rum süresi ayet 42
قُلْ سِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَانظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الَّذِينَ مِن قَبْلُ كَانَ أَكْثَرُهُم مُّشْرِكِينَ ﴿٤٢﴾
Kul sîrû fîl ardı fanzurû keyfe kâne âkıbetullezîne min kablu, kâne ekseruhum muşrikîn(muşrikîne).
rum süresi ayet 42
de ki yeryüzünde gezin de bundan öncekilerin akıbetinin nasıl olduguna bakın onların çogu müşriktir
rum süresi ayet 43
فَأَقِمْ وَجْهَكَ لِلدِّينِ الْقَيِّمِ مِن قَبْلِ أَن يَأْتِيَ يَوْمٌ لَّا مَرَدَّ لَهُ مِنَ اللَّهِ يَوْمَئِذٍ يَصَّدَّعُونَ ﴿٤٣﴾
Fe ekim vecheke lid dînil kayyimi min kabli en ye’tiye yevmun lâ meradde lehu minallâhi yevme izin yassaddeûn(yassaddeûne).
rum süresi ayet 43
yüzünü ALLAH tan geri döndürülmesine imkan bulunmayan o gün gelmeden önce dosdogru sapasaglam din [olan islam a ] çevir o gün [bütün insanlar bir birlerinden ] ayrılırlar
rum süresi ayet 44
مَن كَفَرَ فَعَلَيْهِ كُفْرُهُ وَمَنْ عَمِلَ صَالِحًا فَلِأَنفُسِهِمْ يَمْهَدُونَ ﴿٤٤﴾
Men kefere fe aleyhi kufruhu, ve men amile sâlihan fe li enfusihim yemhedûn(yemhedûne).
rum süresi ayet 44
kim inkar ederse onun inkarı kendi aleyhinedir kim de salih bir amel işlerse kendileri için hazırlık yapmış olurlar
rum süresi ayet 45
لِيَجْزِيَ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِن فَضْلِهِ إِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْكَافِرِينَ ﴿٤٥﴾
Li yecziyellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti min fadlihî, innehu lâ yuhıbbul kâfirîn(kâfirîne).
rum süresi ayet 45
çünkü o iman edip salih ameller işleyenler ihsan ve ikramından ödül verecektir şüphesiz o kafirleri sevmez
rum süresi ayet 46
وَمِنْ آيَاتِهِ أَن يُرْسِلَ الرِّيَاحَ مُبَشِّرَاتٍ وَلِيُذِيقَكُم مِّن رَّحْمَتِهِ وَلِتَجْرِيَ الْفُلْكُ بِأَمْرِهِ وَلِتَبْتَغُوا مِن فَضْلِهِ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ ﴿٤٦﴾
Ve min âyâtihî en yursiler riyâha mubeşşirâtin ve li yuzîkakum min rahmetihî ve li tecriyel fulku bi emrihî ve li tebtegû min fadlihî ve leallekum teşkurûn(teşkurûne).
rum süresi ayet 46
onun[ varlıgının ] delilerinden biri müjdeciler olarak rüzgarları göndermesidir [bunu] size rahmetini tattırmak emriyle gemilerin akıp gitmesi ve hazinesinden [geçiminizi saglayacak şeyleri ] aramanız için yapar belki şükredesiniz
rum süresi ayet 47
وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا مِن قَبْلِكَ رُسُلًا إِلَى قَوْمِهِمْ فَجَاؤُوهُم بِالْبَيِّنَاتِ فَانتَقَمْنَا مِنَ الَّذِينَ أَجْرَمُوا وَكَانَ حَقًّا عَلَيْنَا نَصْرُ الْمُؤْمِنِينَ ﴿٤٧﴾
Ve lekad erselnâ min kablike rusulen ilâ kavmihim fe câûhum bil beyyinâti fentekamnâ minellezîne ecramû, ve kâne hakkan aleynâ nasrul mu’minîn(mu’minîne).
rum süresi ayet 47
yemin olsun ki senden önce de kendi halklarına peygamberler gönderdik onlara mucizeler getirdiler günah işleyenlerden intikam aldık müminlere yardım etmek bize düşen bir haktır
rum süresi ayet 48
اللَّهُ الَّذِي يُرْسِلُ الرِّيَاحَ فَتُثِيرُ سَحَابًا فَيَبْسُطُهُ فِي السَّمَاء كَيْفَ يَشَاء وَيَجْعَلُهُ كِسَفًا فَتَرَى الْوَدْقَ يَخْرُجُ مِنْ خِلَالِهِ فَإِذَا أَصَابَ بِهِ مَن يَشَاء مِنْ عِبَادِهِ إِذَا هُمْ يَسْتَبْشِرُونَ ﴿٤٨﴾
Allâhullezî yursilur riyâha fe tusîru sehâben fe yebsutuhu fîs semâi keyfe yeşâu ve yec’aluhu kisefen fe terâl vedka yahrucu min hılâlihî, fe izâ esâbe bihî men yeşâu min ibâdihî izâ hum yestebşirûn(yestebşirûne).
rum süresi ayet 48
ALLAH rüzgarları gönderendir onlar da bulutu harekete geçirir ALLAH onu gökyüzünde diledigi gibi yayar onu parça parça yapar birden onun arasında yagmurun çıktıgını görürsün kullarından diledigine onu döküverdi mi onların yüzleri hemen gülüverir
rum süresi ayet 49
وَإِن كَانُوا مِن قَبْلِ أَن يُنَزَّلَ عَلَيْهِم مِّن قَبْلِهِ لَمُبْلِسِينَ ﴿٤٩﴾
Ve in kânû min kabli en yunezzele aleyhim min kablihî le mublisîn(mublisîne).
rum süresi ayet 49
onlar onun kendilerine indirilmesinden önce ondan önce ümitlerini kesmişlerdi
rum süresi ayet 50
فَانظُرْ إِلَى آثَارِ رَحْمَتِ اللَّهِ كَيْفَ يُحْيِي الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا إِنَّ ذَلِكَ لَمُحْيِي الْمَوْتَى وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ﴿٥٠﴾
Fanzur ilâ âsâri rahmetillâhi keyfe yuhyil arda ba’de mevtihâ, inne zâlike le muhyîl mevtâ, ve huve alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).
rum süresi ayet 50
ALLAH ın rahmetinin eserlerine bak o yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltmektedir şüphesiz o ölüleri diriltendir o her şeye gücü yetendir