30 Eylül 2015 Çarşamba

tevbe süresi ayet 20
الَّذِينَ آمَنُواْ وَهَاجَرُواْ وَجَاهَدُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ أَعْظَمُ دَرَجَةً عِندَ اللّهِ وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَائِزُونَ
Ellezîne âmenû ve hâcerû ve câhedû fî sebîlillâhi bi emvâlihim ve enfusihim a'zamu dereceten indallâh(indallâhi) ve ulâike humul fâizûn (fâizûne).
21
يُبَشِّرُهُمْ رَبُّهُم بِرَحْمَةٍ مِّنْهُ وَرِضْوَانٍ وَجَنَّاتٍ لَّهُمْ فِيهَا نَعِيمٌ مُّقِيمٌ
Yubeşşiruhum rabbuhum bi rahmetin minhu ve rıdvânin ve cennâtin lehum fîhâ naîmun mukîm(mukîmun).
22
خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا إِنَّ اللّهَ عِندَهُ أَجْرٌ عَظِيمٌ
Hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), innallâhe indehû ecrun azîm (azîmun).
23
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ آبَاءكُمْ وَإِخْوَانَكُمْ أَوْلِيَاء إَنِ اسْتَحَبُّواْ الْكُفْرَ عَلَى الإِيمَانِ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ
Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tettehızû âbâekum ve ihvânekum evliyâe inistehabbûl kufre alâl îmâni, ve men yetevellehum minkum fe ulâike humuz zâlimûn(zâlimûne).
24
قُلْ إِن كَانَ آبَاؤُكُمْ وَأَبْنَآؤُكُمْ وَإِخْوَانُكُمْ وَأَزْوَاجُكُمْ وَعَشِيرَتُكُمْ وَأَمْوَالٌ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَهَا أَحَبَّ إِلَيْكُم مِّنَ اللّهِ وَرَسُولِهِ وَجِهَادٍ فِي سَبِيلِهِ فَتَرَبَّصُواْ حَتَّى يَأْتِيَ اللّهُ بِأَمْرِهِ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ
Kul in kâne âbâukum ve ebnâukum ve ıhvânukum ve ezvâcukum ve aşîretukum ve emvâlunıktereftumûhâ ve ticâratun tahşevne kesâdehâ ve mesâkinu terdavnehâ ehabbe ileykum minallâhi ve resûlihî ve cihâdin fî sebîlihî fe terabbesû hattâ ye'tiyallâhu bi emrihî, vallâhu lâ yehdîl kavmel fasikîn(fasikîne).
25
لَقَدْ نَصَرَكُمُ اللّهُ فِي مَوَاطِنَ كَثِيرَةٍ وَيَوْمَ حُنَيْنٍ إِذْ أَعْجَبَتْكُمْ كَثْرَتُكُمْ فَلَمْ تُغْنِ عَنكُمْ شَيْئًا وَضَاقَتْ عَلَيْكُمُ الأَرْضُ بِمَا رَحُبَتْ ثُمَّ وَلَّيْتُم مُّدْبِرِينَ
Lekad nasarakumullâhu fî mevâtıne kesîratin ve yevme huneynin iz a'cebetkum kesretukum fe lem tugni ankum şey'en ve dâkat aleykumul ardu bi mâ rahubet summe velleytum mudbirîn(mudbirîne).
tevbe süresi ayet 20
iman edip hiciret etmiş ALLAH yolunda mallarıyla canlarıyla cihad etmiş olanlar ALLAH katında derece bakımından daha büyüktür işte onlar kazananlardır
21
rableri onları kendi katlarından rahmet hoşnutluk ve cennetlerle müjdeler onlar için içlerinde sürekli bir nimet var
22
onlar orada ebedi kalacaklardır şüphesiz  ALLAH katında büyük bir ödül vardır
23
ey iman edenler babalarınız ve kardeşleriniz eger imana karşı inkarcılıgın tercih ediyorlarsa onları dost ve koruyucu edinmeyin sizden kim onları dost ve koruyucu edinecek olursa işte onlar kendilerine zulmedenlerdir
24
de ki eger babalarınızın ogullarınız kardeşleriniz eşleriniz akrabanız elde ettiginiz mallar kesada ugramasından korktugunuz ticaret hoşunuza giden evler size ALLAH ve resülünden onun yolunda cihad etmekten daha sevimliyse artık ALLAH ın emri gelinceye kadar bekleyin ALLAH günahkarlar toplulugunu hidayete ulaştırmaz
25
ALLAH size birçok savaş alanında yardım etti huneyn günü bunlardan biridir o vakit sayısal çoklunuzun sizi kendinize güvendirmiş ancak bunun size hiçbir faydası olmamıştır yeryüzü bütün genişligiyle size dar gelmiştir sonra da bozularak arkanıza dönüp gitmiştiniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder