ( buna ragmen ) bu ap açık büyüden başka bir şey degildir derlerdi
EN AM SÜRESİ AYET 8
وَقَالُواْ لَوْلا أُنزِلَ عَلَيْهِ مَلَكٌ وَلَوْ أَنزَلْنَا مَلَكًا لَّقُضِيَ الأمْرُ ثُمَّ لاَ يُنظَرُونَ
BİRDE şunun üzerine bir melek indirilse de görsek ya diyorlar eger öyle bir melek indirseydik azap hükmü kesinlikle uygulanı verirdi sonra kendilerine bir an bile göz açtırılmazdı
EN AM SÜRESİ AYET 9
وَلَوْ جَعَلْنَاهُ مَلَكًا لَّجَعَلْنَاهُ رَجُلاً وَلَلَبَسْنَا عَلَيْهِم مَّا يَلْبِسُونَ
EN AM SÜRESİ AYET 9
KENDİSİNİ yapsaydı onu yine bir erkek şeklinde gönderir düşmekte oldukları şüpheye onları yine düşürürdük
EN AM SÜRESİ AYET 10
وَلَقَدِ اسْتُهْزِئَ بِرُسُلٍ مِّن قَبْلِكَ فَحَاقَ بِالَّذِينَ سَخِرُواْ مِنْهُم مَّا كَانُواْ بِهِ يَسْتَهْزِؤُونَ
EN AM SÜRESİ AYET 10
YEMİN OLSUN ( EY MUHAMMED ) SENDEN önce gönderilen peygamberlere de alay edildi fakat o alay ettikleri hak o maskaralık edenleri çepeçevre kuşatıverdi
RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH IN ADIYLA
EN AM SÜRESİ AYET 1
الْحَمْدُ لِلّهِ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَجَعَلَ الظُّلُمَاتِ وَالنُّورَ ثُمَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ بِرَبِّهِم يَعْدِلُونَ
EN AM SÜRESİ AYET 1
HER türlü övgü göklerin ve yerin yaratan karanlıkları ve aydınlıgı var eden ALLAH ındır sonra hakkı tanımayanlar bunları kendilerini yaratana denk tutuyorlar
EN AM SÜRESİ AYET 2
هُوَ الَّذِي خَلَقَكُم مِّن طِينٍ ثُمَّ قَضَى أَجَلاً وَأَجَلٌ مُّسمًّى عِندَهُ ثُمَّ أَنتُمْ تَمْتَرُونَ
EN AM SÜRESİ AYET 2
O sizi topraktan yaratan sonrada bir süre bekleyendir başka bir beli bir süre de onu kanıtdadır sonra kalkıp(ALLAH hakında ) hala şüphe ediyor sunuz
EN AM SÜRESİ AYET 3
وَهُوَ اللّهُ فِي السَّمَاوَاتِ وَفِي الأَرْضِ يَعْلَمُ سِرَّكُمْ وَجَهرَكُمْ وَيَعْلَمُ مَا تَكْسِبُونَ
EN AM SÜRESİ AYET 3
O göklerde ve yerde olan ALLAH ın sizin içinizi de dışınızıda bilir daha ne yapacaksınız onu da bilir
EN AM SÜRESİ AYET 4
وَمَا تَأْتِيهِم مِّنْ آيَةٍ مِّنْ آيَاتِ رَبِّهِمْ إِلاَّ كَانُواْ عَنْهَا مُعْرِضِينَ
EN AM SÜRESİ AYET 4
KENDİLERİNE rablerinin ayetlerinden herhangi bir ayet geldiginde ondan yüz çevirmişlerdir
EN AM SÜRESİ AYET 5
فَقَدْ كَذَّبُواْ بِالْحَقِّ لَمَّا جَاءهُمْ فَسَوْفَ يَأْتِيهِمْ أَنبَاء مَا كَانُواْ بِهِ يَسْتَهْزِؤُونَ
EN AM SÜRESİ AYET 5
İŞTE kendilerine hak geldiginde onu yine yalanladılar onlar yakında alay etikleri şeylerin haberleri gelecek
MAİDE SÜRESİ AYET 118
إِن تُعَذِّبْهُمْ فَإِنَّهُمْ عِبَادُكَ وَإِن تَغْفِرْ لَهُمْ فَإِنَّكَ أَنتَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
MAİDE SÜRESİ AYET 118
EGER sen onlara azap edersen şüphesiz onlar senin kularındır yok eger kendilerini bagışlarsan şüphesiz sen güçlüsün işi saglam yapan ve yaptıgında bir hikmet bulunansın
MAİDE SÜRESİ AYET 119
قَالَ اللّهُ هَذَا يَوْمُ يَنفَعُ الصَّادِقِينَ صِدْقُهُمْ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا رَّضِيَ اللّهُ عَنْهُمْ وَرَضُواْ عَنْهُ ذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ
MAİDE SÜRESİ AYET 119
ALLAH şöyle buyurur işte bu dogru söyleyenlere dogruluklarının fayda verecegi gün dür onlara içlerinde ebedi olarak kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler vardır ALLAH onlardan razı olmuş onlarda ALLAH dan razı olmuşlardır işte bu büyük kurtuluşdur
MAİDE SÜRESİ AYET 120
لِلّهِ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَا فِيهِنَّ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
MAİDE SÜRESİ AYET 120
GÖKLERİN ve yerin ve onlarda bulunanların egemenligi ALLAH ındır onun herşeye gücü yeter
maide süresi 120 ayet olmakla burda son bulmuştur gelen süre en am süresi 165 ayet olmakla birinci ayeten başlıyacagız inşALLAH
29 Nisan 2015 Çarşamba
MAİDE SÜRESİ AYET 116
وَإِذْ قَالَ اللّهُ يَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ أَأَنتَ قُلتَ لِلنَّاسِ اتَّخِذُونِي وَأُمِّيَ إِلَهَيْنِ مِن دُونِ اللّهِ قَالَ سُبْحَانَكَ مَا يَكُونُ لِي أَنْ أَقُولَ مَا لَيْسَ لِي بِحَقٍّ إِن كُنتُ قُلْتُهُ فَقَدْ عَلِمْتَهُ تَعْلَمُ مَا فِي نَفْسِي وَلاَ أَعْلَمُ مَا فِي نَفْسِكَ إِنَّكَ أَنتَ عَلاَّمُ الْغُيُوبِ
MAİDE SÜRESİ AYET 116
ALLAH ( bir şey söyle) dedi ey meryem oglu isa insanlara beni ve annemi ALLAH ın yanında iki ilah edinin diye sen mi söyledin o şöyle dedi münezzeh sübhansın ya RAB bana böyle dogru olmayan bir şey söylemek yakışmaz eger ben böyle bir şey söyleseylediysem sen muhakkak bunu bilirsin sen benim içimde olanı da bilirsin oysa ben senin içinde olanın bilmem şüpehesiz sen görünmeyen bilinmeyen alemleri çok iyi bilensin
MAİDE SÜRESİ AYET 117
مَا قُلْتُ لَهُمْ إِلاَّ مَا أَمَرْتَنِي بِهِ أَنِ اعْبُدُواْ اللّهَ رَبِّي وَرَبَّكُمْ وَكُنتُ عَلَيْهِمْ شَهِيدًا مَّا دُمْتُ فِيهِمْ فَلَمَّا تَوَفَّيْتَنِي كُنتَ أَنتَ الرَّقِيبَ عَلَيْهِمْ وَأَنتَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ
MAİDE SÜRESİ AYET 117
BEN onlara ancak senin bana emrettigin hem benim rabbim hemde sizin rabbiniz olan ALLAH a kulluk edin sözünü söyledim içlerinden bulundugum sürece onlar hakkında şahittim ben onların arasından aldıgında onları gözet leyecek olarak sen kaldın zaten sen herşeye şahitsin
MAİDE SÜRESİ AYET 114
قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ اللَّهُمَّ رَبَّنَا أَنزِلْ عَلَيْنَا مَآئِدَةً مِّنَ السَّمَاء تَكُونُ لَنَا عِيداً لِّأَوَّلِنَا وَآخِرِنَا وَآيَةً مِّنكَ وَارْزُقْنَا وَأَنتَ خَيْرُ الرَّازِقِينَ
MAİDE SÜRESİ AYET 114
( BUNUN üzerine ) meryem oglu isa şöyle yalvardı ya ALLAH ey bizim biricik rabbimiz gökyüzünden bizim için hem öncekilerimiz hemde sonrakilerimiz için bayram ( vesilesi ) olacak senden bir mucize olarak bize bir sofra indir bize rızık ver sen rızık verenlerin en hayırlısısın
MAİDE SÜRESİ AYET 115
قَالَ اللّهُ إِنِّي مُنَزِّلُهَا عَلَيْكُمْ فَمَن يَكْفُرْ بَعْدُ مِنكُمْ فَإِنِّي أُعَذِّبُهُ عَذَابًا لاَّ أُعَذِّبُهُ أَحَدًا مِّنَ الْعَالَمِينَ
MAİDE SÜRESİ AYET 115
ALLAH şüphesiz ben size onu indiririm fakat ondan sonra içinizden kim nan körlük ederse artık onun alemlerden hiç kimseye uygulamayacagım bir azapla cezalandırırım dedi
MAİDE SÜRESİ AYET 112
إِذْ قَالَ الْحَوَارِيُّونَ يَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ هَلْ يَسْتَطِيعُ رَبُّكَ أَن يُنَزِّلَ عَلَيْنَا مَآئِدَةً مِّنَ السَّمَاء قَالَ اتَّقُواْ اللّهَ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ
MAİDE SÜRESİ AYET 112
BİRZAMAN havariler ey meryem oglu isa rabbin bize gök yüzünden bir sofra indire bilirmi dediler o mümin seniz ALLAH tan korkun dediler
MAİDE SÜRESİ AYET 113
قَالُواْ نُرِيدُ أَن نَّأْكُلَ مِنْهَا وَتَطْمَئِنَّ قُلُوبُنَا وَنَعْلَمَ أَن قَدْ صَدَقْتَنَا وَنَكُونَ عَلَيْهَا مِنَ الشَّاهِدِينَ
MAİDE SÜRESİ AYET 113
BİZ ondan yiyelim kalplerimiz huzur bulsun da senin bize dogru söyledigini bilelim ona şahit edenlerden olalım istiyoruz dediler
22 Nisan 2015 Çarşamba
Enes(ra) buyuruyor ki:ALLAH Resulü (sav) Receb_i Şerif ayı girdiğinde şu duayı okurlardı:
''ALLAHümme barik lena fi recebe ve şa'ban ve belliğna ramazan''
''Yarabbi!bize Receb ve Şaban ayını mübarek kıl,Ramazan ayına eriştir''
bu gece okunacak dualar da var ama çok uzun,dua kitaplarında bulacaksınız
ÜÇ AYLARDA YAPILMASI GEREKENLER
Recebin ilk günü ALLAH(c.c.) rızası için iki rekat nafile namaz kılınır.Sonra samimiyetle günahlara tevbe edilir.111 defa :''ALLAH(c.c.)ümme salli ala MUHAMMED'' diye Peygamber Efendimiz'e salatü selam getirilir.Akabinde 1660 defa :''Ya ALLAH(c.c.)'' diye tesbih çekilir.Üç aylar boyunca her gün 1100 defa: ''La ilahe illALLAH'' 100 kere de ''MUHAMMEDun resulullah'' diye bu tesbihe devam edilir.Bu hal üzere üç ayların sonunda 90 bin kelime-i tevhid tamamlanmış olur.
Efendimiz(sav):'' Bir defa Kelime-i Tevhid getiren kimsenin 4.000 adet büyük günahı amel defterinden silinir'' buyurmuşlardır.Buna göre 90.000x4.000=360.000.000 günah-ı kebairden arınmış olur inşALLAH(c.c.). _________________
Bismillahirrahmanirrahim
ALLAHümme bariklenâ fi Recebe ve Şaban ve belliğnâ Ramazân vahtim lenâ bil'iman ve yessir lenâ bil'Kur'an"
RECEB-İ ŞERİF DUALARI
10 Gün Subhânallâhil Hayyil Kayyûm
10 Gün Subhanallâhil Ehadis Samed
10 Gün Subhânallâhil Gafurur Rahîm
ŞABAN-I ŞERİF DUALARI
10 Gün Yâ Lâtif (Celle Şanühu)
10 Gün Yâ Rezzak (Celle Şanühu)
10 Gün Yâ Aziz (Celle Şanühu)
RAMAZAN-I ŞERİF DUALARI
10 Gün Yâ Erhamerrâhimin
10 Gün Yâ Gaffârezzünûb
10 Gün Yâ Atikarrikâb
''ALLAHümme barik lena fi recebe ve şa'ban ve belliğna ramazan''
''Yarabbi!bize Receb ve Şaban ayını mübarek kıl,Ramazan ayına eriştir''
bu gece okunacak dualar da var ama çok uzun,dua kitaplarında bulacaksınız
ÜÇ AYLARDA YAPILMASI GEREKENLER
Recebin ilk günü ALLAH(c.c.) rızası için iki rekat nafile namaz kılınır.Sonra samimiyetle günahlara tevbe edilir.111 defa :''ALLAH(c.c.)ümme salli ala MUHAMMED'' diye Peygamber Efendimiz'e salatü selam getirilir.Akabinde 1660 defa :''Ya ALLAH(c.c.)'' diye tesbih çekilir.Üç aylar boyunca her gün 1100 defa: ''La ilahe illALLAH'' 100 kere de ''MUHAMMEDun resulullah'' diye bu tesbihe devam edilir.Bu hal üzere üç ayların sonunda 90 bin kelime-i tevhid tamamlanmış olur.
Efendimiz(sav):'' Bir defa Kelime-i Tevhid getiren kimsenin 4.000 adet büyük günahı amel defterinden silinir'' buyurmuşlardır.Buna göre 90.000x4.000=360.000.000 günah-ı kebairden arınmış olur inşALLAH(c.c.). _________________
Bismillahirrahmanirrahim
ALLAHümme bariklenâ fi Recebe ve Şaban ve belliğnâ Ramazân vahtim lenâ bil'iman ve yessir lenâ bil'Kur'an"
RECEB-İ ŞERİF DUALARI
10 Gün Subhânallâhil Hayyil Kayyûm
10 Gün Subhanallâhil Ehadis Samed
10 Gün Subhânallâhil Gafurur Rahîm
ŞABAN-I ŞERİF DUALARI
10 Gün Yâ Lâtif (Celle Şanühu)
10 Gün Yâ Rezzak (Celle Şanühu)
10 Gün Yâ Aziz (Celle Şanühu)
RAMAZAN-I ŞERİF DUALARI
10 Gün Yâ Erhamerrâhimin
10 Gün Yâ Gaffârezzünûb
10 Gün Yâ Atikarrikâb
Selmanı farisi(ra)dan rivayet ediliyor ki:Recebi şerifin hilali girdiğinde Efendimiz (sav) bana hitaben buyurdular ki:''ey selman!her kimki receb ayında her rekatta BİR FATİHA,ÜÇ İHLAS ve ÜÇ de KAFİRUN SURESİ'ni okuyarak otuz rekat namaz kılarsa Allhü teala (cc) hazretleri o kimsenin günahlarını af ve mağfiret eder.ona senenin tamamını oruç tutmuş sevabı verir.gelecek seneye kadar namaz kılanlardan yazılır.her gün onun için bedir şehitlerinden bir şehidin ameli kadar ameli yükselir.''
selamnı farisi sonra sorar:ey ALLAHın Resulü!o namazı ne şekilde,ne zaman kılayım?Efendimiz (sav) :''ey selman!ayın evvelinde on rekat kılarsın.ALLAH (cc) rızası için niyet edilir.iki rekatta bir selam verilir.yukarıdaki dualar okunur.namaz tamamlandıktan sonra eller kaldırılıp şu dua okunur:
''la ilahe illALLAHü vahdehü la şerike leh,lehül mülkü ve lehül hamdü yuhyi ve yumit,biyedihil hayr,ve hüve ala külli şey'in kadir,ALLAHümme la mania lima e'tayte ve la mu'tıye lima mene'te ve la yenfeu zel ceddi minkel ced''
sonra iki elini yüzüne sürersin.ayın ortasında da on rekat kılarsın(yukarıdaki tarifteki gibi).namazdan sonra;
''la ilahe illALLAHü vahdehü la şerike leh,lehül mülkü ve lehül hamdü yuhyi ve yumit,biyedihil hayr,ve hüve ala külli şey'in kadir,ilahen vahiden ehaden ferden sameden vitran ve lem yettehiz sahibeten ve la veleda''
duasını okursun.ayın sonunda da on rekat kılarsın.namazdan sonra ;
''la ilahe illALLAHü vahdehü la şerike leh,lehül mülkü ve lehül hamdü yuhyi ve yumit,biyedihil hayr,ve hüve ala külli şey'in kadir,ve sallALLAHü ala seyyidina MUHAMMEDin ve ala alihit tahirine ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim'' duasını okursun
sonra ne hacetin ve isteklerin varsa Mevladan istersin.ALLAHü Teala seninle cehennem arasında yetmiş hendek kılar.her bir hendek arası yer ve gök arası kadardır.her rekat için bin rekat namaz kılmış sevabı yazılır.sırat üzerinden geçme beratı verilir
MAİDE SÜRESİ AYET 111
وَإِذْ أَوْحَيْتُ إِلَى الْحَوَارِيِّينَ أَنْ آمِنُواْ بِي وَبِرَسُولِي قَالُوَاْ آمَنَّا وَاشْهَدْ بِأَنَّنَا مُسْلِمُونَ
Ve iz evhaytu ilâl havâriyyîne en âminû bî ve bi resûlî, kâlû âmennâ veşhed bi ennenâ muslimûn(muslimûne).
MAİDE SÜRESİ AYET 111
BİR zamanlar havarilere bana ve rasulüme iman edin diye ilham edmiştim onlar ( cevap olarak ) iman etik bizim şüphesiz (sana) boyun egip teslim olanlardan oldugumuza şahit ol dediler
MAİDE SÜRESİ AYET 110
إِذْ قَالَ اللّهُ يَا عِيسى ابْنَ مَرْيَمَ اذْكُرْ نِعْمَتِي عَلَيْكَ وَعَلَى وَالِدَتِكَ إِذْ أَيَّدتُّكَ بِرُوحِ الْقُدُسِ تُكَلِّمُ النَّاسَ فِي الْمَهْدِ وَكَهْلاً وَإِذْ عَلَّمْتُكَ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَالتَّوْرَاةَ وَالإِنجِيلَ وَإِذْ تَخْلُقُ مِنَ الطِّينِ كَهَيْئَةِ الطَّيْرِ بِإِذْنِي فَتَنفُخُ فِيهَا فَتَكُونُ طَيْرًا بِإِذْنِي وَتُبْرِئُ الأَكْمَهَ وَالأَبْرَصَ بِإِذْنِي وَإِذْ تُخْرِجُ الْمَوتَى بِإِذْنِي وَإِذْ كَفَفْتُ بَنِي إِسْرَائِيلَ عَنكَ إِذْ جِئْتَهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُواْ مِنْهُمْ إِنْ هَذَا إِلاَّ سِحْرٌ مُّبِينٌ
İz kâlellâhu yâ îsâbne meryemezkur ni’metî aleyke ve alâ vâlidetike iz eyyedtuke bi rûhil kudusi tukellimun nâse fîl mehdi ve kehlâ(kehlen), ve iz allemtukel kitâbe vel hikmete vet tevrâte vel incîl(incîle), ve iz tahluku minet tîni ke hey’etit tayri bi iznî fe tenfuhu fîhâ fe tekûnu tayran bi iznî ve tubriul ekmehe vel ebrasa bi iznî, ve iz tuhricul mevtâ bi iznî, ve iz kefeftu benî isrâîle anke iz ci’tehum bil beyyinâti fe kâlellezîne keferû minhum in hâzâ illâ sihrun mubîn(mubînun).
MAİDE SÜRESİ AYET 110
ALLAH şöyle diyecek ey meryem oglu isa sana ve annene verdigim nimetimi düşün hani seni rühul kudüs ( cebrail) ile destekledim beşikteyken ve yetişirken insanlara konuşuyordun hani sana kitap hikmet tevrat ve incil i de ögretmiştim hani benim iznimle çamurdan kuş biçimi gibi tasarlıyordun içime üflemiştin de o benim iznimle hemen bir kuş olu vermişti anadan dogma körü alacalıyı yine benim iznimle iyliştiriyordun hani ölüleri de benim iznimle hayata çıkartıyordun hani israyil oglullarına senden uzaklaştırmıştım o zaman sen onlara açık mucuzelelerle gelmiştin onların içinden inkar edenler bu ap açık bir sihirden başka bir şey deyildir demişlerdi
MAİDE SÜRESİ AYET 109
يَوْمَ يَجْمَعُ اللّهُ الرُّسُلَ فَيَقُولُ مَاذَا أُجِبْتُمْ قَالُواْ لاَ عِلْمَ لَنَا إِنَّكَ أَنتَ عَلاَّمُ الْغُيُوبِ
Yevme yecmeullâhur rusule fe yekûlu mâzâ ucibtum kâlû lâ ilme lenâ inneke ente allâmul guyûb(guyûbi).
MAİDE SÜRESİ AYET 109
O gün ALLAH peygamberleri toplayacak ve size ne cevap verildi diyecek bizim bir bilgimiz yok şüphesiz sen görünmeyen bilinmeyen bilin meyen alemlerin çok iyi bilensin diyecekler
21 Nisan 2015 Salı
MAİDE SÜRESİ AYET107
فَإِنْ عُثِرَ عَلَى أَنَّهُمَا اسْتَحَقَّا إِثْمًا فَآخَرَانِ يِقُومَانُ مَقَامَهُمَا مِنَ الَّذِينَ اسْتَحَقَّ عَلَيْهِمُ الأَوْلَيَانِ فَيُقْسِمَانِ بِاللّهِ لَشَهَادَتُنَا أَحَقُّ مِن شَهَادَتِهِمَا وَمَا اعْتَدَيْنَا إِنَّا إِذًا لَّمِنَ الظَّالِمِينَ
Fe in usire alâ ennehumâstehakkâ ismen fe âharâni yekûmâni makâmehumâ minellezînestehakka aleyhimul evleyâni fe yuksîmâni billâhi le şehâdetunâ ehakku min şehâdetihimâ ve mâ’tedeynâ, innâ izen le minez zâlimîn(zâlimîne).
MAİDE SÜRESİ AYET 107
EGER bunların günah işledikleri anlaşılırsa ölene daha yakın hak sahibi kimselerden diger iki kişi bunların yerine geçer
bunlar ALLAH a şöyle yemin ederler muhakkak bizim şahitligimiz onların şahitliginden daha dogrudur biz hakkı çignemedik şüphesiz o taktirde zalimlerden oluruz
maide süresi ayet 108
ذَلِكَ أَدْنَى أَن يَأْتُواْ بِالشَّهَادَةِ عَلَى وَجْهِهَا أَوْ يَخَافُواْ أَن تُرَدَّ أَيْمَانٌ بَعْدَ أَيْمَانِهِمْ وَاتَّقُوا اللّهَ وَاسْمَعُواْ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ
Zâlike ednâ en ye’tû biş şehâdeti alâ vechihâ ev yehâfû en turadde eymânun ba’de eymânihim vettekûllâhe vesmeû vallâhu lâ yehdil kavmel fâsikîn(fâsikîne).
maide süresi ayet 108
işte bu şahitligi oldugu gibi eda etmelerini veya yeminlerinlerinin reddedilmesinden korkmalarını daha iyi saglar ALLAH tan korkun iyi dinleyin ALLAH günahkar toplulugu dogru yola çıkarmaz
20 Nisan 2015 Pazartesi
MAİDE SÜRESİ AYET 106
يِا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ شَهَادَةُ بَيْنِكُمْ إِذَا حَضَرَ أَحَدَكُمُ الْمَوْتُ حِينَ الْوَصِيَّةِ اثْنَانِ ذَوَا عَدْلٍ مِّنكُمْ أَوْ آخَرَانِ مِنْ غَيْرِكُمْ إِنْ أَنتُمْ ضَرَبْتُمْ فِي الأَرْضِ فَأَصَابَتْكُم مُّصِيبَةُ الْمَوْتِ تَحْبِسُونَهُمَا مِن بَعْدِ الصَّلاَةِ فَيُقْسِمَانِ بِاللّهِ إِنِ ارْتَبْتُمْ لاَ نَشْتَرِي بِهِ ثَمَنًا وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبَى وَلاَ نَكْتُمُ شَهَادَةَ اللّهِ إِنَّا إِذًا لَّمِنَ الآثِمِينَ
Yâ eyyuhâllezîne âmenû şehâdetu beynikum izâ hadara ehadekumul mevtu hînel vasiyyetisnâni zevâ adlin minkum ev âharâni min gayrikum in entum darabtum fîl ardı fe esâbetkum musîbetul mevt(mevti) tahbisûnehumâ min ba’dis salâti fe yuksîmâni billâhi in irtebtum lâ neşterî bihî semenen ve lev kâne zâ kurbâ ve lâ nektumu şehâdetallâhi innâ izen le minel âsimîn(âsimîne).
MAİDE SÜRESİ AYET 106
EY iman edenler her hangi birinize ölüm hali geldiginde vasiyet zamanında aranızdaki şahitlik ya kendinizden adil iki kişi veya siz yolculuk ederken başınıza ölüm musubeti geldiginde sizin dışınızda başka iki kişidir bunların namazdan sonra alı koyarsanız şüpelendiginiz taktirde ALLAH a şöyle yemin etmelerini istersiniz akraba bile olsalar yeminimizi hiç bir bedele degişmeyecegiz ALLAH (için yapacagımızı ) şahitligi gizlemeyecegiz biz o taktirde şüphesiz günahkarlardan oluruz
ÜÇAYLARA GİRİNCE OKUNACAK DUA
mübarek üç aylardan ilki olan Receb ayının önemi ve değeri hakkında Enes b. Malik ( radyallahü anh)'dan şöyle rivayet edilir: Receb ayı girdiğinde Hazreti Peygamber aleyhisselatu ves selam şöyle derdi:
”ALLAHÜMME BARİK LENA Fİ RACEBE VE ŞA’BANE VE BELLIĞNA RAMEDAN”
"ALLAHım! Recep ve Şaban'ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır." (Ahmed bin Hanbel, Müsned, 1/259
"Recep ayı ALLAHın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır." (Aclûnî, Keşful-Hafâ, 1/423)
*Recep ayına girince yedi defa
“Estağfirullâhe'l-Azîme'llezî la ilahe illâ hû el-Hay-yü'1-Kayyûmu ve etûbü ileyh. Tevbete abdin zâlimin li-nefsihî lâ-yemlikü li-nefsihî mevten velâ hayâten velâ nüşûrâ.”
Mânâsı:
“Hayat sahibi olan, her şeyi idare edip ayakta tutan, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan ALLAH'tan mağfiret dilerim. Kendi nefsine zulmetmiş kulun tevbesi gibi Ona tevbe ederim. Öyle bir kul ki, kendi nefsi adına ne ölüme, ne hayata ve ne de tekrar dirilmeye sahip değildir.” Denirse ALLAHU TEALA Bu kulumun günah defterini yırtın emrini verir.”
*Hazreti. Aişe ( radyallahü anh ) validemiz, “Resûlullah, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya çok önem verirdi.” buyuruyor. Çünkü Hadis-i Şerifte, Ameller ALLAHü teâlâya pazartesi ve perşembe günleri arz edilir. Ben de amelimin oruçlu iken arz edilmesini istiyorum.buyururdu.” (Tirmizî)
*“Receb büyük bir aydır. Allahu Teala bu ayda hasenatı kat kat eder. Receb ayında bir gün oruç tutana, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün oruç tutana Cennetin 8 kapısı açılır. On gün oruç tutana, ALLAH istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, Geçmiş günahların affoldur der. Receb ayında ALLAHü teâlâ Nuh aleyhisselamı gemiye bindirdi ve o da, Receb ayını oruçlu geçirdi. Yanındakilere de oruç tutmalarını emretti.” [Taberânî]
“Kim Receb ayında, takva üzere bir gün oruç tutarsa, oruç tutulan günler dile gelip Ya Rabbi onu mağfiret etderler.”
[Ebû Muhammed]
"Cennete bir saray vardır ki, ona Recep ayında oruç tutanlardan başkası giremez."
[B]“ALLAHü teâlâ, Receb ayında oruç tutanları mağfiret eder.” [/B
][Gunye]
“Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Recebin hepsini tutmuş gibi sevap verilir”. [Miftah-ül-cenne]
”Ramazan ayı dışında ALLAH rızası için bir gün oruç tutan, iyi bir yarış atının bir asırda alacağı mesafe kadar Cehennemden uzaklaşır.” [Ebu Yala]
• Receb ayında yapılan dua kabul edilir, günahlar affedilir. Bu ayda günah işleyenin cezası da kat kat olur.
Peygamber (s.a.v) Efendimiz şöyle buyuruyor: "Recepte bir gün ve gece vardır ki, o günde oruç tutan ve gece namazı kılan için yüz sene oruç tutmuş ve yüz sene ibadet etmiş gibi ibadet sevap verilir."
“Receb-i Şerîfin birinci gününde oruç tutmak üç senelik, ikinci günü oruçlu olmak iki senelik ve yine üçüncü günü oruçlu bulunmak bir senelik küçük günahlara kefaret olur. Bunlardan sonra her günü bir aylık küçük günahların af ve mağfiretine vesile olur.buyuruyorlar.” (Camiu-s sağir)
"Receb’in ilk cuma gecesini ihya edene, ALLAHü teâlâ, kabir azabı yapmaz. Duâlarını kabul eder. Yalnız, 7 kimsenin duasını kabul etmez: Faizci, Müslümanları aşağı gören, ana babasına eziyet eden, Müslüman olan ve dinin emirlerine uyan kocasını dinlemeyen kadın, çalgıcı, livata ve zina eden, beş vakit namazı kılmayan." [Bu günahlardan vazgeçmedikçe, duaları kabul olmaz.]
[Saadet-i Ebediyye]
Enes b. Mâlik (r.a) Rasûlullah’ın (s.a.v) şöyle buyurduğunu rivayet eder:
"Kim haram aylarda üç gün oruç tutarsa; kişi için dokuz yüz senelik ibadet sevabı yazılır." (İhyâ)
Rivayet edildiğine göre ; Receb ayının ilk cuma günü gecenin üçte biri geçince bütün melekler Receb ayında oruç tutanlar için istiğfar ederler
"Şu dört gecede dualar reddedilmez:
- Receb ayının ilk gecesi.
- Şaban ayının on beşinci gecesi olan Berât gecesi.
- Cuma gecesi.
- İki bayram (Kurban ve Ramazan bayramları) gecesi." (Deylemî; Firdevsü’l-Ahbâr)
"Kim Receb ayının yirmi yedinci günü oruç tutarsa, o kişi için altmış aylık oruç sevabı yazılır." (İhyâ)
Enes b. Mâlik (r.a) anlatır: Resûlullah’tan (s.a.v) işittim, şöyle demişti:
“Cennette recep isimli bir nehir vardır. Sütten daha beyaz ve baldan daha tatlıdır. Kim recep ayında bir gün oruç tutarsa ALLAH (c.c) o kimseye bu nehirden su içirecektir.” (Süyûtî)
Bir defasında, Peygamber efendimiz, Receb ayında tutulacak oruçların fazîletini anlatıyordu. Orada bulunanlardan, yaşı ve pîr-i fânî bir zât ayağa kalkıp:
- Yâ ResûlALLAH, ben Receb ayının hepsini oruçlu geçiremem, dediğinde; Peygamber efendimiz:
- Sen Receb ayının birinci, onbeşinci, sonuncu günleri oruç tut, hepsini tutmuş sevabına kavuşursun. Çünkü sevaplar on misli yazılır. Fakat sen Receb-i şerîfin ilk cuma gecesinden gafil olma ki, melekler o geceye Regâib gecesi demişlerdir. Zîra o gece, gecenin üçte biri geçtikten sonra göklerde ve yerde bir melek kalmaz, hepsi Kâ'be-i muazzama etrafında toplanırlar. ALLAHü teâlâ onlara hitâben:
"Ey meleklerim dilediğinizi benden isteyiniz." buyurur. Onlar:
"Yâ Rabbî, istediğimiz, Receb ayında oruç tutanları mağfiret etmendir." deyip, isteklerini arzederler. ALLAHü teâlâ:
"Ben, Receb ayında oruç tutanları mağfiret ettim “buyurur..
Receb Ayında İstiğfar:
“Receb ayı tevbe ayıdır." demişler. Yâni kul ne yapacak?.. "Yâ Rabbi! Ben anlayamamışım, hatâ etmişim, bilememişim, suçluyum, kusurluyum; beni affet..." diyerek hatâsını itiraf edip, hatâsından dönerek, Cenâb-ı Hakk'ın yoluna girecek
"Her kim Receb ayında, sabah akşam yetmiş kere istiğfarda bulunursa şüphesizki ALLAH (c.c.)'u Teâlâ onun cesedini ateşe haram kılar."
"Receb ayında istiğfarı çok yapın. Zira onun her bir saatinde, ALLAH (c.c.)'u Teâlâ'nın, cehennemden âzadlıları vardır." Hadis'i Şerif, Safûri, Nüzhetü'l mecâlis,1/140
Receb Ayında İhlâs'ı Şerif:
"Her kim Recebde, bir kere İhlâs okusa, ALLAH (c.c.)'u Teâlâ onun elli senelik günahını bağışlar." Hadis'i Şerif, EnîSü'l celîs, sh:195
Hannani(RA) şöyle demiştir:
"Her kim, Recebin her günü bir tane bile İhlâs Sûresi okusa, onbin deve yükü kâğıda sahip olur ki, göklerin ve yerin tüm sakinleri, ellerinde altın kalemlerle toplanıp o İhlâs'ın sevabını o kağıtlara yazarlar" (50 İhlâs okuyanın 50 senelik günahları silinir, 100 kere okuyan cehennemden berat alır, 1000 kere okuyan canını cehennemden satın alır.)
Receb Ayında Sadaka:
"Herkim Recebde sadaka verirse, ALLAH (c.c.)'u Teâlâ onu yavruyken yuvasından havaya uçup en yaşlı çağında ölen karganın ömrü kadar(beşyüz sene), onu cehennemden uzaklaştırır. " Hadis'i Şerif, Abdulkadir Geylani, Gunye,1/325, Nüzhetü'l mecalis,1/141
"Eğer kişi, Receb ayından(oruç) tuttuğu hergün, azığına(bütçesine) göre bir sadaka verirse, heyhat! Heyhat! Ne Yapsınlar! Bütün yaratıklar ALLAH (c.c.)'u Teâlâ'nın o kula vereceği sevabın ölçüsünü takdir etmek için bir araya gelseler, ALLAH (c.c.)'u Teâlâ'nın o kuluna bahşedeceği mükafattan yüzde birin(i hesab etmeye)e ulaşamazlar." Hadis'i Şerif, Abdulkadir Geylani, Gunye,1/325, Ebu Muhammed erl Hallâl
Recep Ayı Namazı
Recep ayı içinde otuz rekat namaz kılınır. Bu otuz rekatın on rekatı Recep ayının ilk on günü içinde kılınır. İkinci on rekatı da ikinci on günü içinde kılınır. Üçüncü on rekatı da üçüncü on günü içinde kılınır. Her rekatta fatiha okunduktan sonra üç kere ihlas suresi okunur, ihlası okuduktan sonra da üç kere de Kâfirun suresi okunur. Bütün rekatlar bu şekilde okunarak tamamlanır. Bu namazın kılınma zamanı nafile namazların kılınacağı vakitlerdir. Belli bir vakti yoktur.
mübarek üç aylardan ilki olan Receb ayının önemi ve değeri hakkında Enes b. Malik ( radyallahü anh)'dan şöyle rivayet edilir: Receb ayı girdiğinde Hazreti Peygamber aleyhisselatu ves selam şöyle derdi:
”ALLAHÜMME BARİK LENA Fİ RACEBE VE ŞA’BANE VE BELLIĞNA RAMEDAN”
"ALLAHım! Recep ve Şaban'ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır." (Ahmed bin Hanbel, Müsned, 1/259
"Recep ayı ALLAHın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır." (Aclûnî, Keşful-Hafâ, 1/423)
*Recep ayına girince yedi defa
“Estağfirullâhe'l-Azîme'llezî la ilahe illâ hû el-Hay-yü'1-Kayyûmu ve etûbü ileyh. Tevbete abdin zâlimin li-nefsihî lâ-yemlikü li-nefsihî mevten velâ hayâten velâ nüşûrâ.”
Mânâsı:
“Hayat sahibi olan, her şeyi idare edip ayakta tutan, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan ALLAH'tan mağfiret dilerim. Kendi nefsine zulmetmiş kulun tevbesi gibi Ona tevbe ederim. Öyle bir kul ki, kendi nefsi adına ne ölüme, ne hayata ve ne de tekrar dirilmeye sahip değildir.” Denirse ALLAHU TEALA Bu kulumun günah defterini yırtın emrini verir.”
*Hazreti. Aişe ( radyallahü anh ) validemiz, “Resûlullah, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya çok önem verirdi.” buyuruyor. Çünkü Hadis-i Şerifte, Ameller ALLAHü teâlâya pazartesi ve perşembe günleri arz edilir. Ben de amelimin oruçlu iken arz edilmesini istiyorum.buyururdu.” (Tirmizî)
*“Receb büyük bir aydır. Allahu Teala bu ayda hasenatı kat kat eder. Receb ayında bir gün oruç tutana, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün oruç tutana Cennetin 8 kapısı açılır. On gün oruç tutana, ALLAH istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, Geçmiş günahların affoldur der. Receb ayında ALLAHü teâlâ Nuh aleyhisselamı gemiye bindirdi ve o da, Receb ayını oruçlu geçirdi. Yanındakilere de oruç tutmalarını emretti.” [Taberânî]
“Kim Receb ayında, takva üzere bir gün oruç tutarsa, oruç tutulan günler dile gelip Ya Rabbi onu mağfiret etderler.”
[Ebû Muhammed]
"Cennete bir saray vardır ki, ona Recep ayında oruç tutanlardan başkası giremez."
[B]“ALLAHü teâlâ, Receb ayında oruç tutanları mağfiret eder.” [/B
][Gunye]
“Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Recebin hepsini tutmuş gibi sevap verilir”. [Miftah-ül-cenne]
”Ramazan ayı dışında ALLAH rızası için bir gün oruç tutan, iyi bir yarış atının bir asırda alacağı mesafe kadar Cehennemden uzaklaşır.” [Ebu Yala]
• Receb ayında yapılan dua kabul edilir, günahlar affedilir. Bu ayda günah işleyenin cezası da kat kat olur.
Peygamber (s.a.v) Efendimiz şöyle buyuruyor: "Recepte bir gün ve gece vardır ki, o günde oruç tutan ve gece namazı kılan için yüz sene oruç tutmuş ve yüz sene ibadet etmiş gibi ibadet sevap verilir."
“Receb-i Şerîfin birinci gününde oruç tutmak üç senelik, ikinci günü oruçlu olmak iki senelik ve yine üçüncü günü oruçlu bulunmak bir senelik küçük günahlara kefaret olur. Bunlardan sonra her günü bir aylık küçük günahların af ve mağfiretine vesile olur.buyuruyorlar.” (Camiu-s sağir)
"Receb’in ilk cuma gecesini ihya edene, ALLAHü teâlâ, kabir azabı yapmaz. Duâlarını kabul eder. Yalnız, 7 kimsenin duasını kabul etmez: Faizci, Müslümanları aşağı gören, ana babasına eziyet eden, Müslüman olan ve dinin emirlerine uyan kocasını dinlemeyen kadın, çalgıcı, livata ve zina eden, beş vakit namazı kılmayan." [Bu günahlardan vazgeçmedikçe, duaları kabul olmaz.]
[Saadet-i Ebediyye]
Enes b. Mâlik (r.a) Rasûlullah’ın (s.a.v) şöyle buyurduğunu rivayet eder:
"Kim haram aylarda üç gün oruç tutarsa; kişi için dokuz yüz senelik ibadet sevabı yazılır." (İhyâ)
Rivayet edildiğine göre ; Receb ayının ilk cuma günü gecenin üçte biri geçince bütün melekler Receb ayında oruç tutanlar için istiğfar ederler
"Şu dört gecede dualar reddedilmez:
- Receb ayının ilk gecesi.
- Şaban ayının on beşinci gecesi olan Berât gecesi.
- Cuma gecesi.
- İki bayram (Kurban ve Ramazan bayramları) gecesi." (Deylemî; Firdevsü’l-Ahbâr)
"Kim Receb ayının yirmi yedinci günü oruç tutarsa, o kişi için altmış aylık oruç sevabı yazılır." (İhyâ)
Enes b. Mâlik (r.a) anlatır: Resûlullah’tan (s.a.v) işittim, şöyle demişti:
“Cennette recep isimli bir nehir vardır. Sütten daha beyaz ve baldan daha tatlıdır. Kim recep ayında bir gün oruç tutarsa ALLAH (c.c) o kimseye bu nehirden su içirecektir.” (Süyûtî)
Bir defasında, Peygamber efendimiz, Receb ayında tutulacak oruçların fazîletini anlatıyordu. Orada bulunanlardan, yaşı ve pîr-i fânî bir zât ayağa kalkıp:
- Yâ ResûlALLAH, ben Receb ayının hepsini oruçlu geçiremem, dediğinde; Peygamber efendimiz:
- Sen Receb ayının birinci, onbeşinci, sonuncu günleri oruç tut, hepsini tutmuş sevabına kavuşursun. Çünkü sevaplar on misli yazılır. Fakat sen Receb-i şerîfin ilk cuma gecesinden gafil olma ki, melekler o geceye Regâib gecesi demişlerdir. Zîra o gece, gecenin üçte biri geçtikten sonra göklerde ve yerde bir melek kalmaz, hepsi Kâ'be-i muazzama etrafında toplanırlar. ALLAHü teâlâ onlara hitâben:
"Ey meleklerim dilediğinizi benden isteyiniz." buyurur. Onlar:
"Yâ Rabbî, istediğimiz, Receb ayında oruç tutanları mağfiret etmendir." deyip, isteklerini arzederler. ALLAHü teâlâ:
"Ben, Receb ayında oruç tutanları mağfiret ettim “buyurur..
Receb Ayında İstiğfar:
“Receb ayı tevbe ayıdır." demişler. Yâni kul ne yapacak?.. "Yâ Rabbi! Ben anlayamamışım, hatâ etmişim, bilememişim, suçluyum, kusurluyum; beni affet..." diyerek hatâsını itiraf edip, hatâsından dönerek, Cenâb-ı Hakk'ın yoluna girecek
"Her kim Receb ayında, sabah akşam yetmiş kere istiğfarda bulunursa şüphesizki ALLAH (c.c.)'u Teâlâ onun cesedini ateşe haram kılar."
"Receb ayında istiğfarı çok yapın. Zira onun her bir saatinde, ALLAH (c.c.)'u Teâlâ'nın, cehennemden âzadlıları vardır." Hadis'i Şerif, Safûri, Nüzhetü'l mecâlis,1/140
Receb Ayında İhlâs'ı Şerif:
"Her kim Recebde, bir kere İhlâs okusa, ALLAH (c.c.)'u Teâlâ onun elli senelik günahını bağışlar." Hadis'i Şerif, EnîSü'l celîs, sh:195
Hannani(RA) şöyle demiştir:
"Her kim, Recebin her günü bir tane bile İhlâs Sûresi okusa, onbin deve yükü kâğıda sahip olur ki, göklerin ve yerin tüm sakinleri, ellerinde altın kalemlerle toplanıp o İhlâs'ın sevabını o kağıtlara yazarlar" (50 İhlâs okuyanın 50 senelik günahları silinir, 100 kere okuyan cehennemden berat alır, 1000 kere okuyan canını cehennemden satın alır.)
Receb Ayında Sadaka:
"Herkim Recebde sadaka verirse, ALLAH (c.c.)'u Teâlâ onu yavruyken yuvasından havaya uçup en yaşlı çağında ölen karganın ömrü kadar(beşyüz sene), onu cehennemden uzaklaştırır. " Hadis'i Şerif, Abdulkadir Geylani, Gunye,1/325, Nüzhetü'l mecalis,1/141
"Eğer kişi, Receb ayından(oruç) tuttuğu hergün, azığına(bütçesine) göre bir sadaka verirse, heyhat! Heyhat! Ne Yapsınlar! Bütün yaratıklar ALLAH (c.c.)'u Teâlâ'nın o kula vereceği sevabın ölçüsünü takdir etmek için bir araya gelseler, ALLAH (c.c.)'u Teâlâ'nın o kuluna bahşedeceği mükafattan yüzde birin(i hesab etmeye)e ulaşamazlar." Hadis'i Şerif, Abdulkadir Geylani, Gunye,1/325, Ebu Muhammed erl Hallâl
Recep Ayı Namazı
Recep ayı içinde otuz rekat namaz kılınır. Bu otuz rekatın on rekatı Recep ayının ilk on günü içinde kılınır. İkinci on rekatı da ikinci on günü içinde kılınır. Üçüncü on rekatı da üçüncü on günü içinde kılınır. Her rekatta fatiha okunduktan sonra üç kere ihlas suresi okunur, ihlası okuduktan sonra da üç kere de Kâfirun suresi okunur. Bütün rekatlar bu şekilde okunarak tamamlanır. Bu namazın kılınma zamanı nafile namazların kılınacağı vakitlerdir. Belli bir vakti yoktur.
19 Nisan 2015 Pazar
bakara süresi ayet 152
فَاذْكُرُونِي أَذْكُرْكُمْ وَاشْكُرُواْ لِي وَلاَ تَكْفُرُونِ
Fezkurûnî ezkurkum veşkurû lî ve lâ tekfurûn(tekfurûni).
1.
|
fe
|
: o halde, öyle ise
|
2.
|
uzkurû-nî
|
: beni zikredin
|
3.
|
ezkur-kum
|
: ben sizi zikrederim (zikredeyim)
|
4.
|
ve uşkurû
|
: ve şükredin
|
5.
|
lî
|
: bana
|
6.
|
ve lâ tekfurû-ni
|
: ve beni inkâr etmeyin (ni'metlerimi inkâr edip küfürde olmayın)
|
HACC SÜRESİ AYET 14
إِنَّ اللَّهَ يُدْخِلُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ إِنَّ اللَّهَ يَفْعَلُ مَا يُرِيدُ
İnnallâhe yudhılullezîne âmenû ve amilûs sâlihâti cennâtin tecrî min tahtihel enhâr(enhâru), innallâhe yef’alu mâ yurîd(yurîdu).
1. | inne allâhe | : muhakkak Allah |
2. | yudhılu | : dahil eder |
3. | ellezîne âmenû | : âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı dileyenler) |
4. | ve amilû es sâlihâti | : ve amilüssalihat yapanlar, salih ameller (nefs tezkiyesi) yapanlar |
5. | cennâtin | : cennetler |
6. | tecrî | : akar |
7. | min tahti-hâ | : onun altından |
8. | el enhâru | : nehirler |
9. | inne allâhe | : muhakkak Allah |
10. | yef'alu | : yapar |
11. | mâ yurîdu | : dilediği şey |
ZARİYA SURESİ AYET56
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ
Türkçe Okunuş: Ve mâ halaktul cinne vel inse illâ li ya'budûni.
Meal: Ve Ben, insanları ve cinleri (başka bir şey için değil, sadece) Bana kul olsunlar
BÜTÜN BİTKİLER HAYVANLARA KOŞUYOR HAYVANLARDA İNSANIN YARDIMINA KOŞUYOR İNSANLAR NEREYE KOŞUYOR VALLAHİ CEHENDEME KOŞUYOR İNSANLARIN NEREYE KOŞMASI LAZIM İŞTE YUKARDAKİ AYETE BÖYLE SÖYLÜYOR MEVLAMReceb-i Şerîf
Receb ayı "Eşhur-u hurum"dan olup ŞEHRULLAH yâni Allah'ın ayıdır. Bu aya oruçlu olarak girilmeli ve bu ayda Allah'a çok ilticâ etmelidir.
Recebin 1'inci günü oruç tutanlara 3 senelik, 2'nci günü oruç tutanlara 2 senelik, 3'üncü günü oruç tutanlara ise 1 senelik nâfile oruç sevâbı verilir. Bu, hadîs-i şerîf ile sâbittir.
Üç günden sonra her gününe birer ay oruç sevâbı verilir.
Receb-i şerîf Cenâb-ı Hakk'a mahsus bir ay olduğu için yalnız Zât-ı İlâhî'yi bildiren İhlâs-ı şerîf sûresini çok okumalı; tevhîd, istiğfar ve salevât-ı şerîfeleri ihmal etmemelidir.
Bu ayda 2 kandil vardır:
- İlk Cuma gecesi Regaib Kandili,
- 27'nci gecesi Mi'rac Kandili.
1'inci gecesi bir Tesbih Namazı veya Receb-i şerîfin ilk onu zarfında bir defaya mahsus olmak üzere kılınan on rek'at namaz kılınabilir. Bu namazda, her rek'atte Fâtiha-i şerîfeden sonra 3 "Kul yâ eyyühel-kâfirûn...", 3 İhlâs-ı şerîf okunur. Nitekim ileride kılınış şekli anlatılacaktır.
Receb ayında her gün başında ve sonunda 7'şer Fâtiha-i şerîfe okumak sûretiyle 100 İhlâs-ı şerîf okumak da çok sevaptır.
Bu ayda, mümkün olduğu kadar Hatm-i Enbiyâ yapmalı ve oruç tutmalıdır. 13, 14 ve 15'inci günlerinde oruç tutanlar, bu sünnet-i şerîfeyi yerine getirdiklerinden, nice hastalıklardan şifâ bulur.
Receb Ayında Kılınacak Namaz
Receb'in 1'i ile 10'u arasında, 11'i ile 20'si arasında ve 21'i ile 30'u arasında sadece birer defa olmak üzere kılınacak 10'ar rek'at Hacet Namazı vardır. Hepsinin de kılınış şekli aynıdır. Bu namazlar, akşamdan sonra da, yatsıdan sonra da kılınabilir. Fakat Cuma ve Pazartesi gecelerinde ve bilhassa teheccüd vaktinde kılınması efdâldir.
Bu namaz, mü'min ile münâfığı ayırır. Bu 30 rek'at namazı kılanlar hidâyete ererler. Münâfıklar bu namazı kılamazlar. Bu namazı kılanın kalbi ölmez.
Bu 30 rek'at namaz, Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz'in berberi Selmân-ı Pâk (r.a.) Hazretleri tarafından rivâyet edilmiştir.
Regâib Gecesi
Receb-i şerîfin ilk Cuma gecesi "Regâib gecesi"dir. Bu gece, oruçlu olarak karşılanmalıdır.
Regâib gecesi, akşamla yatsı arasında 12 rek'at "Hacet Namazı" kılınır. 2 rek'atte bir selâm verilerek kılınan bu namazda, Fâtiha-i şerîfeden sonra her rek'atte 3 "İnnâ enzelnâhü...", 12 İhlâs-ı şerîf okunur.
Namazdan sonra 7 Salât-ı Ümmiye okunup secdeye varılır.
"Allâhümme bârik lenâ recebe ve şa'bân. Ve bellığnâ ramazân"
Regâib gecesinden sonraki gündüzde (yani Cuma günü) öğle ile ikindi arasında, 2 rek'atte bir selâm verilerek 4 rek'at teşekkür namazı kılınır. Her rek'atte 1 Fâtiha-i şerîfe, 7 Âyetü'l Kürsî, 5 İhlâs-ı şerîf, 5 "Kul eûzu birabbil-felak...", 5 "Kul eûzu birabbin-nâs..." okunur. Namazdan sonra 25 defa:
Mi'rac Gecesi
Receb-i şerîfin 27'nci gecesi "Mi'rac gecesi"dir. Yatsı namazından sonra 12 rek'at "Hacet namazı" kılınır. Beher rek'atte Fâtiha-i şerîfeden sonra 10 İhlâs-ı şerîf okunur.
Namaza niyet: "Yâ Rabbî, rızâ-i şerîfin için niyet eyledim namaza. Bu gece yedi kat gökleri ve bütün esrârını göstererek muhabbetin ile müşerref kıldığın sevgili habîbin Resûl-i Zîşan Efendimiz hürmetine ben âciz kulunu afv-ı ilâhîne, feyz-i ilâhîne ve rızâ-i ilâhîne mazhar eyle, Allâhü Ekber."
Namazdan sonra:
- 4 Fâtiha-i şerîfe,
- 100 defa:
- 100 İstiğfâr-ı şerîf,
- 100 Salevât- şerîfe
okunup duâ yapılır.
Bu namazda, İhlâs-ı şerîfeler 100'er adet okunursa veya bu namaz 100 rek'at olarak kılınırsa; bunu yerine getiren mü'min huzûr-i ilâhîye namaz borçlusu olarak çıkmaz.
Mi'rac gecesinden sonraki gün, mutlaka oruçlu olmalıdır. O gün öğle ile ikindi arasında 4 rek'at namaz kılınır. Her rek'atte Fâtiha-i şerîfeden sonra
- 5 Âyetü'l-Kürsî,
- 5 "Kul yâ eyyühel-kâfirûn...",
- 5 İhlâs-ı şerîf,
- 5 "Kul eûzu birabbil-felak...",
- 5 "Kul eûzu birabbin-nâs..."
15 Nisan 2015 Çarşamba
MAİDE SÜRESİ AYET 104
وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْاْ إِلَى مَا أَنزَلَ اللّهُ وَإِلَى الرَّسُولِ قَالُواْ حَسْبُنَا مَا وَجَدْنَا عَلَيْهِ آبَاءنَا أَوَلَوْ كَانَ آبَاؤُهُمْ لاَ يَعْلَمُونَ شَيْئًا وَلاَ يَهْتَدُونَ
Ve izâ kîle lehum teâlev ilâ mâ enzelallâhu ve ilâr resûlî kâlû hasbunâ mâ vecednâ aleyhi âbâenâ e ve lev kâne âbâuhum lâ ya’lemûne şey’en ve lâ yehtedûn(yehtedûne).
MAİDE SÜRESİ AYET 104
BUNLARA ALLAH ın indirdigine ve rasule gelin denildiginde bize atalarımız üzerinden bulundugumuz şeyler yeter derler ya ataların bir şey bilmez ve dogru yola gitmezlerse de mi
MAİDE SÜRESİ AYET 105
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ عَلَيْكُمْ أَنفُسَكُمْ لاَ يَضُرُّكُم مَّن ضَلَّ إِذَا اهْتَدَيْتُمْ إِلَى اللّهِ مَرْجِعُكُمْ جَمِيعًا فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
Yâ eyyuhâllezîne âmenû aleykum enfusekum, lâ yadurrukum men dalle izâhtedeytum, ilâllâhi merciukum cemîân fe yunebbiukum bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).
MAİDE SÜRESİ AYET 105
EY iman edenler sizler kendinizi düzeltmeye bakın siz dogru gittikten sonra öte taraftan sapanlar size bir zarar veremez sonunda hepiniz varacagı yer ALLAH tır o size neler yaptıgınızı haber verecektir
MAİDE SÜRESİ AYET 102
قَدْ سَأَلَهَا قَوْمٌ مِّن قَبْلِكُمْ ثُمَّ أَصْبَحُواْ بِهَا كَافِرِينَ
Kad seelehâ kavmun min kablikum summe asbahû bihâ kâfirîn(kâfirîne).
MAİDE SÜRESİ AYET102
SİZDEN öncekilerden bir topluluk bunları sordu da sonra bu yüzden kafir oldular
MAİDE SÜRESİ AYET103
مَا جَعَلَ اللّهُ مِن بَحِيرَةٍ وَلاَ سَآئِبَةٍ وَلاَ وَصِيلَةٍ وَلاَ حَامٍ وَلَكِنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ يَفْتَرُونَ عَلَى اللّهِ الْكَذِبَ وَأَكْثَرُهُمْ لاَ يَعْقِلُونَ
Mâ cealallâhu min bahîratin ve lâ sâibetin ve lâ vasîletin ve lâ hâmin ve lâkinnellezîne keferû yefterûne alâllâhi kezib(kezibe) ve ekseruhum lâ ya’kılûn(ya’kılûne).
MAİDE SÜRESİ AYET 103
ALLAH bahire saibe vesile ve ham hakkında hiç bir hüküm koymamıştır ancak kafirler ALLAH ın adına yalan uydurarak ona iftira ediyorlar onların çoguna akıl ermez ( bu ayette geçen kelimeler arapların adaletlerine göre bazı hayvanlara verdikleri isimlerdir
MAİDE SÜRESİ AYET 100
قُل لاَّ يَسْتَوِي الْخَبِيثُ وَالطَّيِّبُ وَلَوْ أَعْجَبَكَ كَثْرَةُ الْخَبِيثِ فَاتَّقُواْ اللّهَ يَا أُوْلِي الأَلْبَابِ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
Kul lâ yestevîl habîsu vet tayyibu ve lev a’cebeke kesretul habîs(habîsi), fettekullâhe yâ ulîl elbâbi leallekum tuflihûn(tuflihûne).
MAİDE SÜRESİ AYET 100
DE ki pisligin çoklugu hoşuna gitse de pis olanla temiz olan bir olmaz ey temiz özlü düşünen beyni olanlar ALLAH tan korkun ki kurtuluşa eresiniz
MAİDE SÜRESİ AYET 101
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَسْأَلُواْ عَنْ أَشْيَاء إِن تُبْدَ لَكُمْ تَسُؤْكُمْ وَإِن تَسْأَلُواْ عَنْهَا حِينَ يُنَزَّلُ الْقُرْآنُ تُبْدَ لَكُمْ عَفَا اللّهُ عَنْهَا وَاللّهُ غَفُورٌ حَلِيمٌ
Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tes’elû an eşyâe in tubde lekum tesu’kum, ve in tes’elû anhâ hîne yunezzelul kur’ânu tubde lekum afâllâhu anhâ vallâhu gafûrun hâlîm(hâlîmun).
MAİDE SÜRESİ AYET 101
EY iman edenler size açıklandıgında sizi üzecek şeyler sormayın kur an indirilirken onları sorarsanız bunlar size açıklanır ALLAH onların şimdilik affeti ALLAH çok bagışlayan çok merhametli davranandır
13 Nisan 2015 Pazartesi
MAİDE SÜRESİ AYET 98
اعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ وَأَنَّ اللّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
I’lemû ennellâhe şedîdul ikâbi ve ennellâhe gafûrun rahîm(rahîmun).
MAİDE SÜRESİ AYET98
ALLAH ın azabının muhakkak çok şidetli oldugunun
ALLAH ın elbette çok bagışlayan çok acıyan oldugunu bilin
MAİDE SÜRESİ AYET 99
مَّا عَلَى الرَّسُولِ إِلاَّ الْبَلاَغُ وَاللّهُ يَعْلَمُ مَا تُبْدُونَ وَمَا تَكْتُمُونَ
Mâ alâr resûli illâl belâgu vallâhu ya’lemu mâ tubdûne ve mâ tektumûn(tektumûne).
MAİDE SÜRESİ AYET 99
PEYGAMBERE düşen yanlızca teblig etmektir gizlediginiz ve açıkladıgınız şeylerin hepsini bilecek olan yalnızca ALLAH tır
أُحِلَّ لَكُمْ صَيْدُ الْبَحْرِ وَطَعَامُهُ مَتَاعًا لَّكُمْ وَلِلسَّيَّارَةِ وَحُرِّمَ عَلَيْكُمْ صَيْدُ الْبَرِّ مَا دُمْتُمْ حُرُمًا وَاتَّقُواْ اللّهَ الَّذِيَ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ
Uhille lekum saydul bahri ve taâmuhu metâan lekum ve lis seyyârah(seyyârati), ve hurrime aleykum saydul berri mâ dumtum hurumâ(hurumen) vettekullâhellezî ileyhi tuhşerûn(tuhşerûne).
MAİDE SÜRESİ AYET 96
DENİZ avı ve onun yenilmesi size ve yolculara size geçimlik olarak helal kılındı kara avı ise ihramlı oldugunuz sürece size haram kılındı huzurunda toplanacagınız ALLAH tan korkun
MAİDE SÜRESİ AYET 97
جَعَلَ اللّهُ الْكَعْبَةَ الْبَيْتَ الْحَرَامَ قِيَامًا لِّلنَّاسِ وَالشَّهْرَ الْحَرَامَ وَالْهَدْيَ وَالْقَلاَئِدَ ذَلِكَ لِتَعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَعْلَمُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَأَنَّ اللّهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Cealallâhul ka’betel beytel harâme kıyâmen lin nâsi veş şehral harâme vel hedye vel kalâid(kalâide) zâlike li ta’lemû ennellâhe ya’lemu mâ fîs semâvâti ve ma fîl ardı ve ennellâhe bikulli şey’in alîm(alîmun).
MAİDE SÜRESİ AYET 97
ALLAH kutsal ev kabeyi haram ayı boyunları baglı ve bagsız kurbanlıkları insanların hayatları için faydalı kıldı bütün bunlar sizin ALLAH ın göklerde ve yerdekileri bildigini bilmeniz saglamak içindir şüphesiz ALLAH her şeyi çok iyi bilendir
MAİDE SÜRESİ AYET 95
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَقْتُلُواْ الصَّيْدَ وَأَنتُمْ حُرُمٌ وَمَن قَتَلَهُ مِنكُم مُّتَعَمِّدًا فَجَزَاء مِّثْلُ مَا قَتَلَ مِنَ النَّعَمِ يَحْكُمُ بِهِ ذَوَا عَدْلٍ مِّنكُمْ هَدْيًا بَالِغَ الْكَعْبَةِ أَوْ كَفَّارَةٌ طَعَامُ مَسَاكِينَ أَو عَدْلُ ذَلِكَ صِيَامًا لِّيَذُوقَ وَبَالَ أَمْرِهِ عَفَا اللّهُ عَمَّا سَلَف وَمَنْ عَادَ فَيَنتَقِمُ اللّهُ مِنْهُ وَاللّهُ عَزِيزٌ ذُو انْتِقَامٍ
Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ taktulûs sayde ve entum hurum(hurumun) ve men katelehu minkum muteammiden fe cezâun mislu mâ katele minen neami yahkumu bihî zevâ adlin minkum hedyen bâligal ka’beti ev keffâratun taâmu mesâkîne ev adlu zâlike siyâmen li yezûka vebâle emrihî afâllâhu amma selef(selefe) ve men âde fe yentakimullâhu minhu vallâhu azîzun zûntikâm(zûntikâmin).
MAİDE SÜRESİ AYET 95
EY iman edenler sizler ihramdayken avı öldürmeyin içinizden kim onu kasten öldürüse kendisine öldürdügünün benzeri bir hayvanı kesme cezası vardır buna (bunun öldürenin benzeri olduguna ) içinden adalert sahibi iki kişininhükmetmesi gerek ceza kabeye ulaşıp orada kesilecek bir kurbandır yahuta fakirleri doyurmak şeklinde bir keffaret ve ya yaptıgının acısını tatsın diye oruç tutma vardır ALLAH a geçmişte (yapılanların ) affetti kim bunu bir daha yaparsa ALLAH onu elbette cezalandıracaktır ALLAH güçlüdür intikam sahibidir
12 Nisan 2015 Pazar
571'de bir güneş doğdu
571' de bir güneş doğdu...
Adı muhammeddir ilk sözü ümmet
571' de bir güneş doğdu...
Adı muhammeddir ilk sözü ümmet
Babasıydı Abdullah
Annesiydi Amine
Süt annesi Halime
Doğdu cennet evine
571' de bir güneş doğdu
Adı muhammeddir ilk sözü ümmet
Bastı 6 yaşına kaldı
Kaldı bir tek başına
Dedesiyle amcası
Hemen kanat gerdiler
571' de bir güneş doğdu
Adı muhammeddir ilk sözü ümmet
40 yaşına gelince
Peygamberlik verildi
Allah birdir deyince
Putlar yere serildi
571' de bir güneş doğdu
Adı muhammeddir ilk sözü ümmet
Annesiydi Amine
Süt annesi Halime
Doğdu cennet evine
571' de bir güneş doğdu
Adı muhammeddir ilk sözü ümmet
Bastı 6 yaşına kaldı
Kaldı bir tek başına
Dedesiyle amcası
Hemen kanat gerdiler
571' de bir güneş doğdu
Adı muhammeddir ilk sözü ümmet
40 yaşına gelince
Peygamberlik verildi
Allah birdir deyince
Putlar yere serildi
571' de bir güneş doğdu
Adı muhammeddir ilk sözü ümmet
Sevdim Seni Mabuduma
Sevdim seni Mabuduma, canan diye sevdim
Bir ben değil alem sana hayran diye sevdim
...
Sevdim seni Mabuduma, canan diye sevdim
Bir ben değil alem sana hayran diye sevdim
...
Evladı ıyalden geçerek ben ravzana geldim
Ahlakını methetmede Kur'an diye sevdim
Kurbanın olam şahı resul, kovma kapından
Didarına müştak olan yezdan diye sevdim
Mahşerde nebiler bile senden medet ister
Gül yüzlü melekler sana hayran diye sevdim...
Ahlakını methetmede Kur'an diye sevdim
Kurbanın olam şahı resul, kovma kapından
Didarına müştak olan yezdan diye sevdim
Mahşerde nebiler bile senden medet ister
Gül yüzlü melekler sana hayran diye sevdim...
KIRMIZI GÜL
Nerde
kırmızı bir gül görsem
Aklıma Gül olasım gelir
Yaklaşınca karşısında durunca
Sevgiliye kadifeden serilmiş yol gelir
Avucuma alınca dokununca
Canana sunulan can gelir
Renginin manasını sorunca
Uğrunda dökülen kan gelir
Yerine yurduna bakınca
Toprağa düşmüş can gelir
Ne söylediğini duyunca
Halime ağlayasım gelir
Yanına çağırınca
Koşarak gidesim gelir
Ve sonra…Ölesim gelir
Nerde Kırmızı bir Gül görsem
Aklıma Gül olasım gelir
Yaklaşınca karşısında durunca
Sevgiliye kadifeden serilmiş yol gelir
Avucuma alınca dokununca
Canana sunulan can gelir
Renginin manasını sorunca
Uğrunda dökülen kan gelir
Yerine yurduna bakınca
Toprağa düşmüş can gelir
Ne söylediğini duyunca
Halime ağlayasım gelir
Yanına çağırınca
Koşarak gidesim gelir
Ve sonra…Ölesim gelir
Nerde Kırmızı bir Gül görsem
peygamberim can ahmedim
muhammedin as aklıma gelir
hemen bir gül koparıp
peygamberime veresim gelir
11 Nisan 2015 Cumartesi
10 Nisan 2015 Cuma
NEBİ İLE RESUL ARASINDAKİ FARK NEDİR
Sahih ve ekseri âlimlerin üzerinde durduğu görüş şudur; Resul kendisine müstakil olarak kitap gelen peygambere denir. Kendisine müstakil kitap gelmeyen peygamber ise vahiy yolu ile tebliğe memur edilse bile nebidir, resul değildir. Her resul nebidir, her nebi resul değildir.
Nebî ve resul kelimelerinin aynı anlama mı, yoksa ayrı ayrı anlamlara mı geldikleri konusunda âlimler çeşitli görüşler öne sürerek ihtilaf etmişlerdir. Bazı âlimler ikisinin de aynı anlama geldiğini söylemiştir. Bazıları ikisinin gaybdan haberli olma ve nübüvvet özelliklerini bildirme, derece bakımından yükselme hususunda birleştiklerini fakat nebînin yalnız ibadetle vazifeli olduğunu resulun ise hem ibadet hem de tebliğle vazifeli olduğunu, söylemişlerdir.
Nebi ile Resul'ün Farkı adlı makalemizden bu konu hakkında daha kapsamlı bilgi edinebilirsiniz
NEBİ NE DEMEKTİR
Sahih ve ekseri âlimlerin üzerinde durduğu görüş şudur; Resul kendisine müstakil olarak kitap gelen peygambere denir. Kendisine müstakil kitap gelmeyen peygamber ise vahiy yolu ile tebliğe memur edilse bile nebidir, resul değildir. Her resul nebidir, her nebi resul değildir.
Nebî ve resul kelimelerinin aynı anlama mı, yoksa ayrı ayrı anlamlara mı geldikleri konusunda âlimler çeşitli görüşler öne sürerek ihtilaf etmişlerdir. Bazı âlimler ikisinin de aynı anlama geldiğini söylemiştir. Bazıları ikisinin gaybdan haberli olma ve nübüvvet özelliklerini bildirme, derece bakımından yükselme hususunda birleştiklerini fakat nebînin yalnız ibadetle vazifeli olduğunu resulun ise hem ibadet hem de tebliğle vazifeli olduğunu, söylemişlerdir.
Nebi ile Resul'ün Farkı adlı makalemizden bu konu hakkında daha kapsamlı bilgi edinebilirsiniz
NEBİ NE DEMEKTİR
Nebi: Haber getiren. Peygamber. Yeni
bir kitap ve şeraitle gelmeyip kendinden evvelki Resulün getirdiği kitap ve
şeraiti devam ettiren peygamber, demektir. (Şifa-i Şerif)
Nebi tebliğe memur olsun olmasın, kendisine vahyedilen kimsedir. O halde her Resul Nebî'dir, fakat her Nebî Resul değildir. (Hak Dini Kuran Dili)
Peygamber Efendimiz’in (asm) Doğumu Esnasındaki Mucizeler
Resul; yeni bir kitap ve yeni bir şeriat ile bir
ümmete veya bütün beşeriyete Allah (cc)tarafından peygamber olarak gönderilmiş
olan zattır.
Nebi ise; yeni bir kitap ve şeriatla gelmeyip kendinden evvelki Resulün getirdiği kitap ve şeriatı devam ettiren peygamberdir.
İmam-ı Eşariye göre Allah (cc) kadınlardan resul göndermemiş ama nebi göndermiştir. Çünkü kadın olmak vahye engel bir hal değildir. Nitekim Cenab-ı Hak bazı müstesna hanımlara vahiy göndererek nübüvvet vazifesi vermiştir.
İmam-ı Eşari’ye göre Allah 6 “nebiye” göndermiştir. Bunlar: Hz. Meryem, Hz. Asiye, Hz. Havva, Hz. Sare, Hz. Musa'nın annesi, Hz. Hâcer’dir. (Zebidi, Tecridi Sarih Tercümesi ve Şerhi)
Nebi tebliğe memur olsun olmasın, kendisine vahyedilen kimsedir. O halde her Resul Nebî'dir, fakat her Nebî Resul değildir. (Hak Dini Kuran Dili)
Peygamber Efendimiz’in (asm) Doğumu Esnasındaki Mucizeler
Peygamber Efendimiz’in
(asm) doğumu esnasındaki mucizeler nelerdir? Bu hâdiselerin hikmeti nedir?
Kâinatta en büyük hadise hiç şüphe yok ki,
kâinatın Efendisi Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (asm) dünyaya teşrifleridir.
Efendimiz’in (asm) dünyaya teşrifleri esnasında bütün kâinat üzerinde bir takım harika hâdiseler meydana gelmiştir. Hepsi birer mucize olan bu hadiseler, Cenab-ı Hakk’ın, bütün alemlere peygamber olarak seçtiği o Zat’ı daha dünyaya gelirken tasdik ettiğinin işaretidir. Çünkü; Efendimiz’in (asm) risaleti diğer peygamberler gibi hususi değil, umumi ve cihanşumüldür.
Efendimiz’in (asm) dünyaya teşrifleri esnasında bütün kâinat üzerinde bir takım harika hâdiseler meydana gelmiştir. Hepsi birer mucize olan bu hadiseler, Cenab-ı Hakk’ın, bütün alemlere peygamber olarak seçtiği o Zat’ı daha dünyaya gelirken tasdik ettiğinin işaretidir. Çünkü; Efendimiz’in (asm) risaleti diğer peygamberler gibi hususi değil, umumi ve cihanşumüldür.
İşte Nebiyy-i Ekrem Efendimizin dünyaya teşrifleri esnasında meydana gelen hâdiselerden bazıları:
Benzerine rastlanmamış parlaklıkta bir yıldız doğdu
Sema pırıl pırıl yıldız kandilleriyle
Resul-i Kibriya Efendimiz'in (asm) gelişini alkışlıyordu.
Medayin’deki Kisra sarayından on dört burç çatırdayarak yıkıldı
Dünyaya o gece şeref veren Zat (asm)
beraberinde getirdiği sönmez nur ile Mazdeizmin karanlık inancı içinde kıvranan
İran saltanatını, on dört yıl içinde ortadan kaldıracaktı.
Kâbe’nin içini karanlık ve kirlere boğan putların pek çoğu baş aşağı yıkıldı
Dünyaya teşrif eden o Zat (asm); vazifesini
yerine getirecek ve Allah’a ortak koşanların batıl inançlarını ortadan
kaldıracaktı.
İstiharabat’ta bin seneden beri yanmakta olan Mecusilerin koca ateş yığınları bir anda sönüverdi
O gece dünyayı şereflendiren Zat (asm);
putperestlik gibi ateşperestliği de bir çırpıda ortadan kaldıracak ve yeryüzünü
Tevhid meşalesiyle aydınlatacaktı.
Takdis edilen meşhur Save (Taberiyye) gölü bir anda kuruyuverdi
Dünyaya gelen Zat (asm), Allah’tan başka
hiç bir şeyin kutsanamaya değer olmadığını ispat edecekti.
Şark ve garbı bir anda aydınlatan muazzam bir nur görüldü
Dünyaya gelen Zat’ın (asm) tebliğ edeceği
din şark ve garbı bütün ihtişamıyla kucaklayarak, insanlığın beşte birini
şefkatli sinesinde terbiye edip okşayacaktı.
Gökyüzünden salkım salkım yıldızlar döküldü
Bu hâdiseyle şeytan ve cinlerin semadan
haber almaları son bulmuş oldu.
Allah niçin kadın peygamber göndermedi?
Allah (cc) neden bayan
peygamber yaratmamış? Kadın peygamber var da biz mi bilmiyoruz?
“(Ey Resulüm!) senden önce de kendilerine
vahyeder olduğumuz erkeklerden başkasını (peygamber) göndermedik. (Ve siz ey
müşrikler) eğer bilmiyorsanız o halde ehl-i zikre (iyi bilenlere) sorun!”
(Nahl, 43)
Kadının mizacı, peygamberlik vazifesine uygun değildir
Peygamberlik vazifesinin gayet ağır şartları
vardır. Kadın ise yaratılış ve huy itibariyle bu ağır görevin sorumluğunu
taşımaya elverişli değildir.
Gerçi Allah-u Teâlâ dilerse bir kadına da o gücü ve tahammülü ihsan edip sonra da ona peygamberlik verebilir. Fakat bu, onun yaratılışını ve mizacını bir erkek mizacına dönüştürmek demek olur. Binaenaleyh insanlar içinde peygamberlik göreviyle görevlendirilecek kimselerin de sıradan erkeklerden değil, onlar arasında en seçkin, en iradeli ve en güçlü kimselerden seçilmiş olması da ilâhî hikmet icabıdır. (Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri)
Gerçi Allah-u Teâlâ dilerse bir kadına da o gücü ve tahammülü ihsan edip sonra da ona peygamberlik verebilir. Fakat bu, onun yaratılışını ve mizacını bir erkek mizacına dönüştürmek demek olur. Binaenaleyh insanlar içinde peygamberlik göreviyle görevlendirilecek kimselerin de sıradan erkeklerden değil, onlar arasında en seçkin, en iradeli ve en güçlü kimselerden seçilmiş olması da ilâhî hikmet icabıdır. (Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri)
Kadının biyolojik yapısı, peygamberlik vazifesini kaldıramaz
Kadının biyolojik yapısı da bu ağır vazifeyi
yüklenmeye uygun değildir. Kadınların ayın belli günlerinde ibadete mani
hallerinin olması ve çocuk sahibi olmaları gibi peygamberlik vazifesini yapmaya
mani durumları vardır. Bu sebeple ümmetlerine hem imam, hem önder, hem de yeri
geldiğinde kumandanlık vazifesi yapan peygamberlerin kadın olması elbette
düşünülemez.
Allah (cc), kadınlardan “Resul” göndermemiş fakat “Nebi” göndermiştir
Nebi ise; yeni bir kitap ve şeriatla gelmeyip kendinden evvelki Resulün getirdiği kitap ve şeriatı devam ettiren peygamberdir.
İmam-ı Eşariye göre Allah (cc) kadınlardan resul göndermemiş ama nebi göndermiştir. Çünkü kadın olmak vahye engel bir hal değildir. Nitekim Cenab-ı Hak bazı müstesna hanımlara vahiy göndererek nübüvvet vazifesi vermiştir.
İmam-ı Eşari’ye göre Allah 6 “nebiye” göndermiştir. Bunlar: Hz. Meryem, Hz. Asiye, Hz. Havva, Hz. Sare, Hz. Musa'nın annesi, Hz. Hâcer’dir. (Zebidi, Tecridi Sarih Tercümesi ve Şerhi)
Kadınların cazibedar güzellikleri, elçilik vazifesinin mahiyet ve neticesine manidir
Cenab-ı Hak erkeği celalî, kadını cemalî
sıfatlarıyla donatmıştır. Ve insanda yaratılış icabı güzele perestiş (tapma)
derecesinde bir muhabbet bulunuyor. Cemalî sıfatların üzerindeçokçagörünmesiyle
cazibedar yaratılmış kadına karşı -oluşabilecek- perestiş derecesindeki
muhabbet, Allah (cc)ile kullar arasında elçilik demek olan peygamberliğin
mahiyet ve ulviyetine münasip düşmeyecektir. Nitekim tarih boyunca insanların
kendilerince birçok kadın tanrıça uydurmalarınınsebebi kadındaki bu fıtri
cazibedir.
Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda, Cenab-ı Hakk'ın kadın peygamber göndermemesinde ne kadar büyük hikmetler olduğu anlaşılır.
Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda, Cenab-ı Hakk'ın kadın peygamber göndermemesinde ne kadar büyük hikmetler olduğu anlaşılır.
Peygamberlerin Görevleri
Allah (cc) peygamberlerini
hangi vazife için insanlara göndermiştir?
“Biz peygamberleri müjdeleyici ve uyarıcı
olarak gönderdik.” (Nisa, 165)
• Peygamberlerin birinci ve en ehemmiyetli vazifesi Allah'ın varlığını ve birliğini bildirmeleri ve ispat etmeleridir.
• Peygamberler Allah’ın emirlerini kullarına bildirdikleri gibi insanların da isteklerini ve sorularını Allah’a bildirirler.
• İnsanın aklını meşgul eden “nereden geliyorum, nereye gidiyorum?” ve “ne için varım?” gibi sorularına Allah (cc) peygamberler vasıtasıyla cevap verir.
• Allah (cc) kâinata (bir bebeğin anne-baba vasıtasıyla dünyaya gelmesi gibi) sebepler kanununu koymuştur. İnsanlar görünüşe takılır ve sebepleri neredeyse yaratan olarak görürler. İşte insanların yüzünü bütün sebepleri yaratan Allah'a çevirmede en büyük vazifeliler peygamberlerdir.
• Peygamberler; Kainat sarayının muhteşem ve mükemmel sanatlarını göstermek ve bu sanatlarla Allah'ı tanıttırmak için çalışırlar.
• Peygamberler insanlara manevi açıdan rehberlik yaptıkları gibi maddi olarak da birer usta ve modeldirler. Allah (cc) onlara verdiği mucizeler ile insanlığa maddi yükseliş kapısını açmıştır.
Mesela Hz. İsa (as) tıpta ileri gitmiş en zor hastaları iyileştirmiş hatta ölüleri diriltmiştir.
Hz. Süleyman (as) iki aylık mesafeyi bir günde uçarak hava taşımacılığındaki en ileri safhayı gösterdiği gibi eşyanın uzak mesafelerden kısa bir zamanda nakledileceğini de göstermiştir.
Hz. Musa (as) bir asa ile topraktan su çıkarmıştır.
Hz. Davut (as) demir ve bakırı eritip yoğurmakla sanayinin pek çoğuna öncülük etmiştir.
Hz. İbrahim (as) ateşte yanmama mucizesiyle dünyadaki ateşin tesirini engelleyecek bir maddenin var olduğunu ilan etmiştir.
• Peygamberlerin birinci ve en ehemmiyetli vazifesi Allah'ın varlığını ve birliğini bildirmeleri ve ispat etmeleridir.
• Peygamberler Allah’ın emirlerini kullarına bildirdikleri gibi insanların da isteklerini ve sorularını Allah’a bildirirler.
• İnsanın aklını meşgul eden “nereden geliyorum, nereye gidiyorum?” ve “ne için varım?” gibi sorularına Allah (cc) peygamberler vasıtasıyla cevap verir.
• Allah (cc) kâinata (bir bebeğin anne-baba vasıtasıyla dünyaya gelmesi gibi) sebepler kanununu koymuştur. İnsanlar görünüşe takılır ve sebepleri neredeyse yaratan olarak görürler. İşte insanların yüzünü bütün sebepleri yaratan Allah'a çevirmede en büyük vazifeliler peygamberlerdir.
• Peygamberler; Kainat sarayının muhteşem ve mükemmel sanatlarını göstermek ve bu sanatlarla Allah'ı tanıttırmak için çalışırlar.
• Peygamberler insanlara manevi açıdan rehberlik yaptıkları gibi maddi olarak da birer usta ve modeldirler. Allah (cc) onlara verdiği mucizeler ile insanlığa maddi yükseliş kapısını açmıştır.
Mesela Hz. İsa (as) tıpta ileri gitmiş en zor hastaları iyileştirmiş hatta ölüleri diriltmiştir.
Hz. Süleyman (as) iki aylık mesafeyi bir günde uçarak hava taşımacılığındaki en ileri safhayı gösterdiği gibi eşyanın uzak mesafelerden kısa bir zamanda nakledileceğini de göstermiştir.
Hz. Musa (as) bir asa ile topraktan su çıkarmıştır.
Hz. Davut (as) demir ve bakırı eritip yoğurmakla sanayinin pek çoğuna öncülük etmiştir.
Hz. İbrahim (as) ateşte yanmama mucizesiyle dünyadaki ateşin tesirini engelleyecek bir maddenin var olduğunu ilan etmiştir.
Peygamber Efendimiz’in (asm) Doğumu Esnasındaki Mucizeler
Peygamber Efendimiz’in
(asm) doğumu esnasındaki mucizeler nelerdir? Bu hâdiselerin hikmeti nedir?
Kâinatta en büyük hadise hiç şüphe yok ki,
kâinatın Efendisi Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (asm) dünyaya teşrifleridir.
Efendimiz’in (asm) dünyaya teşrifleri esnasında bütün kâinat üzerinde bir takım harika hâdiseler meydana gelmiştir. Hepsi birer mucize olan bu hadiseler, Cenab-ı Hakk’ın, bütün alemlere peygamber olarak seçtiği o Zat’ı daha dünyaya gelirken tasdik ettiğinin işaretidir. Çünkü; Efendimiz’in (asm) risaleti diğer peygamberler gibi hususi değil, umumi ve cihanşumüldür.
Efendimiz’in (asm) dünyaya teşrifleri esnasında bütün kâinat üzerinde bir takım harika hâdiseler meydana gelmiştir. Hepsi birer mucize olan bu hadiseler, Cenab-ı Hakk’ın, bütün alemlere peygamber olarak seçtiği o Zat’ı daha dünyaya gelirken tasdik ettiğinin işaretidir. Çünkü; Efendimiz’in (asm) risaleti diğer peygamberler gibi hususi değil, umumi ve cihanşumüldür.
İşte Nebiyy-i Ekrem Efendimizin dünyaya teşrifleri esnasında meydana gelen hâdiselerden bazıları:
Benzerine rastlanmamış parlaklıkta bir yıldız doğdu
Sema pırıl pırıl yıldız kandilleriyle Resul-i Kibriya Efendimiz'in (asm) gelişini alkışlıyordu.
Medayin’deki Kisra sarayından on dört burç çatırdayarak yıkıldı
Dünyaya o gece şeref veren Zat (asm) beraberinde getirdiği sönmez nur ile Mazdeizmin karanlık inancı içinde kıvranan İran saltanatını, on dört yıl içinde ortadan kaldıracaktı.
Kâbe’nin içini karanlık ve kirlere boğan putların pek çoğu baş aşağı yıkıldı
Dünyaya teşrif eden o Zat (asm); vazifesini
yerine getirecek ve Allah’a ortak koşanların batıl inançlarını ortadan
kaldıracaktı.
İstiharabat’ta bin seneden beri yanmakta olan Mecusilerin koca ateş yığınları bir anda sönüverdi
O gece dünyayı şereflendiren Zat (asm);
putperestlik gibi ateşperestliği de bir çırpıda ortadan kaldıracak ve yeryüzünü
Tevhid meşalesiyle aydınlatacaktı.
Takdis edilen meşhur Save (Taberiyye) gölü bir anda kuruyuverdi
Dünyaya gelen Zat (asm), Allah’tan başka
hiç bir şeyin kutsanamaya değer olmadığını ispat edecekti.
Şark ve garbı bir anda aydınlatan muazzam bir nur görüldü
Dünyaya gelen Zat’ın (asm) tebliğ edeceği
din şark ve garbı bütün ihtişamıyla kucaklayarak, insanlığın beşte birini
şefkatli sinesinde terbiye edip okşayacaktı.
Gökyüzünden salkım salkım yıldızlar döküldü
Bu hâdiseyle şeytan ve cinlerin semadan
haber almaları son bulmuş oldu.
571'DE BİR GÜNEŞ DOĞDU
Beş Yüz Yetmiş Bir'de
Bir güneş doğdu:
Adı Muhammed'di
İlk sözü ümmet.
Babasıydı Abdullah,
Annesiydi Amine,
Süt annesi Halime,
Doğdu Cennet evine.
Bastı altı yaşına,
Kaldı bir tek başına,
İnci gibi annesi,
Üzüntüler boşuna.
Hak dindirdi her yaşı,
Dedesiyle amcası,
Hemen kanat gerdiler,
Büyüdü gül goncası.
Kırk yaşına gelince,
Peygamberlik verildi,
Allah birdir deyince,
Putlar yere serildi.
Beş Yüz Yetmiş Bir'de
Bir güneş doğdu:
Adı Muhammed'ti
İlk sözü ümmet.
Selam sana nazlı Nebi,
Selam sana göz bebeği,
Mevla'nın kudretiyle selam,
Selam sana Nur-i dilara,
Selam sana Hak Habibi,
Rahman'ın kudretiyle selam,
Selam sana Andelib-i Zi-Şan,
Selam sana Muhammed'im,
Cebrailin yüreğiyle selam,
İbrahimce selam,
Rahimce ,Gafurca selam,
Selam sana ey yetimler padişahı,
Selam sana Ahmed-i Nefes-i Yar,
Eyyüpçe selam,
Selam sana ya Nebiyyallah,
Selam sana ya Habiballah,
Selam sana ya Rasulallah...
Okuyalım Kur-an’ı,
İsmi olan Allah’ı,
Kıymetini bilelim,
Yüce Kerim Allah’ın.
...
İsmi olan Allah’ı,
Kıymetini bilelim,
Yüce Kerim Allah’ın.
...
Allah’ımın adıdır illallah,
O Rabb’imin adıdır illallah,
Ağzımınızın tadıdır illallah,
Mühüründe basılıdır illallah,
Sancağında asılıdır illallah.
***
Alim olsun haberin,
Kur-an olsun rehberin,
Ne büyük bir mucize,
Bu Kur-an peygamberin.
Allah’ımın adıdır illallah,
O Rabb’imin adıdır illallah,
Ağzımınızın tadıdır illallah,
Mühüründe basılıdır illallah,
Sancağında asılıdır illallah.
O Rabb’imin adıdır illallah,
Ağzımınızın tadıdır illallah,
Mühüründe basılıdır illallah,
Sancağında asılıdır illallah.
***
Alim olsun haberin,
Kur-an olsun rehberin,
Ne büyük bir mucize,
Bu Kur-an peygamberin.
Allah’ımın adıdır illallah,
O Rabb’imin adıdır illallah,
Ağzımınızın tadıdır illallah,
Mühüründe basılıdır illallah,
Sancağında asılıdır illallah.
MAİDE SÜRESİ AYET 94
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لَيَبْلُوَنَّكُمُ اللّهُ بِشَيْءٍ مِّنَ الصَّيْدِ تَنَالُهُ أَيْدِيكُمْ وَرِمَاحُكُمْ لِيَعْلَمَ اللّهُ مَن يَخَافُهُ بِالْغَيْبِ فَمَنِ اعْتَدَى بَعْدَ ذَلِكَ فَلَهُ عَذَابٌ أَلِيمٌ
Yâ eyyuhâllezîne âmenû le yebluvennekumullâhu bi şey’in mines saydı tenâluhu eydîkum ve rimâhukum li ya’lemallâhu men yahâfuhu bil gayb(gaybi), fe meni’tedâ ba’de zâlike fe lehu azâbun elîm(elîmun).
MAİDE SÜRESİ AYET 94
EY iman edenler ALLAH sizin ellerinizi ve mızıraklarınızın erişebilecegi av gibi bir şeyler hayvanlarla imtihan edecektir ALLAH bu gayben görüp bilmeksizin kendisinden korkanları ortaya çıkarmak için yapacaktır kim bunlardan sonra sınırı aşarsa işte onlar acı veren bir azap vardır
9 Nisan 2015 Perşembe
MAİDE SÜRESİ AYET 92
وَأَطِيعُواْ اللّهَ وَأَطِيعُواْ الرَّسُولَ وَاحْذَرُواْ فَإِن تَوَلَّيْتُمْ فَاعْلَمُواْ أَنَّمَا عَلَى رَسُولِنَا الْبَلاَغُ الْمُبِينُ
Ve atîûlllâhe ve atîûr resûle vahzerû, fe in tevelleytum fa’lemû ennemâ alâ resûlinâl belâgul mubîn(mubînu).
MAİDE SÜRESİ AYET92
ALLAH ı dinleyin peygamberleri dinleyin ( onların yasakladıklarından ) sakının eger(onlardan)yüz çevirirseniz bilin ki rasülümüzden düşen yanlızca açık bir tebligdir
MAİDE SÜRESİ AYET 93
لَيْسَ عَلَى الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ جُنَاحٌ فِيمَا طَعِمُواْ إِذَا مَا اتَّقَواْ وَّآمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ ثُمَّ اتَّقَواْ وَّآمَنُواْ ثُمَّ اتَّقَواْ وَّأَحْسَنُواْ وَاللّهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ
Leyse alâllezîne âmenû ve amilûs sâlihâti cunâhun fîmâ taimû izâ mâttekav ve âmenû ve amilûs sâlihâti summettekav ve âmenû summettekav ve ahsenû vallâhu yuhibbul muhsinîn(muhsinîne).
MAİDE SÜRESİ AYET 93
İMAN edip salih ameler işleyenler sakınıp iman ederek sallih ameler işlerler sonra yine sakınıp iman ederler daha sonra tekirar sakınıp (bu kez ) iyilik ederlerlerse daha önce tattıklarından bir sakınca yoktur ALLAH iyilik yapanları sever
MAİDE SÜRESİ AYET 90
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالأَنصَابُ وَالأَزْلاَمُ رِجْسٌ مِّنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ فَاجْتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
Yâ eyyuhâllezîne âmenû innemâl hamru vel meysiru vel ensâbu vel ezlâmu ricsun min ameliş şeytâni fectenibûhu leallekum tuflihûn(tuflihûne).
MAİDE SÜRESİ AYET 90
EY iman edenler içki kumar putlar kumar aletleri şeytanın işi pis bir şeydir bundan kaçının ki kurtuluşa eresiniz
maide süresi ayet 91
إِنَّمَا يُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَن يُوقِعَ بَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاء فِي الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ وَيَصُدَّكُمْ عَن ذِكْرِ اللّهِ وَعَنِ الصَّلاَةِ فَهَلْ أَنتُم مُّنتَهُونَ
İnnemâ yurîduş şeytânu en yûkia beynekumul adâvete vel bagdâe fîl hamri vel meysiri ve yasuddekum an zikrillâhi ve anis salâti, fe hel entum muntehûn(muntehûne).
maide süresi ayet 91
şeytan içki ve kumarla sadece aranızda düşmanlık ve kin sokmak sizi ALLAH ı anmaktan ve namazdan ali koymak ister artık vaz geçiyorsunuz degil mi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)