18 Eylül 2017 Pazartesi

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

secde süresi ayet 3

أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَاهُ بَلْ هُوَ الْحَقُّ مِن رَّبِّكَ لِتُنذِرَ قَوْمًا مَّا أَتَاهُم مِّن نَّذِيرٍ مِّن قَبْلِكَ لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ ﴿٣﴾
Em yekûlûnefterâhu, bel huvel hakku min rabbike li tunzire kavmen mâ etâhum min nezîrin min kablike leallehum yehtedûn(yehtedûne).
secde süresi ayet 3
yoksa onu uydurdu mu diyorlar hayır o rabbinden gelen gerçegi (anlatan bir kitaptır ) (bunu sana ) kendilerine senden önce uyarıcı gelmemiş olan bir toplulugu uyarasın diye (gönderdik ) belki dogru yolu bulurlar 
secde süresi ayet 4
اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ مَا لَكُم مِّن دُونِهِ مِن وَلِيٍّ وَلَا شَفِيعٍ أَفَلَا تَتَذَكَّرُونَ ﴿٤﴾
Allâhullezî halakas semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ fî sitteti eyyâmin summestevâ alâl arş(arşi), mâ lekum min dûnihî min veliyyin ve lâ şefîi(şefîin), e fe lâ tetezekkerûn(tetezekkerûne).
secde süresi ayet 4
ALLAH gökleri yeri ve aralarındakileri altı günde yaratan sonra arşa egemenligini kurandır sizin için ondan başka ne bir koruyucu ne de bir şefaatçi vardır artık düşünmez misiniz 
besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu


SECDE SÜRESİ AYET 1
الم ﴿١﴾
Elif lâm mîm.
secde süresi ayet 2
تَنزِيلُ الْكِتَابِ لَا رَيْبَ فِيهِ مِن رَّبِّ الْعَالَمِينَ ﴿٢﴾
Tenzîlul kitâbi lâ raybe fîhi min rabbil âlemîn(âlemîne)
secde süresi ayet 2
kendisinde şüphe olmayan bu kitabın indirilişi alemlerin rabbi tarafındandır 


14 Eylül 2017 Perşembe

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

lokman süresi ayet 33

يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْ وَاخْشَوْا يَوْمًا لَّا يَجْزِي وَالِدٌ عَن وَلَدِهِ وَلَا مَوْلُودٌ هُوَ جَازٍ عَن وَالِدِهِ شَيْئًا إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَلَا يَغُرَّنَّكُم بِاللَّهِ الْغَرُورُ ﴿٣٣﴾
Yâ eyyuhân nâsuttekû rabbekum vahşev yevmen lâ yeczî vâlidun an veledihî ve lâ mevlûdun huve câzin an vâlidihî şey’en inne va’dallâhi hakkun fe lâ tegurrannekumul hayâtud dunyâ, ve lâ yagurrannekum billâhil garûr(garûru).
lokman süresi ayet 33
ey insanlar rabbinizden korkun babanın ogluna bir şey yapmadıgı günden sakının (o gün ) oglu da babasına bir şey yapamaz şüphesiz ALLAH ın vaadi ellbette gerçektir bir gün gerçekleşecektir (bu degersiz ) dünya hayatı sizi aldatmasın (magrur olan ) şeytan sizi ALLAH ile aldatmasın
lokman süresi ayet 34
إِنَّ اللَّهَ عِندَهُ عِلْمُ السَّاعَةِ وَيُنَزِّلُ الْغَيْثَ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْأَرْحَامِ وَمَا تَدْرِي نَفْسٌ مَّاذَا تَكْسِبُ غَدًا وَمَا تَدْرِي نَفْسٌ بِأَيِّ أَرْضٍ تَمُوتُ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ ﴿٣٤﴾
İnnallâhe indehu ilmus sâati, ve yunezzilul gayse, ve ya’lemu mâ fîl erhâmi, ve mâ tedrî nefsun mâzâ teksibu gaden, ve mâ tedrî nefsun bi eyyi ardın temût(temûtu), innallâhe alîmun habîr(habîrun).
lokman süresi ayet 34
şüphesiz kıyametin (ne zaman kopacagı ) bilgisi ALLAH ın katındadır yagmuru o yagdırır rahimlerde ne var o bilir hiç kimse yarın ne kazanacagını bilemez hiç kimse nerede ölecegini de bilemez şüphesiz ALLAH her şeyi bilendir her şeyden haberdardır 
besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

lokman süresi ayet 30

ذَلِكَ بِأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْحَقُّ وَأَنَّ مَا يَدْعُونَ مِن دُونِهِ الْبَاطِلُ وَأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ ﴿٣٠﴾
Zâlike bi ennallâhe huvel hakku ve enne mâ yed’ûne min dûnihil bâtılu ve ennallâhe huvel aliyyul kebîr(kebîru).
lokman süresi ayet 30
bu şüphesiz ALLAH ın gerçek olmasındandır onlardan başka  dua edip yakardıklarınız batıldır şüphesiz ALLAH gerçekten o çok yüce çok büyüktür 
lokman süresi ayet 31
أَلَمْ تَرَ أَنَّ الْفُلْكَ تَجْرِي فِي الْبَحْرِ بِنِعْمَتِ اللَّهِ لِيُرِيَكُم مِّنْ آيَاتِهِ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ ﴿٣١﴾
E lem tera ennel fulke tecrî fîl bahri bi ni’metillâhi li yuriyekum min âyâtihî inne fî zâlike le âyâtin li kulli sabbârin şekûr(şekûrin).
lokman süresi ayet 31
geminin ALLAH ın nimeti olarak denizde akıp gitmesine bakmaz mısın o bununla size ( kendi varlıgının ) delillerini gösterir şüphesiz bunda sabredenler ve şükredenler için deliller vardır 
lokman süresi ayet 32
وَإِذَا غَشِيَهُم مَّوْجٌ كَالظُّلَلِ دَعَوُا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ فَلَمَّا نَجَّاهُمْ إِلَى الْبَرِّ فَمِنْهُم مُّقْتَصِدٌ وَمَا يَجْحَدُ بِآيَاتِنَا إِلَّا كُلُّ خَتَّارٍ كَفُورٍ ﴿٣٢﴾
Ve izâ gaşiyehum mevcun kez zuleli deavûllâhe muhlisîne lehud dîn(dîne), fe lemmâ neccâhum ilâl berri fe minhum muktesidun, ve mâ yechadu bi âyâtinâ illâ kullu hattârin kefûr(kefûrin).
lokman süresi ayet 32
dalga onları kara bulut gibi sardıgı zaman onlar dini ALLAH a özgü kılarak ona yalvarıp yakarırlar onları karaya çıkarıp kurtardıgı zaman onlardan (bu nimetin degerini inkar edenler oldugu gibi) dogru giden de olur bizim ayetlerimizi ancak gaddar ve nankör olanlar inkar eder 

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

lokman süresi ayet 27
وَلَوْ أَنَّمَا فِي الْأَرْضِ مِن شَجَرَةٍ أَقْلَامٌ وَالْبَحْرُ يَمُدُّهُ مِن بَعْدِهِ سَبْعَةُ أَبْحُرٍ مَّا نَفِدَتْ كَلِمَاتُ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ ﴿٢٧﴾
Ve lev enne mâ fîl ardı min şeceratin aklâmun vel bahru yemudduhu min ba’dihî seb’atu ebhurin mâ nefidet kelimâtullâhi, innallâhe azîzun hakîm(hakîmun).
lokman süresi ayet 27
eger yerdeki agaçların hepsi kalem deniz ardından yedi deniz de ona yardım etse  de hepsi mürekkep olsa ALLAH ın sözleri (yazmakla) tükenmez şüphesiz  ALLAH çok güçlüdür işi saglam yapan ve yaptıgında hikmet bulunandır 
lokman süresi  ayet 28
مَّا خَلْقُكُمْ وَلَا بَعْثُكُمْ إِلَّا كَنَفْسٍ وَاحِدَةٍ إِنَّ اللَّهَ سَمِيعٌ بَصِيرٌ ﴿٢٨﴾
Mâ halkukum ve lâ ba’sukum illâ ke nefsin vâhıdetin, innallâhe semîun basîr(basîrun).
lokman süresi 28
sizin yaratılmanız da diriltilmeniz de sadece tek bir nefsin (yaratılması ve diritilmesi ) gibidir şüphesiz ALLAH çok iyi işitendir çok iyi görendir 
lokman süresi ayet 29
أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ يُولِجُ اللَّيْلَ فِي النَّهَارِ وَيُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ كُلٌّ يَجْرِي إِلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى وَأَنَّ اللَّهَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ ﴿٢٩﴾
E lem tera ennallâhe yûlicul leyle fîn nehâri ve yûlicun nehâre fîl leyli, ve sahharaş şemse vel kamere kullun yecrî ilâ ecelin musemmen ve ennallâhe bi mâ ta’melûne habîr(habîrun).
lokman süresi ayet 29
ALLAH ın geceyi gündüze  soktugunu gündüzü de geceye soktugunu güneşi ve ayı emrinize verdigini görmedin mi hepsi belirlenen süreye dogru akıp gidiyor şüphesiz ALLAH yaptıklarınızdan haberdardır 
besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

lokman süresi ayet 25
وَلَئِن سَأَلْتَهُم مَّنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ لَيَقُولُنَّ اللَّهُ قُلِ الْحَمْدُ لِلَّهِ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ ﴿٢٥﴾
Ve le in seeltehum men halakas semâvâti vel arda le yekûlunnallâhu, kulil hamdulillâhi, bel ekseruhum lâ ya’lemûn(ya’lemûne).
lokman süresi ayet 25
yemin olsun ki onlara gökleri ve yeri kim yarattı diye sorsan elbette ALLAH diyeceklerdi ALLAH a hamdolsun de fakat onların çogu bilmezler 
lokman süresi ayet 26
لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ إِنَّ اللَّهَ هُوَ الْغَنِيُّ الْحَمِيدُ ﴿٢٦﴾
Lillâhi mâ fîs semâvâti vel ard(ardı), innallâhe huvel ganiyyul hamîd(hamîdu).
lokman süresi ayet 26
elbette göklerde ve yerde ne varsa hepsi ALLAH ındır gerçekten ALLAH evet o okadar zengin o kadar övgüye layıktır ki

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu


lokman süresi ayet 23
وَمَن كَفَرَ فَلَا يَحْزُنكَ كُفْرُهُ إِلَيْنَا مَرْجِعُهُمْ فَنُنَبِّئُهُم بِمَا عَمِلُوا إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ ﴿٢٣﴾
Ve men kefere fe lâ yahzunke kufruhu, ileynâ merciuhum fe nunebbiuhum bi mâ amilû, innallâhe alîmun bi zâtis sudûr(sudûri).
lokman süresi ayet 23
kim de inkar ederse onun inkarı seni mahzun etmesin onlar dönüp bize gelecekler o zaman biz onlara bütün yaptıklarını haber verecegiz şüphesiz ALLAH kalplerde olanları bilir 
lokman süresi ayet 24
نُمَتِّعُهُمْ قَلِيلًا ثُمَّ نَضْطَرُّهُمْ إِلَى عَذَابٍ غَلِيظٍ ﴿٢٤﴾
Numettiuhum kalîlen summe nadtarruhum ilâ azâbin galîz(galîzin).
lokman süresi ayet 24
biz onlara biraz haz aldırırız sonra kendilerini agır bir azaba girdiririz

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

lokman süresi ayet 19
وَاقْصِدْ فِي مَشْيِكَ وَاغْضُضْ مِن صَوْتِكَ إِنَّ أَنكَرَ الْأَصْوَاتِ لَصَوْتُ الْحَمِيرِ ﴿١٩﴾
Vaksid fî meşyike vagdud min savtike, inne enkeral asvâti le savtul hamîr(hamîri).
lokman süresi ayet 19
yürüyüşünde ölçülü ol sesini  alçak tut çünkü seslerin en kötüsü elbette eşegin sesidir 
lokman süresi ayet 20
أَلَمْ تَرَوْا أَنَّ اللَّهَ سَخَّرَ لَكُم مَّا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَأَسْبَغَ عَلَيْكُمْ نِعَمَهُ ظَاهِرَةً وَبَاطِنَةً وَمِنَ النَّاسِ مَن يُجَادِلُ فِي اللَّهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ وَلَا هُدًى وَلَا كِتَابٍ مُّنِيرٍ ﴿٢٠﴾
E lem terav ennallâhe sahhara lekum mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı ve esbega aleykum niamehu zâhiraten ve bâtıneten, ve minen nâsi men yucâdilu fîllâhi bi gayri ilmin ve lâ huden ve lâ kitâbin munîr(munîrin).
lokman süresi ayet 20
ALLAH ın göklerdekileri ve yerdekileri sizin emrinize verdigini sizi açık ve gizli bütün nimetleriyle donattıgını görmediniz mi insanlardan kimisi de bilgisi yol göstericisi aydınlatıcı bir kitabı olmadıgı halde ALLAH hakkında tartışıp durmaktadır 
lokman süresi ayet 21
وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ اتَّبِعُوا مَا أَنزَلَ اللَّهُ قَالُوا بَلْ نَتَّبِعُ مَا وَجَدْنَا عَلَيْهِ آبَاءنَا أَوَلَوْ كَانَ الشَّيْطَانُ يَدْعُوهُمْ إِلَى عَذَابِ السَّعِيرِ ﴿٢١﴾
Ve izâ kîle lehumuttebiû mâ enzelallâhu kâlû bel nettebiu mâ vecednâ aleyhi âbâenâ, e ve lev kâneş şeytânu yed’ûhum ilâ azâbis saîr(saîri).
lokman süresi ayet 21
onlara ALLAH ın indirdigine uyun denildiginde  hayır biz atalarımızı ne üzerinde bulduysak onun ardınca gideriz  derler şeytan onları cehennem ateşine davet ediyor olsa da mı 
lokman süresi ayet 22

وَمَن يُسْلِمْ وَجْهَهُ إِلَى اللَّهِ وَهُوَ مُحْسِنٌ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقَى وَإِلَى اللَّهِ عَاقِبَةُ الْأُمُورِ ﴿٢٢﴾
Ve men yuslim vechehu ilâllâhi ve huve muhsinun fe kadistemseke bil urvetil vuskâ, ve ilâllâhi âkibetul umûr(umûri).
lokman süresi ayet 22
her kim özü muhsin olarak yüzünü ALLAH a tutarsa o gerçekten kopmaz bir kulpa yapışmıştır  bütün işlerin sonu ALLAH a dayanır 

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

lokman sürersi ayet 18
وَلَا تُصَعِّرْ خَدَّكَ لِلنَّاسِ وَلَا تَمْشِ فِي الْأَرْضِ مَرَحًا إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍ ﴿١٨﴾
Ve lâ tusa’ir haddeke lin nâsi ve lâ temşi fîl ardı merahan innallâhe lâ yuhıbbu kulle muhtâlin fehûr(fehûrin).
lokman süresi ayet 18
insanlara yanaklarını şişirerek  böbürlenme  yeryüzünde çalımla yürüme çünkü ALLAH böbürlenen ve övünen kimseleri sevmez 


besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu


lokman süresi ayet 16
يَا بُنَيَّ إِنَّهَا إِن تَكُ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِّنْ خَرْدَلٍ فَتَكُن فِي صَخْرَةٍ أَوْ فِي السَّمَاوَاتِ أَوْ فِي الْأَرْضِ يَأْتِ بِهَا اللَّهُ إِنَّ اللَّهَ لَطِيفٌ خَبِيرٌ ﴿١٦﴾
Yâ buneyye innehâ in teku miskâle habbetin min hardalin fe tekun fî sahratin ev fîs semâvâti ev fîl ardı ye’ti bihâllâhu, innellâhe latîfun habîr(habîrun).
lokman süresi ayet 16
( lokman ogluna yaptıgı nasihatlere şöyle devam etti ) yavrum haberin olsun ki yaptıgın bir hardal tanesi agırlıgı kadar bile olsa bir kaya içinde veya göklerde ya da yerin dibinde  gizlenmiş olsa ALLAH onu getirir 
lokman süresi ayet 17
يَا بُنَيَّ أَقِمِ الصَّلَاةَ وَأْمُرْ بِالْمَعْرُوفِ وَانْهَ عَنِ الْمُنكَرِ وَاصْبِرْ عَلَى مَا أَصَابَكَ إِنَّ ذَلِكَ مِنْ عَزْمِ الْأُمُورِ ﴿١٧﴾
Yâ buneyye ekımıs salâte ve’mur bil ma’rûfi venhe anil munkeri vasbir alâ mâ esâbeke, inne zâlike min azmil umûr(umûri).
lokman süresi ayet 17
yavrum namazı kıl iyi ve güzel olanı emret kötü ve çirkin olanı yasakla  başına gelene sabret çünkü bunlar yapılması gereken işlerdendir 
besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu



LOKMAN SÜRESİ AYET 14
وَوَصَّيْنَا الْإِنسَانَ بِوَالِدَيْهِ حَمَلَتْهُ أُمُّهُ وَهْنًا عَلَى وَهْنٍ وَفِصَالُهُ فِي عَامَيْنِ أَنِ اشْكُرْ لِي وَلِوَالِدَيْكَ إِلَيَّ الْمَصِيرُ ﴿١٤﴾
Ve vassaynâl insâne bi vâlideyhi, hamelethu ummuhu vehnen alâ vehnin ve fisâluhu fî âmeyni enişkurlî ve li vâlideyke, ileyyel masîr(masîrun).
lokman süresi ayet 14
Biz insana anne babasına (bakmasını) emrettik annesi (hamileligi sırasında ) onu güçlüklerele (karnında ) taşıdı onun sütten kesilmesi iki sene içindedir ( insana şöyle dedik ) (bunlar) bana şükredesin anne ve babana da teşekküredesin diyedir dönüş banadır 
lokman süresi ayet 15
وَإِن جَاهَدَاكَ عَلى أَن تُشْرِكَ بِي مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا وَصَاحِبْهُمَا فِي الدُّنْيَا مَعْرُوفًا وَاتَّبِعْ سَبِيلَ مَنْ أَنَابَ إِلَيَّ ثُمَّ إِلَيَّ مَرْجِعُكُمْ فَأُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ﴿١٥﴾
Ve in câhedâke alâ en tuşrike bî mâ leyse leke bihî ilmun fe lâ tutı’humâ ve sâhibhumâ fîd dunyâ ma’rûfen vettebi’ sebîle men enâbe ileyye, summe ileyye merciukum fe unebbiukum bi mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).
lokman süresi ayet 15
eger o ikisi senin bilmedigin bir konuda bana ortak koşmakiçin ugraşırlarsa  onlara itaat etme dünyada onlara güzelcedavran  bana gönülden yönelenin  yolunu tut sonra dönüşünüz  banadır ben de size yaptıklarınızı haber verecegim 
HER YENİN GÜNE 

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu


BENİSİZİNLE KAVUŞTURAN SİZİ BENİMLE KAVUŞTURAN RABBİME SONSUZ ŞÜKÜRLER OLSUN AGLAR SIZLARIM KİMENE ŞÜKRETİM DERDİ VERENE YARAM DEŞİLİR HER SENE DOKUNMAYIN YARAM BENİM DİLEYİMLE TÜM DOSLARIMI ALLAH  A EMANET ETİM İYİKİ VARSINIZ GÜZEL MÜMİNLER 

25 Ağustos 2017 Cuma

Allah'ın Sıfatları: Allahü teâlânın sıfatları 14 tanedir. 6 tanesi Zati Sıfatları (Sıfât-ı zâtiyye), 8 tanesine de Subûti Sıfatları (Sıfât-ı sübûtiyye) denir.

Her Müslümanın, Allah'ın bütün kemâl sıfatlarına sahip, noksan sıfatların hepsinden de uzak olduğuna inanması farzdır.
Zati Sıfatları (Sıfat-ı Zatiyyesi):

1- Vücud: Bu sıfat Allah Teâlâ'nın var olduğunu ifade eder, Allah Teâlâ vardır. Varlığı ezelîdir. Vâcib-ül vücûddür, yanî varlığı lazımdır.

2- Kıdem: Allah Teâlâ'nın varlığının başlangıcı olmamasıdır. Allah Teâlâ'nın varlığının evveli yoktur.

3- Beka: Allah Teâlâ'nın varlığının sonu olmaması, daima var bulunmasıdır. Allah Teâlâ'nın varlığının sonu yoktur. Hiç yok olmaz. 
4- Vahdaniyyet: Allah Teâlâ'nın bir olması demektir. Allah Teâlâ'nın zatında, sıfatlarında ve işlerinde ortağı, benzeri yokdur.
5- Muhalefet-ün lil-havadis: Allah Teâlâ'nın sonradan vücud bulan varlıklara benzememesi demektir. Allah Teâlâ, zatında ve sıfatlarında hiçbir mahlûkun zât ve sıfatlarına benzemez.

6- Kıyam bi-nefsihi: Allah Teâlâ'nın, başka bir varlığa ve hiçbir mekâna muhtaç olmadan zâtı ile kaim olması demektir. Allah Teâlâ zâtı ile kaimdir. Mekana muhtaç değildir. Madde ve mekan yok iken O var idi. Zîra her ihtiyactan münezzehdir.


Subûti Sıfatları (Sıfat-ı Sübutiyyesi):

1- Hayat: Allah Teâlâ'nın hayat sâhibi olması demektir. Allah Teâlâ diridir. Hayatı, mahlûkların hayatına benzemeyip, zatına layık ve mahsûs olan hayat, ezelî ve ebedidir.
2- İlim: Allah Teâlâ'nın her şeyi bilmesi, ilminin her şeyi kuşatması demektir. Allah Teâlâ herşeyi bilir. Bilmesi mahlûkâtın bilmesi gibi değildir.
3- Sem’: Allah Teâlâ'nın her şeyi işitmesidir. Allah Teâlâ işitir. Vâsıtasız, cihetsiz işitir. İşitmesi, kulların işitmesine benzemez.
4- Basar: Allah Teâlâ'nın her şeyi görmesidir. Allah Teâlâ görür. Aletsiz ve şartsız görür. Görmesi göz ile değildir.
5- İrâdet: Allah Teâlâ'nın dilemesi vardır. Dilediğini yaratır. Her şey Onun dilemesi ile var olur.
6- Kudret: Allah Teâlâ, herşeye gücü yeticidir. Hiçbir şey O'na güç gelmez.
7- Kelâm: Allah Teâlâ'nın harfe ve sese muhtaç olmadan konuşması demektir. Allah Teâlâ söyleyicidir. Söylemesi alet, harfler, sesler ve dil ile değildir.
8- Tekvîn: Allah Teâlâ yaratıcıdır. Ondan başka yaratıcı yoktur. Her şeyi O yaratır.
Önce gelinin adını, mesela Ahmet kızı Fatma diye yazar. Sonra damadın adını, mesela Hasan oğlu Ali diye yazar. Sonra iki erkek şahidin adını, babalarının isimleriyle birlikte yazar. Sonra, uyuşulan mehr-i müecceli ve mehr-i muacceli yazar. [Mehr-i müeccelin çok olması kızın menfaatinedir. Mesela 11 Reşat altını olabilir. Erkek boşadığı zaman bu mehri vermesi şarttır. Çok olursa, basit sebeplerle hanımını boşamaz.]

İstigfar okuyarak, oradakilere tecdid-i iman ve tecdid-i nikâh yaptırır:
Estagfirullah, estagfirullah, estagfirullah el’azîm ellezî lâ ilâhe illâ hüv elhayyelkayyûme ve etûbü ileyh, tevbete abdin zâlimin li-nefsihî lâ yemlikü li-nefsihî mevten ve lâ hayâten ve lâ nüşûrâ. Yâ Rabbî! Hîn-i büluğumdan bu âna gelinceye kadar, İslam düşmanlarına ve bid’at ehline aldanarak, edindiğim yanlış, bozuk itikadlarıma ve bid’at, fısk olan söylediklerime, dinlediklerime, gördüklerime ve işlediklerime nâdim oldum, pişman oldum, bir daha böyle yanlış inanmamaya ve yapmamaya azm, cezm ve kasd eyledim. Peygamberlerin evveli Âdem aleyhisselâm ve âhiri bizim sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselamdır. Bu iki Peygambere ve ikisi arasında gelmiş geçmiş Peygamberlerin cümlesine iman ettim. Hepsi haktır, sadıkdır. Bildirdikleri doğrudur. Âmentü billah ve bi-mâ câe min indillah, alâ murâdillah ve âmentü bi-Resûlillah ve bi-mâ câe min indi Resûlillah alâ murâd-i Resûlillah. Âmentü billâhi ve Melâiketihi ve kütübihi ve Rüsülihi velyevmil-âhiri ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallâhi teâlâ vel-ba’sü ba’delmevti hakkun. Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resûlüh. Allahümme innî ürîdü en üceddidel îmâne vennikâha tecdîden bi-kavli lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah.

Euzü Besmele’den sonra, bu duayı okur:
(Elhamdü lillahillezî zevvecel ervâha bil eşbâh ve ehallennikâha ve harremessifâh. Vessalâtü vesselâmü alâ resûlinâ Muhammedinillezî beyyenel-harâme vel-mubâh ve alâ Âlihi ve Eshâbi-hillezîne hüm ehlüssalâhi velfelâh.)

Euzü Besmele çekip, Nur suresinin 32. âyet-i kerimesini okuyup, (Sadakallahül’azîm) der, sonra, (Kâle Resulullah, “En-nikâhü sünnetî femen ragibe an sünnetî feleyse minnî.” Sadaka Resulullah. Bismillâhi ve alâ sünnet-i resûlillah) der.

Sonra geline dönüp, (Allahü teâlânın emri, Peygamber efendimizin sünneti, amelde mezhebimizin imamı olan İmam-ı a’zam Ebu Hanife hazretlerinin ictihadı ve hazır olan Müslümanların şahitlikleriyle, [mesela] 11 Reşat altın mehr-i müeccel ve 1 Reşat altın mehr-i muaccelle, Hasan oğlu Ali’yi kocalığa kabul ettin mi?) der. Gelin de, (Evet, bildirilen mehr-i müeccel ve mehr-i muaccel ile Hasan oğlu Ali’yi kocalığa kabul ettim) der.

Sonra damada dönüp, yine Bismillâhi ve alâ’dan başlayıp okur. (Ahmet kızı Fatma’yı, bildirilen mehr-i müeccel ve mehr-i muaccel ile hanımlığa kabul ettin mi?) der.

Her ikisine üçer kere ayrı ayrı sorar ve (Evet, kabul ettim) diye cevap alınca, (Ben de nikâhınızı kıydım) der. Sonra, şu duayı okur.

Nikâh duası:
(Allahümmec’al hâzel akde meymûnen mubâreken vec’al beyne-hümâ ülfeten ve mehabbeten ve karârâ ve lâ tec’al beyne-hümâ nefreten ve fitneten ve firârâ. Allahümme ellif beynehümâ kemâ ellefte beyne Âdeme ve Havvâ. Ve kemâ ellefte beyne Muhammedin sallallahü aleyhi ve sellem ve Hadîce-tel-kübrâ ve Âişe-te ümm-il mü’minîne radıyallahü anhümâ. Ve beyne Alîyyin radıyallahü anh ve Fâtıma-tez-zehrâ radıyallahü anhâ. Allahümmea’ti le-hümâ evlâden sâlihan ve ömren tavîlen ve rızkan vâsi’an. Rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ ve zürriyyâtinâ kurrete a’yünin vec’alnâ lilmüttekîne imâmâ. Rabbenâ âtinâ fiddünyâ haseneten ve fil âhıreti haseneten ve kına azabennâr. Sübhâne rabbike rabbil’ızzeti ammâ yesıfûn ve selâmün alel mürselîn velhamdülillahi rabbil’âlemin. El-fatiha.)

Bu duayı Peygamber efendimiz ve bütün âlimler, veliler okudular. Bunu okuyunca, karı koca arasında, ölünceye kadar muhabbet mevcut olur, rahat ve huzur içinde yaşarlar. Evlerinden bereket eksik olmaz. Duanın meali de şöyledir:
(Allah’ım! Bu evliliği mübarek eyle! Aralarında ülfet, geçim, sevgi ve evliliklerinde sebat nasip eyle, bunları nefret, geçimsizlik ve ayrılıktan koru! Allah’ım! Âdem aleyhisselam ile Havva validemiz, Muhammed aleyhisselam ile Hatice-i kübra ve müminlerin annesi Âişe validemiz; Hazret-i Ali ile Hazret-i Fatıma-tüz-Zehra validemiz arasındaki var olan ülfeti bunlara da nasip eyle! Kendilerine, salih çocuklar, uzun ömürler ve bol rızık ihsan eyle! Âmin. Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara rehber eyle! Ey Rabbimiz, bize dünyada ve ahirette iyilik, güzellik ver. Bizi Cehennem azabından koru! Kudret ve şeref sahibi olan senin Rabbin, onların söylediği uygunsuz şeylerden münezzehtir. Bütün Peygamberlere selam olsun. Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun.)
32 farz
İmanın şartları: 6
İslamın şartları: 5
Namazın farzları: 12
Abdestin farzları: 4
Guslün farzları: 3
Teyemmümün farzları: 2
TOPLAM FARZ: 32

Toplam 32 farz buradan gelmektedir. Müslümanların yerine getirmesi gereken farzların 32 tane olduğu İslam Alimleri tarafından akıllarda kolayca kalması için toplu halde bir araya getirilmişlerdir. Bunlarda 32 Farz olarak bilinmektedir. Bu farzların açıklamaları ayrıntılı bir şekilde aşağıdadır.

İmanın Şartları:
1- Allah'ın birliğine inanmak2- Meleklere inanmak
3- Kitaplara inanmak
4- Peygamberlere inanmak
5- Ahiret hayatına inanmak
6- Kaderin, hayrın ve şerrin Allah'tan geldiğine inanmak
Abdestin Fazları:
1- Yüzünü yıkamak
2- Ellerini dirsekleriyle beraber yıkamak
3- Başının dörtte birini meshetmek
4- Ayaklarını topuklarıyla beraber yıkamak
Guslün Fazları:
1- Ağzına su vermek
2- Burnuna su vermek
3- Bütün bedenini yıkamak
Teyemmümün Fazları:
1- Niyet etmek
2- İki elin içini temiz toprağa sürüp, yüzün tamamını mesh etmek. Tekrar elleri temiz toprağa vurup, önce sağ ve sonra sol kolu mesh etmek.

24 Ağustos 2017 Perşembe


Gelinin Adı:                                             Babasının Adı:
Damadın Adı:                                          Babasının Adı:
1.- Şahidin Adı:
2.- Şahidin Adı:
Mehir Miktarı:
Not: Mehir’in alt sınırı, Otuz gram altın
Konuşma:
Müslüman olduklarını teyit etmek amaçlı; Geline ve Damada İmanın şartını sayar ve kabul ettiniz mi diye sorar veya hep birlikte( Kelime-i şehadet) getirirler.
Dini Nikahı kıyacak kişi Tövbe istiğfar duasını ve devamındaki duaları, ayet-i kerimeyi ve Hadis’i sesli olarak okur.
TÖVBE İSTİĞFAR DUASI
Nikah Duası Arapça Metni ve Nikahın Kıyılış Şekli - zamanbitiyorNikah Duası Arapça Metni ve Nikahın Kıyılış Şekli - zamanbitiyor
Manası: Allah’a hamdolsun ki, ruhları cesetlerle birleştirdi. Nikâhı helal, zinayı haram kıldı. Salât ve selam Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’e olsun ki haramı ve mübahı beyan etti. Salât ve selam Peygamberimizin ehline ve ashabına olsun ki, onlar salâh ve felâha (kurtuluşa) ermiş kişilerdir.
Nikah Duası Arapça Metni ve Nikahın Kıyılış Şekli - zamanbitiyor
Sizden bekâr olanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden durumu uygun olanları evlendirin. Eğer bunlar yoksul iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.( Nur suresi 32. Ayet)
Nikah Duası Arapça Metni ve Nikahın Kıyılış Şekli - zamanbitiyor
Peygamber efendimiz (s.a.v) “Nikâh benim sünnetimdir, kim benim sünnetimden uzak olursa benden değildir.” Buyuruyor.
Din görevlisi, bu hadisi de okuduktan sonra nikâh akdine başlar.
Önce geline sorar:
“Bismillahi ve alâ sünnet-i Rasûlüllah
“Allah’ın emri, Peygamber efendimiz (s.a.v)’min. Sünneti, ulemanın içtihadı ve hazır bulunan şahitlerin şehadetleriyle… Hanım, siz …….… Oğlu ……….. Beyi anlaştığınız ……..…. Mehr-i müeccel ve Mehr-i muaccel ile Kocalığa kabul ettiniz mi.?” (Kocalığa kabul ettiniz mi diye üç defa sorar)
Gelinin olumlu cevabını aldıktan sonra Damada döner:
“Bismillahi ve alâ sünnet-i Rasûlüllah
“Allah’ın emri, Peygamber efendimiz (s.a.v)’min. Sünneti, ulemanın içtihadı ve hazır bulunan şahitlerin şehadetleriyle ………… Bey, siz …….… Kızı ….….. Hanımı anlaştığınız ………. Mehr-i müeccel ve Mehr-i muaccel ile Zevceliğe kabul ettiniz mi.?” (Zevceliğe kabul ettiniz mi diye üç defa sorar)

Evet, cevabını aldıktan sonra şahitlere döner:
Sizde Allah rızası için bu nikâh akdine şahit misiniz” diye her iki şahide de ayrı, ayrı sorar, her ikisinden de evet cevabını aldıktan sonra; “ Ben de Allah rızası için zikredilen şartlarla nikâhınızı kıydım.” Der nikâh duasını okur.
Nikah Duası Arapça Metni ve Nikahın Kıyılış Şekli - zamanbitiyor
Sonra bu duayı yapar.
Ya Rabbi! Huzurunda nikâhlarını kıydığımız bu kardeşlerimize mutlu bir yuva kurmayı nasip eyle, birlik ve beraberlik ihsan eyle.
Ya Rabbi! Kıyılan bu nikâhı kabul eyle. Bu kardeşlerimizin kalplerine muhabbet, vücutlarına sıhhat ve afiyet, rızıklarına bereket, ölmüşlerine rahmet, kendilerine hayırlı evlatlar ihsan eyle.
Kendilerini ve çocuklarını İslam’ı yaşayanlardan ihsan eyle. Doğru yoldan ayırma.
Ey bağışlaması bol Rabbimiz! Peygamber efendimizin yüzü suyu hürmetine dualarımızı kabul eyle. Bizi cehennem azabından koru.
Nikah Duası Arapça Metni ve Nikahın Kıyılış Şekli - zamanbitiyor

23 Ağustos 2017 Çarşamba

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu


AŞKIN MERKEZİNE SELAT SELAM OLSUN

LOKMAN SÜRESİ AYET 11
هَذَا خَلْقُ اللَّهِ فَأَرُونِي مَاذَا خَلَقَ الَّذِينَ مِن دُونِهِ بَلِ الظَّالِمُونَ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ ﴿١١﴾
Hâzâ halkullâhi fe erûnî mâzâ halakallezîne min dûnihî, beliz zâlimûne fî dalâlin mubîn(mubînin).
LOKMAN SÜRESİ AYET 11
işte bu ALLAH ın yarattıgıdır hadi bana onun dışındakilerin ne yarattıgını  gösterin hayır o zalimler apaçık bir sapıklıgın içindedirler 
lokman süresi ayet 12
وَلَقَدْ آتَيْنَا لُقْمَانَ الْحِكْمَةَ أَنِ اشْكُرْ لِلَّهِ وَمَن يَشْكُرْ فَإِنَّمَا يَشْكُرُ لِنَفْسِهِ وَمَن كَفَرَ فَإِنَّ اللَّهَ غَنِيٌّ حَمِيدٌ ﴿١٢﴾
Ve lekad âteynâ lukmânel hikmete enişkur lillâh(lillâhi), ve men yeşkur fe innemâ yeşkuru li nefsihî, ve men kefere fe innellâhe ganiyyun hamîd(hamîdun).
lokman süresi ayet 12
yemin olsun ki ALLAH a şükretsin diye lokman a hikmeti verdik kim şükrederse ancak kendine şükretmiş olur kim de nankörlük ederse [bilsinki ] ALLAH ın [kimsenin şükrüne ] ihtiyacı yoktur her türlü övgüye layıktır 
lokman süresi ayet 13
وَإِذْ قَالَ لُقْمَانُ لِابْنِهِ وَهُوَ يَعِظُهُ يَا بُنَيَّ لَا تُشْرِكْ بِاللَّهِ إِنَّ الشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظِيمٌ ﴿١٣﴾
Ve iz kâle lukmânu libnihî ve huve yaızuhu yâ buneyye lâ tuşrik billâhi, inneş şirke le zulmun azîm(azîmun).
loman süresi ayet 13
bir zamanlar loman ogluna kendisine ögüt vererek şöyle demişti yavrum ALLAH a şirk koşma çünkü şirk büyük bir zülümdür 
besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu

lokman süresi ayet 7
وَإِذَا تُتْلَى عَلَيْهِ آيَاتُنَا وَلَّى مُسْتَكْبِرًا كَأَن لَّمْ يَسْمَعْهَا كَأَنَّ فِي أُذُنَيْهِ وَقْرًا فَبَشِّرْهُ بِعَذَابٍ أَلِيمٍ ﴿٧﴾
Ve izâ tutlâ aleyhi âyâtunâ vellâ mustekbiran ke en lem yesma’hâ keenne fî uzuneyhi vakrâ(vakran), fe beşşirhu bi azâbin elîm(elîmin).
lokman süresi ayet 7
ona ayetlerimiz okundugu zaman büyüklenerek sanki onu işitmemiş sanki kulaklarında bir agırlık varmış gibi sırtını döner sen onu acı veren bir azap ile müjdele 

lokman süresi ayet 8
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتُ النَّعِيمِ ﴿٨﴾
İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti lehum cennâtun naîm(naîmi).
lokman süresi ayet 8
iman edip salih ameller işleyenler var ya onlar için naim cennetleri vardır 
lokman süresi ayet 9
خَالِدِينَ فِيهَا وَعْدَ اللَّهِ حَقًّا وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ ﴿٩﴾
Hâlidîne fîhâ, va’dallâhi hakkâ(hakkan), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).
lokman süresi ayet 9
onlar orada ebedi kalacaklardır bu ALLAH ın onlara vaatettigi gerçek bir sözdür o çok güçlüdür işi saglamyapan ve yaptıgında bir hikmet bulunandır 
lokman süresi ayet 10
خَلَقَ السَّمَاوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا وَأَلْقَى فِي الْأَرْضِ رَوَاسِيَ أَن تَمِيدَ بِكُمْ وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَابَّةٍ وَأَنزَلْنَا مِنَ السَّمَاء مَاء فَأَنبَتْنَا فِيهَا مِن كُلِّ زَوْجٍ كَرِيمٍ ﴿١٠﴾
Halakas semâvâti bi gayri amedin teravnehâ ve elkâ fîl ardı ravâsiye en temîde bikum ve besse fîhâ min kulli dâbbet(dâbbetin), ve enzelnâ mines semâi mâen fe enbetnâ fîhâ min kulli zevcin kerîm(kerîmin).
lokman süresi ayet 10
[o] görmekte oldugunuz gökleri direksiz yarattı sizi sarsmasın diye  yeryüzünde daglar dikti onda her tür hayvanı üretip yaydı  gökyüzünden bir su indirdik ve [onunla ] orada her faydalı bitkiden çifter çifter bitirdik 

24 Temmuz 2017 Pazartesi

yarabbim kapına geldim kuluk yapamadım afına geldim lütfuna sıgındım hinayetine geldim kapına gelmeye yüzüm de yok ama kafirler zalimler senin doslarının öldürüyorlar bunun karşısında sesiz kalmamak duvaya geldim sen in haberin olmadan hiçbir yaprak bile düşmez oynamaz yarrabim zalimler kafirler ordusu bir olmuş mescidi aksayı müslümanları katlediyorlar ve onların karşısına öyle bir ordu çıkarki selin lütfunla senin izninle yerle bir etsin ALLAH hım kafirlere israyili ve yandaşlarını amerikayı ve bunlara destek veren düm siyonisleri pekakayı ve yandaşları ALLAH ve peygamber düşmanlarını kahar isminle kahru  perişan eyle ALLAH hım bunlar azdı çıgrından çıktı lar ALLAH ım ne olur müslümanları türkiyenin çatısı altında toplanmayı nasib eyle kalplerine imanın nuruyla türkiye çatısı altında topla islamı türkiyenin çatısı altından sancagını tekirar kaldırt ALLAH hım müslüman lara yardım et müslümanlara birlik ver müslüman lara dirlik ver mazlumların kuran ve peygamberimin kuran ismiazam hörmetine ALLAH hım amin

12 Temmuz 2017 Çarşamba

besmele görselleri ile ilgili görsel sonucu
lokman süresi ayet 1

Elif lâm mîm.
lokman süresi ayet 2
bunlar hikmet dolu kitabın ayetleridir 
lokman süresi ayet 3
هُدًى وَرَحْمَةً لِّلْمُحْسِنِينَ ﴿٣﴾
Huden ve rahmeten lil muhsinîn(muhsinîne).
lokman süresi ayet 3
(o) iyilik yapanlara yol gösterici ve rahmettir
lokman süresi ayet 4
الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلَاةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُم بِالْآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ ﴿٤﴾
Ellezîne yukîmûnes salâte ve yu’tûnez zekâte ve hum bil âhırati hum yûkinûn(yûkinûne).
lokman süresi ayet 4
onlar namazı kılarlar zekatı verirler onlar ahirete de kesin olarak inanırlar 
lokman süresi ayet 5
أُوْلَئِكَ عَلَى هُدًى مِّن رَّبِّهِمْ وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ ﴿٥﴾
Ulâike alâ huden min rabbihim ve ulâike humul muflihûn(muflihûne).
lokman süresi ayet 5
işte bunlar rablerinden bir hidayet üzeredirler  bunlar kurtuluşa erenlerdir 
lokman süresi ayet 6
وَمِنَ النَّاسِ مَن يَشْتَرِي لَهْوَ الْحَدِيثِ لِيُضِلَّ عَن سَبِيلِ اللَّهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ وَيَتَّخِذَهَا هُزُوًا أُولَئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ مُّهِينٌ ﴿٦﴾
Ve minen nâsi men yeşterî lehvel hadîsi li yudılle an sebîlillâhi bi gayri ilmin ve yettehızehâ huzuvâ(huzuven), ulâike lehum azâbun muhîn(muhînun).
lokman süresi ayet 6
insanlardan kimisi herhangi bir bilgiye dayanmaksızın ALLAH yolunda sapıtmak ve (ALLAH ın ayetlerini ) eglence edinmek için asılsız  söz satın alır işte bunlar için alçaltıcı bir azap vardır




3 Temmuz 2017 Pazartesi

bunu açıklamak çok zor hem aglıyor hemde anlatıyor çünkü onların ve sahabeler ve peygamberimizin orda oldugunu biliyorsunuz yani yanin gerçekten insanlarda okadar samimi ki orda oldugunuzuda biraz üzücü  çünkü düşünüyorumki ona layıkıyla saygı gösteremediginizi ve onu hakkıyle sevemediginizi hisediyorsunuz belki konuşma yı bırakmalıyım evet devam etmeliyim başka hiç bir yerde böyle hisetmedim çünkü manevi yönü var dı kendimle aramda olan ve ortamla aramda olan bir bag vardı ve bu başka hiç bir yerde olandan kat kat daha fazlaydı ve özeliklede tüm o mezarlar onların okadar büyük olmasını asla beklemiyordum tüm o mezar lar tüm o insanlar hepside bugün sahip oldugumuz esasları islamiyeti kurmak için hayatlarını büyük bir samimiyetle feda etdiler gerçekten o samimiyetin birazının benim içimde de olmuş olması ve onun için çalışmak ve bu gerçekten büyük bir hedef

20 Haziran 2017 Salı

             بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
مَلِكِ يَوْمِ الدِّينِ
إِيَّاكَ نَعْبُدُ وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ
اهدِنَا الصِّرَاطَ المُستَقِيمَ 
صِرَاطَ الَّذِينَ أَنعَمتَ عَلَيهِمْ غَيرِ المَغضُوبِ عَلَيهِمْ وَلاَ الضَّالِّينَ
                                  بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
  اللّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلاَ يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِّنْ عِلْمِهِ إِلاَّ بِمَا شَاء وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَلاَ يَؤُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ ﴿٢٥٥
                              بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ ﴿١﴾
اللَّهُ الصَّمَدُ ﴿٢﴾
لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ ﴿٣﴾
وَلَمْ يَكُن لَّهُ كُفُوًا أَحَدٌ ﴿٤﴾

 بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ ﴿١﴾
مِن شَرِّ مَا خَلَقَ ﴿٢﴾
وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ ﴿٣﴾
وَمِن شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ ﴿٤﴾
 وَمِن شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ ﴿٥﴾

      بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ 

 

قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ ﴿١﴾

مَلِكِ النَّاسِ ﴿٢﴾

إِلَهِ النَّاسِ ﴿٣﴾
مِن شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ ﴿٤]   
الَّذِي يُوَسْوِسُ فِي صُدُورِ النَّاسِ ﴿٥﴾
مِنَ الْجِنَّةِ وَ النَّاسِ ﴿٦﴾
                          بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
              وَإِن يَكَادُ الَّذِينَ كَفَرُوا لَيُزْلِقُونَكَ بِأَبْصَارِهِمْ لَمَّا سَمِعُوا الذِّكْرَ وَيَقُولُونَ إِنَّهُ لَمَجْنُونٌ ﴿٥١﴾
وَمَا هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَالَمِينَ ﴿٥٢﴾

اَعُوذُ بِكَلِماَتِ اللهِ التَّآمّةُ مِنْ كُلِّ شَيْطَاَنِ وَ هآمَّةِ
وَمِنْ كُلِّ عَيْنٍ لاَمَّ