müminün süresi ayet 6
إِلَّا عَلَى أَزْوَاجِهِمْ أوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ فَإِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومِينَ ﴿٦﴾
İllâ alâ ezvâcihim ev mâ meleket eymânuhum fe innehum gayru melûmîn(melûmîne).
müminün süresi ayet 6
(onlar) ancak eşleri ve ellerinin altındaki cariyerlerle ( cinsel ilişkide bulunurlar ) onlar elbette (bu meşur olanlarla bulundukları ilişkiden dolayı ) kınanmazlar
müminün süresi 7
فَمَنِ ابْتَغَى وَرَاء ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْعَادُونَ ﴿٧﴾
Fe menibtegâ verâe zâlike fe ulâike humul âdûn(âdûne).
müminün süresi ayet 7
kim bundan ötesini ararsa işte onlar haddi aşanlardır
müminün süresi ayet 8
وَالَّذِينَ هُمْ لِأَمَانَاتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَاعُونَ ﴿٨﴾
Vellezîne hum li emânâtihim ve ahdihim râûn(râûne).
müminün süresi ayet 8
onlar kendilerine emanet edilenleri (korurlar) ve verdikleri sözlere sahip çıkarlar
müminün süresi 9
وَالَّذِينَ هُمْ عَلَى صَلَوَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ ﴿٩﴾
Vellezîne hum alâ salavâtihim yuhâfızûn(yuhâfızûne).
müminün süresi ayet 9
onlar namazlarını ( zamanında ve düzgün kılmakgibi konularad ) duyarlıdırlar
müminün süresi ayet 10 11
أُوْلَئِكَ هُمُ الْوَارِثُونَ ﴿١٠﴾
Ulâike humul vârisûn(vârisûne).
الَّذِينَ يَرِثُونَ الْفِرْدَوْسَ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ ﴿١١﴾
Ellezîne yerisûnel firdevs(firdevse), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).
müminün süresi ayet 10 11
onlar firdevs (cennetine ) varis olacak olan varislerdir onlar ondan ebedi kalacaklardır