14 Haziran 2016 Salı

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

HAC SÜRESİ AYET 1
يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْ إِنَّ زَلْزَلَةَ السَّاعَةِ شَيْءٌ عَظِيمٌ ﴿١﴾
Yâ eyyuhân nâsuttekû rabbekum, inne zelzeletes sâati şey’un azîm(azîmun).
hac süresi ayet 2
يَوْمَ تَرَوْنَهَا تَذْهَلُ كُلُّ مُرْضِعَةٍ عَمَّا أَرْضَعَتْ وَتَضَعُ كُلُّ ذَاتِ حَمْلٍ حَمْلَهَا وَتَرَى النَّاسَ سُكَارَى وَمَا هُم بِسُكَارَى وَلَكِنَّ عَذَابَ اللَّهِ شَدِيدٌ ﴿٢﴾
Yevme terevnehâ tezhelu kullu murdıatin ammâ erdaat ve tedau kullu zâti hamlin hamlehâ ve terân nâse sukârâ ve mâ hum bi sukârâ ve lâkinne azâballâhi şedîd(şedîdun).
hac süresi ayet 3
وَمِنَ النَّاسِ مَن يُجَادِلُ فِي اللَّهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ وَيَتَّبِعُ كُلَّ شَيْطَانٍ مَّرِيدٍ ﴿٣﴾
Ve minen nâsi men yucâdilu fîllâhi bi gayri ilmin ve yettebiu kulle şeytânin merîd(merîdin).
hac süresi ayet4
كُتِبَ عَلَيْهِ أَنَّهُ مَن تَوَلَّاهُ فَأَنَّهُ يُضِلُّهُ وَيَهْدِيهِ إِلَى عَذَابِ السَّعِيرِ ﴿٤﴾
Kutibe aleyhi ennehu men tevellâhu fe ennehu yudılluhu ve yehdîhi ilâ azâbis saîr(saîri).
hac süresi ayet 5
يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِن كُنتُمْ فِي رَيْبٍ مِّنَ الْبَعْثِ فَإِنَّا خَلَقْنَاكُم مِّن تُرَابٍ ثُمَّ مِن نُّطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ مِن مُّضْغَةٍ مُّخَلَّقَةٍ وَغَيْرِ مُخَلَّقَةٍ لِّنُبَيِّنَ لَكُمْ وَنُقِرُّ فِي الْأَرْحَامِ مَا نَشَاء إِلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى ثُمَّ نُخْرِجُكُمْ طِفْلًا ثُمَّ لِتَبْلُغُوا أَشُدَّكُمْ وَمِنكُم مَّن يُتَوَفَّى وَمِنكُم مَّن يُرَدُّ إِلَى أَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْلَا يَعْلَمَ مِن بَعْدِ عِلْمٍ شَيْئًا وَتَرَى الْأَرْضَ هَامِدَةً فَإِذَا أَنزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَاء اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ وَأَنبَتَتْ مِن كُلِّ زَوْجٍ بَهِيجٍ ﴿٥﴾
Yâ eyyuhân nâsu in kuntum fî raybin minel ba’si fe innâ halaknâkum min turâbin summe min nutfetin summe min alakatin summe min mudgatin muhallekatin ve gayri muhallekatin li nubeyyine lekum, ve nukırru fîl erhâmi mâ neşâu ilâ ecelin musemmen summe nuhricukum tıflen summe li teblugû eşuddekum ve minkum men yuteveffâ ve minkum men yuraddu ilâ erzelil umuri li keylâ ya’leme min ba’di ilmin şey’â(şey’an), ve terâl arda hâmideten fe izâ enzelnâ aleyhâl mâehtezzet ve rabet ve enbetet min kulli zevcin behîc(behîcin).
hac süresi ayet 1
ey insanlar rabbinizi (inciltecek davranışlardan ) sakının şüphesiz o kıyametin sarsıntısı büyük bir şeydir 
hac süresi ayet 2
onu göreceginiz gün her emzikli kadın emzirdigi çocugundan vazgeçer her hamile karnındakini dogurur insanların hepsini sarhoş görürsün oysa onlar sarhoş degildirler ancak ALLAH ın azabı çok şiddetlidir
hac süresi ayet 3
insanlardan kimisi bilgisi olmadıgı halde ALLAH hakkında tartışma yapar her kaypak şeytanın ardından gider 
hac süresi ayet 4
onun hakkında şöyle hüküm verilmiştir kim buna dost olursa  muhakkak o onu saptırır çılgın alevi olan azaba dogru götürür 
hac süresdi ayet 5
ey insanlar eger diriltilmeketen şüphe içindeyseniz (şunu iyi hatırlayın ki) biz sizin (babanız adem i) topraktan sonra ( onun soyunu oluşturan sizi) dölden sonra kan pıhtısından sonra yaratılış belli belirsiz et parçasından  yarattık bunu size ( ne halden ne hale geldiginizi bildirmek için ( açıklıyoruz ) diledigimizi belirli bir süreye kadar rahimlerde durdururuz sonra sizi (oradan ) bir bebek olarak çıkarırız sonra güç kuvvet  sahibi olursunuz içinizden kimisi (erken yaşta ) vefat ettirilir yine içinizden kimisi ömrün en kötü durumuna ulaştırılr biraz ilim ögrendikten sonra (ögrendiklerini unuttugu yeni) bir şey bilmesin diye (bunama çagına ulaştırılır ) yeryüzünü de sönmüş kül halinde görürsün üzerine su indirdigimiz zaman hareket eder kabarır her güzel çiftten bitkiler bitiririz 
besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

enbiya süresi ayet 107
وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ ﴿١٠٧﴾
Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemîn(âlemîne).
enbiya süresi ayet 108
قُلْ إِنَّمَا يُوحَى إِلَيَّ أَنَّمَا إِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ فَهَلْ أَنتُم مُّسْلِمُونَ ﴿١٠٨﴾
Kul innemâ yûhâ ileyye ennemâ ilâhukum ilâhun vâhidun, fe hel entum muslimûn(muslimûne).
enbiya süresi ayet 109
فَإِن تَوَلَّوْا فَقُلْ آذَنتُكُمْ عَلَى سَوَاء وَإِنْ أَدْرِي أَقَرِيبٌ أَم بَعِيدٌ مَّا تُوعَدُونَ ﴿١٠٩﴾
Fe in tevellev fe kul âzentukum alâ sevâin, ve in edrî e karîbun em baîdun mâ tûadûn(tûadûne).
enbiya süresi ayet 110
إِنَّهُ يَعْلَمُ الْجَهْرَ مِنَ الْقَوْلِ وَيَعْلَمُ مَا تَكْتُمُونَ ﴿١١٠﴾
İnnehu ya’lemul cehre minel kavli ve ya’lemu mâ tektumûn(tektumûne)
enbiya süresi ayet 111
وَإِنْ أَدْرِي لَعَلَّهُ فِتْنَةٌ لَّكُمْ وَمَتَاعٌ إِلَى حِينٍ ﴿١١١﴾
Ve in edrî leallehu fitnetun lekum ve metâun ilâ hîn(hînin).
enbiya süresi ayet 112
قَالَ رَبِّ احْكُم بِالْحَقِّ وَرَبُّنَا الرَّحْمَنُ الْمُسْتَعَانُ عَلَى مَا تَصِفُونَ ﴿١١٢﴾
Kâle rabbıhkum bil hakk(hakkı), ve rabbunâr rahmânul musteânu alâ mâ tasıfûn(tasıfûne).
enbiya süresi ayet 107
biz seni yalnızca alemlere rahmet olarak göndermişizdir 
enbiya süresi ayet 108
de ki bana sadece sizinilahınızın yalnızca tekbirilah oldugu vahiyedilmektedir halaboyunegip teslimolmuyormusunuz
enbiya süresi ayet 109
bunun üzerine aldırmazlarsa ben size açıkca bildiririm ben size vaat edilen (azabın) yakın mı yoksa uzak mı oldugunu bilemem  de 
enbiya süresi ayet 110
şüphesiz o açıktan söylenen sözde  bilir gizlediklerimizi de bilir 
enbiya süresi ayet 111
belki bu mühletin sizin için bir imtihan ve belirlibir zamana kadar yararlanma oldugunu bilemem 
enbiya süresi ayet 112
(peygamber ) ey rabbimiz hakka göre hükmünü ver bizim rabbimiz rahman dır sizin anlatıklarınıza karşı sıgınılacak ve yardım istenilecek olandır  dedi 

en dogru sözü ALLAH söyledi enbiya süresi son buldu burda diyer süremiz hac olacak İNŞALLAH 
besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

enbiya süresi ayet 101
إِنَّ الَّذِينَ سَبَقَتْ لَهُم مِّنَّا الْحُسْنَى أُوْلَئِكَ عَنْهَا مُبْعَدُونَ ﴿١٠١﴾
İnnellezîne sebekat lehum minnâl husnâ ulâike anhâ mub’adûn(mub’adûne).
enbiya süresi ayet 102
لَا يَسْمَعُونَ حَسِيسَهَا وَهُمْ فِي مَا اشْتَهَتْ أَنفُسُهُمْ خَالِدُونَ ﴿١٠٢﴾
Lâ yesmeûne hasîsehâ, ve hum fî mâştehet enfusuhum hâlidûn(hâlidûne).
enbiya süresi ayet 103
لَا يَحْزُنُهُمُ الْفَزَعُ الْأَكْبَرُ وَتَتَلَقَّاهُمُ الْمَلَائِكَةُ هَذَا يَوْمُكُمُ الَّذِي كُنتُمْ تُوعَدُونَ ﴿١٠٣﴾
Lâ yahzunuhumul fezeul ekberu ve tetelakkâhumul melâiketu, hâzâ yevmukumullezî kuntum tûadûn(tûadûne).
enbiya süresi ayet 104
يَوْمَ نَطْوِي السَّمَاء كَطَيِّ السِّجِلِّ لِلْكُتُبِ كَمَا بَدَأْنَا أَوَّلَ خَلْقٍ نُّعِيدُهُ وَعْدًا عَلَيْنَا إِنَّا كُنَّا فَاعِلِينَ ﴿١٠٤﴾
Yevme natvis semâe ke tayyis sicilli lil kutub(kutubi), kemâ bede’nâ evvele halkın nuîduhu, va’den aleynâ, innâ kunnâ fâılîn(fâılîne).
enbiya süresi ayet 105
وَلَقَدْ كَتَبْنَا فِي الزَّبُورِ مِن بَعْدِ الذِّكْرِ أَنَّ الْأَرْضَ يَرِثُهَا عِبَادِيَ الصَّالِحُونَ ﴿١٠٥﴾
Ve lekad ketebnâ fîz zebûri min ba’diz zikri ennel arda yerisuhâ ıbâdiyes sâlihûn(sâlihûne).

enbiya süresi ayet 106
إِنَّ فِي هَذَا لَبَلَاغًا لِّقَوْمٍ عَابِدِينَ ﴿١٠٦﴾
İnne fî hâzâ le belâgan li kavmin âbidîn(âbidîne).
enbiya süresi ayet 101
kendilerine bizden bir güzellik verilenler  var ya işte onlar ondan uzaklaştırılmışlardır 
enbiya süresi ayet 102
onlar cehennemin ugultusunu  duymazlar onlar canları istedigi sürece orada kalacaklardır 
enbiya süresi ayet 103
onları büyük korku bile üzmez melekler onları işte bu size vaat edilen gününüzdür diyerek karşılayacaktır 
enbiya süresi ayet 104
o gün gökyüzünü kitabın sayfalarının dürülmesi gibi dürecegiz önce yaratmaya başladıgımız gibi onu yaratmayı tekrar edecegiz  biz bunu kendimize söz vermiştik şüphesiz biz bunu yaparız 
enbiya süresi ayet 105
yemin olsunki zikirden tevrat tan sonra zebur da yeryüzüne kesinlikle salih kullarımızın varis ( ve egemen) olacagınıyazmıştık 
enbiya süresi ayet 106
şüphe yok ki kulluk eden bir topluluk için bunda  yeterli bir ögüt vardır 

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

enbiya süresi ayet 96
حَتَّى إِذَا فُتِحَتْ يَأْجُوجُ وَمَأْجُوجُ وَهُم مِّن كُلِّ حَدَبٍ يَنسِلُونَ ﴿٩٦﴾
Hattâ izâ futihat ye’cûcu ve me’cûcu ve hum min kulli hadebin yensilûn(yensilûne).
enbiya süresi ayet 97
وَاقْتَرَبَ الْوَعْدُ الْحَقُّ فَإِذَا هِيَ شَاخِصَةٌ أَبْصَارُ الَّذِينَ كَفَرُوا يَا وَيْلَنَا قَدْ كُنَّا فِي غَفْلَةٍ مِّنْ هَذَا بَلْ كُنَّا ظَالِمِينَ ﴿٩٧﴾
Vakterabel va’dul hakku fe izâ hiye şâhısatun ebsârullezîne keferû, yâ veylenâ kad kunnâ fî gafletin min hâzâ bel kunnâ zâlimîn(zâlimîne).
enbiya süresi ayet 98
إِنَّكُمْ وَمَا تَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللَّهِ حَصَبُ جَهَنَّمَ أَنتُمْ لَهَا وَارِدُونَ ﴿٩٨﴾
İnnekum ve mâ ta’budûne min dûnillâhi hasabu cehennem(cehenneme), entum lehâ vâridûn(vâridûne).
enbiya süresi ayet 99
لَوْ كَانَ هَؤُلَاء آلِهَةً مَّا وَرَدُوهَا وَكُلٌّ فِيهَا خَالِدُونَ ﴿٩٩﴾
Lev kâne hâulâi âliheten mâ veradûhâ, ve kullun fîhâ hâlidûn(hâlidûne).
enbiya süresi ayet 100
لَهُمْ فِيهَا زَفِيرٌ وَهُمْ فِيهَا لَا يَسْمَعُونَ ﴿١٠٠﴾
Lehum fîhâ zefîrun ve hum fîhâ lâ yesmeûn(yesmeûne).
enbiya süresi ayet 96 ve 97
sonunda yecüc ve mecüc setleri açıldıgında onların her tepeden saldırdıkları ve gerçek azap hükmü yaklaştıgızaman işte o zaman inkar edenlerin gözlerinin belerdigini görürsünüz eyvah bizlere biz bundan habersizmişiz hayır biz kendimize zulmetmişiz (diyeceklerdir ) 
enbiya süresi ayet 98
haberiniz olsun ki siz ve ALLAH ın dışında taptıklarınız cehenneme kütük olacaksınız siz oraya geleceksiniz 
enbiya süresi ayet 99
eger onlar ilah olsalardı oraya gelmezlerdi hepsi orada ebedi kalacaklardır 
enbiya süresiayet 100
onlar için orada derin bir iç çekiş vardır bunlar orada onları duymayacaklar 

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

enbiya süresi ayet 91
وَالَّتِي أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فِيهَا مِن رُّوحِنَا وَجَعَلْنَاهَا وَابْنَهَا آيَةً لِّلْعَالَمِينَ ﴿٩١﴾
Velletî ahsanet fercehâ fe nefahnâ fîhâ min rûhinâ ve cealnâhâ vebnehâ âyeten lil âlemîn(âlemîne).
enbiya süresi ayet 92

إِنَّ هَذِهِ أُمَّتُكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَأَنَا رَبُّكُمْ فَاعْبُدُونِ ﴿٩٢﴾
İnne hâzihî ummetukum ummeten vâhıdeten ve ene rabbukum fa’budûni
enbiya süresi ayet 93
وَتَقَطَّعُوا أَمْرَهُم بَيْنَهُمْ كُلٌّ إِلَيْنَا رَاجِعُونَ ﴿٩٣﴾
Ve tekattaû emrehum beynehum, kullun ileynâ râciûn(râciûne).
enbiya süresi ayet 94
فَمَن يَعْمَلْ مِنَ الصَّالِحَاتِ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَا كُفْرَانَ لِسَعْيِهِ وَإِنَّا لَهُ كَاتِبُونَ ﴿٩٤﴾
Fe men ya’mel mines sâlihâti ve huve mu’minun fe lâ kufrâne li sa’yihî, ve innâ lehu kâtibûn(kâtibûne).
enbiya süresi ayet 95
وَحَرَامٌ عَلَى قَرْيَةٍ أَهْلَكْنَاهَا أَنَّهُمْ لَا يَرْجِعُونَ ﴿٩٥﴾
Ve harâmun alâ karyetin ehleknâhâ ennehum lâ yerciûn(yerciûne).
enbiya süresi ayet 91
namusunu koruyan o kadın (meryem i ) kendisine ruhundan üfledik onu ve oglunu alemlere bir mucize kıldık 
enbiya süresi ayet 92
işte sizin bu dininiz tek bir dindir rabbiniz de benim daima bana kulluk edin 
enbiya süresi ayet 93
onlar kendi aralarındaki yönetimlerini paramparça ettiler fakat sonunda hepsi bize dönüp gelecekler 
enbiya süresi ayet 94
kim mümin olarak salih amellerden  bir amel işlerse onun yaptıgı yok sayılmaz kesinlikle biz (bunu ) onun hesabına yazarız 
enbiya süresi ayet 95
helak ettigimiz memleketin ahalisinin huzurumuza gelmemeleri diye bir şey kesinlikle yoktur 



besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu







besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

enbiya süresiayet 86
وَأَدْخَلْنَاهُمْ فِي رَحْمَتِنَا إِنَّهُم مِّنَ الصَّالِحِينَ ﴿٨٦﴾
Ve edhalnâhum fî rahmetinâ, innehum mines sâlihîn(sâlihîne).
enbiya süresi ayet87

وَذَا النُّونِ إِذ ذَّهَبَ مُغَاضِبًا فَظَنَّ أَن لَّن نَّقْدِرَ عَلَيْهِ فَنَادَى فِي الظُّلُمَاتِ أَن لَّا إِلَهَ إِلَّا أَنتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنتُ مِنَ الظَّالِمِينَ ﴿٨٧﴾
Ve zennûni iz zehebe mugâdıben fe zanne en len nakdire aleyhi fe nâdâ fiz zulumâti en lâ ilâhe illâ ente subhâneke innî kuntu minez zâlimîn(zâlimîne).
enbiya süresi ayet 88
فَاسْتَجَبْنَا لَهُ وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْغَمِّ وَكَذَلِكَ نُنجِي الْمُؤْمِنِينَ ﴿٨٨﴾
Festecebnâ lehu ve necceynâhu minel gamm(gammi), ve kezâlike nuncil mu’minîn(mu’minîne).
enbiya süresi ayet 89
وَزَكَرِيَّا إِذْ نَادَى رَبَّهُ رَبِّ لَا تَذَرْنِي فَرْدًا وَأَنتَ خَيْرُ الْوَارِثِينَ ﴿٨٩﴾
Ve zekeriyyâ iz nâdâ rabbehu rabbi lâ tezernî ferden ve ente hayrul vârisîn(vârisîne).
enbiya süresi ayet 90
فَاسْتَجَبْنَا لَهُ وَوَهَبْنَا لَهُ يَحْيَى وَأَصْلَحْنَا لَهُ زَوْجَهُ إِنَّهُمْ كَانُوا يُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَيَدْعُونَنَا رَغَبًا وَرَهَبًا وَكَانُوا لَنَا خَاشِعِينَ ﴿٩٠﴾
Festecebnâ lehu, ve vehebnâ lehu yahyâ ve aslahnâ lehu zevcehu, innehum kânû yusâriûne fîl hayrâti ve yed’ûnenâ ragaben ve reheben, ve kânû lenâ hâşiîn(hâşiîne).
enbiya süresi ayet 86
onlarıda rahmetimize soktuk çünkü onlar salih kullardandı 
enbiya süresi ayet 87
zünnun  u (yünus u ) da (hatırla ) hani o birzamalar öfkelenerek gitmişti  de bizim kendisini asla sıkıştırmıyacagımızı sanmıştı sonra karanlıklar içinde senden başka tanrı yoktur seni hertürlü eksiklikten uzaktutarım ben kesinlikle zalimlerden oldum diye dua etmişti 
enbiya süresi ayet 88
biz de onun duasını kabul etmiş hemen kendisini üzüntüden kurtarmıştık işte müminleri böyle kurtyarırız 
enbiya süresi ayet 89
 zekeriya yı  da (hatırla ) hani rabbine ey rabbim benin çoluk çocuksuz tek başıma bırakma  sen varislerin en hayırlısısın  diye dua etmişti 
enbiya süresi ayet 90
biz de onun duasını kabul ettik ona yahya yı bahşettik ona eşini ( o ileri yaşta çocuk dogurabilecek ) hale getirdik gerçekten onlar hayırlı işlerde yarışırlar isteyerek ve korkarak bize dua ederlerdi onlar bize derin bir saygı beslemek teydiler 
besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu
enbiya süresi ayet 81

وَلِسُلَيْمَانَ الرِّيحَ عَاصِفَةً تَجْرِي بِأَمْرِهِ إِلَى الْأَرْضِ الَّتِي بَارَكْنَا فِيهَا وَكُنَّا بِكُلِّ شَيْءٍ عَالِمِينَ ﴿٨١﴾
Ve li suleymâner rîha âsıfeten tecrî bi emrihî ilâl ardılletî bâraknâ fîhâ ve kunnâ bi kulli şey’in âlimîn(âlimîne).
enbiya süresi ayet 82
وَمِنَ الشَّيَاطِينِ مَن يَغُوصُونَ لَهُ وَيَعْمَلُونَ عَمَلًا دُونَ ذَلِكَ وَكُنَّا لَهُمْ حَافِظِينَ ﴿٨٢﴾
Ve mineş şeyâtîni men yegûsûne lehu ve ya’melûne amelen dûne zâlik(zâlike), ve kunnâ lehum hâfızîn(hâfızîne)
enbiya süresi ayet 83
وَأَيُّوبَ إِذْ نَادَى رَبَّهُ أَنِّي مَسَّنِيَ الضُّرُّ وَأَنتَ أَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ ﴿٨٣﴾
Ve eyyûbe iz nâdâ rabbehû ennî messeniyed durru ve ente erhamur râhimîn(râhimîne).
enbiya süresi ayet 84
فَاسْتَجَبْنَا لَهُ فَكَشَفْنَا مَا بِهِ مِن ضُرٍّ وَآتَيْنَاهُ أَهْلَهُ وَمِثْلَهُم مَّعَهُمْ رَحْمَةً مِّنْ عِندِنَا وَذِكْرَى لِلْعَابِدِينَ ﴿٨٤﴾
Festecebnâ lehu fe keşefnâ mâ bihî min durrin ve âteynâhu ehlehu ve mislehum meahum rahmeten min ındinâ ve zikrâ lil âbidîn(âbidîne).
enbiya süresi ayet 85
وَإِسْمَاعِيلَ وَإِدْرِيسَ وَذَا الْكِفْلِ كُلٌّ مِّنَ الصَّابِرِينَ ﴿٨٥﴾
Ve ismâîle ve idrîse ve zelkifl(zelkifli), kullun mines sâbirîn(sâbirîne).
enbiya süresi ayet 81
süleyman ın emrin de  ALLAH ın emriyle bereketler verdigimiz topraklara dogru akıp giden şiddetli rüzgarı verdik biz her şeyi biliriz 
enbiya süresi ayet 82
şeytanlardan dalgıçlık yapan ve bundan başka işler yapanları da ( onun emrine vermiştik ) onları koruyan biz dik 
enbiya süresi ayet 83
eyyüb ü de (hatırla ) bir zamanlar rabbine şüphesiz benim başıma bir sıkıntı geldi sen merhametlilerin en merhametlisisin diye dua etmişti 
enbiya süresi ayet 84
biz de onun duasını kabul etmiş hemen kendisini içinde bulundugu  sıkıntıdan kurtarmış  tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için  bir uyarı ve ögüt olmak üzere ona ailesini (iadeetmiş ) ve onlar beraber olanların bir mislini vermiştik 
enbiya süresi ayet 85
ismail i idiris i ve zülkifi  de (hatırla ) bunların hepsi sabırlı kulardandır  
besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu
enbiya süresi ayet 46
وَنُوحًا إِذْ نَادَى مِن قَبْلُ فَاسْتَجَبْنَا لَهُ فَنَجَّيْنَاهُ وَأَهْلَهُ مِنَ الْكَرْبِ الْعَظِيمِ ﴿٧٦﴾
Ve nûhan iz nâdâ min kablu festecebnâ lehu fe necceynâhu ve ehlehu minel kerbil azîm(azîmi).
enbiya süresi ayet 77
وَنَصَرْنَاهُ مِنَ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمَ سَوْءٍ فَأَغْرَقْنَاهُمْ أَجْمَعِينَ﴿٧٧﴾
Ve nasarnâhu minel kavmillezîne kezzebû bi âyâtinâ, innehum kânû kavme sev’in fe agraknâhum ecmaîn(ecmaîne).
enbiya süresi ayet 78
وَدَاوُودَ وَسُلَيْمَانَ إِذْ يَحْكُمَانِ فِي الْحَرْثِ إِذْ نَفَشَتْ فِيهِ غَنَمُ الْقَوْمِ وَكُنَّا لِحُكْمِهِمْ شَاهِدِينَ ﴿٧٨﴾
Ve dâvude ve suleymâne iz yahkumâni fîl harsi iz nefeşet fîhi ganemul kavm(kavmi), ve kunnâ li hukmihim şâhidîn(şâhidîne).
enbiya süresi ayet 79
فَفَهَّمْنَاهَا سُلَيْمَانَ وَكُلًّا آتَيْنَا حُكْمًا وَعِلْمًا وَسَخَّرْنَا مَعَ دَاوُودَ الْجِبَالَ يُسَبِّحْنَ وَالطَّيْرَ وَكُنَّا فَاعِلِينَ ﴿٧٩﴾
Fe fehhemnâhâ suleymân(suleymâne), ve kullen âteynâ hukmen ve ılmen ve sehharnâ mea dâvudel cibâle yusebbihne vet tayr(tayre), ve kunnâ fâılîn(fâılîne).
enbiya süresi ayet 80
وَعَلَّمْنَاهُ صَنْعَةَ لَبُوسٍ لَّكُمْ لِتُحْصِنَكُم مِّن بَأْسِكُمْ فَهَلْ أَنتُمْ شَاكِرُونَ ﴿٨٠﴾
Ve allemnâhu san’ate lebûsin lekum li tuhsınekum min be’sikum, fe hel entum şâkirûn(şâkirûne).
enbiya süresi ayet 76
nuh u (hatırla ) o daha önce dua etmiş biz de onun duasını kabul etmiş onu ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtarmıştık 
enbiya süresi ayet 77
ayetlerimizi yalanlayan topluluktan onun öcünü almıştık gerçekten onlar kötü bir topluluktu biz de onların hepsini birden bogduk 
enbiya süresi ayet 78
davud ve süleyman ı da (hatırla ) bir zamanlar ikiside ekin hakkında bir hüküm vermişti geceleyin halkın koyunları ekinin içinde yayılmaktaydı biz onları verdikleri hükümlere şahittik 
enbiya süresi ayet 79
derhal süleymana bunu anllattık her birine bir hüküm ve ilim vermiştik dagları süleyman ın emrine vermiştik bunlar kuşlarla beraber tesbih ediyorlardı biz bunları yaparız 
enbiya süresi ayet 80
bir de ona sizi savaşın şiddetinden korusun diye sizin için zırh yapmayı ögretmiştik şimdi siz (bunun )şükrünü eda ediyormusunuz 

13 Haziran 2016 Pazartesi

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu
ENBİYA SÜRESİ AYET 71
وَنَجَّيْنَاهُ وَلُوطًا إِلَى الْأَرْضِ الَّتِي بَارَكْنَا فِيهَا لِلْعَالَمِينَ ﴿٧١﴾
Ve necceynâhu ve lûtan ilâl ardılletî bâraknâ fîhâ lil âlemîn(âlemîne).
وَوَهَبْنَا لَهُ إِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ نَافِلَةً وَكُلًّا جَعَلْنَا صَالِحِينَ ﴿٧٢﴾
Ve vehebnâ lehu ishâk(ishâka), ve ya’kûbe nâfileten, ve kullen cealnâ sâlihîn(sâlihîne)
ENBİYA SÜRESİ AYET 73
وَجَعَلْنَاهُمْ أَئِمَّةً يَهْدُونَ بِأَمْرِنَا وَأَوْحَيْنَا إِلَيْهِمْ فِعْلَ الْخَيْرَاتِ وَإِقَامَ الصَّلَاةِ وَإِيتَاء الزَّكَاةِ وَكَانُوا لَنَا عَابِدِينَ ﴿٧٣﴾
Ve cealnâhum eimmeten yehdûne bi emrinâ ve evhaynâ ileyhim fi’lel hayrâti ve ikâmes salâti ve îtâez zekâti, ve kânû lenâ âbidîn(âbidîne).
enbiya süresi ayet 74
وَلُوطًا آتَيْنَاهُ حُكْمًا وَعِلْمًا وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْقَرْيَةِ الَّتِي كَانَت تَّعْمَلُ الْخَبَائِثَ إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمَ سَوْءٍ فَاسِقِينَ ﴿٧٤﴾
Ve lûtan âteynâhu hukmen ve ılmen ve necceynâhu minel karyetilletî kânet ta’melul habâise, innehum kânû kavme sev’in fâsikîn(fâsikîne).
enbiya süresi ayet 75
وَأَدْخَلْنَاهُ فِي رَحْمَتِنَا إِنَّهُ مِنَ الصَّالِحِينَ ﴿٧٥﴾
Ve edhalnâhu fî rahmetinâ, innehu mines sâlihîn(sâlihîne).
enbiya süresi ayet 71
onu ve lüt u içinde alemlere bereketler verdigimiz bir yer götürüp kurtardık 
enbiya süresi ayet 72
ona ishak ı verdik bir de fazladan yaküb u (bahşettik ) onların her birini salih insanlardan kıldık 
enbiya süresi ayet 73
onların hepsini emrimizi dogrultusunda yol gösteren önderler yaptık onlara hayırlı işler yapmayı namaz kılmayı zekat vermeyi vahiy ettik onların hepsi bize ibadet etmekteydiler 
enbiya süresi ayet 74
lüt a da hüküm ve ilim verdik onu kötü işler yapan beldeden kurtardık gerçekten onlar kötü günahkar bir topluluktular 
enbiya süresi ayet 75
onu ise rahmetimize soktuk çünkü o elbette salih insanlardandı 
besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu
enbiya süresi ayet 66
قَالَ أَفَتَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللَّهِ مَا لَا يَنفَعُكُمْ شَيْئًا وَلَا يَضُرُّكُمْ ﴿٦٦﴾
Kâle e fe ta’budûne min dûnillâhi mâ lâ yenfeukum şey’en ve lâ yadurrukum.
enbiya süresi ayet 67
أُفٍّ لَّكُمْ وَلِمَا تَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللَّهِ أَفَلَا تَعْقِلُونَ ﴿٦٧﴾
Uffin lekum ve li mâ ta’budûne min dûnillâhi, e fe lâ ta’kılûn(ta’kılûne).
enbiya süresi ayet 68
قَالُوا حَرِّقُوهُ وَانصُرُوا آلِهَتَكُمْ إِن كُنتُمْ فَاعِلِينَ ﴿٦٨﴾
Kâlû harrikûhu vansurû âlihetekum in kuntum fâılîn(fâılîne).
enbiya süresi ayet 69
قُلْنَا يَا نَارُ كُونِي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلَى إِبْرَاهِيمَ ﴿٦٩﴾
Kulnâ yâ nâru kûnî berden ve selâmen alâ ibrâhîm(ibrâhîme).
enbiya süresi ayet 70
وَأَرَادُوا بِهِ كَيْدًا فَجَعَلْنَاهُمُ الْأَخْسَرِينَ ﴿٧٠﴾
Ve erâdû bihî keyden fe cealnâ humul ahserîn(ahserîne).
enbiya süresi ayet 66
o halde ALLAH ı bırakıp da size hiçbir fayda vermiyecek size hiçbir zararda vermiyecek varlıklara mı tapıyorsunuz dedi
enbiya süresi ayet 67
yuh size ve ALLAH ı bırakıp da taptıklarınıza hala akılanmıyacakmısınız (dedi) 
enbiya süresi ayet 68
siz buna yakın da ilahlarınızın öcünü alın bir iş yapacaksanız (bunu yapın ) dediler 
enbiya süresi ayet 69
biz ey ateş ibrahim e karşı serin ve zararsız ol ( senin yakıcılıgından ) kurtulsun dedik 
enbiya süresi ayet 70
onu ve lüt u içinde alemlere bereketler verdigimiz bir yere götürüp kurtardık 

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

enbiya süresi ayet 61
قَالُوا فَأْتُوا بِهِ عَلَى أَعْيُنِ النَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَشْهَدُونَ ﴿٦١﴾
Kâlû fe’tû bihî alâ a’yunin nâsi leallehum yeşhedûn(yeşhedûne).
enbiya süresi ayet 62
قَالُوا أَأَنتَ فَعَلْتَ هَذَا بِآلِهَتِنَا يَا إِبْرَاهِيمُ ﴿٦٢﴾
Kâlû e ente fealte hâzâ bi âlihetinâ yâ ibrâhîm(ibrâhîmu).
enbiya süresi ayet 63
قَالَ بَلْ فَعَلَهُ كَبِيرُهُمْ هَذَا فَاسْأَلُوهُمْ إِن كَانُوا يَنطِقُونَ ﴿٦٣﴾
Kâle bel fealehu kebîruhum hâzâ fes’elûhum in kânû yentıkûn(yentıkûne).
enbiya süresi ayet 64
فَرَجَعُوا إِلَى أَنفُسِهِمْ فَقَالُوا إِنَّكُمْ أَنتُمُ الظَّالِمُونَ ﴿٦٤﴾
Fe raceû ilâ enfusihim fe kâlû innekum entumuz zâlimûn(zâlimûne).
enbiya süresi ayet 65
ثُمَّ نُكِسُوا عَلَى رُؤُوسِهِمْ لَقَدْ عَلِمْتَ مَا هَؤُلَاء يَنطِقُونَ ﴿٦٥﴾
Summe nukisû alâ ruûsihim, lekad alimte mâ hâulâi yentıkûn(yentıkûne).
enbiya süresi ayet 61
o insanların gözleri önüne getirin belki onun yaptıgına şahitlik ederler dediler 
enbiya süresi ayet 62
ey ibrahim bunu ilahlarınıza sen mi yaptın dediler 
enbiya süresi ayet 63
hayır onu belki şu büyükleri yapmıştır eger konuşa bilirlerse onlara sorun dedi
enbiya süresi ayet 64
bunun üzerine vicdanlarına döndüler ve dogrusu siz haksızsınız dediler 
enbiya süresi ayet 65
sonra tepeleri üstü ters döndüler sen elbette bunların konuşmalarını bilirsin (dediler ) 

7 Haziran 2016 Salı

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

enbiya süresi ayet 56
قَالَ بَل رَّبُّكُمْ رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ الَّذِي فَطَرَهُنَّ وَأَنَا عَلَى ذَلِكُم مِّنَ الشَّاهِدِينَ﴿٥٦﴾
Kâle bel rabbukum rabbus semâvâti vel ardıllezî fatarahunne ve ene alâ zâlikum mineş şâhidîn(şâhidîne).
enbiya süresi ayet 57
وَتَاللَّهِ لَأَكِيدَنَّ أَصْنَامَكُم بَعْدَ أَن تُوَلُّوا مُدْبِرِينَ ﴿٥٧﴾
Ve tallâhi le ekîdenne asnâmekum ba’de en tuvellû mudbirîn(mudbirîne).
enbiya süresi ayet 58
فَجَعَلَهُمْ جُذَاذًا إِلَّا كَبِيرًا لَّهُمْ لَعَلَّهُمْ إِلَيْهِ يَرْجِعُونَ ﴿٥٨﴾
Fe cealehum cuzâzen illâ kebîran lehum leallehum ileyhi yerciûn(yerciûne)
enbiya süresi ayet 59

قَالُوا مَن فَعَلَ هَذَا بِآلِهَتِنَا إِنَّهُ لَمِنَ الظَّالِمِينَ ﴿٥٩﴾
Kâlû men feale hâzâ bi âlihetinâ innehu le minez zâlimîn(zâlimîne).
enbiya süresi ayet 60
قَالُوا سَمِعْنَا فَتًى يَذْكُرُهُمْ يُقَالُ لَهُ إِبْرَاهِيمُ ﴿٦٠﴾
Kâlû semi’nâ feten yezkuruhum yukâlu lehû ibrâhîm(ibrâhîmu).
enbiya süresi ayet 56
dogrusu sizin rabbiniz göklerin ve yerin rabbidir ki onları yaratmıştır ben buna tanıklık edenlerdenim 
enbiya süresi ayet 57
ALLAH a yemin olsun ki siz arkanızı dönüp gittikten sonra muhakkak putlarınıza bir hile yapacagım 
enbiya süresi ayet 58
onlarıparça parça etti sadece kendisine başvursunlar diye onların büyügünü bıraktı 
enbiya süresi ayet 59
bunu bizim ilahlarımıza kim yaptı şüphesiz o zalimlerden biridir dediler 
enbiya süresi ayet 60
bunları diline dolayan ibrahim denilen bir genç duyduk dediler 



besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

enbiya süresi ayet 50
وَهَذَا ذِكْرٌ مُّبَارَكٌ أَنزَلْنَاهُ أَفَأَنتُمْ لَهُ مُنكِرُونَ ﴿٥٠﴾
Ve hâzâ zikrun mubârakun enzelnâhu, e fe entum lehu munkirûn(munkirûne).
enbiya süresi ayet 51
وَلَقَدْ آتَيْنَا إِبْرَاهِيمَ رُشْدَهُ مِن قَبْلُ وَكُنَّا بِه عَالِمِينَ ﴿٥١﴾
Ve lekad âteynâ ibrâhîme ruşdehu min kablu ve kunnâ bihî âlimîn(âlimîne).
enbiya süresi ayet 52
إِذْ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوْمِهِ مَا هَذِهِ التَّمَاثِيلُ الَّتِي أَنتُمْ لَهَا عَاكِفُونَ ﴿٥٢﴾
İz kâle li ebîhi ve kavmihî mâ hâzihit temâsîlulletî entum lehâ âkifûn(âkifûne).
enbiya süresi ayet 53
قَالُوا وَجَدْنَا آبَاءنَا لَهَا عَابِدِينَ ﴿٥٣﴾
Kâlû vecednâ âbâenâ lehâ âbidîn(âbidîne).
enbiya süresi ayet 54

قَالَ لَقَدْ كُنتُمْ أَنتُمْ وَآبَاؤُكُمْ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ ﴿٥٤﴾
Kâle lekad kuntum entum ve âbâukum fî dalâlin mubîn(mubînin).
enbiya süresi ayet 55
قَالُوا أَجِئْتَنَا بِالْحَقِّ أَمْ أَنتَ مِنَ اللَّاعِبِينَ ﴿٥٥﴾
Kâlû e ci’tenâ bil hakkı em ente minel lâıbîn(lâıbîne).
قَالُوا أَجِئْتَنَا بِالْحَقِّ أَمْ أَنتَ مِنَ اللَّاعِبِينَ ﴿٥٥﴾
Kâlû e ci’tenâ bil hakkı em ente minel lâıbîn(lâıbîne).
enbiya süresi ayet 50
işte bu (kur an) indirdigimiz mübarek bir ögüt (kitabıdır ) şimdi siz mi bunu inkar ediyorsunuz 
enbiya süresi ayet 51
yemin olsun ki bundan önce de ibrahim e olgunluk vermiştik biz onu bilenlerdendik 
enbiya süresi ayet 52
bir zamanlar ibrahim babasına ve toplumuna şu başına toplanıp durdugunuz heykeller nedir dedi
enbiya süresi ayet 53
atalarımızı bunlara ibadet ederken bulduk dediler 
enbiya süresi ayet 54
yemin olsun ki siz ve babalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz dedi
enbiya süresi ayet 55
ciddi mi söylüyorsun yoksa sen şakacılardan mısın dediler 

6 Haziran 2016 Pazartesi

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

enbiya süresi ayet 46
وَلَئِن مَّسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِّنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَيْلَنَا إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ ﴿٤٦﴾
Ve le in messethum nefhatun min azâbi rabbike le yekûlunne yâ veylenâ innâ kunnâ zâlimîn(zâlimîne).
enbiya sürersi ayet 47

وَنَضَعُ الْمَوَازِينَ الْقِسْطَ لِيَوْمِ الْقِيَامَةِ فَلَا تُظْلَمُ نَفْسٌ شَيْئًا وَإِن كَانَ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِّنْ خَرْدَلٍ أَتَيْنَا بِهَا وَكَفَى بِنَا حَاسِبِينَ ﴿٤٧﴾
Ve nedaul mevâzînel kısta li yevmil kıyâmeti fe lâ tuzlemu nefsun şey’â(şey’en) ve in kâne miskâle habbetin min hardalin eteynâ bihâ, ve kefâ binâ hâsibîn(hâsibîne).
enbiya süresi ayet 48
وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى وَهَارُونَ الْفُرْقَانَ وَضِيَاء وَذِكْرًا لِّلْمُتَّقِينَ ﴿٤٨﴾
Ve lekad âteynâ mûsâ ve hârûnel furkâne ve dıyâen ve zikren lil muttakîn(muttakîne).
enbiya süresi ayet 49
الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُم بِالْغَيْبِ وَهُم مِّنَ السَّاعَةِ مُشْفِقُونَ ﴿٤٩﴾
Ellezîne yahşevne rabbehum bil gaybi ve hum mines sâati muşfikûn(muşfikûne).
enbiya süresi ayet 50
وَهَذَا ذِكْرٌ مُّبَارَكٌ أَنزَلْنَاهُ أَفَأَنتُمْ لَهُ مُنكِرُونَ ﴿٥٠﴾
Ve hâzâ zikrun mubârakun enzelnâhu, e fe entum lehu munkirûn(munkirûne).
enbiya süresi ayet 46
yemin olsun ki rabbinin azabından onlara az birşey dokunsa kesinlikle yazıklar olsun bize biz gerçekten zalimlerdik diyeceklerdir 
enbiya süresi ayet 47
biz kıyamet günü dogruve saglam tartılar koruz da hiç bir kimseye zerre kadar zulmedilmez hardal tanesi agırlıgın ca bile olsa onu getirir koruz hesap gören olarak biz yeteriz 
enbiya süresi ayet 48
yemin olsun ki biz musa ile harun a muttakiler için dogruya yanlıştan ayıran bir ışık ve ögüt olan ( tevrat ı) vermiştik 
enbiya süresi ayet 49
o muttakiler görüp bilmedikleri halde rablerine saygı duyarlar onlar kıyametin kopacagı zamandan titireyip dururlar 
enbiya süresi ayet 50
işte bu (kur an ) indirdigimiz mübarek bir ögüt (kitabıdır ) şimdi siz mi bunu inkar ediyorsunuz 
besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu


enbiya süresi ayet 41
وَلَقَدِ اسْتُهْزِئَ بِرُسُلٍ مِّن قَبْلِكَ فَحَاقَ بِالَّذِينَ سَخِرُوا مِنْهُم مَّا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِؤُون﴿٤١﴾
Ve lekadistuhzie bi rusulin min kablike fe hâka billezîne sehırû minhum mâ kânû bihî yestehziûn(yestehziûne)
enbiya süresi ayet 42
قُلْ مَن يَكْلَؤُكُم بِاللَّيْلِ وَالنَّهَارِ مِنَ الرَّحْمَنِ بَلْ هُمْ عَن ذِكْرِ رَبِّهِم مُّعْرِضُونَ ﴿٤٢﴾
Kul men yekleukum bil leyli ven nehâri miner rahmân(rahmâni), bel hum an zikri rabbihim mu’ridûn(mu’ridûne).
enbiya süresi ayet 43
أَمْ لَهُمْ آلِهَةٌ تَمْنَعُهُم مِّن دُونِنَا لَا يَسْتَطِيعُونَ نَصْرَ أَنفُسِهِمْ وَلَا هُم مِّنَّا يُصْحَبُونَ ﴿٤٣﴾
Em lehum âlihetun temneuhum min dûninâ, lâ yestetîûne nasra enfusihim ve lâ hum minnâ yushabûn(yushabûne).
enbiya süresi ayet 44
بَلْ مَتَّعْنَا هَؤُلَاء وَآبَاءهُمْ حَتَّى طَالَ عَلَيْهِمُ الْعُمُرُ أَفَلَا يَرَوْنَ أَنَّا نَأْتِي الْأَرْضَ نَنقُصُهَا مِنْ أَطْرَافِهَا أَفَهُمُ الْغَالِبُونَ ﴿٤٤﴾
Bel metta’nâ hâulâi ve âbâehum hattâ tâle aleyhimul umur(umuru), e fe lâ yerevne ennâ ne’til arda nenkusuhâ min etrâfihâ, e fe humul gâlibûn(gâlibûne).
enbiya süresi ayet 45
قُلْ إِنَّمَا أُنذِرُكُم بِالْوَحْيِ وَلَا يَسْمَعُ الصُّمُّ الدُّعَاء إِذَا مَا يُنذَرُونَ ﴿٤٥﴾
Kul innemâ unzirukum bil vahyi ve lâ yesmeus summud duâe izâ mâ yunzerûn(yunzerûne).
enbiya süresi ayet 41
yemin olsunki senden öncede bir çok peygamberle alay edildi içlerinden alay edenler alay ettikleri şeyler kuşatıp yok edi verdiler 
enbiya süresi ayet 42
de ki gece ve gündüz rahman dan sizi kim koruya bilir dogrusu onlar rablerini hatırlatan (kitaptan ) yüz çevirmektedirler 
enbiya süresi ayet 43
yoksa onlar kendilerini önümüzden alıp koruyacak ilahlarmı var onlar kendilerini kurtaramazlar bizden de destek ve yardım görmezler 

enbiya süresi ayet 44
dogrusu biz onlara ve atalarını yaşattık o kadar ki bu yaşam süresi onlara uzun geldi şimdi bizim o yeryüzünün çevresinden eksiltip durdugumuzu görmüyorlar mı galip olan onlar  mı 
enbiya süresi ayet 45
de ki ben sizi sadece (bana gelen ) vahiy ile uyarıyorum ancak nekadar uyarılsalar da sagırlar (kendilerine yapılan ) daveti işitmezler 

1 Haziran 2016 Çarşamba

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu
RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH HIN ADIYLA BAŞLARIM HER GÜNE HER İŞE

Bismillahirrahmanirrahim rabbime şükürler olsun ki bize de nasip etti evimizde mantar yetiştirmeyi Cübeli Şabann Köprübaşı nın mantarhanesi hadi BEREKETLÏ olsun abicim INŞAALLAH iyi olacak 

İNŞALLAH ALLAH VE PEYGAMBERİMİN İSMİ ANILAN VE YETİŞTİRİLEN ÜRÜNLER DERTİLERE DEVA HASTALARA ŞİFA OLUR BEREKETİ İÇİNDE OLUR HAYIRLI OLSUN İNŞALLAH