enbiya süresi ayet 16
وَمَا خَلَقْنَا السَّمَاء وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا لَاعِبِينَ ﴿١٦﴾
Ve mâ halaknâs semâe vel arda ve mâ beynehumâ lâıbîn(lâıbîne)
enbiya süresi ayet 17
لَوْ أَرَدْنَا أَن نَّتَّخِذَ لَهْوًا لَّاتَّخَذْنَاهُ مِن لَّدُنَّا إِن كُنَّا فَاعِلِينَ ﴿١٧﴾
Lev eradnâ en nettehıze lehven lettehaznâhu min ledunnâ in kunnâ fâılîn(fâılîne)
enbiya süresi ayet 18
بَلْ نَقْذِفُ بِالْحَقِّ عَلَى الْبَاطِلِ فَيَدْمَغُهُ فَإِذَا هُوَ زَاهِقٌ وَلَكُمُ الْوَيْلُ مِمَّا تَصِفُونَ ﴿١٨﴾
Bel nakzifu bil hakkı alâl bâtıli fe yedmeguhu fe izâ huve zâhikun, ve lekumul veylu mimmâ tasıfûn(tasıfûne).
enbiya süresi ayet 19
وَلَهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَنْ عِندَهُ لَا يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِهِ وَلَا يَسْتَحْسِرُونَ﴿١٩﴾
Ve lehu men fîs semâvâti vel ard(ardı), ve men indehu lâ yestekbirûne an ıbâdetihî ve lâ yestahsirûn(yestahsirûne).
enbiya süresi ayet 20
يُسَبِّحُونَ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ لَا يَفْتُرُونَ ﴿٢٠﴾
Yusebbihûnel leyle ven nehâre lâ yefturûn(yefturûne).
enbiya süresi ayet 16
biz gögü yeri ve arasındakileri oyun sonunda onları biçilmiş yaratmadık
enbiya süresi ayet 17
eger biz bir eglence edinecek olsaydık onu kendi katımızdan edinirdik yapacak olsaydık böyle yapardık
enbiya süresi ayet 18
hayır biz hakkı batılın tepesine indiririz de onun beynini parçalar bir de bakarsın o o anda yok olmuştur o nitelendirdiklerinizden dolayı size yazıklar olsun
enbiya süresi ayet 19
göklerde ve yerde ne varsa hepsi onundur onun huzurunda bulunanlar ne ona ibadet etmekten çekinirler ne de bundan yorgunluk duyarlar
enbiya süresi ayet 20
gece gündüz onu tesbih ederler bıkıp usanmazlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder