ENAMSÜRESİ AYET 3
وَهُوَ اللّهُ فِي السَّمَاوَاتِ وَفِي الأَرْضِ يَعْلَمُ سِرَّكُمْ وَجَهرَكُمْ وَيَعْلَمُ مَا تَكْسِبُونَ
Ve huvallâhu fîs semâvâti ve fîl ard(ardı), ya’lemu sırrakum ve cehrekum ve ya’lemu mâ teksibûn(teksibûne).
4
وَمَا تَأْتِيهِم مِّنْ آيَةٍ مِّنْ آيَاتِ رَبِّهِمْ إِلاَّ كَانُواْ عَنْهَا مُعْرِضِينَ
Ve mâ te’tîhim min âyetin min âyâti rabbihim illâ kânû anhâ mu’rıdîn(mu’rıdîne
5
فَقَدْ كَذَّبُواْ بِالْحَقِّ لَمَّا جَاءهُمْ فَسَوْفَ يَأْتِيهِمْ أَنبَاء مَا كَانُواْ بِهِ يَسْتَهْزِؤُونَ
Fe kad kezzebû bil hakkı lemmâ câehum, fe sevfe ye’tîhim enbâû mâ kânû bihî yestehziûn(yestehziûne).
3
ONLAR namazı dosdogrukılarlar kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler
4
işte gerçek müminler onlar rableri katında dereceler bagışlanma ve bol rızık vardır
5
nasıl ki rabbin hak ugruna (savaş için ) senin evinden çıkarmıştı müminlerden bir gurup bunu istemiyorlardı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder